Rafet ULUTÜRK

İkinci turda bulusalım

billboard-500x210-cm

Bulgaristan değişim yolunu seçti. Demokrasiyi kimseye değiştirtmiyeceğini hatırlattı.                  

Genel değerlendirme:

6 Kasım 2016 Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçimleri başarılı yapıldı.

6 milyon kişi olarak gösterilen seçmenlerden % 57,7’si oy kullandı.

% 47.7’si de halk oylamasına katıldı.

Bir önceki genel seçime göre, oy kullananlar 500 kişi fazlaydı. Seçim Sofya Merkez Seçim Komisyonu tarafından yönetildi.

Seçmenden  % 5.5’i ise 21 adaydan hiç birini desteklemedi.

Halk oylamasında katılanlardan % 73,3’ü seçim sisteminin tamamen değişmesini ve orantılı seçimden majoriter (en fazla oy alan kazanır) sistemine geçilmesine;

% 72,5’i her oy için partilere 12 leva yerine 1 leva yardım yapılmasına;

% 63,9’u da zorunlu seçime  “evet” dedi.

Referandum var olan siyasi sisteme “okkalı bir tokat” olurken, mecliste görüşülmeden yürürlüğe girmesi ve hemen uygulanması 2014’te yapılan genel parlamento seçimlerinden 1 oy fazla almış olmasına bağlıdır.

Bu ise tüm itirazlar görüşüldükten sonra Merkez Seçim Komisyonu tarafından hafta içinde açıklanacaktır. Önemli olan halk oylaması sonuçları bu durumda da meclise girdi ve görüşmeye açılacaktır.

Diş ülkelerde oy kullanma:

Bulgaristan dışında oy kullanmaya çalışan vatandaşlar çok büyük güçlüklerle karşılaştı. Uzun kuyruklar yüzünden oyunu veremeyenler oldu. Mesela Almanya’nın Stutgart bölgesinde 30 bin Bulgar seçmenden ancak 800 kişi oy verebildi.

Amerikanın Çikago şehrinde 100 bin seçmenden ancak 3 sandıkta 2 700 oy verildi.

Türkiye’de 620 bin oy kullanma hakkı olan vatandaştan ancak on beşte biri oy kulandı.

Seçim esnasında MSK’undan gelen emirlerle “seçim dili” ve “dilekçe doldurma” işlerine müdahale edilmeye çalışıldı. Türkiye’de seçim örgütü İstanbul’da en başarılı sağlanırken, HÖH elemanları her yerde içeride ve dışarıda, sandıkta veya çevrede mualif olarak sadece BULTÜRK Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği elemanlarının özel gayretleri dikkat çekti. Ayrıca Bulgaristan’da Seçim kurulu yetkililerinden GERB partisi yoktu ve birçok konsolosluk görevlileri de HÖH ile birlikte çalışmaları da gözlerden kaçmadı. Bunları kontrol edemeyen bir Hükumete kimse güvenmez.

İngiltere’de seçim günü havanın yağışlık olmasına rağmen sandık başına giden vatandaşların birçoğu da oyunu vermeden geri döndüler.

Referandum komitesi üyelerinin seçim gecesi düzenlediği basın toplantısında “seçmen haklarının sandık sayısıyla kısıtlandığı”, Türkiye’de 35 sandık uygulamasının asla kabul edilebilir bir durum olmadığı belirtilirken, sert eleştirildi. Seçime katılma aktifliği ve alınan sonuçlarla dış ülkelerde yaşamak zorunda olan Bulgaristan vatandaşlarının köklü değişikliklerden, daha geniş demokratik haklardan ve herkese serbestlikten yana olduğunu doğrulandı.

GERB seçimin birinci turunu kaybetti:

2007’den beri Bulgaristan yerel, meclis ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin hepsini art arda kazanan Başbakan Boyko Borisov’un GERB partisi bu seçimin ilk turunu kaybetti. Seçimden önce “ilk turu kaybedersek hemen istifa edip”, yürütmeden çekileceğiz ve erken seçim yapılacak açıklamasında bulunan Başbakan Borisov sözünde durmadı.

Birinci ve ikinci tur arasında ülkeyi hükumetsiz bırakmak olmaz” gerekçesiyle ”ikinci turu da kaybedersek aynı gün istifamı sunup yürütmeden çekileceğiz” dedi. Böylece istifayı haftaya erteledi.

