Raziye ÇAKIR

Tercüme – Tarih: 13 03 2018

Konu:   DW gözüyle biz Bulgaristan Türkleri

Cahilmişiz

Bulgaristan’ın Almanya fahri konsolosu Werner Yostmeir ile bir röportaj:                        

Son yıllarda Almanya’ya büyük sayıda Bulgaristanlı geldi. Onlar Bulgaristan’ın imajını (imgesini) görünüşünü bozuyor. /İmge, Fransızca bir sözdür. Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, görüntüsüdür.) Bu çok üzücü bir durum, çünkü bu insanlar tipik Bulgar değildir.” Bu sözler Bulgaristan’ın Almanya fahri konsolosu Werner Yostmeier’e aittir.

O, Almanya Hıristiyan Demokrat Birliği (XDC) partisinin eski bir milletvekiliydi. 2016 yılından beri Almanya’nın en kalabalık nüfusu olan Kuzey Rein Westfalia eyaletinde Bulgaristan konsolosudur. DW gazetecilerinden Darya Popova – Wirler Bulgaristan’ın ve Almanya’daki Bulgarların görüntüsü konusunda bir söyleşi yaptı.

DW: (Almanya’nın Sesi): Bay Yotsmeier, Bulgaristan’ın fahri konsolosu olarak Bulgaristan’ın Almanya’daki görüntüsünü nasıl buluyorsunuz:

Yotsmeier: Genel çizgilerle ve çok kısa, genelleştirerek yanıtlamam gerekiyorsa, Bulgaristan’ın Almanya’daki nüfusu pek yüksek sayılmaz. Bulgaristan’ın Avrupa Birliğine alınmasından sonra ve özellikle de Alman iş piyasasının Bulgaristan vatandaşlarına açılmasından sonra, Almanya’ya büyük sayıda Bulgaristan vatandaşı geldi ve onlar Bulgaristan’ın iyi görünümüne hiç katkı sağlamıyor. Bizim elimizdeki verilere bakılırsa, Bulgaristan Almanya’ya gelenlerin % 80’ni çalışmaya geliyor ve insanlar okuma yazması olmayan, hatta Bulgar dilini bile iyi konuşamayan, Almanca tek sözün kabuğunu soyamayan, sadece Türkçe konuşan, Romen etnik azınlık grubundan kişilerdir.  Onlar kör cahil olmalarına rağmen, Almanya’ya zar zor gelmeyi başarıyorlar, burada iş bulmaları çok zor, fakat merdiven altı işlerde, kayıtsız işlerde ucuz fiyattan geçim sağlamaya çalışıyorlar.

DW:  Durumun böyle olduğunu bildiklerine neden geliyorlar. Sürünmeye mi?

Yotsmeier: Kendilerini burada ne beklediğini önceden bildiklerine inanmıyorum.

Ücreti ne olursa olsun, herhangi bir işin sapından tutarım umuduyla geliyor olmalılar. Onlardan çoğu problemli semtler dediğimiz, evleri çökmüş, yıkık dökük mahallerde kalıyorlar, oralarda koşullar tiksindirici kuşkusuz,  ne ki Almanya’da Bulgaristan ile ilgili simayı şekillendiren bu işsiz güçsüz, üstü başı bakımsız insanlardır. Bana Bulgaristan onlar değil, demek düşer.

Fakat Bulgaristan’ın görünüşünü bozan başka şeyler de var. Bunlardan biri Bular devletinin ve kurumların çalışma biçimidir.  Çikolata kutusu uzatman gişelerde işlem başlamıyor, evraklara bakmıyorlar. Bu, başka ülkelerde de böyle de, Bulgaristan benim kalbimde…

DW: Sin Bulgar halkının daha büyük kesiminin Başbakan Angela Merkel’in yabancılar siyasetini onaylamıyor.

Yotsmeier: Fakat Sofya Makamları An. Merkel’in siyasetini destekliyor.

