Rafet ULUTURK

Bulgaristan’da politik bunalım derinleşti.

HÖH /DPS –BSP “Ataka” üçlüsü ipleri kopardı.

Yeni parlamento seçimi Ekim 2014’te

 

Kendimizi önce bir şiirle anlatalım:

Her susmak ölüm değildir iyi bille

Sustum sustum da güçleniverdim

Susmak!

Daha büyük çığlıklara hazırlık bende.

 

25 Mayıs 2014 Avrupa Birliği (AB) Parlamento seçimlerinin sonuçları Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) nin eridiğini kanıtladı. Yenilgiyi yutamayan BSP P. Oreşarski tarafından yönetilen hükümetin zamanını doldurduğunu tanımak zorunda kaldı.

Yani seçim fikri hükümetin ana direkleri olan BSP Başkanı Sergey Stanişev ile HÖH Partisi Başkanı Lütfü Mestan arasında bu hafta yapılan görüşmede iki farklı şekilde ortaya çıktı.

L. Mestan hükümetin 4 ay daha idare etmesini ve yıl sonuna kadar parlamento seçimi yapılmasını önerirken, Stanişev Eylül 2014’te milletvekili seçimi önerdi.

Genel seçim önerisi şu anda en büyük sayıda milletvekili olan GERP partisi başkanı Boyko Borisov tarafından da desteklendi.

Burada sivrilen nokta şudur: Stanişev seçim hakkı olan bütün vatandaşların seçime zorunlu olarak katılmasında ısrar ediyor. Yani çifte vatandaş olan soydaşlarımız da mutlaka sandık başına gitmek zorunda olacaklar. Oylarını T.C.’de açılacak sandıklarda veya Bulgaristan’a giderek kullanabilecekler.

Bu gelişme için son 6 ayda mücadele verdik, soydaşların seçime katılma,aday gösterme ve seçilme haklarının kısıtlanmasına karşı yüzlerde konuşma yapıldı yazılar yapıldı.

Bu gelişmeleri izlerken aklımdaki mısralar şöyle diyordu:

Bir kıvılcım var içimde şöyle minicik

Zaman büyüttü içimde suç benim değil

İşte gerçek oldu yangın başladı suç benim değil.

Gelişmeler, Bulgaristan politikasının soydaşlarımız olmadan olamayacağını, dış ülkelerde ekmek parası arayan 2.5 milyon kardeşimiz olmadan olamayacağını böylece tanımış ve kabullenmiş oldu.

% 8 oyla % 92’kiyi de idare etmenin adıl olmadığı ortaya çıktı ve politikacılar bunu kabullenip değiştirme yollarını aramak zorundadır. AB seçimlerinde Bulgar seçmen oylarının yalnız % 10’nu anlan GERP partisinin gen soru sunmasının da anlamsızlığı ortadadır.

Bizim ülkede seçmenin % 70’i sandık başına gitmiyor. % 30’un yüzde yüzü idare etmesi adil olabilir mi? % 70’in kabul etmediği bir politik doğrultu halkı refaha götürebilir mi? Götüremez.

Böyle bir durumda BSP şefi Stanişev’in Salı gün (10 Haziran 2014) MYK toplantısından sonra Eylül’de genel seçim ve halen yürürlükte olan Seçim Yasası’nda değişiklik isteyerek “seçime katılma her vatandaş için zorunludur” ilkesini getirmek istemesi, herkesi düşündürdü.

Bir defa, herkesin seçime gitmesi BSP partisinin sonu da olabilir. Çünkü seçmen bu partinin demokratik topluma geçişi istemediğini son 25 yılda görebildi. Seçmen BSP partisinin BKP partisinin işe yaramaz devamı olduyğunu da görebildi. BSP partisi kendi başına iktidar olsa bile Bulgaristanı dönüştürme programı ve düşüncesi olmayan bir politik oluşumdur, kısırdır, oligarşik bir yapılanmadır ve ülkemizin altyapısında bir kalkınma hamlesibi başlatabilecek bir güce ve enerji kaynağına sahip değildir. BSP Bulgaristan halkını, Türkler, Pomaklar ve Çingene esaslı Müslüman kardeişerimiz de buara bizi sefalet sınırı altında yaşamaya,Vatanımızı terk etmeye zorladı, el kapılarında avuç açtırdı. Bu parti bizim T.C.den ve Batı Avrupa ülkelerinden yanınlarımıza em zaruri ihtiyaçlarını karşılayarak geçinebilmeleri, suyu, elektriği, çocuklarımızın okul giderlerini ödeyebilmeleri için gönderdiğimiz paraları YATIRIM olarak gösterecek kadar ileri gitti.