GERB adayı Bayan Tsetska Tsaçeva, sosyalist parti BSP adayı General Rumen Radev’ten % 5’e varan daha az oy aldı (% 21,8) ve ikinci tura katılma hakkı kazandı. Seçimler, Bulgar seçmenin Başbakan Borisov’un “piyonu” ve “gölgesinde hareket edecek” bir kişiliksiz kişiyi Cumhurbaşkanı olarak istemediğini gösterdi. Ülkedeki genel gerginlik ve halkın geçim sıkıntısı, son 5–6 yılda refah kaybı iktidar değişikliği istendiğine işaret ediyor. Bulgaristan’da siyasi sınıfın değişmesini zorunlu kılan dış faktör ise, GERB partisi ve şahsen Boyko Borisov’un bunalım yaşayan AB ve Almanya bağlılığı ile hiçbir konuda alternatif sunamamış olmasıdır.

6 Kasım 2016’da kazanan güç.

Oyların % 26’ini alan ve Cumhurbaşkanı olma yolunda birinci turu kazanan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) tarafından desteklenen bir inisiyatif komitesi adayı olan Hava Kuvvetlerinden emekli General Rumen Radev seçmenin cumhurbaşkanı makamına uygun gördüğü kişi olarak ortaya çıktı. Radev’in başkent Sofya’dan başka, Plovdiv, Varna ve diğer il merkezlerinde ve büyük şehirlerin hepsinde seçmen oyunu alması ve yüksek öğrenimliler ve lise mezunları tarafından en fazla desteklenen aday olması toplumun değişiklik, dolaysız demokratikleşme istediğine işaret verdi.

Küçük kasabalarda ve köylerdeki seçmen ise GERB adayı Bayan Tsaçeva’ya oy verdi. Dikkati çeken bir başka özellik de General Radev’e aldığı oylardan  % 27’sini Çingene gettolarından ve azınlıkların yaşadığı yerleşim merkezlerinden gelmiş olmasıdır. Bu da işsiz kesimin, sefalet çizgisi altında zar zor geçinenlerin umut aradığına, hemen değişiklik yapılmasından yana olduğuna yeniden işaret etti. Radev’e oy veren kesim bir milyondan az olsa da, aynı gün 3 milyondan fazla seçmen halk oylamasında % 70 oranında “köklü sistem değişikliği” “doğrudan doğruya demokrasi”  dedi.

Bu ise   köklü yenilenme isteyen  dip dalgasının büyüklüğüne, onun hareket halinde olduğuna ve toplumun içten içe gerçekten çatırdadığına kuşkusuz delil oldu.

İlk iki adayı destekleyenler % 50’den azdır.

Zorunlu olan seçime katılma oranı yüksek olsa da, Cumhurbaşkanı yarışındaki ilk ikiye verilen toplam oy oranı, oy kullananların % 50’sinden azdır. Bu da ikinci turda seçilecek olan adayın büyük bir toplumsal baskı altında olacağına daha şimdiden göz kırpıyor.

Seçime katılmayan ve çekimser kalan güçlerin kullandıkları oyla sistem değişikliği talep eden güçlerden fazla olması, toplumsal güçlerin kendi yönlerini tam olarak belirleyememiş olduğunu düşünmemize olanak veriyor. Anlaşılan iç politikada beklenen reformları yapacak sosyal akımlar henüz sahneye çıkmadığı gibi, dış politikada da Doğu ve Batı arasında, Türkiye ile iyi komşuluk ortamında alınacak yer konusunda tam bir durulma olmadığı ortadadır. NATO üyeliği ile Amerikan üslerinin memlekete konuşlanması kimseye hemen huzur getirmediği gibi, gerginlik tırmanmıştır. Seçimlerin bu siyaset gölgesinde yapılması seçmeni etkilemiştir. Bulgar seçmenin demokrasi kalelerinde aktifleşmesi ise artık yurda dönme fikirlerinin ve ruhunun yeşermeye başladığına işarettir.

Sistem değişikliği istekleri:

Sonuç değerlendirmemize devam edebilmemiz için, seçim kampanyasında ve anlaşılan birinci ve ikinci tur arasında en çok kullanılacak olan “sistem değişikliği” kavramının özünü açmamız gerekecektir. Şu dönem, bu kavram Bulgar kamuoyunda biraz farklı anlam kazanmış durumdadır.

