BGSAM-Ruscadan çeviridir

rusca

Yazarı tanıyalım:

Akademik Andrey Fursov bilinen bir Rus sosyolog, trihçi, ceo-politik anlizci ve yzardır. Uluslararası İnsancıl Üniversitesi Araştırma Mermezi Müdürü; Dinmik Tutuculuk Enstitüsü Yöntembilim ve Bilgi Merkezi Başknı; Avustursa, İnsburg Uluslarrası Biimler Akdemisi  Akademisyeni ve Avrupa ve dünyad birçok üniversitede okutmndır

10 Ekim 2016 günü Akdemik Fursov Spfya’yı ziyaret etti ve kendisiyle şu söyleşi gerçekleştirildi:

Soru: Bay Fursov, Avrupa ve Avrupa Birliği’nin (AB) gelişmesindeki şu çılgın aşamayı kenardan izlerken, onun sözüm ona elitinden ve Avrupa nüfusunun kendisinden gelen herhangi bir özlü tepki olmamasına herhangi bir geçerli açıklamanız var mı? Bir yandan, orta derece entelektüel, düşünen her kişi Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) himayesinde olan ve sesini çıkaramayan Avrupa’yı olduğu gibi görüyor. Öte yandansa, Afrika, Yakın Doğu ve Asya’dan illegal Müslüman ordusunun baskını gün gibi ortadadır. Kendi kendini savunma içgüdüsünün tamamen tükenmiş bulunması ve bin yıllı bir uygarlığın yok olmayı gönüllü olarak kabul etmesi nasıl oldu?

Yanıt: Batı Avrupa’daki bugünü durumu ABD protektörlüğünde (himayesi altında bulunanı) olmasının mantıksal sonucudur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, yani 1970’li yılarda, Fransa’da, Almanya’da, İtalya’da ve Avrupa’nın daha birçok başat ülkesinde Kuzey Atlantik eliti çok kalabalık bir siyasetçi ordusu eğittiler ki, onlar günümüzde dünyaya Avrupalı gözüyle bakmıyor, Amerikalı gözüyle bakıyorlar. Bununla birlikte Amerikancı siyaset çizgisini yürüten bir büyük güç de var.  Bu güç, Avrupa devletlerinin ulusal çıkarlarıyla alıp vereceği olmayan Brüksel’deki Avrupa bürokrasisidir. Üstelik Avrupa Birliği bu ulusal çıkarları baskı altında tutuyor. Üç neslin kafasına belirli görüşler aşılanmasına yeterli olan son 70 yıl, bugün gördüğümüz sonuçları doğurdu.

Bununa birlikte, Nazizm’i eleştiri maskesi ardında, Avrupalıların kafasına ulusal çıkarlarını savunabilmelerinin imkânsız olduğu aşılandı.  Bugün Almanya’da sığınmacı seline karşı başkaldıran protestocuların hepsine Nazi etiketi yapıştırılıyor. Demek oluyor ki, ulusal çıkarları savunan her denemeye yapıştırılabilen bir etiket geliştirilmiştir. Bu işteki aydınların rolüne gelince, ikici ve üççülerin Paris ve diğer Avrupa ülkelerinin sokaklarını doldurduğu, profesörleri kürsüden attığı ve olmayacak olanı istediği  1968 yılı olaylarının yinelediğini görüyoruz. Bunun etkisi altında Avrupa’da eğitim düzeyi birdenbire düştü,  sokakların düzenini bozan bu ipsiz sapsız gençler, derme çatma aydınlar bugün milletvekili ve profesör oldular. Bir sokak serserisinin bakan oluşuna klasik örnek, Alman siyasetçi, Yeşiller Partisi lideri,  eski Dış İşleri Bakanı, 1999’da AB Konsey Başkanı görevinde bulunan, milletvekili ve Profesör Oskar Fischer’dir. Ve Avrupa’da insanların taş kafa durumuna gelmesinde 1968 olaylarının rolü önemlidir. Fakat biz bu olaya devlet düzeni (sistem) açısından bakarsak ve Roma İmparatorluğu’nun nasıl çöktüğünü anımsarsak, elit zümrede kendini hayatta tutabilme içgüdüsünün yok olması sistemin sonunun yaklaştığına bir işarettir. İsterseniz Roma İmparatorluğu’na kadar gerilere dönmeyelim, XX. Yüzyıl başlarında Rus İmparatorluğu’nu hatırlamamız yeterli olabilir. Hatırlanacağı üzere, herkes devrim yaklaştığını iddia ediyordu, fakat insanlar hiç bir şey olmuyormuş gibi davranıyorlardı. 1916’da “Faberje” en büyük sipariş almıştı. Bu veba etrafı kasıp kavururken ziyafet vermek gibi bir şeydi.