Stanişev, “herkesin sandık başına gitmersini zorunlu kılabilir” ama kimin hangi partiye oy vereceğini önceden belirleyemez. Çünkü “zorunlu seçime katılma” şartlarında para babalarının oy satın alma imtiyazı kendiliğinden ortadan kalkar. Bu durumda seçmenin % 70’i sandık başına gitmiyorsa, zaten BSP politikasını ret ettiği için gitmiyordu, şimdi gidip BSP’ye oy vereceklerine inanmıyorum. Eylül seçimi BSP’nin iki yüzlü politikasını süngerle silip çöpe atabilir.

HÖH / DPS politikasına gelince, burgucu ve kalaycı Çingenelere para dağatarak ya da dalavera imkanları yaratarak sağlanan oy artışları da son bulacaktır. HÖH / DPS politikası, BSP politikasının bir uzantısı olarak geliştiği için Eylül 2014’te oyunu kaybedecektir. HÖH yönetimi ideolojik olarak çökmüştür. HÖH liderliği Bulgaristan Türkleri, Pomaklar ve Müslüman Çingene kardeşlerimize yüz çevirmiş, onlar yararına yıllarca hiç bir şey yapmamakla ün salmıştır. HÖH yönetimi Bulgar milliyetçiliği önünde diz çökmüş, “Ataka” ile bile sarmaş dolaş olmuştur. Ve hiçbir eğitimsel, kültürel ve ekonomik menfaatimizin gerçekleştirilmesi için mücadele etmeden takvim yıllarını tarihe katmıştır. HÖH /DPS lider edibi halkımızı, seçmenleri oyalayarak uyutmuştur. 4 defa hükümet ortaklığına yükselse de her defasında öz haklarımız açısından eli boş dönmüştür. HÖH yönetiminin girişimiyle 25 yılda Bulgaristan’da hiçbir fabrika kurulmamış, kimseye iş gösterilmemiş, ana dilimizde ana okulu ve okul açılamamış, özgün kültürümüz boğulmaya çalışıldığı gibi kitap basımına, Türkçe basım yayıma, radyoculuk ve TV programcılığına kapı aralanmamıştır. HÖH partisinin bu işler için hükümetlerden aldığı paralar, AB’den gelen ödenekler harcanmış, savrulmuş, saray kirası, koruma masrafı, viski parası olarak çar çur edilmiştir. Bu bakıma, Bulgaristan Türkleri ve seçmen Müslüman Çingene ve Pomaklar bu defa hiçbir işe yaramayan HÖH parlamento temsilciliğini tarihe gömebilir. Bu noktada seçmen kitlesinde birikmiş ve çaresizlik kabardıkça sivrilen bir hınç ve öfke vardır.

Bu defa halkkımızın, seçmenin şairlerin diliyle baş kaldırması beklenebilir.

Neden mi geciktim sormayın zaten anlatacağım

Zaten istesem de dinmez içimdeki kasırga

Zaten bırakamam başladığım türküyü yarım

Bir büyük yarıştan geliyorum yebi bir yarışa katılmak için.

Cümlenize Merhaba!

Yeni durumda Bulgaristan’daki Bulgar politik partilerine öncelikle GERB partisine çağrımız şudur. Soydaşlarımıza, dış ülkelerde bulunan kardeşlerimize seçimlerde kendi istediklleri vekilleri seçebilmeleri için hak tanınmasını istiyoruz. Bulgar ulusunun milliyetçilik zehirini kusma zamanı gelmiştir. GERB gibi partilerin içinde azınlık parlamenter grupları oluşturma olanaklarına hayat hakkı verilmelidir. Gerçek demokraside, çoğunluk azınlıklar haklkında karar alamaz, almamalıdır. Azınlıkların isteklerinin duyulması ve gerçekleştirilmesi için AB üyesi olan Bulgaristan’da yepyeni bir politik ortam yaratılmalıdır. Örneğin Türkiye’de ikamet eden ya da çalışan soydaşlarımızın 7-8 milletvekili ile GERB partisi içinse Eylül 2014 seçimlerinde meclise girerek kendi haklarını savunmasına imkan verilmeli, milliyetçilik kapıları kırılıp açılmalı ve ortak değerlerde buluşmamız sağlanmalıdır. HÖH / DPS saltanatından kurtulamızın ve demokraside kendi kimliğimizle yeşermemizin ve kendimizi olduğumuz gibi kabul ettirmemizin yollarından biri Bulgar politik partilerine katılıp kendi adaylarımızı seçmemiz olmalıdır.

Bunun bir başka haykırışı da şu olmalıdır:

İşte benim yine dimdik karşınızda

Yine tek direncim, birlik olmaya çağrışımda.

Bizce de Ekim 2014’te hepimiz sandık başına!

Reklamlar