-1878’de kurulan Bulgar devleti bir monarşi, bir “Prenslik” ti.

-1908–1944 yılları arasında ise Bulgar Çarlık’ı vardı.

-1944’te ilan edilen Bulgaristan Hak Cumhuriyeti,

-1990’da Bulgaristan Cumhuriyeti oldu.

Sistem değişikliği” dendiğinde genelde “monarşi” ve “cumhuriyet” idare biçimi arasında bir seçim anlaşılır. Seçmenin istediği cumhuriyet rejiminden monarşiye geri dönmek değildir. İstenen cumhuriyet şeklindeki devlet düzeni içinde, seçim sisteminde köklü değişiklik, parti ile devlet arasındaki ilişkilerde değişiklik ve cumhuriyet biçiminde son söz sahibi olan halkın iradesinin daha büyük ağırlık kazanmasını sağlamaktır.

Bu arada vatandaşlar arasında ayrım yapılmasına kesinlikle son verilmesi, eşit adalet sağlanması, adalet düzeninde köklü yeni düzenlemelere gidilmesi ve demokratik haklarla öncelikle insan haklarının ve azınlık haklarının genişletilmesi bu isteklerin başında gelir. Daha somut bir ifadeyle referandumda oy verilen “majoriter” (en fazla oy alan kazanır) sistemi oy kullanma, seçme ve seçilme sisteminde değişiklik öngörüyor.

Bu seçimde Türk seçmenin rolü ve ağırlığı:

Bulgaristanlı Müslüman Türkler 5. Cumhurbaşkanı seçimine ve referanduma kitlesel katıldılar. Türkiye’de uygulanan kısıtlamalar olmasaydı daha da kitlesel katılacaklardı ve GERB birinci parti olması muhtemeldi.

100–120 km mesafeden gelip de oy kullanmak bir lüks olmaktan ziyade bir eziyet biçimi haline de getirildi.

Lütfi Mestan tarafından kurulan ve yönetilen DOST partisi seçimi kaybeden GERB partisi adayı Bayan Ts. Tsaçeva için oy istedi. Alınan sonuç Mestan’ın çöken bir siyaset anlayışına destek vermeye çalıştığını gösterdi. Bunalımda kıvranan ve can çekişen Borisov iktidarına dayak olması gülünç oldu. Çünkü Türklerin en güçlü olduğu Kırcaali’de 12.729 oy alırken 2013 seçimlerinde şimdi GERB partisi 15 bin oy alabildi. Kısaca Kırcaalide DOST’un oyu 3 bin civarında yani 2013 yılında Korman İSMAİLOV’un da 3.063 oyu vardı. Burada değerlendirmeyi size bırakıyorum kim daha başarılı -L.MESTAN veya K.İSMAİLOV’un partisi mi daha başarılı. Seçmen “nalları dikmiş bir Bulgar’a destek olmak için bu zahmet fazla değil mi?

Halimize bak!” dedi.

Rakamların diliyle konuşulduğunda 2014’te yapılan genel erken seçimde Bulgaristan genelinde GERB partisi HÖH’ten 120 bin oy koparmıştı. Biz sadece BULTÜRK olarak 50 bin civarında oy almıştık hatırlatalım.

Şimdi ise bu rakam 120’den 160 çıkmış oldu. Bu seçimde beliren ek 40 bin oyun direk olarak DOST tarafından sağlandığını bile iddia etmek yanlış olur. DOST’un  kendi açıklaması üye sayısının 17 bindir. Türkiye’den de GERB için partisine oyların gelmesinin nedeni BOYKO ile ERDOĞAN 3. köprü açılışından olması daha muhtemel.

Ayrıca seçimlerden önce GERB partisinin Deliorman ve Dobruca yörelerinde köy kasaba arası yol yapımına devlet bütçesinden yaptığı milyonlarca ödemenin meyvelerini topladığı gözleniyor.

Başka bir örnek: Kırcaali ilinde, DOST partisi’nin en güçlü olduğu Cebel belediyesine 800 bin leva seçim önü havale gönderen GERB belediye merkezi ve etraf köylerden ancak 1 900 oy aldı. Bu oran HÖH’un aldığı oylardan 250 adet azdır. Bu ise, GERB’in ana kalelerde daha ilk kapışmada HÖH’e yenik düştüğünün habercisidir.

