İdil Bulgarları 7-10’ncu yüzyılları arasında ortaya çıkan bir Türk topluluğu. Büyük Bulgarya Hanlığı’nın Hazarlar tarafından dağıtılıp, Ön bulgarlar halkının bölünmesinden sonra meydana gelmiştir, ve 13’ncü yüzyıla kadar toplu halde kalmış olan bir halk olmuşlardır.

idil-bulgarlarindan-kalan-minareÖn bulgarların güneybatıya göç eden Tuna Bulgarları bölümü 9’ncu yüzyılda hristiyanlığı, İdil Bulgarları ise 8’nci yüzyılda İslam’ı kabul etmişlerdir. Kurdukları devlet şaibeler olsa da yapılan araştırmalara göre ilk müslüman Türk devletidir.[kaynak belirtilmeli]

İdil Bulgarlarının kuzeyde kurdukları hanlık, bölgede önemli ticari güce sahib olmuşdur. Sonradan bu devletin kültürel mirası, Cengiz Hanın Altın Ordu’suna akmış ve en sonunda Kazan-Tatarları tarafından sürdürülmüşdür.

Kazan tatarları 19’ncu yüzyıla kadar kendilerine hala “Tatarlar” değıl “Bolgarlar” denilmesine önem vermişlerdir. Çuvaşlarda kendilerini İdil Bulgarlarının torunları olarak görürler. Günümüzün milliyetçi Çuvaşları, hala ülkelerinin adına “Çuvaş Cumhuriyeti” yerine “Bolgar Cumhuriyeti” adı verilmesi gerektiğini vurgularlar.

Kubrat Han’ın kurduğu ilk Büyük Bulgarya Hanlığı’nın 640 yılında Hazarlar tarafından mağlub edilmesi sonucu Ön bulgarlar iki büyük kola ayrılıp karadeniz’in kuzeyinde ki eski memleketlerini terk etmişlerdir. Kubrat’in oğlu Asparuh ile güneybatıya göç eden kol Balkanlar’da kurdukları Birinci Bulgar Devleti günümüzün Bulgaristan’ının temeli olurken, Kotrak Han ile kuzeye göç edenler İdil Nehri’ne bitişik bir hanlık kurarak İdil Bulgarlarını oluşturmuşlardır. Ön bulgarların, Kubrat’ın diğer bir oğlu olan Batbayan’ın yanında kalan bölümü, Hazarların kontrölü altında yaşamayı kabul etmişlerdir. Bu yüzden Hazar Kağanlığı’nda kalanlara “Kara bulgar“, ve İdil Bulgarlarına “Ak bulgar” da denilir.

Büyük Bulgarya Hanlığı’nın parçalanması üzerine, İtil bölgesine göçen Bulgar kabileleri, ilk zamanlar Hazarlarla dost geçindiler. Beş yüzyıllık tarihi ile sağlam siyasi ve askeri teşkilata sahip oldukları anlaşılmaktadır. Yerleştikleri toprakların verimli olması, ticareti iyi bilmeleri bu devlete güç kattı. Devletin başkenti olan “Bulgar” şehri, 11. ve 12. Yüzyılda Avrupanın en önemli ticaret şehirlerinden biriydi.

Bulgar tüccarlar Hazar ülkesinde, Müslüman tüccarlarla karşılaşmaları, İtil Bulgarlarının 10. yüzyılda İslam dinini benimsemelerinde etkili olmuştur. Bulgar Hakanı Almuş; 920 yılında halife El-Muktedir’den ülkesine din adamları ile mescit inşası için mimarlar göndermesini istedi. İtil Bulgarları, İslamiyeti kabul etmeye başladılar. Almış Han İslam dinini benimsedikten sonra Cäğfär bine Ğabdulla (جعفر ابن عبدالله, Ja’afar ibn Abdullah) ismini almıştır.

İdil Bulgarları’nın bağımsız bir devlet kurmaları, Rus Çarı I. Svyatoslav 966 yılında Peçenekleri mağlup edip Hazar Kağanlığı’nı da dağıtmasına kadar beklemiştir.

İdil Bulgarları 922 yılında, Alamuş Han’ın (Almuş, Almas, Almış) hükümdarlığı sırasında İslam’a geçmişlerdir.

