Tarih: 04 Kasım 2018
Yazan: Oya Canbazoğlu
Konu: Formatımızın anadil yaprağını araladım

Bu güz yapraklar mutlu
Dalında ıslanmadan soldu
Vedalaşırken ağlamadılar
Düşerken şarkı söylediler.

Her şeyin hayatı şu yapraklar gibi solup düşse ve sonra düşünce gibi unutulsa ama olmuyor işte. Dünyada kaç yaprak olduğunu söylemek zor, insanlardan çok fazla olmalılar, çünkü onlar solumasa biz yaşayamayız. İnsanlar ve yapraklar soluyarak birbirini tamamlıyor.

Diller ise konuşularak gelişip yaşıyor. Konuşulmayan diller ölmeye mahkümdür.

Yer yüzünde ölü veya canlı 4 bin civarında dil bulunmaktadır. Dillerin konuşur sayısı farklılık arz ediyor. Dünya nüfusunun neredeyse yarısı 15 dili konuşuyor. Dünya dillerinin %50’sinin konuşanı 6 binin altında, %85’inin konuşanı ise 100 binin altındadır.

Türkçemiz köklü bir dildir.

Dünya dilleri içerisinde bilinen en eski dillerden biri olan anadilimiz Türkçe, yazı dili olarak 1 500, konuşma dili olarak da 5 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Birçok ünlü bilim adamı Türkçemizin en az 5 bin yıllık bir geçmişi olduğunda birleşirken, Sümerce yazılı tabletlerde bulunan Türkçe sözlüklerden yola çıkan Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, Türkçenin en az 8 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu savunmaktadır.

Bugünkü köklü dillerin birçoğu yokken Türkçe bir dünya diliydi. Miladi 730’lu yıllarda atalarımız Orhun Yazıtlarını diktiği zaman ne İngilizce, ne Almanca, ne Fransızca vardı. (Argunşah, Mustafa, “Sözüm Türkçe Üstüne”, İstanbul, 2008. Sayfa: 15-16)

İngilizce gibi diller ise en çok 600-700 senelik geçmişi olan dillerdir.

Bugün dünyanın en büyük dili olduğu iddia edilen İngilizce, Türkçe ’den 8 asır sonra oluşabilmiştir. Uygur Türkçesi üzerinde çalışmalar yapan W. Bang: “Türkçenin Almanca’dan 8 asır evvel yazı dili olduğunu öğrenince hem hayret ettim, hem merak ettim.”demekten kendini alamamıştır. (Karaörs, Metin, “Türkçenin Zenginliği”, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı 1, Ocak 2009, s. 12-16.)

Dünyanın en eski dillerinden olan Sümerce, bugün artık tarihe karışmış bir dil olmasına rağmen onunla yaşıt Türkçe, güçlü özellikleriyle hala en canlı şekliyle gelişerek varlığını sürdürmektedir.

Türk dilinin kelime zenginliği.

Türk Dil Kurumunun 2011 yılında yayınladığı Türkçe Sözlük ’ün 11. Baskısında 122 423 söz varlığı vardır. Madde başı kelime sayısı ise 77.005’dir. Bu sayının 6 510’sı Arapçadan, 1 375’i ise Farsçadan alınmadır. Rumca, İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, Almanca, İngilizce gibi Batı dillerinden alınan kelimelerin sayısı ise 7.249 ‘dur. Toplam alıntı kelime sayısı 15 416’dır. Bu sayı toplam madde sayısının  %17’sine tekabül etmektedir.

Türkçe Rusça Büyük Sözlük 74 000 söz üzerine kurulmuştur.

Fransız Klasik Victor Hugo’nun “Sefiller” romanı 42 000,  Türk klasik Yaşar Kemal’in “İnce Mehmet” romanı ise 44 000 kelime ihtiva eder.

Özbekistan’da yapılan bir araştırmaya göre Shakespeare’in dilinde 22 bin kelime, Neva’nın dilinde ise 24 bin kelime bulunmaktadır.

Türkçe bir kültür, bilim ve edebiyat dilidir.

Dil ve Kültür birbirinden ayrılmaz. Kültürel bakımdan ileri gitmiş, yükselmeler göstermiş bir ulusun dili de yükselmeye uygun bir şekilde gelişir. Düşünce hayatının yükselmesiyle birlikte dilı de geliştirır.

Türkçe tarih boyunca yetiştirdiği bilim adamlarıyla, oluşturduğu çok değerli eserlerle bilim dili olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir.
Önceleri 6-11 yüzyıllar arasındaki Eski Türkçe Döneminde siyaset biliminin ilk örneği sayılabilecek olan Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eseri ve Kur’an’ı Kerim’in Türkçeye çevirileri Türkçe’nin bilim dili olarak gücünü gösteren eserlerdir.

