Dr.Nedim BİRİNCİ

Tarih: 20 Şubat 2017

Öfkeli ve parçalanmış toplumda yaşamak.

Memleketimizi 26 Mart 2017 seçimlerine götüren, Başbakan Ognyan Gercikov yönetimindeki geçici hükümetin kokusu buruna vurmaya, rengi de göze çarpmaya başladı.

Bakanlar kurulunun temel kadrolarının halkımızın kanını ve ruhunu emen sülükler arasından özenle seçildikleri ortaya çıktı.

Bakanlar Kurulu Başkanı Ognyan Gercikov’tan başlayalım:

Yakın zamana kadar bugünkü başbakanın oğlu Stanislav Gercikov Bulgaristan “Duble Yollar” devlet şirketinde hukuk danışmanlığı yaptı. Ülkede maaş ortalaması 500 leva iken o KDV hariç 4 000 (dört bin) leva alıyordu. Gördüğü davalar için ek ödemeler yapılıyordu ve yıl için aylık ücreti ortalaması 6 000 (altı bin) leva oluyordu. Aferin!

Yeteneksiz hukuk danışmanı Stanıslav Gercikov davaları hep kaybettiği için birkaç ay önce işten atılmıştı.

Bilirsiniz herkesin biraz şansı ve biraz da kısmeti vardır. 2 hafta önce Sofya Varna an yolunda Botevgrat’tan önce “Eçemiçka” tünelinde tavan lambaları düştü, bir araç ezildi ve bir yolcu öldü. Olayın ardından Bulgaristan “Duble Yollar” devlet Şirketi Yürütme Müdürü görevinden alındı ve biliyor musunuz Başbakan Og. Gercikov onun yerine kim atadı?

1984 – 1989 yılları arasında Türkleri Bulgarlaştırma sürecinde, o kanlı “soya dönüş” zulmü yıllarında Varna iline bağlı Dılgopol ilçesinde ve hain başı Ahmet Doğan’ın köyü olarak ünlenen Drındar köyünün de ilçe sınırları içinde bulunan Suvorovo Belediyesinde 30 Türk düşmanı ajanla ve üç bölgesel grup yöneticisiyle çalışan Valentin Atanasov Nikolov’u atandı. 1955’te Varna doğumlu olan Nikolov 1976’da Sofya’daki İç İşleri Bakanlığı “Devlet Güvenliği” fakültesine yazılmış, 1982’de İç İşleri Bakanlığı (VMR)  “DS” gizli poliste Türkler arasında casusluk yapan 04 – 06 şubesinde “Dılgopol ve Suvorovo” Türk bölgesinden sorumlu bir gizli subay olarak göreve başlamıştır. 1985’te Türklerinin enselerine basıp kan kusturulmalarından sonra 1986’da “kıdemli istihbaratçı” unvanı alan Nikolov’un biyografisi kısaca şöyledir.

1985’in soğuk kış günlerinde Müslüman Türklerin hepsinin isimlerinin, dinlerinin, kimliklerinin değiştirilerek soy geçmişleri söküldü. Bulgarlaştırma baskı ve terör yöntemlerine en faal bir şekilde ve amansız katılan, Todor Jivkov rejimi döneminde Bulgar tarihinin en ağır, en iğrenç ve yüz karası cinayetlerinde eli kana bulanan subay Nikolov, tutuklanıp işlediği cinayetler için yargılanıp hapse atılacağına, yüksek devlet ödülüyle ödüllendirilmiştir.

O, güya “soya dönüş” yıllarında gösterdiği olağanüstü aktiflik için MVR-Varna 4. Şubesi Amiri Albay Sv. Vasilev’in hazırladığı ve MVR-Varna Müdür Yardımcısı Albay Sava Denev’in  ve Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) İl Komitesi tarafından kaleme alınan ve Türk etnik azınlığı üzerindeki yüksek başarılarını öven özgeçmişle Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyine ödüllendirilmek üzere önerildi. Ve Türklere zulüm eden kahraman olarak göğsünde en yüksek ödül olan “Halk Emek Madalyası” şakıdı.

Katilin 1979 – 1986 yılları arasında Türkler arasındaki kemirgen köstebek çalışmaları şu sözlerle nitelendirilmiştir:

Çalışmalarında yüksek komünist idesellik, politik olgunluk ve parti siyasetine bağlılık gösterdi. Sınıfsal yaklaşım sahibi olup devrimci uyanıklık gösterirken burjuva ideolojisine karşı amansız oldu.”

