Dr.Nedim BİRİNCİ

30 yıldan beri bizimle aynı şerefsizler uğraştı. Bugün de kimseye nefes aldırmıyorlar.

Bütün sorunların kilit noktasında olan gerçek: Kimseye şans tanınmıyor.

Bu durumun bir başka adı: Talihsizlik de olabilir.

Ne yapıyorsunuz sorusunu yeni cevabı: Şansın dönmesini bekliyoruz.

HÖH Başkanı Lütfü Mestan ile GERB Başkanı Boyko Borisov Kırcali’de karşı karşıya oturup kahve içerken, aklımdan geçen şu oldu: Bunlar şimdi bir araya gelmişken bir Türk ve Bir Bulgar kızını AP Parlamento seçimlerine aday göstermeyi kararlaştırsalar, biz de onları desteklesen, şansımız döner ve ne güzel bir ilk olurdu! Ama olmadı.

Nerede! Bu kahve görüşmesinden sonra halk arasında dolaşan fıkra şudur:

 

“Bir Çingene evine döndüğünde, karısı Ayşe onu

–  “Gene mi boş elle geldin, nerede o ’demokrasi’ dediğin kuzu? Nerede?,“diye hiddetle karşılar ve kocasının sırtını yumruklamaya başlar.

Dayanamayan Çingene,

–  “yahu hakikatten bu ‘demokrasi kuzusu’ bizim buraya ne zaman gelecek?” diye, Müdüre sormaya gider.

Müdür Çingeneyi balkona çekip evin önünde dizi arabaları göstererek sorar:

–          Şu aşağıdaki “Mercedes”i görüyor musun?

–          He, görüyorum.

–          O benim.

–          Yanındaki, şunu da görüyor musun?

–          Ha, görüyorum.

–          O da damadımın. Onun yanındakini görüyor musun?

–          Ha, onu da görüyorum.

–          O da özel sekreterimin. Onun yanındaki boş yeri görüyor musun?

–          Ha, orayı da görüyorum.

–          Sen “Mercedes”ini oraya park ettiğinde, demokrasi size de gelecek. Anladın mı?

Çingene evine dönmüş ve kapıyı açtığında karısının yan yana dizdiği ayakkabıları göstererek,

– “Şu senin, benim ve çocukların ayakkabı sırasına müdürün ayakkabıları da dizildiğinde, demokrasi bize de gelecek,” demiş. Karısı da süpürgeyi kaptığı gibi savurmaya başlamış…

 

Bu fıkra ağızdan ağza dolaşırken, 25 yıldan beri Kırcaali’de insanlar bir türlü eriyip bitmeyen “demokrasi” bonbonunu düşündüm.

 

Bir de şu Ahmet Doğan’ın yakın dostu ve uzun yıllık yardımcısı olan, sayesinde sülalesi fakirlikten sıyrılan Kasım Dal ile Kroman İsmailov’un mantığına bir türlü akıl erdiremedim.

 

Bu hafta GERB partisinden sonra AB Parlamento seçimlerinde aday listesini Reformcu Bblok partisi de tescil ettirdi. Liste başı Miglena Kuneva’dır. Bu partiden 1 vekilden fazla çıkamaz. Parlamento dışı bir sağcı kuruluştur. 2013 yazında yönetimine Kasım Dal ve Korman İsmailov’da alınmıştı. Bu listede Korman İsmailov olsa da hiçbir şey değişmez.  Reformu Blok kimliği açık olmayan bir oluşumdur. İçindeki kalabalıkta 1934 yılı Lukov faşist çetelerinden önde gelenlerin torunlarına kadar tipler vardır. Bu esnek gericiler, 1992’de Filip Dimitrov hükümetine, 2001’de ise, İvan Kostov hükümetine sızmışlardı. Şimdi de AB parlamentosuna doğru sürünüyorlar. Bu kalabalıkta Türklerden Pomaklardan ve soydaşlardan birkaç bin oy gelir, oyun rengi yoktur, sayı rakamdır, rakam da adaydır mantıyla Kasım Dalı ve Korman İsmailov’u kullanıyorlar.