Daha 1072 ‘de Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Divanü Lügatü-t Türk’te yer alan kelime sayısı 8 bin 624’dür. Bu kelimelerin içinde çok sayıda Türkçe tıp terimi bulunmaktadır. Oysa aynı zamanda hazırlanmış bir Latince-İngilizce sözlükte yer alan kelime sayısı 3 bindir. Türkçedeki kelime sayısı, bu dönemde, İngilizcedeki kelime sayısının 3 katı kadardır. Üstelik Kaşgarlı Mahmud, eserinde, canlı dilde yaşamayan ve Türkçe kökenli olmayan kelimelere yer vermediğini de belirtir. (Karaörs, Metin, “Kürkçenin Zenginliği”, s.14.)

Türkçe en kolay öğrenilen anadildir.

Ahenkli ve sabit kurallı bir dil olan Türkçemiz kolay öğrenilen ve kolay kullanılan bir konuşma ve yazı dilidir.

Günümüzde, Türk okullarının yasaklanmış olduğu ve Türkçe kitap sağlamada sorunlar yaşandığı Bulgaristan’da çocukların anadillerini ailede, TV ekranından, evdeki konuşma dilinden, internet ve fecebock yazışmalarından öğrenmede olağanüstü başarılı olmaları bu tespitimizi kanıtlıyor.

Alman araştırmacı Prof. Dr. Klaus Delius’un yaptığı araştırma sonucunda dünya anadillerini en çabuk Türk çocuklarının öğrendiği ortaya çıkmıştır. Bulgaristan’da Müslüman Türklerin %93’nünün ailede kullandığı dilin Türkçemiz olması buna işaret ediyor. Çünkü bundan 65 yıl önce okullarımızı kapatan ve anadilde konuşanlarımıza ceza kesen Bulgar faşist ve komünist makamlarının asla başarılı olamaması, Türklerin Türkçe konuşmaya devam etmesi, halk yaratıcılığımızın ve geleneksel kültürümüzün yeniden dirilmesi başarılarımızın en büyüdür. Bu temel üzerinde 1990’dan beri zorla dayatılan “Bulgar Etnik Modeli” de dil ve kültür, gelenek ve yaratıcılık dallarında çökmüş ve mezar taşı dikilmiştir. Dil ve kültür tuzaklarına bu defa da kendileri düştü.

Türk çocukları 2-3 yaşına kadar Türkçeyi, dil bilgisi kurallarına uygun konuşabilmektedir.  Bunun esasında olan, Türkçemizin kendine özgün sağlam ve anlaşılır yapısı, ek-kök sisteminin düzenli olması, cümle kuruluşlarının kolaylığıdır.

Bulgaristan Türkleri olarak bizler Türkçe konuşan, Türkçe yazan, halk sanatı Türkçe olan ve anadilimizde gelişen ve yükselen bir halk topluluğuyuz. 650 türkü ve şarkısı olan bizler kendi sözlü ve yazılı edebiyatımızı yarattık ve yakın ve uzak halklara duyurabildik.

Bu konuda özel çalışmaları olan, Bulgaristan Türkleri Halk Bilgileri ve inançlarını özel bir araştırma konusu yapan, öğretmenlerimizden EMBİYA ULUSOY ÇOK ÖZEL ÇALIŞMALARLA 1937’de doğduğu Şumnu ili Aydoğdu (İzgrev) kaynaklı şu çok değerli eserleri verdi.

Aydoğdu köyünün Geçmişi ve Bugünü – 1998
Deliorman 2003

Deliorman ve Rumeli Pehlivanları 2012
Nasırlı Ellerin Hüneri (Bulgaristan Türkleri Halk Bilimi)

Deliorman Çocuk Oyunları; Deliorman Halk Bilgileri, Bulgaristan Türklerinin Toplum Kültürü, Deliorman Özgürlük Yürüyüşler vb.

Türk dilini bir tarih ve kültür, sanat ve edebiyat olarak anlatırken biz aslında kendimizi anlatıyoruz. Okyanusun içinde küçük bir damla olsak da, en büyük sırrı içinde taşıyan ve harman dolusu ürün verecek umudu içinde taşıyan tohumuz.

Bizim Dobruca, Deliorman, Gerlova, Trakya ve Rodop Türkçemiz  vatan olarak sevdiğimiz topraklarda 1 000 yıllık köklerden dem alarak yaşıyor ve yaşayacaktır.

Bu güz ıslanmadan dökülen sarı yaprakların senfonisi bu olgunluğun unutulmaz ürünüydü. Bulgaristan Türkleri formatından yapraklar olarak açtığımız ve işlemeye gayret ettiğimiz konuların devamında Bulgaristan Türkleri Türkçesinde Akrabalık Adları ve Renk Adları üzerinde durmak istiyoruz.

Okuduğunuz için teşekkürler
Paylaşırsanız memnun olurum

Reklamlar