Bilindiği üzere, bu yıl yaz ve güz ayları arasında Türklerin yaşadığı bölgelerde de birçok orman yangını olmuştu. Yangın söndürme işlerine gönüllü katılanlara GERB partisi yerel yönetimlerinden ikişer kamyon yakacak odun dağıtılması da seçim sonucunu etkilemiştir.

Bu bakıma DOST partisinden gelen destek GERB tarafından suskun karşılansa da, Bayan Tsaçeva ile General Radev arasının 6-7 puan açılmasına engel olan tek faktördür.

Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH-DPS) bu majoriter Cumhurbaşkanı seçiminde eski başbakan Pl. Oreşarski’ye oy verdi. 260 bin oyla ifade edilen bu destek salt Türk desteği olduğundan adayı 5.sıraya ve Reformcu Blok adayının önüne çıkarabildi. Yazılı bir tutanak olmasa da, HÖH partisinin 2. turda General Radev’i destekleyeceği kesinleşti diyebiliriz.

Bulgaristan’da 5. Cumhurbaşkanın seçilmesinde de Türk seçmenin sonuç belirleyen rol oynayacağı daha şimdiden belli oldu. HÖH seçmeni, General Radev’i boyunduruk dışı, kişilik sahibi, NATO yandaşı biri olduğu kadar, bağımsız ve tarafsız bir siyaset izlemeye hevesli, halk tarafından kucaklanan ciddi bir milli lider olarak görünür mü bunu BOYKO’nun açıklamalarından sonra belirleneceğini düşünüyoruz. Çünkü Türkleri hiç biri ağzına almıyor bakacağız bu ikinci tura kadar kim daha çok Türk-Müslüman kelemesini alacaktır.

Seçimde iyice bölünen RB: (Reformatorlar)

Yine bir öncelik komitesince yükseltilen ve Reformcu Blok (RB) beşlisi tarafından desteklenen Tr. Traykov, seçim kampanyasında genç istidatlı ve zeki bir aday olarak sivrilse de beklenen başarıyı elde edemedi. Aldığı oylar RB’un seçimde aldığı oylar  (% 6) düzeyinde kaldı. O en fazla reklâm edilen adaydı. RB içindeki beş parti ve ana güç olan ve GERB hükümetine ve Başbakan Borisov’a her alanda karşı çıkan Güçlü Bulgaristan Hareketi (DCB) ikinci turda GERB adayına oy vermeyeceğini açıklayınca, blok ikiye bölündü ve hüküumet ortaklığı da ikinci tura girmeden yeni bir darbe aldı.

Milliyetçi oyların patlaması:

Cumhurbaşkanı seçim kampanyasını “sığınmacı” düşmanlığı, “Türkiye ile sınırımızı güçlendirelim”, “İstanbul’u vuracak füzeler alalım”, “deniz güçlerimizi de yeni silahlarla takviye edelim gibi sloganlarla yürüten bu güç oy toplamanın kilit taşını şurada gördü:

Türkiye ile Bulgaristan gibi iki NATO müttefikinin arasını açmaya çalışırken, ülkede Türk, Müslüman, İslam düşmanlığını yeni bir boyuta taşıdı.

Bulgar milliyetçi ırkçı gruplaşmasının adayı Kr. Karakaşanov oyların % 14’ünü aldı. Bu 70 yıldan beri görülmemiş bir patlamadır. Aşırı soldan “Ataka” partisi ve aşırı sağdan Makedon İş Devrim hak eti (VMRO) ile güya ” “Yurtsever Cephe” eylem birliği yaptı. Batı Avrupa’da Müslüman düşmanlığından, sığınmacı olaylardan faydalandılar. “Skat” ve “Alfa” TV yayınları düşmanlık kustu.

Yüzlerce toplandı yaparak “Bulgaristan’ı kurtaralım” sloganı yükselterek bayrak dalgalandırdılar ve Nazilerin “Almanya her şeyin Üzerindedir” marşından esinlenerek bestelenen “Bulgaristan her şeyin Üzerindedir” marşıyla kan kabarttılar. Bu güçlerin güç topladığı köy ve kasabalar Burgas, Yambol ve Haskovo gibi Türkiye ile sınır illeridir.