Türk, Pomak ve tüm Müslümanlardan destek istiyorlar. Hatta onlar adına olmak üzere, TC Dış İşleri Bakanı Ahmet Davut oğlu’nun son Sofya ziyareti sırasında, bu defa da bir şeyler yaparsınız anlamında el açıp yüz kızartan Kasım Dal’ın Brüksel’e göndermek istediği Miglena Kuneva’ yı tanıyor musunuz? Lütfen dikkatle okuyun:

 

  1. Miglena Kuneva bir komünist diplomat ailesinde dünyaya gelmiş ve anası ve babası Büyük Elçilikler gezerken, birkaç dil öğrenmiştir. Özel bir öğrenimi yok. Hukuk danışmanı olarak biliniyor.
  2. Bulgaristan Komünist Partisi iktidardayken Merkez Komitesi Politik Büro üyelerinde daha sonra Başbakan olan Andrey Lukanov’a ve 1996’da Sosyalist Parti (BSP) Başbakanı Jan Videnov’a danışmanlık yapmıştır. Bilindiği üzere, Başbakan Andrey Lukanov zamanında Bulgaristan ekonomik olarak yıkıldı. Başbakan Jan Videnov yönetiminde de mali bakımdan çöktü. Bir US Dolar 37 leva olmuştu. Maaşlar 4-5 Dolardı. Aç kaldık. Yani M. Kuneva Bulgaristan’ı çökerten politikaya danışmanlık yapmıştır. AP’ye gitmesi büyük bir yanlış olur.
  3.  Daha sonra Miglena Kuneva Bulgar devleti paralarının bir Afrika ülkesine çıkarılması operasyonuna katıldı.
  4. 2007’de sonra belirli bir süre Bulgaristan’ın AB komisyonlarında çalışan şimdiki Reformcu Blok’un AB Parlamento milletvekili adayı ve Kasım Dal’ın kendisi için oy istediği kişi, AB’de şu işleri yaptı:

a)      Tütün de dahil, hiçbir tarım ürünü için kota almadı. Üstelik 280 bin ton tütün üreten Bulgaristan’ın üretiminin 20 bin tona düşürülmesine imza attı.

b)      Tarım ürünleri için Yunanistan’a Bulgaristan’da 3 defa daha fazla teçvik ve para yardımı veren AP Programlarına imza attı. Milletimizi, halkımızı büyük kayıplara uğrattı.

c)      “Kozloduy” AET’lerimizin 3. ve 4. reaktörlerinin kapanmasına gerek yokken, AB üyeliğimizin şartı olarak kapatılması isteğini, halka sormadan, perde ardından, özel koşullarla kabul etti ve ülkemizi milyarlarda Euro zarara soktu.

d)     Ülkemizi bir gelişmiş sanayi ve tarım ülkesi olması yerine bir Turizm Diyarı olmasına evet dedi ve ekonomik kalkınma programlarımızın belini kırdı.

e)      Biz bugün AB ülkeleri arasında en sefil ve yoksuluz. En düşüm maaşlar bizde. Çocuklarımız ve torunlarımız Vatanı terk ediyor. En büyük ölüm ve en düşük doğum oranı bizdedir. Sağlık hizmetlerimiz krizde. Eğitim sistemi bunalımda. Biz bambaşka insanlar seçmeliyiz. Bu eski “politikacılara” yeni fırsat tanımamalıyız.

Ve daha neler neler……….

 

Böyle gerçekler herkesin gözünü çıkarırken, halkımızın ekmek alacak parası yokken, herkes elektrik faturalarını ödemekte her gün biraz daha zorlanırken ve yeniden seçilmelerini ve ayda 40 bin Euro maaşla sefa sürmeleri istenen Miglena Kuneva gibi politikacılara oy verilemez, vermemeliyiz, vermeyeceğiz. Bu listenin içinde Kroman İsmailov da olabilir. Bu hiçbir şey değiştirmiyor. Her şeyi önceden düşünmeleri gerekirdi.

“Reformcu Blok” Komünist Partisi’nin en azılı ajanlarını AP Genel Kuruluna sokma, yerleştirme ve ajanlık etme mekanizması olmuşsa. “Hayır!” bizden oy alamazsınız.

Sağ parti olmanız hiçbir anlama gelmez. Bu sağ oluşumun içi kaşarlı faşist doludur.

Bulgaristan Türkleri, Pomaklar ve Çingene kardeşlerimiz artık oyalanmak istemiyor, uyandılar, onu bunu zengin yapma, saraylarda yaşatma politikalarına karşı dikilmeye kararlıdır.

Bu yol, seçim günü evde kalma ya da üzerinde tam açıklama ve araştırma yaptıktan sonra gösterilecek belirli bir adayı destekleme politikamız olacaktır.

AB seçimleri yeni Bulgaristan tarihinde en büyük soyguncuları, ülkemize en fazla kötülük edenleri özendirme, ileri itme aracı olamaz ve olmamalıdır.

Bu bizim elimizdedir ve oyumuz kuvvetimiz oldukça adalet yolunda kullanacağız.

Reklamlar