Neriman Eralp
Tarih:  08 Mart 2021

Emekçi kadınlar ve analar günü bir dünya bayramı.
Tek tek insanlardan topluma dönüşen kadınlara borçlu.
Beyaz, sarı ve siyah analar taşıyor geçmişi geleceğe
Çocukları şefkatle seven ve umutla yaşatan analar!

Toplumun belleği ve dili onların beyninde.
Acı geçmişten doğan sönmez umut gözlerinde.
Bulgaristan Türkü her kadın bir kahraman.
Bin bir parçaya bölünmüşüz birleştiren kadın.

Kurşun yarası savmadı, ilk şehidimiz Türkan.
Hayat kaynağımız canlı, öğretmen analarımız.
Türklük dokuyor hayat, nakışlayan kızlarımız.
Bohça sarıyor onlara, Hüsniye öğretmen kahramanımız.

8 Mart uluslararası kadınlar günü münasebetiyle şarkı bestelemiş kızlarımız.

Yeni bir sayfa açtım
Korku senden korksun artık.
Yapamazsın diyemem
Vazgeçenler gitsin artık!

İstendiğin bir püsü kalbime
Aksın kalbimden tüm evrene!

Sen istersen dünya değişir
Güller açar, çöller yerine!

Kadın isterse her şey olur,
Bir umut versene!

Kadın isterse gerçek olur
Tüm hayallerde!
Aşırı engeller yok olur
Gel beraber el ele!

Her şeye boş ver
Güven kalbin sesine!

8 Mart 1857 sabahı Amerika’nın Çikago sokaklarında başlayan bir hikâye. Bugün Bulgaristan Türk kadınlarının yüreğinde yanan bir ateştir. Adı doğal haklar, insan hakları, kolektif haklar mücadelemizdir.

8 Mart yeni umutla gelen bahar sabahı.
Ve bu umudun içindeki Bulgaristan Türk kadınları ön saflardadır.
Erkeklerin baş edemediği karanlıkta ışığı bulan kadınlarımızdır.

Balkanlarda ve Avrupa’da ilk Türk kadın ayaklanması bayrağını dalgalandıran kadınlarımız, kızlarımız, analarımızdır.

Yirminci yüzyıl karanlığından zorla isim değiştirme zulmünden çıkan yıldızlı bayağımız  “Adını değiştirmeyen, tarih yazan ve geleceğimize nur olan Türk kadını” – Hüsniye Emin Atasoy.

Doğum tarihi 24 Nisan 1946,
Doğum yeri Mestanlı, Tanrı Dağları Rodoplar.

Mesleği öğretmen.
Suçu: Türk çocuklarına Türk dili öğretmek. Türk gelenek ve kültürünü aşılamak. Türk kimliği yeşertmek.

Türk ismi, Türk dili ve Türk kimliği için ölüm kalım savaşı verdiği yer: Tuna nehrinde, Persin adası, “Belene” ölüm kampı.
Ölüm haberinin Sofya Polis Müdürlüğüne bildirildiği tarih:
8 Mart 1986.

Atıldığı morg: “Belene” ölüm kampında derin dondurucu.

Bulgaristan Türklerinin Bulgarlaştırılmaya karşı ölüm kalım savaşını sürdürmek için cennet kapısından dönmüştür.

Taşkın akan uğultulu Tuna sularının ortasında, ölüm adasında tutulduğu süre boyunca ailesinden hiç kimse nerede olduğunu bilmez, bin bir türlü zulüm ve işkencelere maruz kalır. Dayanır. Kızını düşünür. Mosmor olan vücudunu, yolunmuş saçlarını, şişen gözünü patlayan kaşını biricik kızının görmesini istemez.

“Bir isim için bunca uğraşılır mı? Bunca baskılara, işkence ve yokluklara katlanılır mı? Ver adını, bitsin, gitsin!” denir ama isim değiştirme dilekçesini imzalamaz. Ve adını vermeyen tek Türk Kadın, Ana, Öğretmen ve Umut olur… Emsalsiz kahramanımızdır.

1989’da Ayaklanma Ateşimiz Bulgaristan’ı çatırdatma başladığında ilk sınır dışı edilenler arasındadır. Bursa’ya yerleşir. Bursa, ona kucak açar! Hemşerilerinin saygı ve sevgisini zaten çoktan kazanmıştır. Ona sıcak bir yuva da bağışlarlar…

Yüreğindeki ateş asla sönmez. Bu vatan ateşidir. Vatan satılmaz. Ortak anamız, atalarımızın yuvası ve geleceğimizdir. Bizden sonra kuruyan ve solandır…

6 Kasım 1998 günü Bulgaristan Başbakanı İvan Kostov Bursa’da Hüsniye teyzeye yaklaşıp, eğilip elini öper. Bu el öpme düşmanın diz çöküşü ve biat edişidir. Türk kimliği savaşımızın taçlanmasıdır. Davamız bu kıvılcımdan volkan patlatmak ve vatanımızla birlikte tüm haklarımızı geri almaktır.

Düşmanın suyu çekildi. Bulgar toplumunun kanı dondu. 8 Mart sabahı TV ekranlarına çıkan kadınlar, her doğum için 6 500 leva istediler. Hayat Allah’ın lütfudur. Gelecek pazara düştü mü, umut sönmüş, yol bitmiştir.

Ve başbakan İvan Kostov: “Başınıza gelenlerden dolayı Bulgar halkı adına sizden özür dilerim!’ dedi. Ve Hüsniye teyze Türk olma şerefini genç kızlarımıza devrederek, Bulgaristan Türklüğünü onurlu yaşatmak öğütleriyle… 2004 yılında, 58 yaşında aramızdan ayrılır…

Bulgaristan topraklarında Türk olma şerefini yüzyıldan fazla süren zorunlu asimilasyona karşı verilen çetin mücadelede Türk-Müslüman kadınlar her zaman ön saflarda, bir çok defa erkeklerle yan yana, omuz omuza yer aldı.

8 Mart bir mücadele günü olarak, önce kahraman Bulgaristanlı Türk kadının Bayramıdır. 2022’de şerefli ana olma, çocuklarını Türk anaokullarına verme ve Türk okullarında yetiştirme, memleketimizde özel Türk Okulları açma, binlerce evladımızı yüksekokul, meslek okulu ve üniversitelerde eğiterek yetiştirme mücadelemizde kadınlarımız bayraktır.  Son zafer mutlaka anaların olacaktır.

“Türkçe bilen zulüm görür, Türkçe konuşan iş bulamaz, Türk gibi yaşayana hayat hakkı tanınmaz bu memlekette saçmalıklarını, kırılmalarını attılar, en büyük özgürlüğe kavuştular. Halen evlatlarına Türkçe öğretme ve Türk kahramanlar yetiştirme şerefiyle mücadele ediyorlar.

Çocuklarımızın Türkçe konuşarak, Türk oyunları içinde güle eğlene yetişecek. Yol açılmıştır. Türk analar evlatlarına Türkçe öğretme yarışındadır. Gelecek Türklüğündür.

8 Mart Bayramınız kutlu olsun.

Sağlıklı, huzurlu ve mutlu günlerin en güzelleri kadınlarımızın ve analarımızın olsun.

Okuyanlara ve paylaşanlara teşekkürler.

Reklamlar