rsuca1

Soru: Avrupa’da terör saldırılarından çok insan öldü, Paris’te, Niş’te aralarında çocuklar da var, yüzlerce kurban verildi. Avrupalıların kendi çocuklarını savunacaklarına, sorumsuzca gelişen kitlesel göç ve sığınmacı siyasetiyle ilgili kendi hükümetlerinden hesap soracaklarına, bunların olması beklenirken, “Biz korkmuyoruz” iniltileri arasında dayanışma çığlıkları ve hiç bir işe yaramayan sızlayışlar işitiyoruz. Akademik Fursov, Avrupalıların kafasında olan biten nedir?

Yanıt: Avrupalıların Avrupalı bilinci buharlaşıyor. Avrupa artık Hıristiyanlık sonrası,  Batı sonrası, Avrupa sonrası bir toplumdur. Avrupa toplumunda neler oluyor sorusunu sorduğumuzda, biz bu insanların Avrupalılar olduğundan emin miyiz? En artık o insanların Avrupalı olduklarından kuşkuluyum.

 

Paris’teki terör saldırılarına gelince, ben şahsen, aynı zamanda 7 yerde birden patama olan bir saldırıyı Arapların kendilerinin örgütleyebileceklerine pek inanmıyorum. Bu özel güçlerin ya da bu güçlerde daha önce görev yapmış kişilerin işi olduğuna inanıyorum. Her şey saniyesi saniyesine ayarlanmıştı. Yönettiğim enstitüde bir analiz yaptık. Medya nerede ne olduğunu saniyesi saniyesine vermişti. Bu çok mükemmel senkronize edilmiş ve gerçekleştirilmiş bir operasyondur. 11 Eylül olayları gibi, burada özel güçlerin parmağı olmalıdır. Ne var ki, Avrupalıları ürkütmek, korkutmak için her şey teröristlerin işiymiş gibi gösterildi.

Mesela, Köln’deki olaylar Rusya’da meydana gelseydi, insanlar polise sığınmazdı, bu işi yapanlar yeni bir saldırıda bulunmayı akıllarından geçirmeyecekleri bir şekilde, bu işin altından kendileri kalkardı. Bu arada Köln olayları esnasında başka şehirlerde de benzer saldırılar olmuştu. Helsinki de bir saldırı olayı yaşadı, ama bunları yazmak istemiyor. Bu da halkı korkutmak ve sindirmek için düşünülmüştü. Polis bu olaylarla başa çıkabilir. Bir kaç gün önce Almanya’da PEGİDA gösterilere ayaklandı, fakat polis hemen bastırdı ve dağıttı. Köln’de tren istasyonu ile kilise arsındaki meydan halkın bayramlarda geleneksel toplanma yeridir. Arap gençler de orada toplanmıştı, polise telefon açıldı, fakat gelen olmadı. Bu arada, polisin gelmeyişi bilinçli bir hareketti, polis Alman vatandaşları savunmadı, protesto gösterilerine katılan Almanlar dövüldü, tutuklandı.

Soru: Yakın geçmişte Fransa’da bir Hıristiyan Papaz, kilisede dua ederken katledildi. Aynı zamanda Fransa’da “Moll” kurmak ve park yeri açmak için kiliseler yıkılıyor, yeni camiler de inşa ediliyor. Bunu bütün Avrupa’da izliyoruz. Dünyayı korumak ve insanlığa var olmasını bir daha düşünmesi için fırsat tanımak maçıyla Hıristiyanlık feda mı ediliyor?

