Kırcaali Türk Kültür ve Sanat Derneği (TÜRKSAD) ve Ömer Lütfi Kültür Derneği, dün akşam Çanakkale Zaferi’nin 104. yıldönümü dolayısıyla geleneksel 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Etkinliği gerçekleştirdi. Kırcaalilerin tıklım tıklım doldurduğu Ömer Lütfi Kültür Derneği salonunda yapılan bu yılki anma etkinliğinin konukları Türkiye’den Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Dr.Öğr.Üyesi Sabri Can Sannav ve Trakya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Erhan Vatansever Çanakkale’yi anlattılar. Anma töreninde resmi konuklar arasında T.C. Filibe Başkonsolosu Hüseyin Ergani, Kırcaali Bölge Müftü Vekili Nasuf Nasuf, Kırcaali bölgesinden şehit ve gazi yakınları, siyasi parti ve STK temsilcileri de yer aldı.

Programın sunuculuğunu yapan TÜRKSAD Başkanı Müzekki Ahmet, Kırcaali’de geleneksel olarak düzenledikleri anma etkinliğine gelen herkesi selamlayarak, Balkan Savaşları ve Çanakkale şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Daha sonra Çanakkale Savaşları’nda birkaç yakınını kaybeden Bölge Müftü Vekili Nasuf Nasuf şehitlerin ruhu için dua etti.

Selamlama konuşmasında Filibe Başkonsolosu Hüseyin Ergani, anma etkinliğini düzenleyen iki derneğe teşekkür etti. Başkonsolos, konuşmasında şunları kaydetti: “Çanakkale Zaferi hakikaten dünya harp tarihine altın harflerle yazılmış, eşine benzerine rastlanmayacak şekilde büyük bir savaş, bir zaferdir. Tabii ki bu kolay olmamıştır. O zaman Osmanlı İmparatorluğu döneminde zor şartlar içerisinde büyük fedakarlıklar yapılmıştır ve hemen hemen bütün vilayetlerden ki buna Kırcaali de dahildir önemli kayıpların yaşandığı bir savaş olmuştur. Bu mücadelenin bazı önemli sonuçları var. Her iki tarafın 250’er bin kayıp verdiği hakikaten büyük bir savaş ve o dönemde Türkiye ile Bulgaristan, müttefik olarak aynı saflarda savaşıyorlar. Bu önemli bir husus. Balkan Savaşları’nda karşı karşıya gelmiş iki komşu ülke, Birinci Dünya Savaşı’nda aynı saflarda yer almışlardır. Dolayısıyla Balkan Savaşı’ndan sonra Çanakkale Harbi’nde Bulgaristan’dan da, Kırcaali bölgesinden de o dönemde gidip savaşan, şehit düşen Türk ve Müslüman askerler vardır. Öncelikle Rus Çarlığı Çanakkale’den desteklemeye gelen müttefiklerinin donanmaları geçemeyince, destek alamayınca yıkılmıştır. Dünya tarihinde önemli bir imparatorluk yıkılmış yerine daha sonraki dönemde, Soğuk Savaş koşullarında ortaya çıkacak bir komünist Sovyetler Birliği ortaya çıkmıştır. Bu savaş, bu mücadele başarılı bir şekilde verilmeseydi neler olurdu? Türkiye tarihi açısından çok büyük, önemli sonuçlar olurdu diye düşünüyorum. Zira Çanakkale Savaşları aynı zamanda milli mücadelenin bir öncülüğüdür, yani onun bir hazırlığıdır. O donanmalar Çanakkale Boğazı’ndan geçselerdi, belki bugün Türkiye Cumhuriyeti varlığına bu haliyle sahip olamayacaktı. Çünkü kolay bir zaferle Osmanlı’nın başkenti alınmış olacaktı ve Osmanlı toprakları da daha önce yapılmış gizli anlaşmalar temelinde pay edilecek ve apayrı koşullar ortaya çıkacaktı. Bu savaşın önemli bir sonucu da Britanya İmparatorluğu’nun sömürgeleri açısından olmuştur. Bu savaşlarda mücadele eden, İngiltere’nin sömürgelerinden gelen anzak askerleri çok büyük kayıplar vermiş ve buradaki tecrübeler ve yaşanan hadiseler sonrasında Britanya İmparatorluğu’nun sömürgelerinde bir uluslaşma bilinci ortaya çıkmıştır. Diplomasi tarihi açısından da ciddi bir sonucu vardır. İfade ettiğim gibi Birinci Dünya Savaşı öncesinde farklı ülkeler arasında yapılan gizli anlaşmalar Çarlık Rusya’sının çökmesiyle birlikte ve bir komünist Sovyetler Birliği’nin oluşmasıyla birlikte ifşa edilmiştir ve gizli diplomasinin bütün çirkin yüzü ortaya dökülmüştür ve bu nedenden dolayıdır ki, ondan sonraki dönemdeki diplomasinin açık bir şekilde yapılması, yani şeffaf bir şekilde yürütülmesi anlayışı tecelli etmiştir”. Ergani, “Dışişleri Bakanlığı’nın yurt dışında görev yaparken şehit düşen mensupları vardır. Bunların bir kısmı Bakanlıkta aktif olarak görevde bulunan diplomatlar veya yakınları veya sözleşmeli kadrolarda yurt dışı teşkilatında bulunan personelimizdir. Bunlardan birisi de maalesef burada Burgaz’da yaşanan merhum şehit Bora Süelkan’ın şehadetidir. Onları da huzurlarınızda saygıyla anmak isterim” diye ifade etti. 18 Mart Çanakkale Deniz Muharebelerinin bizim lehimize neticelendiği tarihtir. Tabii ki, 19 Mart’ta bu mücadele bitmemiştir ve kara muharebeleri vardır. Onlar da yaklaşık 1 yıl sürmüş, ama neticede bu milletimizin, insanımızın feraseti ve güç birliğiyle ve cesaretiyle o anki şartlar içerisinde güç birliği yaparak dünyanın dört bir yanından gelen güçlü donanmalarına, her askeri birliklerine karşı kazandığı büyük ve parlak bir zaferdir. Türk tarihine de, dünya tarihine de böyle yazılmıştır” diye ifade etti.