İkinci turda bu güçlerin GERB adayı Tsaçevayı desteklenmesi beklenmiyor. Onların derdi şimdiki 18 milletvekilini 40’a çıkarmaktır. Hepsi bu hayalin hamalı oldular. Siyasi gözlemciler milliyetçilerin GERB kitlesinden oy çektiğine işaret ederken, aslında bu üçlü gruplaşmanın reel oy oranının %6’dan fazla olmadığına işaret ediyor. “Sığınmacı” dalgası düşse oyları da birdenbire düşebilir. Bu güçler ancak HÖH partisiyle boy ölçüşüyor ve Türklere nefes aldırmamayı kendilerine dava etmişler. Bu ikinci turda yine o sözde Türk partisi ile birlikte hareket etmeye hazırlanıyorlar da nasıl yapacaklar insanımızı nasıl kandıracaklar bekleyelim görelim. Bunların tabanından oylar sadece KOMUNİSTLERE gider, ne açıklaması yaparsa yapsınlar, bunu BOYKO artık görmelidir, oraya göz atmayı bırakmalıdır, çünkü önünde bir hafta var zamanı pek kalmadı.

Milliyetçi üçlü erken genel seçime gitmeyi, meclisteki sandalye sayısını 2 kat arttırarak, siyaset denkleminde uyum sağlayıcı olup yürütmeden daha fazla pay umuduyla ikinci turda GERB partisini desteklememe kararı aldı.

Bu aslında Borisov’a da iyi bir ders oldu. Milliyetçilere hem oy kaptırdı hem de 2. turda yolda kalıyor.  Son hedeflerinde, onlar,  HÖH-DPS partisinin siyasi sıralamada üçüncü parti rolünü kapmaya hazırlık görürken, Türkleri ve Müslümanları devlet ve yürütme yapısından tamamen sökmeyi amaçlıyorlar. BOYKO onların sesine kulak verdi ve Türkiye’de sandıkları azaltı, zarar GERB’e, Seçim günü sandık başında Türkçe konuşma diye karar aldı daha yazalım mı? Devletler akılla yönetildiğini bir daha Boyko’ya hatırlatmak isteriz.

İkinci turu kim kazanır?

Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunun 13 Kasım 2016 (Pazar) günü yapılacağı açıklandı.

Birinci turu kazanan BSP tarafından desteklenen, İnisiyatif Komitesi adayı General Rumen Radev ile GERB partisi adayı Tsetsak Tsaçeva yarışacaklar. Sosyolojik araştırma ajansları, Radev’ın oy toplayan dalgasının yükselmeye devam edeceğine işaret ederken, ikinci turda alacağı oyların % 39 olacağını vurguluyorlar. GERB adayı oylarına ise ancak RB oylarından % 3 gibi bir pay katılacağına ve Tsaçeva’nın alacağı oyların % 26’da kalacağına dikkat çekenler, Borisov’un istifasına gün kaldı derken 2017 Nisanında erken genel meclis seçimi ve yeni koalisyon hükumetinden söz ediyorlar.

Bulgar seçmen siyasetin rüzgarını değiştirebildi, çünkü hükumet demokrasi yolundan ayrıldı, bu bir haftada konuşmaları ve yaptığı işler demokrat Bulgarlar ve Azınlıklar tarafından çok yakından izlenecektir. Ona göre demokratlar Bulgar-Türk-Müslümanlar oya gidecek veya gitmeyecektir bu böyle biline. Demokratların oyları Komunistlere gitmez rahat olun, ancak demokratlar oya gitmeyebilirler işte bundan dolayı diyorum ki, bu bir hafta içerisindeki konuşmalar önemlidir.

General Radev’in birinci turda oyların % 25’ini aldı. O, ikinci adımda Bulgaristan Cumhurbaşkanı olabilmek için şu güçlerin desteğine bel bağlayacaktır:

Birinci turda oyların % 7’sini alan, Türkleri, Pomakları ve Müslüman Çingeneleri temsil eden HÖH-DPS partisi; Ne kadarını Komunist adaya götürebilir bu bugünden belli değil, çünkü Türkler kolay kolay Komunistte oy vermez tabi ki daha demokrat biri olursa. Bu konuda yapılacak çok şey var.

