Levent RASİM

Konu:  Birliktelik-Doğru olanı birlikte bulmaktır.

Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçiminin 6 Kasım 2016’da yapılacağı kararını, devlet adına resmen açıkladı. Seçimde 2 bülten kullanılacak. Birisiyle önümüzdeki 5 yılın Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilecek. İkinci bültende 3 soru olacak. Bu sorularla Bulgaristan’da bir halk oylaması (referandum) yapılacak. Bu üş sorunun içinde biri var ki çok önemlidir. Bulgaristan seçim sisteminde ve demokrasiye açılan yolda yeni bir sayfa açacak niteliktedir. Bu üç soru arasındaki sıralamayı henüz bilmediğimiz için yazamıyoruz ama mutlaka bu konuda sizi bilgilendireceğiz. Bu önemli soru, Bulgaristan seçim sistemini, parlamento yapısını ve demokrasi yapılanmasını kökten değiştirecek niteliktedir. Bu, parlamento seçimlerinde majoriter (çoğunluk) seçim sistemine geçilmesini öngörüyor.

Bulgaristan’da şimdiye kadar iki çeşit seçim sistemi uygulandı.

Bunlardan birisi nispi, oranlı (proporsiyonel) sistemdir. 1990’dan beri genel seçimlerin (meclis seçimleri) hepsinde uygulandı. Bu sistemde önemli olan parti listeleridir. Kimse bu listeler dışında hiç kimseyi seçip meclise delege edemez, milletvekili olarak seçip Sofya’ya gönderemez. Bu sistemde önemli olan listelerin parti liderleri ve kulis tarafından seçilmesidir. Halk kendi adayları gösteremediği gibi, liste sıralamasına da etkide bulunamaz.

26 yıldan beri Bulgaristanlı seçmen parti listelerine oy vermenin değiştirilmesini ve yerine % 50 nispi, % 50 de çoğunluk yani kullanılan oyların yarıdan fazlasının seçildiği usuldür. Bu iki seçim sistemi meclis çok farklı kişiler gönderecektir. Şimdi meclisimizde 4 sene tek söz söylemeyen, gelip dinleyen köfte yiyip kola içip, şapkasını alıp gidenler var. Tamamen pasif kişiler. Bunlar parti listelerinden çıkan modern tiplerdir. Bu kravatlı “şahıslar” oy kullanırken telefon kulaklarındadır. Başkalarının iradesine göre gündem yaratıyorlar.

Majoriter –çoğulcu –oyların yarıdan fazlasını alan seçilir ve milletvekili olur diyen seçim sistemi Bulgaristan’da tek seçim sistemi olarak gündeme getirmek isteyen şoumen Slavi Trifonov 2015’te halkoylaması için 700 bin oy topladı. O, 6 maddede halk oylaması yapılmasını istemişti, bunlardan 3-ünü Cumhurbaşkanı kabul etmedi, zorunlu seçim, bilgisayar üzerinden seçim gibi maddeleri anayasa mahkemesi onaylamadı. Fakat majoriter sisteme gçre seçime gitme isteği tuttu. Şimdi 6 Kasım günü seçmenin vereceği oyla kabul edildiği an, artık parti listeleri olmayacak, seçmen tanıdığı kişileri oylarıyla meclise gönderebilecek ve dolaysız demokrasiye geçmiş olacağız.

1990 Haziranında ’da Büyük Halk Meclisi yapılan genel seçimlerde milletvekillerinin yarısı majoriter (oyların yarıdan fazlasını alan seçilir) sistemine göre seçilmişti. Daha sonraki erken ve olağan genel seçimlerde bu sistem uygulanmadı. Yalnız 2014’te yapılan küçük bir değişiklikle seçmene Parti Listeleri sıralamasından tercih ettiği adayı işaretleyip ön sıraya çıkarma ve seçme hakkı tanınmıştı. Bulgaristanlı Müslüman Türk seçmen Razgrad’ın Kemaller –İsperih seçim bölgesinde ve Blagoevgrad seçim bölgesinde, Hak ve Özgürlükler Partisi’nin o zamanki Genel Başkanı Lütfi Mestan’ın tepede hazırladığı listelerdeki sıralamaları kabul etmedi, Kemaller seçmeni Güney Hüsmen’i, Blagoevgrat seçmeni de Palev’i meclise gönderdi. Fakat HÖH partisi içindeki diktatörcü anlayış, halkın iradesini kabul etmedi ve Hüsmen ile Palev’i HÖH-DPS meclis grubu listesinden çıkardı. Onlar da bağımsız milletvekilleri olarak mecliste kaldılar. Şimdi de statükolarında değişiklik yoktur. Bu nedenle, Bulgaristan’daki parti içi demokrasi rafa kaldırılmış ve partilerde tam bir diktatörlük hakim olduğundan, 2014’te kabul edilen ve yalnız bir defa uygulamaya konan tercihli seçim sistemi aslında işlemedi.

