Hüseyin YILDIRIM

Tarih: 01 Haziran 2017

Konu: Mustafa Karadayı sığı bir siyaset adamı. Bizim gemi bu suda yürümez. 

2016’da Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) Genel Başkanı görevine seçilen, 22 Mart 2017 erken parlamento seçimlerinde 12 sandalye kaybeden ve 26 milletvekili ile meclise giren, halka hitaben yaptığı konuşmaların seçmenin gözünün içine bakamayan Mustafa Karadayi “bi Ti Vi “ TV programına ilk demecini verdi. Elektronik medyada özetlenen konuşmayı basın kısaltmadan yayınlandı.

Standart” gazetesinden alınmıştır.

Soru:  Sayın Karadayı, meslektaşlarınız partiyi yönetme biçiminizden memnun mudur?

Yanıt: Benim partiyi yönetmeyi başarıp başaramadığım çok önemli bir sorun sayılmaz, çünkü bizde kararı alan ve yürüten kolektif organlardır. Bu kolektif organlara katılan her kişi, partinin yönetimine kendi katkısını sunar. Öyle ki, biz bu değerlendirmeyi, bir yandan, önce seçmenden, öte yandan ise, gelecek konferansta parti yapılarından ve aparattan bekliyoruz.

Soru:  Kararları alan kimdir. Kolektif organ mı? Yoksa Ahmet Doğan kişiliğinde tek kişi mi?

Yanıt: Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS olarak biz şanslı bir partiyiz. D-r Ahmet Doğan gibi bir liderimiz var. Ufku açık, şeffaf ve çok analitik zekâlı, feylesof, siyaset deneyimleri zengin bir kişi… Sadece DPS değil, böyle bir lidere sahip olduğu için Bulgaristan da şanslıdır.

Soru:  Bulgaristan Cumhuriyeti’nin ulusal güvenliğine tehlikelerle ilgili Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in yayında önemli bir görüşme olacak. Bu güne kadar baş gösteren en büyük tehlike hangisidir?

Yanıt:  Tehlikeleri 2 yönde değerlendirebiliriz. Bir yandan, dış tehlikeler, bölgemizdeki durum karmaşıktır, Balkanlarda ve Avrupa Birliği bölgesindeki devletlerde değişik süreçler gelişiyor. Öte yandan, iç süreçler, iç tehlikeler var.

Soru: En büyük iç tehlike hangisidir?

Yanı  Ülke yönetimine aşırı milliyetçilerin dahil edilmesi ve bu güçlerin özendirilmesidir. Bizim kanımıza göre, bu gelişmeler ülkemize gönül ferahlatan bir ufuk açmıyor.

Soru: Sizin görüşünüze göre, Bulgaristan için risk oluşturan  “Birleşik Yurtseverler” midir?

Yanıt: Milliyetçilik ve radikalizmin hangi biçiminin olursa olsun teşvik edilmesinden iyi sonuç beklenemez. Her çeşidi tehlikelidir. Biz, gördüğünüz gibi milliyetçilik ile radikalizmi çoğul şekilde kullanıyoruz, çünkü uçların bir türünden bambaşka yenileri türeyebilir.

Soru:  Siz, sözünü ettiğiniz bu özendirmeyi nerede görüyorsunuz?

Yanıt: Özendirmenin en uç şekli iktidara ortak etmektir. Avrupa Birliği’nin faşist olarak nitelediği biçim ve oluşumlara göz yummak, bir toplum olarak biz ise ne yazık ki hoşgörü gösteriyoruz. Ülkemiz için büyük riskler gizlediği için biz bu sorunu gündem ettik ve etmeye devam edeceğiz.

Soru: Aşırı milliyetçilerin iktidarda bulunmasından DPS’yi huzursuz eden nedir? Birçok Bulgaristan vatandaşı da onlara oy vermiştir.

