Kimimiz tatilde, kimimiz gezideyken Türkiye’de çok köklü değişiklikler oldu.

Ayşe Halide Ümitfer
Ayşe Halide Ümitfer

İşin görünen tarafı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Ankara’da Kurultay yaptı. Prof. Doktor Ahmet Davutoğlu AK Parti Başkanı ve sonrasında Başbakan seçildi. Recep Tayyib Erdoğan da Halkın Başkanı sıfatıyla Çankaya Köşküne girdi.

2014 yılına Türkiye halkı “beklenen çağ” havasında başladı. Beklenen “Yeni Türkiye Çağına” başarılı geçildi.  2002’den beri Türkiye toplumunu içe dönük bir yapıdan dışa dönük bir yapılanmaya taşıyan AK Parti ağustos 2014 atılımıyla topulumu rahatlatan, kırgınlıkları saran ve partinin bütünlüğünü koruyarak, yeni bir performansla gerçekleştirebildi.

Biz soydaşlar olarak, BULTÜRK Kültür ve Hizmet Derneği ve BG Stratejik Araştırma Merkezi olarak AK Parti yeni Genel Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Prof. Doktor Ahmet Davutoğulu’nu ve yine bu vesileyle Türkiye ve dünya Türklerinin yeni Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ı yeni görevlerine başlama vesilesiyle sağlık, başarı ve halka yararlı, Türkiye devletini güçlendirici, Türklüğü dünya öncüsü yapma çalışmalarında devamlılık temennileriyle kalpten  kutluyoruz.

Bütün Türkiye halkı önünde, göz dolduran bir yeni sınav veren AK Parti’de, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçim zaferinden sonra kurucu başkan, fikir ve hedef babası, halk önderi R. Tayyib Erdoğan’ın yerini dolduracak birinin bulunması gündem olmuştu. Yeni parti başkanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uyumlu, halkın gönlünü dolduran ve umut aşılayacak biri olması ön plana çıktı ve beklendi.

Başkan değişikliğinde partinin kabulü, halkın kabulü gibi özellikler ilk kez olmak üzere ince elendi sık dokundu. Parti başkanı seçilen Prof. Doktor Ahmet Dağutoğulu partinin politik omurgasından, kurucu köklerinden, siyasi mücadele saflarından ve 2009’danberi Dış İşleri Bakanlığı’ndan gelmesi kurultay delegeleriyle, tüm seçmeni, halkı ve dış Türkleri rahatlatı.

Bu olumlu gelişmeler Prof. Doktor A. Davutoğulu’nun Ankara Spor Salonunda 1300 delege önünde yaptığı ve bütün Türkiye ve dış Türkler tarafından TV’den izlenen konuşmasına, “Selam olsun, İnsana, Mekâna ve Zamana!” hitabıyla başlaması, dünyayı ve tüm Türkleri bir bütünsellik içinde görmesi, “Rodoplu kardeşlerim” deyip biz Bulgaristanlı Türklerini yüreklendirmesi, soydaşlarımızı çok etkiledi. Konuşmayı bize de direk hitap şeklinde kabullendik.

BULTÜRK Kültür ve Hizmet Derneği olarak, 2003’te kuruluşumuzdan bu günlere kadarki yoğun çalışmalarımızda, kendi kurultay, sempozyum, forum, toplantı ve görüşmelerimizde, tüm yayınlarımızda soydaşlarımıza değişen dünyayı, yenileşirken ekonomik sosyal ve politik öz olarak atılım yapan Türkiye’yi, dünya Türklüğünü anlatmak sürekli hedefimiz olmuştur. AK parti kurultayı ve Başkan Prof. Doktor A. Davutoğulu’nın esaslı konuşması, derneğimizin etkinliklerine katkı olacağı gibi, bilgilendirme, Bulgaristanlı soydaşların, Rumeli göçmenlerin ve Anadolu insanının, tüm Türklerin XXI. yüzyılda aynı ruhlu, özlü ve hedefli insanlar olduğu inancına yeni ve bol ışık verdi. Türkiye’nin Balkanlar ve Bulgaristan’ı da etki alanına alan dışa dönük politikası, Avrupa Birliği üyeliğini hedefleyen adımları, geleceğimize tutulan ışık soydaşlarımızı olduğu gibi, Bulgaristan’daki yakınlarımızı da sakinleştirdi.  Görev değişimiyle Türkiye politikasından devamlılığın kopmaması, eski Türkiye dönemi ve yeni Türkiye dönemi diye bir bölünme baş göstermeden, güvenin kuvvetlenerek devam etmesi büyük takdir kazandı. Bu bakıma, hiçbir ayırım yapmadan tüm Türklere yönelik politikada devamlılık ve güven dile getiren AK Parti Başkanı kurultay konuşmasıyla biz soydaşlarla direk iletişime geçti, tepkimiz duyduğumuz coşkudan kaynaklandı. Biz bugün artık AK Partinin önümüzdeki birkaç dönem daha iktidarda olacağına kesin inanmış bulunuyoruz. Dernek çalışmalarımızı da bu çizgide yoğunlaştırmaya kararlıyız. Kurultay’da çizilen Büyük Türklük Tablosunda daha güvenli, daha gönençli, daha mutlu bir gelecekte bizim, yanı soydaşların ve Bulgaristanlı kardeşlerimizin de yerinin olduğuna hepimiz inandık, bu yeni perspektif bizleri mutlu etti.

