Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) Başkanı Sergey Stanişev Sofya parlamentosunda milletvekili görevlerinden ayrıldı.  25 Mayıs günü Avrupa Birliği (AB) parlamentosu vekili seçilmişti. Bir kişi iki parlamentoda birden mebus olamaz. Yeni görevine gitmeyi seçen Stanişev Sofya meclisinden ayrılıp Brüksel’e gidiyor.

nedim birinciEn büyük politik parti olan GERB Başkanı Boyko Borisov’un beyanına göre “Bulgar devleti çöktü ve iflas etti. Yerine Uluslar arası Para Fonu (İMF) geliyor. Seçimler Eylül 2014 ortasında olacaktır.

Stanişev Bulgaristan’dan kaçıyor mu? Yargılanmaktan korktu. Evet kaçıyor. Anlaşılan GERB partisi Başkanı Boyko Borisov’un “hesap vereceksiniz!” sözlerinden korktu. AB milletvekili olunca, AB Parlamentosu Genel Kurulu dokunulmazlığını kaldırmadığı sürece yargılanamıyor. Bulgaristan’da şimdiye kadar böyle bir uygulama olmadı. AB milletvekillerinden hiç biri hakkında dava açılmadı.

Başkan S. Stanişev alıp başını ardına bakmadan giderse, Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) kim tarafından yönetilecek? Sorunun cevabı Stanişev tarafından şahsen şöyle verildi: “BSP Başkanlığından istifa etmeyeceğim.”O, aynı zamanda Avrupa Sosyalistleri’nin (PES) Başkanı görevinde de olduğundan, BSP’den ayrılırsa, PES Başkanlığı görevinden de ayrılması gerekiyor ki, bunu kabul etmediğini, kendisi bildirdi.

BSP partisi Brüksel’den yönetilebilir mi? Bu sorunun yanıtını vermek çok zor. Çünkü son 3 yılda Avrupa Sosyalistlerinin (PES)  işlerine çok vakit ayıran S. Stanişev, 2 gün Brüksel’de 3 gün Sofya’da çalıştı. Kendi partisinin (BSP) problemlerine fazla vakit ayıramamasının sonuçları 2014’te ortaya hemen çıktı.

  1. BSP bu yıl 2 defa parçalandı. A) Tatyana Donçev’a önderliğinde bir grup BSP’den ayrıldı. Yeni bir sosyalist akım olarak biçimlenirken, BSP’nin ıslahı mümkün olmayan, Bulgaristan’ın sorunlarını algılamaktan ve çözmekten çok uzak olan, 25 yıldan beri hiçbir soruna alternatif bulamadığını, Batıya bakıp, Moskova’ya bakarak iş yapılamayacağını, parti yönetiminin tamamen yenilenmesi gerektiğini duyurdu. B) İkinci olarak, ABV grubu adı altında, eski sosyalist Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov yönetiminde büyük bir grup da BSP’yi terk etti. Avrupa Birliği seçimlerine kendi başına girdi, BSP seçmen kitlesinden % 3.28 oy kopardı ve Stanişev yönetimindeki sosyalistleri, sağ politika izlemekle, hiçbir soruna çözüm bulamamakla suçladı. BSP’nin otoriter bir parti olmaya yöneldiğini duyuran Parvanov, 10 Kasım 1989’da yasaklanan Todor Jivkov yönetimindeki komünist partisi (BKP) nin devamı olan sosyalist parti (BSP) yenileşme ve ülkeyi demokratikleştirme yolunu açacak durumda değildir ifadelerini kullanarak konuştu.
  2. S. Stanişev’i milletvekilliğinden istifaya zorlayan ana faktörler arasında şunları da görmek zorundayız. 1) Moskova, Stanişev’in yönettiği BSP partisinin ve Başbakan Plamen Oresharski hükümetinin Kırım ve Ukrayna olaylarındaki pasif tutumunu, AB yönetiminin Rusya’ya yaptırım uygulanma politikasına karşı çıkmamasını,  Karadeniz bölgesi sorunlarında Rusya yanlısı sert bir politika uygulamaya başlamayışına eleştirel baktı. 2) Moskova, büyük çabalar gösterip 300 bin Rus vatandaşı Varna iline yerleştirerek, ardında milyarlarca Euro yatırım projeleri bulunan “Güney Akım” gaz boru hattı konusunda Bulgaristan’ın belirsiz davranışından rahatsızdır. 3) Yıllardan beri askıda olan, hakkında halk oylaması bile yapılan “Belene” AES kuruculuğu problemlerinin de uluslar arası mahkemelere düşmesi Putin yönetimini huzursuz etmeye devam ediyor. Nihayet reaktörleri imal edilmiş olan bu Atom Elektrik Santrali 20 milyar Euro’luk bir yatırım olup Rusya Federasyonu’nun Balkan Yarımadasında enerji hâkimiyetini garantileyen bir iştir. Bu noktalarda Bulgaristan hükümetinin iki kanadını oluşturan (BSP-HÖH /DPS) ortaklığı son haftalarda şöyle çatladı.

