Tarih: 10 09 2018

Yazan: Şakır ARSLANTAŞ

Konu:  Hendek 3 kurbanla atlandı. Aşırı uçları kırpılsa GERB ile BSP bir yeni hükümet ortaklığında buluşabilir.

Satranç bilmeyen siyaset sahnesine çıkmasın.

Bulgaristan’daki siyasi gerginliği körükleyen etkenlerden biri halkın bilgisizliği ve siyasetçilerin popülizmidir desek kabul görür mü? TV seyrederek siyasetçilikte şampiyon olma şansı yok. Bellekleri güçlü olanlar hafızalarına rakam doldurabilir, fakat nicelik ve nitelik etkileşimini bilmediklerinden hep oyunu kaybederler.

İki hafta önce GERB ekibinden “elit” bakan olarak nitelenen İçişleri, Bölgesel Yönetim ve Taşımacılık Bakanlarının “politik sorumluluk taşıma” şampiyonu gibi hareket ederek, Sofya – Svoge karayolundaki otobüs kazasında 17 kişinin can vermesiyle hemen istifa etmesi, kitlelerin protesto patlamalarını kısmen durdurdu ama hükümete güvenirlilik reytingini yükseltmedi.

Yaşlanmış, yorgun ve dert dolu insanlar, zeki ve güçlü muhakeme etme yeteneğini yani son söz sahibi olma yetisini sanki tamamen yitirmiş bir kitle gibi…  Akşam saatlerinde otobüs duraklarına, köy meydanlarına, belediye binaları önüne toplanan ve TV muhabirlerine demeçler veren yaşlıların mesajları etkisiz, direnç gücünden yoksun.  Sözleriyle güven doğuran genç öncüler çıkmıyor mağdurların önüne…

Şu durumda bakanların hepsi değişse ve yeni bakanlar kurulu atansa değişen bir şey olmayacak. Milliyetçi faşistler daha fazla bakanlık ve müdürlük istiyorlar.

Protestolar dinse huzur sağlanacak gibi.

Anlaşıldığına göre oynanan tazıya tut, tavşana koş siyasetinden Moskova ile Washington, ikisi de memnun. Avrupa Birliği de “Bizden bir şey istemeyin de ne yaparsanız yapın!” noktasına kilitlenmiş.

Günlük yayınlarda,  ezgin insanlara yanlış umut veren analizlere yer veriliyor. Sosyal gerginlik birikiminin dağıtılmasına çalışılıyor. GERB partisinin iktidardan gönüllü çekilmesini ve yapılacak bir halk oylamasıyla farklı çözümler aranmasını önerenlerin kanıtları:

Rakamlar konuşurken Tanrılar susar!” – Bulgar atasözü.

Merkez Seçim Komisyonunca yayınlanan verilere göre, 2017 Martında yapılan son erken meclis seçimlerine 7 004 358 vatandaş katılmış. (Bu rakamın doğruluğu tartışmalıdır.) Bu vatandaşlardan 5 538 553 kişi yani % 71,5’i GERB partisi ile aşırı gerici sözde “Yurtseverler” yönetmesini istemediklerini ifade etmiştir. Bu arada nüfusun % 83- 6’sı B. Borisov’un Başbakan olmasına “hayır” demişlerdir. İnandırıcı olsa bile Bulgaristanda geçerli olan böyle bir seçim sistemi yok. Sandık başına gitmeyenlere bir siyasi açıdan “ölü canlılar” diyoruz. Ne düşündüklerinin ve oylarının değeri sıfır.

Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile ilgili veriler ise daha da trajik. Nüfusun % 86, 6’sı eski komünist ve günümüz sosyalistlerini iktidarda görmek istemiyor.

Bu formülü savunanlar pasif istekleriyle yaşıyor, yalnız hayal ediyorlar. Anlatılanları kavrayamaz duruma gelmişler. Bir şeylerin olması için bir şeyler yapmak gerek.  Göreceli seçim sistemi içindeki rakamların okunuşu “öyle” değil.