 

AK partinin yeni dönem politikasının insan odaklı, değer odaklı, farklılıkların bütünlüğünden güç alma odaklı olması hepimiz için memnuniyet vericidir. Biz soydaşlar da atılımlı süreklilik içinde değişim ve yenilenme yoluna girmeye kararlıyız. Çocuklarımızın bir refah toplumu içinde yaşayacağına inanıyoruz.

 

AK Parti Başkan Davutoğulu konuşmasında aidiyet bilinci konusuna açıklık getirmekle biz göçmenlere çok yararlı oldu. “Millet ait olma bilinciyle ayakta durur!” deyen Başbakan,  bu yüksek bilincin temelinde “tarihdaşlık ile vatandaşlık” olduğunu vurguladı. O, kaderdaşlığımızı, eşit vatandaş olduğumuzu, Türkiye devletinin asli unsurlarından olduğumuzu, düşünce ve inanç özgürlüğümüzün sınırsızlığını ön plana çıkardı. Bu sözler soydaşlarımızı, hepimizi bir başka rahatlattı. Anadolu’nun ve tüm Türkiye’nin bir “merhamet ve şefkat” yuvası olduğuna değinen Başkan Davutoğulu,  bu sözlerini sanki direk olarak biz Balkanlılara yöneltmişti.

 

Soydaşlarımızın ruhunun daha da sakinleşmesi için derneklerin AK Parti hareketinin öz ve yeni Türkiye hedeflerini her bireye, aileye indirme açısından yoğun bilgilendirici çalışmalara başlaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye bu hafta yeni bir sayfa açtı. İkinci büyük sıçramadan söz ediyoruz.

 

Birinci sıçrama, Büyük önder Atatürk öncülüğünde Cumhuriyet devletimizin kurulması, istiklal ve egemenliğimizin tesisidir. 90 yıllık yeni tarihimizdir.

 

İkinci büyük sıçrama cumhuriyetimizin, istiklalimizin ve egemenliğimizin tam bağımsızlık yolunda yeni bir öz ve hedeflerle kesintisiz devamıdır. Daha da gelişmiş bir Türkiye ideali güncel hedef oldu. Soydaşlarımıza Türkiye’de kapanan ve açılan dönemlerin özünü iyi anlatmalıyız. Biz akılcı dünyaya açık yeni bir sayfa açmak derken,  büyük tabloda cumhuriyetle gelen parlamenter sistemden yarı başkanlık ve olası başkanlık sistemine geçişi, bir değişimimin aşamalarını, biçim ve özünü soydaşlarımıza açık olarak anlatmak zorundayız.

 

Çünkü bizin geldiğimiz Bulgaristan bu toplumsal yapısal gelişmelerin çok gerisinde olduğundan anlayabilmede güçlük çekenlerimiz olabilir. Bir de Atatürkçülüğün özündeki devrimci gelişerek yenilenme ve daha yüksek bir düzeyi devamlı arama yolunu iyi açıklamak gündem oluşturmaya başladı. Soydaş kitlelerimize eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki tüm farklılık ve özellikleri doğru açıklarken kendilerini yeni yola açılmaya davet ediyoruz.

Bu konudaki yazılarımız devam edecektir.

 

Dr.Halide AKINCI

 

Reklamlar