DW: Önce Bulgaristan’da fakirlik, yoksulluk, sefillik nedeniyle çıkanları ele alalım, bu insanlar işsiz ve gelirleri yok. “Almanya’nın Sesi” yayınlarına bu insanlarla ne olacak sorusu defalarca geldi. Okurlarımız biden, hesap soruyorlar. Biz size bu insanlar bizimle bütünleşmez demedik, diyorlar. Biz size dediğimizde, siz inanmıyordunuz, ayağınıza geldiler siz onlarla bütünleşebildiniz mi, sorusunu yöneltiyorlar. Bu yüzden, gelip bunları entegre etmeye daha fazla para harcamaya, uğraşmaya, plan programlar hazırlamaya gerek yokdiye defalarca söyledik diyenler kendilerini haklı görüyorlar.

Yotsmeier: Samimi olmam gerekirse, durumu anlamaya çalışıyorum. Bu insanlardan daha büyük kısmının okuma yazması yok, oyun kurallarını da bilmiyorlar, kamu düzenine uyamıyorlar. Bulgaristan’dan gelen bu insanlar orada uyum sağlamak istemiyorlardı, burada denedik bu siyasetten tamamen uzak duruyorlar. Burada ve Bulgaristan’da bu siyaseti anlamak istemeyenler var.

DW: Bu insanlara karşı memleketlerinde ve burada hiçbir saygı gösterilmemesi bu uzaklaşmanın temelinde olan neden olabilir mi?

Yotsmeier: Bu soruya cevap vermek zor. Misafirperverlik kurallarımıza saygı gösteren herkes buyursun. Almanya’nın kapıları açık!

DW:  Bulgaristan’dan bü kadar büyük sayıda kişinin toplandığı şehirler patlamadan dayanabilecek mi?

Yotsmeier: Bu sorunu çözmek, benim görüşüme göre, son2 yıl içinde değişik ülkelerden Almanya’ya gelen yabancıların sorunlarını çözmekten daha kolay. Bu insanların çoğu uyum sağlamayı asla istemiyorlar. Bu konuda size ürpertici bir istatistik sunmak istiyorum:  Almanya’da yaşayan Türkler 2. ve 3. kuşak ülkemizde uyum sağlamak istemiyorlar.

DW: Siz, açlıktan ve sefil yaşamdan kaçan ve Almanya’da ekmek parası arayan Bulgaristan vatandaşlarıyla başa çıkmanın daha kolay olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Yotsmeier: Dortmund ve Duisburg gibi şehirlerde Bulgaristan’dan gelenlerle ciddi sorunlar yaşanıyor.  Fakat biz bu sorunlara çok ciddi gözüyle bakmıyoruz. Alman toplumu yoksulları, sokaklarda dolaşanları, el açanları görmek istemiyor. Dikkatler burada okuyanların, işi gücü olanların üzerinde. Alman toplumuyla uyum sağlamak isteyenler onlar. Buz burada işsizlikten, açlıktan, yetersizlikten, yoksulluktan gelenlerle diğerleri arasına çizgi çekiyoruz. Aralarında fark gözetiliyor.

DW: Almanya’ya gelip de buraya yerleşmek isteyen Bulgaristan vatandaşlarına tavsiyeleriniz nedir?

Yotsmeier: Buradaki hayata ayak uydurmaları, aramıza karışmaları çok zor. Onlardan kendi işlerine kapanmamalarını, yalnız hemşireleriyle temas kurarak küçük topluluklarla yetinmemelerini tavsiye ediyorum. Onlar ancak böyle yaptıklarında Alman toplumundan birileri olabilirler.

***

NOT:   Gerçek durum budur. Gurbette de insan yerine konmuyoruz. Bir taraftan okullarımız yok, ders kitaplarımız yok, öğretmenlerimiz, öğretmen enstitülerimiz yok. Kültür Kulüplerimiz yok. Meslek öğrenme imkânlarımız yok. İş yok. Paramız yok ve bir de arkamızdan alay ediyorlar, cahilmişiz, sefilmişiz. Uyan kardeş uyan…

Bu ödevler bizim kuşağımızın vazifesidir.

Alıntı:

Reklamlar