Ahmet Tüfekçi
Tarih: 08 Ağustos 2021

Dönüşümü yönetme sürecinin azınlık hükümeti.

Bulgaristan’ın yeni Başbakan adayı Plamen Nikolov 44 yaşında, evli ve 2 çocuk babası. Osmanlı devrinde Balkanlarda iyiliklerinden ve konukseverliğinden dolayı vergi ödemeyen Gorna Orhayovitsa şehrinde dünyaya gelmiş, okul yılları ve gençliği bir Türklük ve Türk gelenekleri ve kültür merkezi olan Şumen (Şumnu), eski adı Ağaç Denizi olan Deliorman’da okuyarak yetişmiş. Bulgaristanlı Müslümanların 100 yıllık dini eğitim enstitüsü NÜVVAB, “Nazım Hikmet” Kültür Kulübü burada, şimdi ve İmam Hatip Lisesi Türk-İslam yaşam tarzımızın gelişerek yaşamasına hizmet ve yön veriyorlar.

Yüksek lisans eğitimini Sofya “Kliment Ohridski” Üniversitesinde okuduktan sonra yüksek lisans için Viyana’ya gitmiş. Aynı zamanda totalitarizm döneminde Sofya Üniversitesinde kafaları basa basa yalnız Marksizm-Leninizm doldurulmuş Prof. Dr.’lardan birisinin bilimsel yönetiminde “Diyalektik Materyalizm” (diyalektik maddecilik)  konusunda tez yazmaya başlamış. Ne var ki, Bulgaristan’da derin düşünceli, feylesof kafalı gençler az olduğundan onun emelleri de kısır kalmış. Derinleşerek “halk felsefesine” inerek halkı kucaklamak istese de şimdilik kitap sevgisine bağlı kalmış.

Todor Jivkov 60-şına bastığında yönettiği insanların edep, namus, hayat ve düşünce tarzını çözemediğinden ve işlediği günahlar ayyuka çıkınca, kiminle konuşsa, biraz hukuk dersi görsen açılırsın yanıtı aldığından dolayı, Sofya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Profesörlerini evine davet edip anlatılanları dinlemeye başlamış. Profesörler, “bunamış öğrencinin” parti ve devlet başı olarak hiçbir kanuna uymadığını, karar ve uygulamalarında katil diktatörün teki olduğunu biliyorlardı. Daha 1962’de Çingenelerin isimlerine ve kimliklerine saldırmıştı. 1972’de Pomaklara zulmün başladığında 1971 Anayasasını ve tüm medeni kanunları ve insan hakları kurallarını rafa kaldırmıştı. 1984’te Türklere vahşi saldırılarıyla da hukuku ayakaltına aldığını dünya görmüştü.

Aklını iyice şaşırmıştı. Bundan dolayıdır ki, T.Jivkov’a “hukuk hocalığı yapmak” isteyen bilim adamlarının aklında dolaşan “nomaklatür” sürüsüne katılmaktı.  “Nomaklatür – yasalar üstünde, geçim derdi olmadan yaşayan ve devlet, komünist partisi ve halk arasında iş çeviren, yolsuzluklarla yaşayan onursuzlardı.) 20 yıl Jivkov’un özel kalem müdürü olan Çakırov’un hayata gözlerini yummazdan önce yazdığı birkaç kitapta, Bulgaristan’da 1971-1989 yılları arasındaki hazır oncu ve dolandırıcı ‘nomaklatürlerin’ toplam sayısı 400 özel seçilmiş kişiydi. Modern uçakların kanatlarına doldurulan ve aynı zamda denge sağlayan keresin gibi, onlar da kendi çıkarlarını öncelik tanıyarak toplumsal dengeyi ayakta tutan ve belki de birbirlerini hiç tanımayan kişilerdi. Jivkov’un devrildiği 10 Kasım 1989 tarihine kadar “nomeklatür ordusunun” ihtiyaçları ve işleri için toplam 6 689 000 000 (altı milyar altı yüz seksen dokuz milyon) leva harcanmıştır. Milyarları binlerle anlatan Çakırov, yazar Lübemir Levçev 1977’de 1977’de Yazarlar Konferansı için Paris’e giderken cebine harçlık parası için 4 bin Amerikan Doları; 1980’de Londra’ya uçarken ise, eline 6 bin Amerikan Doları sıkıştırıldığını yazıyor.

Kuşkusuz bu rakamlar ekmeğini alın teriyle çıkaran sıradan insanlar için bir dev servet hele de son Başbakan Boyko Borisov’un iktidardan ayrıldığı 4 Nisan 2021’den önce en güvendiklerine seçimleri yemlemek ve kazanmak için devlet bütçesinden bir defada 8 milyar 660 milyon leva dağıttığını öğrendiğimizde stres geçirip ambulans çağıranlar oldu. Bu para Bulgaristan’daki tüm emeklilere verilen 1 yıllık emekli maaşına eşittir. Olaya ceza hukuku açısından baktığımızda, bu denli büyük yolsuzluk için öngörülen cezayı bulamaya bilirsiniz.

