Abdülaziz R. Bekirov
Gruevo, Kırca/i
1950-1984 

 

Gruevo’ da durumu anlamak üzere önceden gelen grup, köy kenarına pusu kurulduğunu parti, devlet temsilcilerine ve kendi komutanlarına büyük ve kararlı bir kitleyle karşı karşıya geleceklerini bildirmişti. Ama olay yerine gelince adamlar, işin daha da ciddi olduğunu anladılar.
“Gövdeye ateş!” emri verilince, gerçi, tereddüte düşüp, olay yerini terk edenler de olmuştu, ama genelde hem köprü altına, tütün kurulukIarının  ardına siperlenmeye çalışıyor, hem de “Biz Türk ‘üz, Türk öleceğiz!” diye bağrışıyorlardı. Kurşun yağmuru birkaç kişiyi yere serdi. Onlardan biri, yere yuvarlandı, sonra da al kanlar içinde doğrulur gibi oldu ve yeniden “Beni vurun, beni! Ben Türk’ üm 1 Türk de öleceğim!” diye bağırdı ve yeniden yere yaslandı.
Deneyli, tedbirli, her şeyi göz önüne alabilen, Rodop Türklerini ve yalnız onları değil, tüm Bulgaristan Türklerini adeta bir koyun sürüsü yerine koyan bölük komutanları, bire dek yerlerinde donup kaldılar. Tam burada, kurşun yağmuru içinde böyle bir yiğitlik beklemiyorlardı. Kimdi ve nasıl bir adamdı bu?! Kimsesiz, evsiz yersiz, sokaklarda gecelemekten usanmış, canına doymuş bir serseri mi, yoksa özel eğitim görmüş koyu bir milliyetçi mi?! Düşünmeye vakit yoktu fakat. Öfkelerini gidermeye kararlıydılar. Silahlar yeniden takırdadı. Yıllardan sonra, kurşunu hala kolunda, yaralı bayan Hüsnüye Recep’in de hatırladığı gibi, yüzlerce kişinin gözü önünde delik deşik ettiler adamı. Bir de güya hala sağınış, güya gerçekten de yardım istermiş gibi, ambulansa koyarak acilen hastaneye kaldırdılar, göz boyacılığı yaptılar.
Hayır, Abdülaziz Raifov ne kimsesizdi, ne de özel eğitim görmüş fanatik bir milliyetçiydi. O, ana, eş, çoluk çocuk ortamında saygı­dan sevgiden mutlu, inşaatçılığın tüm yönlerini ayrıntılarıyla bilen, fevkalacle çalışkan ve bu niteliklerinden dolayı da aranan, sayılan, dürüst ve onurlu bir kişiydi. Adına sevgisi, haksızlık slZlsıydı onu bu yiğitliğe sevk eden. Belki onun için de evden çıkarken, başına geleceğini biliyormuş gibi “Ben artık dönmem” diyerek tüm yakınlarıyla birer birer helalleşmişti!
Gruevo’ya bir varmanız olursa, köy girişindeki “Gormalık’ta büyük bir anıt göreceksiniz. Onda üç yiğit kişinin resimleri var. Biri Abdülaziz Raifov’un. Belki bir gün gelir de bu anıtın gövdesi yıkılır, ezilir, ama Abdülaziz’in yiğitliği asla unutulmayacaktır!. ..


Sunyto Mehmet
10.01.2012/20:45h

Reklamlar