 

a)    HÖH / DPS partisinden olup “saraydan yönetilen” ve mali oligarşi grubuna hizmet eden milletvekili Daniyel Peevski’nin kurşunlanarak öldürülmek istenmesi politik gelişmeyi iyice karıştırdı. Suikast hazırlanırken 3 kişinin tutuklanması, sorgulanması, ardından cinayet teşebbüsünün ardından duran şahsın (azmettiren), BSP mali oligarşi, grubu lideri Kooperatif Ticaret Bankası (BKB) sahibi; en büyük yerli tekelci ortaklıklardan TİM- yöneticisi Tsvetan Vasilev’in olduğunun iddia edilmesi, hükümetteki dengeleri de iyice bozdu. Bir Avusturya gazetesi üzerinden yayılan haberde ise, HÖH milletvekili D. Peevski’nin Bulgar bankalarının en büyünün sahibi ve 4.5 milyar levayı idare eden Tsvetan Vasilev’i öldürmek için kiralık katil tuttuğu (onun da azmettirici durumuna düştüğü) haberleri, hükümet ortaklarını birbirine bakamaz duruma getirdi. Böylece Pl.Oreşarski hükümetinde ifade bulan BSP – HÖH politik ortaklığı iyice tosladı, kırıldı, yere düştü ve bir daha canlanamamak üzere bitti. Kırılan testinin bir daha yapıştırılması ve bundan böyle bir işe yaraması imkânsızdır. Bu olayların içinde sivrilen en kötü olan özellikse, D. Peevski gibi haydut süprüntülerinin, oligarşiye hizmette gayretkeşliği gösterirken “saraya bağlı” olmalarıdır. Sonu sonunda sarayda uyuyan köpek A. (Dönek) olsa bile HÖH partisi fahri başkanıdır. Leş kokusu saraydan geliyor. Öyle ki,  işler hep HÖH partisine, fahri ya da gerçek “liderine” Bulgaristan Türk ve Müslümanlarının sözüm ona politikayı karıştırdığına ve ülkeyi çökerttiğine dayanıyor. Bulgaristan maliyesinin çöküşünü Rusya oligarşisinin bir başarısı olarak da görmek mümkündür. Şimdiden sonra büyük kavga Uluslar arası para fonu ile Moskova arasında da kızışacaktır. Oysa bir seçmen olarak, toplayıcı ismine HASAN AGA denen amcamızın şu olup bitenlerin hiç birinden haberi yoktur. Dönen dolapları bilmez ve ilgilenmez olan odur.

b)    BSP artık bir ayağı mezarda bir partidir. HÖH ile BSP aynı yıl ve aynı politik kafalar tarafından kurulmuştu. BSP’nin  ardından HÖH de gider  ve yok olur, derken, söylenenler doğru mudur? Birisi BKP’nin uzantısı öteki ise “DS” nin çömezi olan bu iki parti “siyam ikizi midir?” birisi ölse öteki yaşayabilir mi? Günümüzün politik sorusu tam da budur. Kafaları karıştıran problem de budur.

c)    Eylül 2014 sonunda Bulgaristan’da erken parlamento seçimleri yapılacak. Görüldüğü üzere 25 yıldan beri politik sahnede rol alan BSP ve HÖH gibi partiler parlamentoya girseler bile bir daha iktidar olamayacaktır. Bu durumda yapılacak olan nedir? Öncelikle diğer Bulgar partilerinin Türklere, Pomaklara ve Müslüman Çingene kardeşlerimize ve tüm öteki etnik azınlıklara istediği partiye oy verme ve istediği politik partiden temsilci ve milletvekili adayı gösterme hakkı tanınmalı ve halka yeni gerçekler duyurulmalıdır. Böyle bir adımı yasaklayan kanun aslında yoktur. Olan bir şeyi istemek olmaz. Fakat Milliyetçiliği aşamayan Bulgar partiler Müslümanlarla Türklerle birlikte olmak, aynı adaylara oy verme konusunda sıkıntı yaşıyor. Türk ve Müslüman adayları listelerine almak istemiyorlar. Eylül 2014 seçimlerinde işte bu engeller aşılmalıdır.

 Vatan birdir. Meclis bizimdir. Gelecek hepimizindir. Dağılsanız ve kendi kendinizi yok etseniz de, yine beraber olmak ve demokrasi ve mutluluk yolunda birlikte yürümek zorundayız. 

 

Dr.Nedim BİRİNCİ

Reklamlar