Demek istediğim 4 Nisan 2021’de Pl. Nikolov son iki yıldan beri üyesi olduğu “Var Böyle Bir Halk” partisinden Başbakan adayı gösterileceğini henüz bilmiyordu. 45. Halk Meclisine Sofya’dan, 46. Halk Meclisine de 2 ay arayla 2 defa milletvekili seçildi.  Çok derin politik bunalım yaşayan Bulgaristan’da büyük düşünür Hegel mantığı, psikolojisi ve diyalektiğine ihtiyaç duyan yalnız 2 kişi olduğunu Pl. Nikolov kendisi kestirdi.

Dostluklardan doğan düşmanlık

Bunlardan birisi,  yıldızı artık sönmeye başlayan Boyko Borisov. İkincisi de, Bulgar halkının kurtarıcı lidere ihtiyaç duyduğu bir dönemde, her akşam TV başında egosunu kaşıyan eleştirel gösteri ustası (şovmen) Slavi Trifonov’tu. Bu iki şahıs dostluğu TV ekranında ikisi birbirini tamamlıyor, dolduruyor ve seyirciler de eylendikçe yürekleniyordu. Fakat bu ancak 2016 yılına kadar devam etti.  6 Kasım 2016’da Slavi Trifonov girişimiyle Bulgaristan’da Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte bir halk oylaması (referandum) yapıldı. 3.5 milyon katılımcı B. Borisov yönetimi ve seçim sisteminin kökten değiştirilmesi için oy verdi. Anayasaya göre, halk meclisi isteklerin hepsini kayıtsız koşulsuz uygulamalıydı, Borisov engelledi ve eski dostların arası tamamen açıldı ve savaşım başladı ve bugüne kadar gelişti. Sl. Trifonov 11 Temmuzda seçimleri kazandı ve birinci parti oldu. Artık hükümet listesini Cumhurbaşkanı Radev’e verdi ve 11 Ağustosta mecliste güvenoyu istenecek.

O işe sıfırdan başladı.

Bu arada son 2 yılda ticaret işine gönül veren Hegel felsefesi heveslisi bilim doktoru adayı Pl. Nikolov, tatilini Karadeniz sularında serinleyerek geçirmek isteyenlere,  bir Amerikan spor aksesuarları şirketinin ürettiği soluklukları (şnorkel) sattı. O, bu dönemde aslında Hegel’in felsefesini Birleşik Almanya hükümdarı Georg Wilhelm Fridrich’in Tanrı tarafından gönderilmiş bir hanedan olduğunu halkın kafasına akıtmak için yarattığını düşünmeye başladı.

Boyko Borisov’un halkı hiçe saydığı, Slavi Trihonov’un ise kim oldukları, kaç kişi oldukları, ne kadar zengin ve güçlü oldukları bilinmeyen kişilere olan öfkesi kaynadı. İkisini de gemlemek isteyenler 40 derece sıcakta terlediler, klima tikler fayda etmedi.

Bizimkileri de Tanrı mı gönderdi?

Kral G.W.Fridrich her gün sarayına çağırttığı Hegel’den, yeni eserlerini yalnız kendisine okumasını isterken, “Kralların ve özellikle kendisinin Tanrı tarafından gönderildiğini” defalarca ve defalarca dinlemekten zevk alıyordu. Sl. Trifonov için de, ego her gün kaşımak, gıdıklanmak ve masaj istiyordu. Bunun sözlğ kısmında Pl. Nikolov giderek uzmanlaşmıştı.

Rus Çarı III. Aleksandır Rusya ve dünya klasiklerinden F. Dostaevski ve L. Tolstoy’tan edebiyat felsefesi ve destanlar dinleyerek yetiştirilmiştir. Her gün bilgilenmek onun için de bir gereksinimdi. Okula gitmeden akılı olmak kolay değildi.

Boyko Borisov bir itfaiyeci, milis, polis, belediye başkanı, yüksek rütbeli subay, general yolunca tırmanarak Başbakanlığa hem Batı hem Kuzey destekli otursa da, 2009 ile 2020 arasında halktan tamamen koptu. Halk ile onun arasına bilinçli olarak 200 ailelik bir süper zenginler kalesi ve 15 bin kişilik bir normal zenginler duvarı ördü.  “Covid 19” pençesinde klinik basamaklarında can verenler artınca, emeklilere maske, ilaç ve acil ihtiyaçlar için ayda 50 le vermeye başladı, aynı zamanda güvendiği adamlara karşılıksız olarak 8 milyar 660 milyon leva dağıtarak ipleri kaçırdı ve balonu patlattı.