Birinci turda oyların % 3’ünü alan ABV partisi seçmeni;

Birinci turda oyların % 2’sini alan “21.Yüzyıl” partisi seçmeni;

2017 Bulgaristan’da yalnız yeni dünya görüşüne sahip bir Bulgaristan Cumhurbaşkanı değil, merkezde buluşan bir yeni Bulgar politik yapılanmasından da söz edebiliriz.

GERB adayı Bayan Tsaçeva birinci turda oyların % 22’ini aldı. O, ikinci adımda Bulgaristan Cumhurbaşkanı olabilmek için şu güçlerin desteğine bel bağlayacaktır:

GERB partisi diğer parti, sivil örgütler ve gruplardan resmen bu güne kadar yardım talep etmiyor. Nedenini anlamış değiliz, demokrasinin ilk taşları STK’lardan geçer.

Fakat birinci turda parçalanan ve halen Bakanlar Kurulunda 5 bakanı olan Reformcu Blok partisi oyları GERB adayına gider, oya gitmeyen olabilir.

Seferber edilebildiği halede birinci turda geçersiz ve kimseyi desteklemiyorum şeklinde oy kullananların tamamını alabilmesi için yine konuşmalar ve onları davet etmek çok önemlidir. Çünkü bunlar sadece GERB’e verebilirler amma gene oya gelmeyenler olacaktır.

SONUÇ:

Gidişin gidiş olmadığınuı defalarca söylemiş, yazmıştık.

6 Kasım’da yapılan Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçimlerinin ilk turunda, 27 yıldan beri devam eden ve aslında yerinde yasan Bulgaristan demokratikleşme ve yenileşme süreçlerinin miadının tamamen dolduğu ortaya çıktı.

Bu sürecin bundan 50 yıl önce iktidar olan, 10 Kasım 1989’da devrilen fakat dayandığı totaliter komünist iktidarın ayakta kalmasına 27 yıldan beri çalışılan zihniyet ve dinamiklerin iktidardan sökülmesinin kaçınılmaz olduğuna seçmen çoğunluğunun inanmış olduğu gün ışığına çıktı.

6 Kasım 2016 Yeni Bulgar tarihine dönüşümlerin başladığı, totaliter iradenin demokratik inanca yenik düştüğü bir gün olarak geçecektir. Bunun ikinci turunda her şey GERB’in hala elindedir, bunu nasıl kullanacak kendisine bağılıdır.

Referandum girişimcisi Slavi Trifonov’un değimiyle, 6 Kasım Bulgaristan’da “totalitarizme ağır ve sesli bir demokrasi şamarı vurulduğu gün” olarak hatırlanacaktır. Totaliter komünist düzenden en fazla çeken Müslüman Türkler daha ilk günden başlayarak bu azimli ve kararlı davanın ön sıralarında yer aldı ve alıyor. Demokrasi tüm vatandaşlar için istenmeli ve uygulanmalı.

Bu gidişle 2017 baharında memlekette erken genel parlamenter seçim yapılacak. O zamana kadar şu seçim sandığı sınırlamasını kesin kaldırmalıyız. Gerekirse bizler yine otobüslere binip gidip oyumuzu vermeliyiz ve bunun için gerekli olan tüm işlemleri sivil toplum örgütlerimiz aracılığı ve hizmetleriyle gerçekleştirmeliyiz. Amaç, Sofya meclisine 50 milletvekili seçmektir. Bizim buna gücümüz ve oyumuz var. Unutmayalım bugün dış ülkelerde 2.5 milyon Bulgar var. Bizde olduğu gibi onlarda da “özgür bir vatan” duyguları uyanıyor, yenilecek ve hepimize vatan olacak memleketimizde omuz omuza verelim ve birlikte yaşanabilir bir vatan oluşturalım.

HER ŞEYE RAĞMEN BULGARİSTAN’DA YAŞAYAN TÜRK KARDEŞLERİMİZİ İKİNCİ TURDA KOMUNİSTLERE OY VERMEYECEKLERİNE İNANIYORUM. KIRCAALİDEN DEĞERLENDİRİNİZ %28 KATILIM VAR YANİ TÜRKLER OYA GİTMİYOR ÇÜNKÜ OY VERECEK KİŞİ BULAMIYOR. HER ŞEYİ BIRAKALIM KOMUNİSTLERDEN BULGARİSTANI KURTARALIM.

Seçim analizlerimiz devam edecek. Bunu çevrenizle paylaşınız.

Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkürler.

Reklamlar