O, 1985’te Türklerin isimleri değiştirilirken BKP örgüt sorumlusu seçildi. Köstebek sürüsünden 30 ajan ve 3 köy grubu yöneticisini bileyip yönlendirdi. Bu hainliği için 1987’de, Varna köylerinde Türkler kan kusarken, aydın ve gençlerimiz hapishanelerde ve toplama kamplarında çürütülürken, MVR-Varna İl Amiri Nikolov’u “Bulgarlaştırma etkinliklerinde elde ettiği başarılardan ötürü” yeniden övdü ve ikinci ödül için öneride bulundu. HÖH yönetimi sözde “yönetenleri yönetiyor” fakat konu halkımızın ezilmesi ve yok edilmesi olunca dut yemiş bülbül oluveriyor. Ne ki, bu ebediyen böyle gitmez…

Türklere karşı köstebeklik ve kemirgen işine iyi bakan subay Nikolov Varna ili Ruslar tarafından istila edilince bu cephede de başarılı çalışabilmesi için 1991’de Moskova’daki Dış İstihbarat Teşkilatı (KGB) Enstitüsüne gönderildi. Moskova’da yüksek bilimsel unvanlar aldı. Kendisine orada KGB dosyası açıldı. O arşivde Ahmet Doğan’ın da özel istasyon şefi dosyası var. Burada en yüzkarası, en acıklı ve ciğer kemirici olan Ognyan Gercikov geçici hükümetinin Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH-DPS) oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Rumen Radev tarafından seçilmiş, atanmış ve kadro değişiklikleri yapmaya devam etmesidir.  Kapanmayan yaralarımız kanarken Bulgarlaştırma süreci katillerinin 2017 yılında (30 yıl sonra) aklanmış paklanmış devlet holdinglerinin başına getirilmesi,  yağma sofrasının devam etmesi, yeri cezaevi olan canilerin ve oligarşi-mafyasının sofra başı olmaya devam ettiğine ve etmeye devam hazırlıkları gördüğüne çok ciddi bir kanıttır.

Komünist rejimin en ağır cinayetlerini işleyenlerin devlet makamlarında en önemli görevlere atanması, karanlık bir gelecek olacak, anlamındadır. Burada söz konusu olan 1 253 383 (bir milyon iki yüz elli üç bin üç yüz seksen üç) Bulgaristan vatandaşına baskı terör ve zulüm uygulanmış olması ve bunun neticesinde bugün 720 bin Türkün memleketimizi ter etmiş durumudur. Bu örnek, demokrasiye geçilmesinden 27 yıl sonra Bulgaristan’da “Bulgarlaştırma” hırs ve ideolojisinin eskisinden daha canlı ve amansız yeni saldırılara hazırlandığına kanıttır. Bu tehlikeyi yaşatan ve taşıyan siyasi güçlerden biri de HÖH partisidir. Kendisini insan haklarını koruyorum maskesi ardına gizleyerek hareket eden bu parti Nikolov’un Sofya’ya gelmesinde önemli rol oynamış, razılık göstermiştir. Bulgaristan’ı vatan bile Türklerin kimlik olarak yok edilmesindeki zalimliğinden dolayı Bulgar devletinin en yüksek ödüllerinden biriyle ödüllendirilen bir gizli polis subayının 2017’de su yüzüne çıkarılması ve devlet yönetimine davet edilmesi, anlaşılır gibi değildir.

Meydana gelen yeni durumda, Nikolov’un atandığı görevden hemen serbest bırakılması ve Başbakan Gercikov hükümetinin de Bulgaristan Türklerinden özür dilemesi gerekmektedir. Çünkü bu Türklerin onurunu yeniden çiğnemekten başka bir şey değildir. Bu olay memleket çapında alevlenmeli ve hükümetin istifası istenmelidir.

Bu iğrenç olay Bulgaristan’ın gerçekten içindeki kurbağaların “demokrasi, demokrasi” diye vakladıkları  bir bataklık olduğuna son kanıttır.

26 Mart seçimlerinden sonra Bulgaristan’da halk tarihte görülmemiş boyutlarda ayaklanırsa lütfen kimse kaçmasın.

Arşivlet konuşuyor: Anton Todorov

Bir örnek daha:

Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) 26 Mart Seçimlerinde sandık başı aday listesini açıkladı.

Sofya’da sandık başı şahıslardan biri, Todor Jivkov’un damadı olan İvan Slavkov’un yakın dostu, babası “Belene” Ölüm Kampı Müdürlerinden olan, gazeteci Toma Tomov’tur.  Yukarıdaki yüz karası örneği 26 Mart seçimlerinde çok küstah bir şekilde karşılıyoruz. Türk düşmanlığı su yüzüne çıkıyor ve kaymak tutuyor. Yukarıda yazılanların tümü Toma Tomov için de geçerlidir.

Katiller, caniler, mafya ve oligarşi sınıfına örülmüş yılan gibi sürünerek iktidara yaklaşıyor.

Kim hangi partiye oy verecek lütfen artık düşünelim ve bu defa yanlış yapmayalım.

BGSAM İrfan Kulübü görev başında.

Reklamlar