Siyaset yarışının göreceli hesaplar üzerine bina edildiğini kabul etmeyen bu çevre, seçim listelerinin Parti kurmaylarında hazırlanmasına kesinlikle karşıdır. Örneğin, sosyalist Georgi Pirinski’nin 1990 Haziranında başlayarak 28 yıl boyunca seçilebilir bir yerde liste başı olmasıyla alay ediyorlar. 40-50 kişilik bir siyasi temizlik, eski DS ve şimdiki DANS ajanları omurgası etrafında GERB ve BSP milletvekillerinden yeni bir bünye oluşabilir.

Şöyle bir tıraş da yapılmalı:

Çoğulcu sistemden, parti merkezlerine oy başı 11 leva ödenmesinden vazgeçmiyorlar. Durumun köklü değişmesinin anahtarı, halkın seçeceği adayları kendisinin göstermesinden yani majöriter  (en fazla oy alan kazanır)  sisteme geçişle başlayabilir. Nüfusumuzun büyük orta yaşlı kesimi dış ülkelere çıkmış bulunuyor.  Onlar oyunu dış ülkelerde kullanıyor. T.C.’de 640 bin seçmen de seçim günü hep mağdur. Yasalara göre, seçim günü vatandaşlarımıza tüm kolaylıklar sağlanmalıdır. T.C. de yaşayan hiçbir Bulgaristanlı Türk ikinci sınıf vatandaş değildir.  Köklü değişiklik için Büyük Millet Meclisi seçimi yapmak gerek. Bu meclis Anayasanın temel ilkelerini değiştirilerek, çoğulcu siyasal, sosyal ve kültürel sisteme geçiş sağlayacak, adaleti ve demokrasiyi güvence altına almalıdır. Hukukun üstünlüğü mutlaka tesis edilmelidir.  Bugünkü siyasi zihniyet bunu istemiyor. Tek amaçları komünist dönemden kalan totaliter düzeni mali oligarşi egemenliği olarak yaşatmaktır.  Vatandaş hakları, genel kapsamlı demokratik ilkeler, ortak hak ve hürriyetler, etnik, din, dil harkı gözetmeyen ayırımsız adalet meşrulaşmalıdır. Her vatandaşa kayıtsız koşulsuz eğitim ve sağlık hizmeti sağlanması acile etli çözüm bekliyor. Her Bulgaristan vatandaşı gibi azınlıkların hak ve özgürlükleri güvence altına alınmalıdır. Bulgaristan bugünkü zihniyetle yönetilmeye devam ederse, Bulgaristan kaçınılmaz olarak çökecek, dibe vuracak. Bunun önlenebilmesi için tüm azınlıklarımızın anadilde eğitim ve öğrenim, din ve öz kültürleri ve gelenekleriyle yaşama halkları uluslararası yasalarla güvence altına alınmalıdır. Gerekirse bu sorun Avrupa Birliği Parlamentosuna taşınmalı ve Bulgaristan’daki demografik durum temelinde etnik sorunlara köklü çözümler aranmalıdır.

Bulgaristan’ın demokratikleşmesini, bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin, eşit vatandaş haklarının yasallaşmasının bir türlü gerçekleştirilememesinin ana nedeni ikisi de Bulgaristan Komünist Partisi özünden gelen GERB ve BSP partilerinin, birinin iktidarda ve diğerinin de muhalefette olması, bu konularda sürekli paslaşmaları, 2009’dan beri danışlı döğüş içinde olmaları dır ve alınan sonuçlar fecidir:

GERB-BSP siyasi yakınlığını şu temel konularda gözlüyoruz:

  1. Halkı birlikte soyma ortaklığı:
  2. Sağlık sektörü, sağlık sigorta sistemi ve sağlık kasası:

Bulgaristan’da sağlık hizmetleri tek kasa üzerinden işliyor. Sakatlansan, kötürüm olsan, bayılsan, hastanelik olan başka bir yerden sağlık hizmeti alamazsın. 3 sene sağlık sigortanı ödemeyen sistem dışı kalıyor. Şu anda dış ülkelerdeki vatandaşlarımızın hepsi sistem dışıdır. Bulgaristan’da bir SAĞLIK KASASI var. Almanya’da 200. İsviçre’de 56. Başka örnekler de verilebilir. Bizdeki istersen gülüm. Köy sağlık ocakları kapandı. Belediye merkezlerindeki hastaneler kapandı. Polikliniklerde teknik imkân ve hekim yetersizliği var.  Özürlü çocukların durumu çok kötü.

