Bugünlerde Makedonya’nın başkenti Üsküp, iktidara karşı kızgın protesto gösterilerine ve de muhalefete yönelik karşı protesto eylemlerine sahne oldu. Cumhurbaşkanlığının kabul salonunun içi kırılıp dökülürken polis eylemcileri dağıtmak için tazyikli su ve biber gazı kullandı.

Buna neden Cumhurbaşkanı George İvanov’un haklarında yolsuzluk soruşturması yürütülen siyasetçiler, iş adamları ve yargı mensupları için önceden af kararını çıkarması oldu. İvanov, bu kararını ülkede yapılacak genel seçimlerin öncesinde siyasi ortamı sakinleştirme arzusu ile gerekçelendirdi.

Makedonya’daki olaylar, AB ve komşu devletler tarafından endişe ile karşılandı. Bulgaristan Dışişleri Bakanı Mitov, Makedonya’daki siyasetçileri sorumluluklarının seviyesinde olup ülkedeki hukuk düzenini çökertebilecek eylemlerden kaçınmaya çağırdı. Vumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ise Makedon mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde af kararını kınadı. Başbakan Boyko Borisov ise İdomeni’de bulunan sığınmacılar tarafından sınıra yönelik düzenlenen hücümlerin Makedonya’nın içindeki protesto eylemlerine denk gelmesine işaret ederken bölge ülkelerinin istikrarsız hale getirilmesi yönünde çalışıldığına dair verilerin olduğu açıklamasını yaptı. Başbakan Borisov ayrıca Makedonya’da cumhurbaşkanının itham edilmesi halinde sınır güvenliğinin sağlanamayacağı endişesini de dile getirdi, oysa bunun ne anlama geldiği konusunda farklı yorumlar yapılabilir. Bu tür endişeler kimisine abartılı gelebilirse de somut hususlar tarafından dolaylı bir şekilde desteklenmektedir. Cuma gününden itibaren Bulgaristan’ın güney sınırı askerlerin ve sınır polisi görevlilerinin katıldığı karma devriyelerle korunmaktadır. Yunan ordusu Makedonya ile olan sınırda tatbikatlar yapıyor, Makedonya Cumhurbaşkanı ise Yunan savaş uçaklarının ülkesinin hava sahasını ihlal etmelerinden dolayı şikayet etti.

Makedonya’nın istikrarsızlığı her şeyden önce kroniktir. Bundan yaklaşık bir yıl önce Mayıs 2015’te Kumanovo’da polis ve teröristler arasındaki karşılıklı ateşten dolayı Bulgaristan, durumun kötüye gitmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olunması için sınıra sınırlı bir asker kontenjanı gönderdi. O sırada yapılanları anlatırken Boyko Borisov, Makedonya’da Bulgar pasaportu sahibi 90 000 kişinin bulunduğunu ve “durumun kötüye gitmesi” halinde tepki vermeye hazır olmamız gerektiğini öne sürdü.

Bulgaristan’ın Makedonya’da yaşananlardan dolayı endişeli olmasının başka sebepleri de vardır. Batı komşudaki istikrarsızlık, iyi komşuluk anlaşmasının imzalanması yönündeki çabaları sekteye uğratıyor. Oysa bu anlaşma, Sofya’nın Makedonya’nın AB entegrasyonuna destek vermek için koştuğu şart olmaktadır. Makedonya’daki olaylar, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Sürescinin dönem başkanlığını yapan bir ülke olarak Batı Balkanlar’da yer alan tüm devletlerin AB ve NATO’ya entegrasyonunu desteklemek yolunda üstlendiği taahhüdün yerine getirilmesini güçleştiriyor.

Makedonya’nın problemleri, bütün bölgenin problemleridir ve bu ülke, bölgenin desteğine güvenebilir. Ancak bu desteğin verilmesi içi Makedonya’nın içinde bu yönde iradenin mevcut olması şarttır. Lakin Cumhurbaşkanı İvanov’un “Balkanlar’ın barut fıçısı olduğu, fakat fitilin hep dışarıdan geldiği” şeklindeki açıklamasına benzer iddialar, böyle bir iradenin pek bulunmadığını ortaya koyuyor maalesef.

Yazı:  St. Pavlov

Çeviri  : Tanya Blagova

Reklamlar