Hekimlerin göçü- sıradan ikametten kozmopolit yolculuklara kadar giden süreç

Küçük bir dağ köyünün muhtarı çok orijinal bir ödül veriyor. 970 nüfuslu köye doktorluk yapmak üzere, köye gelecek bir doktor damat bulacak kıza iki odalı daire veriyor. Fıkra benzeri bu durum, Bulgaristan’da sağlık sisteminin acınacak durumunu gözler önüne seriyor.Bulgar Bilimler Akademisine bağlı Etnografya Müzesinde bugün başlayan konferansın adı da “Beyaz önlüklü göç” olacak ve sağlık işçileri ile tıp uzmanlarının yurtdışından göçü incelenecek.”Yurtdışında Bulgar, Bulgaristan’da yabancılar, kurumlar, teşkilatlar ve toplumsal hayat” paneline Yeni Bulgar Üniversitesinden doç. Anna Krısteva da katılacak. “Bulgar göçünün en belirgin örneği doktorların yurtdışına akımıdır” diye anlatıyor bilim adamı. Doç. Krısteva, “Doktorların göçü en çok incelenen bir süreçtir, çünkü dört boyutlu bir sosyal sermaye kayıbı sözkonusudur” dedi.

“İlk boyutu meslekidir. Hekimler yüksek kalifiye ve aydın göçün bir ana yüzü. İkinci boyut ekonomiktir. Sağlık sektörü gelişmiş ekonomilerde muazzam paya sahip ve gelişecektir. Üçüncü boyutu insanidir.  İşinde ve görevinde sorumluluk simgesi Hipokrat yemini eden başka bir meslek grubu yoktur. Dördüncü boyut ise demokratiktir. “Sınır tanımayan doktorlar” topluluğu yeryüzünün her köşesinde insani yardım ve sağlık hizmeti sunan bir örgüttür. Bulgaristan’daki doktorların da aktif bir vatandaş ve toplumsal görüşü var. Demokratik değişimlerin ilk yıllarında onlar hep toplumsal eylemlerin ön saflarında oldu. O yüzden doktorların göç etmesi bir sosyal sorun olarak algılanır”.

Hekimler artık göçmenden ziyade, yer değiştiren ve hareketlililk içinde olan bir kesme dönüşüyor. Politik çevreler bunu doktor kayıbı olarak niteliyor, genç aydınların gitmesi, eğitime yatırım ve hazır yetişmiş kadroları elden çıkarma eğilimi olarak görüyor. Bulgaristan’ı gelişmiş ülkelerin sağlık sistemine eleman bankası olarak algılıyor siyasiler. Oysa doktorlara sorarsanızi bu göçün arkasında onurlu işler ve emeklerine uygun maaşlara işaret edecekler. Doç. Krısteva burada iki görüşün mevcut olduğunu vurguladı:

“Biri devlet görüşü, diğeri ise, hayatı kendi ellerine alan sorumlu insanların fikirleri. Politikacılar bu büyük göçün aslında kendi siyasi başarızılığın bir uzantısı olduğunu anlamak istemiyorlar. Bu yıl Sofya Tıp Akademisinde diplomalar verilirken, en büyük tıpçılardan birisi “Genç doktorların %80’i yurtdışında çalışmak istiyor” dedi.

Bizim politikacılar şikayet ederken, doktorlar hareketlilik ve mobil olma konusunda farklı yöntemler uyguluyorlar:

“Örneğin bir doktorun, Paris’in en zengin semtlerinde muayenehanesi vardır, ortağı olan doktorun ise Almanya’da muayenehanesi var. Onlar ikisi gelip, Bulgaristan’da bir özel klinik açıyorlar. Fransız hekim ayda bir hafta Bulgaristan’da çalışıyor, üç hafta Fransa’da. Alman doktor ise iki hafta Sofya’da, iki hafta Almanya’da. Dolayısıyla böyle bir iş dengesine varmışlar. Mobil sermeyeyi maddi sermayeye dönüştüren doktorlar da var. Bir süreliğine yurtdışına gidip, iyi paralar kazanan tıpçılar var. Sonra Bulgaristan’a dönüp, yurtdışında kazandıkalrı paraları burada yatırım olarak kullanıyor. Doç. Anna Krısteva “Doktorların bu hareketliliği ve mobil olması, kökten göçe karşı en iyi bir önlem”dedi.

Reklamlar