  1. Halkın parasını yuttukça yutan “Belene” NES konusunda GERB ile BSP aynı görüştedir.
  2. Devlet siparişleri, ihale düzenleme ve yolsuzlukları görmeme konusunda GERB ile BSP aynı görüştedir.
  3. NATO standartlarına uymayan MİG uçaklarının Moskova’da onarılması konusunda iktidar ile muhalefet arasında uzlaşmazlık yoktur.
  4. Rusya’ya AB tarafından uygulanan yaptırımlar konusunda iktidar ve muhalefet arasında hiçbir ayrılık noktası göremezsiniz.
  5. Sığınmacılar, savaş kaçakları, azınlıklarımızın hakları konusunda GERB ile BSP ikiz gibidir.
  6. Kırım’ın ilhak edilmesi, Ukrayna devletinin Donets ve Lugans eyaletlerinin Moskova’ya kalması konusunda da bu iki ana siyasi güç arasında önemli bir fark yoktur.
  7. Müslüman Türklerin 1984 -1989 döneminde isimlerinin değiştirilmesi, baskı ve terörle ezilmesi işlerini tasarlayan ve yönetenlerden biri olan BKP MK Politik Büro üyesi, avcı Penço Kubadinski’ye Deliorman göbeğinde bronz anıt dikilmesi konusunda GERB ile BSP arasında görüş ayrılığı yoktur.
  8. Todor Jivkov’un Pravets’te ve Alyoşa’nın Plovdil Tepesindeki anıtının Belediye Bakımında yerinde durmasını da iki siyasi parti de istiyor.
  9. 9 Eylül 1944 tarihinde Bulgaristan’ın Sovyet Ordusu tarafından istila edilmesi ile 10 Kasım 1989’da Todor Jivkov’un ve totaliter komünizmin devrilmesi tarihlerinin kutlanmasında da iki partinin fikir ve tavır ayrılığı yoktur.
  10. Bu arada okullarda Türkçe okunmasına, köy ve kentlerde Türk kültür ve edebiyat dernekleri, gençlik klüpleri, sportif merkezler kurulması ve donatılması, karma bölgelere yeni yatırımlar yapılıp iş sahaları açılmasına her iki parti de karşıdır. Bu özellikler saymakla bitmez.

Görüş birliğini belirleyen özellikler arasında en başta seçim dalavere ve rüşvetle çalışan sisteminin, mali oligarşi imtiyazlarının korunması, medya üzerindeki tekelin imtiyazlarından yararlanmaya devam etmesi gibi sorunlarda iki parti arasında fikir ayrılığı saptanmamıştır.

Bu arada durumun devamını sağlamak için suni oyun sahneleri sahnelenmeye devam ediyor. Neymiş efendim. Başbakan Yardımcısı “faşist” V. Simyonov başbakan hakkında “diktatör” demiş. Vay be hakikatten demiş mi? Birkaç bakanın daha değiştirilmesini isteyecekmiş. Demografi sorunları Şubesinden fazla avanta tutamamış. Turizm Bakanlığını da istiyormuş.   Öte yandan bu “yüzsüz”  nu diyen hemen istifa etsin diye haykıran “Ataka” şefi V. Siderov boş halay çekiyor. Bu kimliksiz, kendini Bulgar aşırı milliyetçiliğinin ideoloğu ilan etti. En büyük derdi: Bulgar Milli TV 1 programında her gün saat 16’da yayınlanan 10 dk. Türkçe Haber Bülteni’ni kaldırmak! Vay be sarıdikenin, eşek dikeni kadar acıttığını söylüyorlardı da inanmazdım. Bir 10 dakikacık haber bültenimize inanamıyorlar yani bir sarıdikene dayanamıyorlar. Eşek dikeni olsa ne olacak Allah bilir…

Arkadaş önümüz bu kadar karanlık. Birlik olup el ele verip sabırla ileri yürümeye devam edeceğiz. Başka çaremiz yok.  Bizim kurtuluşumuz bizim birliğimizdedir. Biz Bulgaristan’ın üvey evladı değiliz. Mücadele etmek zorundayız.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Paylaşmayı unutmayınız.

Reklamlar