Ertaş ÇAKIR

Tarih: 19 Şubat 2017

Çarpıtılmış tarih kırık ayaklı at gibidir, uzun yol gidemezsin.

 

144 yıldan beri 19 Şubat günü Bulgaristan’da milli kurtuluş davası önderi Vasil Levski’nin sözde asıldığı gün olarak hatırlatılıyor. Komitacılık tarihini yazıya en iyi döken Zahari Stoyanov gelecek kuşakların yanlış bilgilendirilmesine yol verilmemesi için dava arkadaşı Levski’yı somut ve ayrıntılı kanıtlara dayanan “Mücahit” (Apostolıt) biyografik eserini adamış ve tarihin ters yüz gösterilmesine imkan tanımamak için, Bulgar yargıçlardan oluşan Sofya Mahkeme Heyetinin 1873 Şubatında Levskiye asılmak suretiyle idam cezası vermesinden sonra. Adliye binasının zemin katında bulunan zindana indirilen Levski’nin başını duvardaki kara taşlara vura vura kendini öldürdüğünü anlatmıştır.

Olay şöyle ki, Vasil Levski 18 Şubat 1873’te o zaman Sofya kenarında bulunan şimdiki “Vasil Levskli Anıtı” nın dikili olduğu alana kurulan dar ağıcına çekilmemiştir. O yılların Osmanlı Sultanı Abdülaziz Sofya Mahkemesinin Vasil İvanov Kunçev’e verdiği idam cezasına tura ve mühür vurup onaylamamıştır. Osmanlı sultan arşivlerinde böyle bir belge olmadığı gibi Sofya Mahkemesi arşivinde bu kararın onaylı aslı bugüne kadar gösterilememiştir. Üstelik Osmanlı geleneğinde darağacına çekilen bir kişinin ölüp ölmediği doktor raporuyla belgelenmiştir. 18 Şubat 1873 günü Sofya’da bir hekim tarafından hazırlanmış böyle bir tespit tutanağı da bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.

1878’de kurulan II. Bulgar tarihinde en önemli şahıslardan biri olan Vasil Levski gerçeği kamuoyunu 144 yıldan beri ilgilendiriyor. Bulgar tarihçilerin yaptığı araştırmalar, resmi propagandanın halkın beynini yanlış şahlandırmak için kullandığı verileri bu yıllar içinde çürüttü. Bu yıl bu vesileyle yapılacak anma törenlerinde yeni seçilen Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in  bir konuşma yapacağını dikkate alarak, Bulgar basınında çıkan “Rusya Levski’nin Katillerini Bol Keseden Mükâfatlandırdı.” Başlıklı yazıyı tercüme ederek dikkatinize sunuyoruz.

BGSAM: Levski’nin Osmanlı devletince darağacına çekilmediğine ilişkin şu kanıt da ilginçtir. 22  Eylül 1872’de Kocabalkan’ın Araba Konak geçidinde bir Osmanlı kervanı baskına uğrar ve büyük miktarda hazine parası çalınır. Sofya’daki aynı mahkeme bu davaya da bakmış ve yakalanan hırsız çetesinin başı Dimitır Obşti idam cezası almıştır ve Padişahın onayından sonra bu ceza yerine getirilmiştir.

BGSAM: 1905 yılının 21 Temmuzunda Padişah II. Abdülhamit’e İstanbul’da Yıldız Camiinden çıkmış ve kendisi bekleyen faytonuna birkaç dakika gecikmiştir. Bu arada güçlü bir patlama olmuş, gecikme yüzünden padişah hayatta kalmıştır. Suikasti gerçekleştiren 9 Ermeni komitası yakalanmış, idama çarptırılmış, fakat Padişah “devlet sınırı dışına çıkarılmalarını” emrederek, hapsini baştan savmayı tercih etmiştir.

Rusya Levski’nin Katillerini Bol Keseden Mükâfatlandırdı

Vasil Levski’ye ölüm cezası kesen Sofya Mahkemesi Başkanı Hacı İvanço Hacıveliçkov Pençeviç 1878’den sonra Bulgar Prenslini idare eden Prens Dondukov tarafından görevinde yükseltilmiş ve Bulgaristan Yüksek Mahkemesi Bileşimine atanmıştır.

“İstinata.bg” sahibi olan yayımcı Georgi Georgiev Osmanlı döneminde Bulgaristan’da Rusya’nın dehşetli rolü üstüne birçok deliller sunuyor. Yayıncı, Levski’nin yok edilmesinin büyük suçlularından biri olan yargıç Hacı İvanço Hacıveliçkov Pençeviç Bulgaristan Yüksek Mahkemesi Bileşimine atanmakla ödüllendirildiğini kanıtlayan belgeler yayınladı. Mükâfatlandırma, Levski’nin güya asılmasından tam 6 yıl sonra, 8 Mayıs 1879 yılında olmuştur. Görevde yükseltme emri şahsen Prens Dondukov-Korsakov tarafından imzalanmıştır. Belgenin aslı Sofya devlet arşivinde bulunmuştur.