Yanıt: Evet söyledikleriniz Katolik ve Protestan kilise için geçerlidir. Problem yaşsa da bu gidiş Ortodoksluk için geçerli sayılmaz. Kısa bir süre önce Papazlara lisans eğitimi veren enstitüde bulundum. Hangi konular üzerinde çalışmak istiyorsunuz diye sordum öğrencilere. Rus tarihi mi dedim. Hayır dediler. Bizi ilgilendiren İletişim savaşları, kapitalizm ve Batı Dünyası, dediler. Demek istediğim Rusya’da durum farklıdır.

Protestan ve Katoliklerin terör olaylarına bakışını anlayabilmek için Rom Papasının davranışlarına bakmak gerekir. Biz İkinci Vatikan Kurultayını unutmadık. Avrupa’da bugün olanlar o kararların devamıdır. Avrupa post-Hıristiyanlaşıyor. Daha 10 yıl önce Batı Avrupalılara acımaya başlamıştım, sonra düşündüm de, bir toplum iradesi bütünüyle kendi kendini yok etmeyi seçmişse, yapacak bir şey kalmamıştır!… İnsanları zorla yaşamaya zorlamak doğru olmaz.

 

Bir insanda suizid kompleksi varsa, yapacak bir şey kalmıştır, hastaneye yatırılması gerekir, fakat bizim bütün toplum için hastanemiz yok. Tekrar ediyorum, Avrupalılar Avrupalı olmaktan çıktı. Yakında oğlumla birlikte Floransa’da bulundum. İtalyanları izlerken, onların “Uvitsi” Galerisine olan münasebetiyle, Mısırlıların Piramitlere olan yaklaşımı arasında fark göremedim.

rsuca1

Soru: Ne düşünüyorsunuz? Avrupa için savaş nasıl sonuçlanır? Bir uygarlık olarak Avrupa’nın ve özellikle de AB ‘nin geleceği ne olur?

Yanıt: AB ile ilgili sorunuzun yanıtı kolaydır. Hukuksa bir birlik olarak ayakta kalabilir, fakar gerçekte AB’den yalnız Büyük Karl’ın toprakları kalacak. Burası devamlı yoksullaşacak olduğu için göreceli zengin bir kara olacak ve burada yaşayan Arap ve Afrikalı sayısı giderek artacak.

Avrupa uygarlığının alın yazısın gelince, benim görüşüme göre, o ölüyor. Üzgünüm ve esef ediyorum. Rusya Batı değil, fakat o da Avrupa’da bulunuyor.  Biz Ruslar Avrupalı yanımız Batıya vermemeliyiz. Batı Avrupa’nın yalnız bir yanıdır. Antik Avrupa vardı. Bizans Avrupası vardı.  Osmanlı ve Rusya Avrupası vardı.

IV-VI yy arsında Rom İmparatorluğu’nun başına gelen çöküş şimdi Avrupa’nın başına geliyor.  Rom barbarların modasını kabul ettiğinde, yani kadınlar ve erkekler barbarlar gibi giyinmeye başladığında çömüştü. Avrupa’da aynı şeyleri izlemeye başladık. Şimdi her şey çok daha çabuk oluyor. Ben, XXI. Yy ortalarında Avrupa’nın baştanbaşa değişeceğini düşünüyorum.  20-30 yıl sonra Avrupa medeniyetinin Arap Afrikalı çehresi olacak, kültür değişecek, biyolojik dönüşüm yaşanacak.

Avrupa uygarlığının ayakta kalacağı bir bölge daha var. Latin Amerika. Öğrenimli Portekizler bugün Brezilya’ya göç ediyorlar. Cahil Mozambiklı ve Angolalılar ise Portekiz’e göç ediyorlar. Birçok başka devlette de Avrupalı özün korunacağı bölgeler olacağına inanıyorum. Katolik olan Meksikalıların Avrupa medeniyetinden olduğunu unutmayalım. Avrupa’da da Avrupalı öz koruncaktır. Ben Avrupalı bir Rus’um ve benim uygarlığımdan büyü bir bölümün yok olmasına esef ediyorum. Bu yok oluş, Avrupa uygarlığının kalan kısmı yaşamaya devam ederken, gelişeceği anlamına da geliyor.

 

Reklamlar