Daha sonra Filibe Başkonsolosu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajı okudu. Erdoğan mesajında şunları belirtti: “Tüm olumsuz koşullara rağmen, iman, azim ve vatan sevgisiyle kazanılan bu zafer, İstiklal Harbimizi de zafere ulaştıracak mücadeleci ruhun güçlenmesine vesile olmuştur. Çanakkale’de yakılan meşale, istiklal mücadelemizde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yolumuzu aydınlatmıştır. Cumhuriyetimiz, Çanakkale gibi, Kurtuluş Savaşı gibi büyük mücadelelerin, büyük fedakârlıkların üzerine inşa edilmiştir. Bizlere düşen en büyük sorumluluk, kahraman ecdadımızın bizlere mirası bu vatana layıkıyla sahip çıkmak için, Çanakkale Savaşlarındaki ruhu, heyecanı, azmi, kararlılığı bugün de kalbimizde hissetmektir. Çanakkale şehitlerinin torunları olarak, istiklalimizden, istikbalimizden ve özgürlüğümüzden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Bugün de vatanımız üzerinde oynanmak istenen oyunlara, milletimize yönelik hain planlara bu kararlılıkla karşı çıkıyor, kadını erkeği, genci yaşlısı tüm vatandaşlarımızla omuz omuza aydınlık yarınların inşası için yılmadan çalışıyoruz”.

Ardından T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından hazırlanan kısa bir Çanakkale Sinevizyonu izlendi.

Kirkovo (Kızılağaç) Fotinovo (Çakırlı) Hristo Smirnenski Lisesi’nde okuyan iki öğrenci, Türkçe öğretmenleri Zekiye Hasan’ın yönetmenliğinde hazırladıkları günün anlam ve önemini belirten birer şiiri muhteşem bir şekilde seslendirdiler. Ömer Lütfi Kültür Derneği’nin çatısı altındaki amatör sanatçı gruplarında yer alan 6 yaşındaki Çınar ise Çanakkale Türküsü ’nü söyledi. Küçük yetenekler, sergiledikleri performansla büyük beğeni topladılar.

Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav, ”Ben geçen yıl da buraya gelmiştim. Buradaki etkinlikler hem daha çok anlamlı hem çok da güzel oluyor. Bulgaristan’da böyle bir etkinlik yapmak gerçekten hem gurur verici hem de göz yaşartıcı diyebilirim” diye ifade etti. Çanakkale Savaşları slayt gösterisi eşliğinde konferans veren Dr.Öğr.Üyesi Sabri Can Sannav, şunları belirtti: ”Başta Balkanlar olmak üzere pek çok Müslüman coğrafyasından on binlerce gönüllü asker İslam’ı ve Osmanlı’yı savunmak için bu coğrafyaya akın akın gelmiştir. Sadece Bosna’dan gelen gönüllü asker sayısı 15.700’dür. Ayrıca Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’dan da çok sayıda gönüllü asker Çanakkale Cephesine katılmıştır. Dünyanın en küçük yarımadalarından biri olan Gelibolu’da 300 bini Türk askeri olmak üzere toplamda 850 bin asker savaşmıştır. Bir metrekarelik alana ortalama 6 bin mermi düşmüştür. Yapılan bilimsel hesaplamalara göre 160 milyonda bir ihtimal olan iki merminin havada çarpışma ihtimali burada defalarca gerçekleşmiştir. Bir eğitimci olarak şunu muhakkak ifade etmeliyim ki Çanakkale’nin kanlı sırtlarında ne yazık ki yüz binden fazla okumuş ve aydın Türk genci şehit düşmüştür. Atatürk, bu durumu “Biz, Çanakkale’de bir Üniversite gömdük” diye ifade etmiştir. Bu durum Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ciddi anlamda bir kadro sıkıntısının meydana gelmesine neden olmuştur”.

Trakya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Erhan Vatansever, “Hocamın dediği gibi Türkiye dışında Çanakkale gibi bir destanı anlatma fırsatı elde etmek bizim için gurur verici. Benim için ayrıca gurur verici, kendim de Kırcaaliliyim. Kırcaalili olarak gelip Kırcaali’de Çanakkale’yi anlatmak benim ayrıca önemli. Ben bilgiler veremeyeceğim, çünkü tarihi insanlar yapar ve Çanakkale’yi anlamamız için insanları da anlamamız lazım” dedi. Erhan Vatansever, savaşa katılanların yaşadığı bazı dramatik olaylara değindi. Çanakkale’de en büyük eksiğin ağrı kesici olduğunu kaydeden araştırmacı, bir doktorun hastalarından birinin oğlu olmasına rağmen öleceğini anladığı için ona ağrı kesici veremediği olayını anlattı. Babası yüzbaşı olan bir çocuk olarak ünlü yazar Sabahattin Ali’nin Çanakkale Savaşı’na yakından tanık olduğu, yazar Rıfat Ilgaz’ın Çanakkale’de kaybettiği abisini sadece yaralıyken evinde bir ay kaldığı sırada görebildiği olaylarına da değindi.

Program, yine kısa bir sinevizyon sunumu ile sona erdi.

 

Resmiye Mümin, Kırcaali Haber

Reklamlar