Rafet ULUTÜRK

Bulgaristan’da Cumhurbaşkanı seçimleri sonrası başlayan siyasi bunalım.

Türkiye’deki soydaşlarımızın da kısmi katılımlarıyla Bulgaristan’daki Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu da yapıldı. Birinci Turda oyların % 36’sını alan İnisiyatif Komitesi adayı, Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) adayı emekli General Rumen Radev ikinci turda oyların % 59’unu toplayarak Bulgaristan Cumhuriyetinin Beşinci Cumhurbaşkanı seçildi.

Yarışmaya katılan eski meclis başkanı, Bulgarların Avrupa Gelişimi için Vatandaşları Partisi (GERB) adayı Bayan Tsetska Tsaçeva oyların ancak % 36’sını alabildi.

Politik analiz:

Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK ve Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi BGSAM’ın Bulgaristan’da siyasi fırtınanın yakın olduğunu haber veren bghaber ve yorumları, tüm yayınlarında yaptığı siyasi analizler yine doğru çıktı. 2016 yılının Mayısında baş gösteren toplumsal ve siyasi bunalım Kasım ayında çığ olup yerinden koptu ve bir yandan göreve yeni cumhurbaşkanı getirirken, 2. tur gecesi GERB lideri yenilgiyi tanımak zorunda kaldı, “halkın iradesine karşı gidilmez” derken, 2. GERB hükümetinin istifasını sundu.

Bu gelişmeler “Merhaba yeni değişim!” dedi.

Bulgaristan’ı yeni Cumhurbaşkanı kimdir?

Yeni seçilen Bulgaristan Cumhurbaşkanı General Rumen Radev eski hava kuvvetleri komutanıdır. Dimitrovgrat doğumlu, Haskovo Matematik lisesini bitiren, “Gorna Mitropoliya” Yüksek Askeri Okulunda okuyan ve Birleşik Amerika “Maksuel” Askeri Akademisinde 2. yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra doktora tezi savunan General Radev, bir memur ailesinde yetişmiştir. Bu yılın Temmuz ayında BSP Genel Başkanı Kornelya Ninova, partisinin General Radev’i Cumhurbaşkanı adayı gösterme kararını açıklamıştı. General Radev’in adaylığı bir İnisiyatif Komitesi tarafından yükseltilmiş ve BSP tarafından desteklenmişti.

General Radev’in ilk mesajı:

Karanlıktan için şafak geldiğini müjdeleyen yeni Cumhurbaşkanı Radev, bu seçimde Bulgaristan’da “demokrasinin ilgisizlik ve korku üzerinde zafer kazandığını, halkın iktidara kırık not verdiğini ve ülkede yeni bir siyasi durum belirdiğini duyurdu.

Seçim gecesinde basının sorularını yanıtlarken, yeni Cumhurbaşkanı “Halkın birbirine karşı kışkırtılmasından yorulduk, seçim zaferi Bulgaristan halkının birleşmesini isteyenlerin zaferidir. Birleşme çağı başlıyor.” dedi.

Politik bunalımın derinliği ve çerçevesi:

Bulgaristan’da bir şeylerin olması gibi olmadığından doğan siyasi bunalımın derinliğini belirleyen birinci faktör Sofya hükumetinin istifasıyla ülkede siyasetin kilitlenmesidir. Parlamenter demokrasiye dayanan Bulgar siyasi sisteminde çerçeve belirleyen anayasadır. Bulgar Anayasası’nın 83. maddesi seçimle görevinden düşen Cumhurbaşkanının kısıtlı yetkilerle olmak üzere üç ay daha görevde kalmasını öngörmüştür. 22 Ocak 2017’ye kadar uzanan bu sürede halen görevdeki Cumhurbaşkanı Plevneliev Meclisi dağıtamaz yani ülkeyi erken genel seçime de götüremez.

Bu durumda, 84 milletvekili olan GERB Başkanı Borisov’a yeni (üçüncü) bir hükumet kurma görevi verilse de, iade edeceğini açıkladı. 37 vekille parlamentoda ikinci parti olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) de siyasi bunalımdan çıkışın “erken seçim” olduğunu duyurdu.

2017 Şubat sonu ile yazın ilk günleri arasında erken genel seçim yapılana kadar Bulgaristan yeni bir GEÇİCİ HÜKUMET dönemine giriyor. Plevneliev döneminde (2012-2017) Bulgaristan’da 3 geçici hükumet kurulmuş olacak ve o yürütme üzerinde etkisi en uzun süre hissedilen bir devlet önderi olarak tarihe geçecektir.