Şimdi, 6 Kasım’da değişiklik kabul edilirse, Bulgaristan’da partilerin parlamento içindeki yani yürütmedeki tam egemenliği, totaliter omurga ve meclis için hâkimiyet bozulacak ve reform yapmaya başlayan Bulgaristan’a doğru ilk adım atılmış olacaktır.

6 Kasım öncesi güçler dengesi ve son durum nedir?

Bir. Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile Bulgaristan’ın Yeniden Doğuşu için Alternatif (ABV) partisi (sol cephenin ana partileri) ortak Cumhurbaşkanı adayı gösterdiler. Moskova eğitimli, askeri pilot, Bulgaristan Hava Kuvvetleri Generali Rumen Radev ortak Cumhurbaşkanı adayı gösterildi. Radev ilk demecinde kendisine “Moskofçu” denmesinden yakındı, Bulgaristan’ın milli menfaatleri temelinde, ortak Avrupa siyaseti oluşturma çabalarına katılabileceğine işaret etti. O, Rusya gibi faktörlerle de olmak üzere, Bulgaristan her komşusuyla ilişkilerinde denge kurmalıdır derken, iç siyasette ise, demokrasinin güvencesi olan yasama, yürütme ve yargı arasında erkler ayrımı olmasına dikkat edeceğini söyledi. Radev, seçilirse Cumhurbaşkanı olarak izleyeceği iç siyasette, askeri hazırlıkların daha yüksek bir düzeye çıkarılması ve ordu mensuplarının sosyal edinimlerinin arttırılmasına gayret göstereceğini duyurdu.

Seçmenlerin “milyoner generaller “komünistler’ partisi” olarak tanıttığı iki sol parti (BSP ve ABV) tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak yükseltilen General Radev’in ülkemizdeki durumu tamamen tanımadığı dikkati çekti. Eğitim Bakanlığı’nın son verilerine göre, ülkemizden Batıya akan gurbetçi seli 2015’te daha da yoğunlaştı. Sayıları Balkan şehirlerimizden Dryanovo gibi bir şehrin nüfusuna eşit olan ve yaşları itibarıyla birinci sınır ile 12 sınıf arasında opkulda olması gereken toplam 9 874 öğrenci ana-babalarıyla birlikte memleketi terk etmiştir. Gurbetçiliğin nedenleri ekonomiktir. İşsizliktir. Genç ailelerin geçim sıkıntısıdır. Geçen yılın birinci yarısında, okul müdürlerini haberdar etmeden okuldan ayrılan ve eve beyinle birlikte ülkeden ayrılan öğrencilerin toplam sayısı 5 497 iken, ikinci yarıda bu rakama 4 293 öğrenci kafa katılmıştır. Bunun dışında  2016 ders yılında 1159 öğrenci fakirlik yüzünden okula başlayamamıştır. 6 Kasım 2016 Cumhurbaşkanlığı seçimleri son hesapta iş bu genel tablo içinde yapılacaktır. Çöküşümüzden derin kokuşma kokuları burun deliklerimize vuruyor.

Sağ cephe – Bulgaristan’ın Avrupalı Geleceği için GERB – iktidar partisi Cumhurbaşkanı adayını henüz açıklamadı. Bu adayın – General Generale karşı – mantığına göre Parti Başkanı ve Başbakan Boyko Borisov olması ihtimali üzerinde duruluyor. Ne ki, GERB adayı kendi başına seçim kazanacak potansiyele sahip değildir. Destek araması gerekiyor. Burada halen nazlanan ama GERP adayına oy vermeye çok Yarkın olan parti Reformcu Blok olarak görünüyor. Blok’un kendi başına aday gösterebilmesi çok zor, çünkü bileşimindeki 5 partiden 10 ses çıkıyor. Adaylar da güz yaprakları gibi dökülüyor, teklifleri kabul etmiyorlar. Reformcuların arasında milliyetçilik damarının nabzını tutan Güçlü Bulgaristan Hareketi (DCB) Başkanı Radan Kınev, 26 yıldan beri Türk Müslüman seçmenden oy almadan hiçbir cumhurbaşkanı seçilemediğini dikkate alarak yeni tekliflerle orijinal olmaya çalışıyor. Türkiye’de sözde “15 Temmuz’dan sonra, demokratik seçim yapılması için ortak olmadığını ve 3 aylık OHAL olduğunu” öne sürerek, T.C.’deki soydaşlarımızın oy kullanmasının yasaklanmasını geveliyor. Halen ciddi toplumsal destek bulmayan bu teklif, medyada tekrarlanmaya başlamıştır. Özgürlük ve Onur Partisi liderleri K. Dal ve K. İsmailov ise bu konuda yanıt hakkını kullanmıyor, susuyorlar. Aşırı milliyetçiler bir yandan soydaşlarımızın Bulgar seçimlerindeki sonuç belirleyen rolü küçümsemeye çalışırken, bir de onları Bulgar siyasetinden uzak tutmaya, oy kullanma, seçme ve seçilme haklarını ellerinden almaya çalışıyorlar. Reformcular kendi adaylarını henüz belirleyememiştir.