Yanıt: Son zamanda, kuşkusuz birçok analizci, politika uzmanı, sosyolog, bizde ve Avrupa’da aşırı uçların, milliyetçiliğin moda olduğunu iddia ediyor. Bizim etrafımızda ne olduğuna tam da bu açıdan bir göz atalım. Sosyologlar, Hollanda da milliyetçilerin muhtemelen birinci siyasi güç olacağına işaret etmişlerdi. Seçimlerden önce, sistem partileri, onlar seçim kazansa da, yönetime katılıp idare etmelerine yol vermeyeceklerini peşinen beyan ettiler, çünkü onların yönetime katılması ardından birçok riski beraberinde getiriyordu. Fransa’da yakında yapılan seçimlerde ne olduğunu gördünüz. Avrupa, milliyetçilik ve radikalizmi gemleyip durdurmak için elinden geleni yapıyor.

Soru: Olaya somut şahıslar üzerinden baktığımızda, son yıllarda sanki aşırı radikal davranmıyorlar.

Yanıt: Hangi yıllarda? Biz, şurada, bir buçuk ay önce, devlet sınırında bizim annelerimizi, kız kardeşlerimizi ve kardeşlerimizi çekiştiren, tartaklayan ve döven kişiler gördük. Sınırda dövülenlerin gerekçelerini stüdyolarda gösterildi. Olan küstahlıktır. Valeri Simyonov’un, Başbakan Yardımcısı olarak etnik sorunlardan sorumlu olması, insanlarla alay etmektir.  Bu partilerin siyasi programlarında etnik sorunlarla ilgili ne yazdığına bakınız.

Soru: Siz, DPS’nin devletin güvenliği için her zaman garantör olduğunu söylüyorsunuz. Şu ya da bu yönetimin düşürülmesi için adım atacak mısınız?

Yanı: Ortada hol yumurta yokken bir hükümetin düşürülmez.

Soru: Öyleyse, 2014 yılında, DPS, Bulgaristan Sosyalist Partisi ile birlikte katıldığı hükümeti, bankaların tatil edilmesini isteyerek, düşürmek denemedi mi?

Yanıt: Olayı bilmiyorum. Öğrenmek isterim. İlginç konuları kamuoyunun da bilmesinde yarar vardır.DPS bir politik parti olarak böyle bir denemede bulunmamıştır. DPS’li bazı kişiler böyle denemede bulunmuşlarsa, sorumluluklarını taşımalıdırlar.

Soru: Bu kişiler, Yordan Tsonev ile Lütfi Mestan mıdır? Biz Lütfi Mestan’ın bankaların tatil edilmesi konusunda BSP’nın eski başkanı Mihail Mihov’a baskıda bulunduğunu öğrendik.

Yanı: DPS’nin Oreşarski hükümetini devirmek istemediğini söyledim. Bunu yapan DPS’liler varsa cezalarını çekmelidirler.

Soru:  Bu kişi L. Mestan mıdır. O kendi başına kararlar alıyor muydu?

Yanıt:   Onun partiden kovulma sebeplerinden birisi budur. Mestan’ın tek başına aldığı ve dayatmaya çalıştığı kararlar ve partinin kolektif yönetimini dikkate almaması… 2014’te yaptığımız Yıl Başı kutlamasında ona bir siyasi partinin bu şekilde yönetilemeyeceğine ilişkin, böyle bir eleştiride bulunulmuştu. O, partinin meşru yönetim organlarını, bazı dış kişilerle değiştirmeye çalışmıştır. Bi TV

Not: Bütün diğer demeçlerinde olduğu gibi, Mustafa Karadayı “Türk”, “Müslüman”, “İslam”, “Hak ve Özgürlüklerimiz”, “adalet”, “insan haklarımız”, “anadilde eğitim”, “özgün kültürümüzle yaşama hakkımız”, “anadilimizde kitap, gazete, dergi, radyo ve TV programları1” vb konulara dokunmuyor… Sanki yan yanayız, sanki bir aradayız, ama dünya görüşlerimiz, çıkarlarımız halk sevgimiz, Türklüğümüz farklı!

Reklamlar