Öyle ki, o zaman Rusya Çarlığı Balkanlardaki çıkarlarına sadakatle hizmet eden hainlere ve alçaklara bol keseden teşekkür etmiştir.

O yıllarda Rusya Çarlığı’nın İstanbul Büyük Elçisi olan Prens İgnatiyev’ın haince ve ikiyüzlü rolü Bulgar halkından uzun yıllar gizli tutulmuş olsa da, artık gün ışığına çıkarıldı. Vasil Levski’nin ölümüyle sonuçlanan davada son söz sahibi olan kişinin Prens İgnatiev olduğu artık görülebildi. Prens İgnatiev’in ısrarı üzere aşağıdaki kişiler mahkeme heyetine alınmıştır:

–     Osmanlı İmparatorluğu Devlet Konseyi üyesi olan Hacı İvanço

Hacıveliçkov Pençeviç;

  • Bulgar Din Okulları Encümenlik Üyesi Mito Panov Kaymakçiyski;
  • Sofya Meclisi Üyesi Hacı Manuil (Mano) Stoyanov ve
  • Sofya Meclisi Üyesi Petar (Peşo) Todorov – Jelyavets

Bu tarihsel kanıt ilk defa olmak üzere araştırmacı yazar ve yayıncı G. Georgiev tarafından yayımlandı ve daha sonra diğer yazar ve araştırmacıların belgelerine girdi.

Prens İgnatiev’ın güttüğü amaç açıkça ortadadır:

Bulgaristan milli kurtuluş davasını başsız bırakmak ve hareketi Rusya imparatorluğu diplomasisinin menfaatlerine bağlı kılmaktır. Prens İgnatiev aynı zamanda yani 1872’de Rus kilisesi ve Fatih Başpiskoposluğunda Bulgar kilisesine karşı düşmanlık körükleyerek Bulgar milletinin birleşmesi denemelinin yolunu kesmeyi kışkırtan kişidir.

Osmanlı makamları önünde Bulgar papazlarının sürgüne gönderilmesinde direnen Prens İgnatiev, Padişah huzurunda nüfus sahibi olduğundan dolayı İstanbul’da “Padişah Yarmcısı” lakabıyla anılmıştır.  Ondan önceki Rus Konsolu Lobanov ise Bulgar din adamlarının sürgün edilmesini daha 1860’ta istemişti. Prens İgnatiev’ın ısrarı karşısında geri adım atan Osmanlı makamları 21 Ocak 1872’de Bulgar papazlarını İzmir’e sürgüne göndermiştir. O zaman İstanbul’daki Bulgar kamuoyu protestoya kalkışmıştır. Baş Vezir Mahmut Nedim Paşa Bulgar öncülerinden protesto alayının öncüleri olarak Slaveykov ve İkonomov’u kabul etmiş, kendilerini dinledikten sonra din adamlarının serbest bırakılacağına söz vermiştir. Osmanlının derin öngörülü vezirlerinden olan Mahmut Nedim Paşa sözünde durmuş ve 30 Ocak 1872’de papazlar İstanbul’a geri getirilmiştir. Bir ay sonra Sultan Abdülmecit’i ziyaret eden Prens İgnatiev , Baş Vezirin görevinden alınmasına neden olmuştur.

Şu bilgi de çok ilginçtir:

Özünü Rus menfaatleri için harcayan hain Hacı İvanço Hacıveliçkov Pençeviç yine aynı ayak oyunlarıyla Ruslara ispiyonluk yapmak için Osmanlı Devlet Konseyine sızdırılmış,  1878’de Bulgaristan’ın Osmanlı’dan ayrılmasından sonra ise, mahkeme kararını imzalayıp V. Levskinin ölümüne neden olmasına karşın, Sofya’da Levski Anıtı dikilmesi için ilk bağışta bulunan ikiyüzlüdür.

Bulgar vatanı için Moskova ve Rus çizmesi altında ezilmekten daha kötü bir şey olamayacağı bilincine varan Bulgar yurtsever evlatlarının sürgüne ve hapse gönderilmesinde Osmanlı devletine baskı yapan ve mahkemelerde son söz sahibi olmaya çırpınan Moskovalı efendilerin Bulgar milletine karşı amaca yönelik ve arasız çalışan hain Rusofiller ve Rublacıların özellikle de ikiyüzlülerin Hacı İvanço Hacıveliçkov Pençeviç örneğinde görüldüğü üzere iplerini çeken ve onları ödüllendiren kişinin Prens İgnatiev olduğunu Bulgar devlet arşivinden alıp yayınladığımız 2 belgede de görebiliyorsunuz.

***

Günümüzde hain başı Ahmet Doğan’ın Moskova ödülleriyle taltif edilmesine başka bir anlam veremiyoruz.

Reklamlar