Bulgar siyasetinin sol cephesinde açmaya çalışan, Başkanı Tatyana Donçeva olan 21. yy partisi seçimlere kendi başına ve Donçeva’yı Cumhurbaşkanı adayı göstererek katılmaya hazırlanıyor.

Bulgar milliyetçi ve ırkçılarının birleşik  “Ataka” – VMRO ve “Yurtsever Cephe” (PF) –cephesi henüz ortak aday olarak VMRO –Makedon komitacıları partisinin Başkanı Krasimir Karakaçanov’u gşsterdi. Şu unutrmamalıdır ki, Bulgar Başbakanlarından Stefan Stambolov (1896) ve Çiftçi Partisi lideri Aleksandır Stamboliyski (1923)  VMRO katillerince öldürülmüştür. Aslında bu komitacı partisinin siyasete katılmasına izin vermemek gerekir de, Cumhurbaşkanı adayı çıkarması dikkatten kaçmıyor.

Türklerin iradesi toplamakla övünen, aslında 1992’den beri DETÖ-kadrolu hainleriyle çok yakın işbirliği yaptığı ortaya çıkan HÖH-DPS partisi bu seçimlerle ilgili de henüz uyanamadı. Aday göstermediği gibi (HÖH şimdiye kadar cumhurbaşkanı adayı göstermemiştir) Rusçu cephede sular tamamen durulmadan konumunu da açıklamak istemiyor. Beklentiler o yöndedir ki, HÖH belki de birinci turda seçmenine “kime oy vereceğini kendin seç, gönlünce hareket et, ikinci turda dediğimize kulak ver” siyaset çizgisinde kırmızı hat oluşturuyor. Parti Genel Başkan Yardımcısı Ruşen Rıza’nın T.C.’de F. Gülen akıl yıkama ve insanı mekanik ve taş kafa durumuna getirme okullarında eğitim aldığı açıklanınca, suskunluk bir o kadar arttı.

Lütfi Mestan memleketin karma bölgelerinde köy kahveleri ve kasabalarda tatlıcı dükkanı buluşmalarına ve 3–5 kişilik yerel örgüt kurma çabalarına devam ederken, savunduğu tezlerde siyaset olmadığı gibi ideoloji de olmadığını, Bulgaristan Müslümanlarının öz menfaatlerinden tamamen uzak işlerle meşgul olduğunu gizleyemiyor. Bu partinin halktan güç alması için halktan kaynaması ve halka sarılması gerekir.  HÖH partisini yenmek ve oylarını almak öyle lafla olacak iş değildir. HÖH içinde kilit noktalara yapışmış 3 bin eğitimli FETÖ hocaları elinden su içmiş kadro vardır. Onların T.C.’ye FETÖ kampuslarına gönderilmesinde 18 yıl boyunca HÖH milletvekili olan ve parti eski başkanı L. Mestan’ın da parmağı, eli ve katkı payı verdir ve bu çorap sökülmeden işlerin ters yüz olacağına inanmak zor olur. İkincisi de şudur. DOST partisinin tescil işlemleri tamamlanmamıştır ve uzayabilme ihtimali de ortadan kalkmamıştır. Bu konu “Halk şehit, Onlar Gazi” yazısında ayrıntılı olarak işlenmiştir. Biz, Bulgar devletinin DOST hatırı veya L. Mestan’ın avcı masalları için değiştireceğine inanmıyoruz.

Bu durumda, soydaşları seçim sandığına davet ederken, “ORTAK GELECEK” aradığımızı ve çok yakın gelecekte bu konuda BULTÜRK – BGSAM seçimle ilgili ortak siyasi görüşlerini açıklayacağımızı önceden duyururuz.

Okuyun ve paylaşın. Davamız ortaktır.

Sizlerin görüşleri bizim için çok önemlidir.

Reklamlar