Olimpiyat’ta bazı anlar, bazı kişiler vardır ki unutulmaz.

Serimizie Olimpiyat’ta Türk milletinin göğsünü kabartan “Cep Herkülü” Naim Süleymanoğlu’yla başlıyoruz.

Naim Süleymanoğlu -ya da eski adıyla Naum Suleymanov- 1988, 1992 ve 1996 Olimpiyatları’nda üç altın madalya kazanarak, halterde üç Olimpiyat altını alan ilk ve tek sporcu olmayı başarmıştır.

Naim Süleymanoğlu, Türk ailenin Bulgaristan’da doğmuş çocuğuydu. Henüz genç yaşta haltere başlayan Naim, 15 yaşında Dünya Gençler Halter Şampiyonası’nda dünya rekoru kırmıştı. Bu rekor, sonra kıracağı 45 rekorun da habercisiydi adeta. Bulgaristan’da komünist rejimin etkileri tüm ağırlığıyla hissedilirken, Bulgaristan’ın Sovyetler Birliği’nin başlattığı boykota uyması, Naim’i etkilemişti. 1984 Los AngelesOlimpiyatları’na katılamayan Naim, eğer bu oyunlara katılabilseydi belki de dört altın madalyalı bir sporcu olacaktı. Çünkü oyunlar öncesinde Naim, 1980 MoskovaOlimpiyatları’nda silkmede 150 kg kaldıran Kübalı Daniel Nunez’den 30 kg daha fazla kaldırmıştı. Yani müthiş bir potansiyeli vardı. Ama siyaset yine sporun içine girmişti. Naim, bu oyunları es geçmek zorunda kalmıştı.

“Naim Sorunu” diyebileceğimiz olaylar zinciri, 1986’daki Dünya Kupası’nda yaşandı. Avustralya’daki şampiyonada Türk Büyükelçiliği’ne sığınan Naim, Türkiye’ye iltica etmek istedi. Bulgaristan ve Türkiye’yi karşı karşıya getiren bu olayda, sorunları kendi yollarınca çözmede usta isim olan dönemin başbakanı Turgut Özal, örtülü ödenekten aldığı 1 milyon doları Bulgar Hükümeti’ne vererek Naim’i Türkiye’ye getirtti. O tarihten itibaren Naim SüleymanoğluTürkiye adına yarışmaya başladı.

1988 Seul Olimpiyatları’nda podyuma çıkan Naim, en yakın rakibine 30 kg fark atmıştı. O zamanki adıyla tüy sıklette, koparma ve silkme dallarında dünya rekoru kırmayı başarmıştı. Naim Süleymanoğlu’nun dominasyonu bu tarihten itibaren başlamıştı. Bu arada TIME, Naim Süleymanoğlu’nu kapağına almış ve “Everybody Wins” başlığını atmıştı. Naim Süleymanoğlu, 1992 Avrupa Halter Şampiyonası’na kadar 8,5 senede katıldığı tüm müsabakalarda ilk sırayı almıştı. Ancak 1992’de Bulgar Nikolai Peshalov’a yenilerek ikinci olmuştu. 3 ay sonra ise, 1992 BarselonaOlimpiyatları’nda Peshalov’a 15 kg’lık fark atarak altın madalyaya uzanmıştı.

1994’te İstanbul’da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası’nda Naim, ilk kez kendi seyircisi önünde bir şampiyonaya çıkıyordu. Yunan Valerios Leonidis’le müthiş bir çekişmeye giren Naim rakibini geçerken, üç dünya rekoru kırarak altın madalyalara uzanıyordu. Yeni yeni ortaya çıkan Halil Mutlu’yla beraber Türkiye’nin bu alanda ne kadar büyük bir ülke olduğunu bir kez daha gösteriyordu.

Ve 1996 Atlanta Olimpiyatları… O yaz, Avrupa Şampiyonası’nda bile Türkiyeböylesi umut dolu değildi. Gözler Naim’deydi. Üçüncü altın madalyayı alıp tarihe geçmesi an meselesiydi. Oyunlar öncesinde en büyük rakibinin Yunan Valerios Leonidis olduğunu söylemişti. Koparmada 145 kg’ı kolayca kaldıran Naim, ikinci hakkı olan 147,5 kg’ı kaldıramamıştı. Tartı dezavantajına sahip olan Naim, eğer son hakkında başarısız olursa dördüncü sırada kalacaktı. Ancak Naim Süleymanoğlusoğukkanlıydı. 147,5 kg’ın başına geldi ve ağırlığı bu sefer kolayca kalmıştı. Sadece toplama madalya verilen müsabakanın ilk ayağında başarılı olmuştu. Sırada silkme vardı.

Reklamlar