Memleketin çamura saplandığını, halkın iki ucunu birbirine bağlayamadığını gören Slavi Trifonov, politikaya kendi kimliği ile soyunurken o yanındaydı. “Var Böyle Bir Halk” kurucularından biri de kendisidir. Programının özünde sistem değişikliği yer aldı. Söz konusu olan yönetim ve paylaşım sistemini değiştirmektir. Azınlık hükümeti bu amaçla kurulacaktı.

Halktan korkanların ördüğü duvarlar.

Todor Jivkov’un yaratığı 400 kişilik (hanelik) yasalar üstü hiçbir işe yaramayan asalak tabakası kalıtı ile B. Borisov’un yarattığı 200 hanelik kaymak tabaka ve 15 bin kişilik kale duvarını yıkmadan Slavi Trifonov’a ilk anlatan Pl. Nikolov oldu. Bu adım atılmadan demokratik, adil, vatandaşları eşit haklı ve özgür Bulgaristan yaratmak imkânsızdı. Karşılarına dikilenin Savcılık ve bütün kurumlarıyla devlet olacağını ve 65 kişilik bir parlamenter güçle ve güvenoyu alacak bir azınlık hükümetiyle hedefe ulaşmanın çok zor olacağını biliyordu.

Başbakan olduğunda gücünü hırs ve öfkesinden alan ve hayatta dayanağı olmayan soyut varsayımlarla düğümleri çözeceğini düşünenlerden uzaklaşması gerekeceğine inandı.

Bizde başbakan koltuğu kaypak

Bulgaristan’da Bakanlar Kuruluna ayak basmamış 3 Başbakan daha önce denediler ve art arda patladılar. Bulgar zekâsında sağduyu, pardon, bir daha olmasın veya olacak o kadar bulamazsınız.

Sosyalist Parti’nin (BSP) 1995’te daha önce yalnız okumuş ve hiçbir yerde çalışmamış Jan Videnov’u Başbakanlık koltuğuna oturttu. Soyut düşünceyi ve bilgiyi pratikle bağlayamayan Videnov ülkeyi maddi ve mali olarak çökertti.

50 yıllık aradan sonra 200’de Bulgaristan’a dönen ve tüm sorunları 800 günde çözerek halkın daha güvenli ve mutlu bir hayata götüreceği yalanıyla seçim kazanan ve Başbakan olan II. Simeyon da daha önce devlet işinde görev almamıştı ve işleri daha da kötüleştirdi.

2005 yılında Başbakan olan Sergey Stanişev’in babası Dimitır Stanişev BKP Merkez Komitesi Sekreteriydi ve oğlunun herhangi bir iş tutmasına müsaade etmemişti.

Bu üç başbakandan hiç birinin arkasında kişi olarak kimin olduğunu bir cümlede söylemek çok zordur. II. Simeyon’un Bulgaristan’ı T.C. garantörlüğünde NATO’ya (2004), S. Stanişev’in de Avrupa Birliği üyeliğine (2007) taşıdığını herkes bilir.  2009’da ilk kez seçime katılan, önce azınlık hükümeti, ardından sağ cephedeki tüm güçlerle hükümet ortaklığı yaparak 4 Nisan 2021 tarihine kadar 3 hükümet kurarak iktidarda kalan Boyko Borisov’u Almanya, Avrupa Birliği ve Birleşik Amerika destekledi, güvenlik, ekonomi ve ticaret alanında da Türkiye’nin desteği hissedildi.   Kısaca değerlendirmek gerekirse Bulgaristan’ı Cumhurbaşkanı Radev’i ve Halk Meclisini hiçe sayarak. hiç bir kuruma hesap vermeden yıllarca idare eden Boyko Borisov ilk kez Bulgaristan üzerinde ABD ve Rusya Federasyonu çıkarları arasına kırmızı çizgi çekti. Borisov,  GERB partisinin bir sağ parti olduğunu iddia ederken,  Slavi Trifonov himayesindeki Pl. Nikolov’un azınlık hükümeti de bir sağ parti olarak kuruldu. Aynı zamanda, kendilerini sağ partiler olarak tanıtan “Demokratik Bulgaristan” koalisyonu ile “Ayağa Kalk Bg. Biz Geliyoruz!” koalisyonu da sağ partiler olarak sahnede, fakat ufak tefek nedenlerden ötürü 11 Ağustos günü Pl. Nikolov’un azınlık hükümetine oy vermeyeceklerini gizlemiyorlar. Çarşamba gün azınlık hükümeti bir sol parti olan BSP ve bir orta direk partisi olan HÖH-DPS desteğiyle güvenoyu alır ve hükümet göreve başlarsa, Bulgaristan’da yeni bir parçalanma meydana gelecektir.

Boyko Borisov ve GERB partisi sağ cephede kalırken, sol kanatta BSP git gide orta direk parti olacak ve sağ ve sol cephe yeniden kutuplaşmaya başlayacaktır. Cumhurbaşkanı seçimleri kutuplaşmayı tamamen biçimleyecek ve siyasi bunalımda çıkış ufku ağaracaktır.

Saygılarımızla,

Reklamlar