Alamuş Han, bir kale yapımı içim Bağdat’taki El Muktedir halifesinden yardım istemiş, ve halife, kale mimarları ile birlikte din adamlarıda gönderip, İslama geçişini kale yapımı yardımı için şart kılmıştır. Böylece İdil Bulgarları, daha Karahanlılardan bile önce toplu halde İslama geçerek, ilk toplu İslama geçen Türk halkı olmuşlardır.[kaynak belirtilmeli] İdil Bulgarlarının müslüman olmasından dolayı, daha güneyde bulunan islami halklarla iletişimleri ve alışverişleri artmış, ve böylece arap ülkelerinden Ruslara giden lüks malların ticaretini kontröl etmeye başlamışlardır.

İdil Bulgarları başarılı bir tarımcılık geliştirip, Bolgar, Bilar (2’nci başkentleri), Suar (Suvar), Kaşan, Çükätav (Juketav), Aşlı (Oshel), Tuxcın (Tukçın), İbrahim (Bryakhimov) ve Tavile gibi birçok kentler kurmuşlardır. Ayrıca birçok Camii’ler ve kervansaraylar inşa etmişlerdir. 10’ncu yüzyıla kadar hala, en azından yaz aylarında tahta evleri terk edip çadırlarda oturmuş oldukları bilinir.

İdil Bulgarları için en mühim komşuları, Hazar hanlığının 966 yılında yıkılmasından sonra Ruslar ve Peçenekler olmuşlardır. 11’nci yüzyılın ortalarında İdil Nehrinin güneyinde yaşamış olan Peçeneklerin yerini Kipçaklar (ya da Kumanlar) almıştır.

1006 yılında İdil Bulgarları, ticari amaçlardan dolayı ilk kez Ruslarla diplomatik bağlantılar kurmuşlardır. İbrahim Han döneminde (1006-1025) bu bağlantılar Horasan’a kadar uzanmışdır. 12’nci yüzyılda ama Rus prensleri Bulgar tüccarlarının yolunu kestirip onları soydurdukları ve hatta onlara işkence ettirdikleri için, Ruslar ile aralarında ciddi sorunlar yaşanmışdır. 1117 yılında Prens Yuri Dolgoruki (hükümdarlık süresi: 1125-1157) ve Kipçak Han’ı Ayepa arasında bir birleşme anlaşması gerçekleşmişdir. Bulgarlar ama Ayepa Han’ı ve diğer Prensleri zehirliyerek bu anlaşmayı dağıtmayı başarmışlardır.

Andrei Bogoljubski (hük. 1157-1174) hükümdarlık zamanında İdil Bulgarlarına saldırmış ve devletlerini tekrar tehtit etmişdir. Ruslara karşı sürdürülen bu savaşların birisi Gadbulla Çelbir Han (hük. 1178-1225) zamanında gerçekleşmiş ve bundan kısa süre sonra Moğollar Kalka’yı yağmalamalarından dönüşlerinde İdil Bulgarları ülkesini basmışlardır. Moğolların gücü artması devam sürdükçe İdil Bulgarları devletinin sonu kaçınılmaz olmaya başlamışdır.

1236 yılının sonbaharında Batu Han gelmişdir; İdil Nehri’nin civarında Ruslara karşı saldırmak için toplanan dev ordusu Bolgar kentini talan etmişdir. Böylece büyük bir katliam ile İdil Bulgarları hanlığının sonu gelmişdir. Hayatta kalan İdil Bulgarları Moğol ordusuna katılmaya zorunlu tutulmuşlardır. Cengiz Han’ın Altın Ordu döneminde İdil Bulgarları toprakları ve inşa ettikleri kentler Cengiz Han’ın aristokratları için bir merkez haline gelmiş ve 14’ncü yüzyıla kadar bu önemini korumuşdur.

1237 yılında Moğol hükümdarı Batuhan tarafından ortadan kaldırdılar. Yüksek medeniyete sahip olan Kazan Bulgarları, Moğolların ve Altınordu Devletinin Türkleşmesine neden oldu.

1399 yılında Rus istilasına uğrayan Bulgar Devleti, Altınordu Devleti yıkılınca 1437 yılından itibaren “Kazan Hanlığı” bünyesinde varlıklarına devam ettiler.

 

Murat ULUTÜRK

Reklamlar