Halkın iradesiyle muhalefet olmaya zorlanan GERB devleti bütçesiz, son iki yılda çok büyüyen dış borç yükü altında, nüfusun % 40’ı ülkeyi terk etmiş, yüzde 10’u işsiz, emeklileri Avrupa’nın en az gelirli, sefil ve yoksul halde bıraktı.

2006’da,   Bulgaristan’ı parti-sizliğe sürükleyen II. Simyon döneminde mayalanan, komünist dönemin sert siyaset taraftarlarını ham demokrasi koşullarında iktidara taşıyan GERB hareketi, içinde sol güçlere ve Müslüman Türklere yer olmayan iki kutuplu siyaseti sahneye taşımıştı.

13 Kasım’da GERB kadrosu ve taraftarlarından dörtte birinin General Radev’e oy vermesi, beşte birinin de her iki turda sandığa gitmemesi, Bulgaristan’da iki kutuplu siyaset sayfasının kapandığını kanıtladı.

Hükumet yıkan yanlışlar.

GERB iktidarının yıkılması merak uyandıran bir siyasi olaydır. Bundan 7 ay önce, Mayıs 2016’da GERB partisi bütün sosyolojik anketlerde,  13 Kasım akşamı “seçim istiyorum, meclis çoğunluğu ile iktidar olacağım” diye hırçınlanan BSP partisinin 12 puan öndeydi.

Halkın sesini GERB işitmez oldular.

İç ve dış siyasette ciddi seri yanlışlar yapıldı. “Sığınmacı seli basıyor”, “Türkler Bulgaristan’ı istila ediyor”,  “GERB düşerse Avrupa fonlarını kesilecek”, “Oyunuzu GERB’e vermezseniz evlerinizi mantolama paralarını ödemeyeceğiz” kaynaklı korku siyasetine ağırlık verdi, seçmene 2 iki kilo et ve 20 leva para dağıtarak arabayı bataktan çıkarırım hesabı yaptı, fakat tosladı. Hükumet ortaklığında ırkçı-milliyetçi, azınlık düşmanı güçlerin her konuda desteklenmesi de ülkedeki etnik gerginliği çok şiddetlendirdi. Bu yanlışların sonuncusu, Başbakan Borisov’un Bulgaristan’a Cumhurbaşkanı değil, emrinde olacak ve sözünden çıkmayacak birini Cumhurbaşkanı koltuğuna oturtma çabaları oldu ve ülke çapında ve her katmanda ters tepti.

Protesto oylarının anatomisi:

General Rumen Radev’in 2. tur seçim zaferi, 10 yıldan beri parçalandıkça parçalanan ve dağıldıkça dağılan ve artık iyice ufalan 110 yıl tarihi olan Bulgaristan Sosyalist Partisinin bir seçim başarısı olarak asla algılanamaz. Radev’e oy verenlerin üçte biri daha önce seçime katılmamış kişilerdir. Bu seçime katılanların gerekçeleri daha önceki seçimlerden farklıdır. GERB vatandaşı korkuttu ve seçmen bir generalin kanatları altında huzur ve güvenlik aradı. GERB partisinin ve Boyko Borisov  siyasetinin mecliste ve halk arasında iflas ettiği, halkın yalanlara dolanlara daha fazla inanmak istemediği son iki yılda defalarca kanıtlandı.

İkinci turda oyların % 59.35’ini alan General Radev’e oy verenler:

General Radev ikinci turda 2 049 000 (iki milyon kırk dokuz bin) oy aldı.

Dış ülkelerden gelen 50 bin oyun 21 658 ‘i Bayan Tsaçeva’ ya, 14 031’i de General Radev’e giderken, ikinci turda kurulan daha üstün bir organizasyonla seçime katılanlar 6 bin kişi artmıştır.  Bursa ve İzmir’de oturan soydaşlar Mestan’ın DOST partisi propagandası etkisiyle GERB’i desteklerken, Çorlu gibi Kuzey Bulgaristanlı göçmenlerin oturduğu merkezler topluca General Radev’e oy vermiştir. Kırcali ilinde General Raden 40 bin oy alırken, DOST kurucusu Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer’in kontrolündeki seçmen sola kaymıştır.

a) Bu gelişmelerin ulusal tablosu şudur:

  • Gen Radev oyların % 47’sini Bulgaristan Sosyalist Partisi BSP’den
  • Gen Radev oyların % 12’sini GERB partisinden (240 bin oy)
  • Gen Radev oyların % 10’nunu VMRO ve “s.o. “Yurtseverler”den
  • Gen Radev oyların % 9’unu HÖH-DPS seçmeninden (200 bin kişi)
  • Gen Radev oyların % 8’sini Mareşki seçmeninden (160 bin)
  • Gen Radev oyların % 7’sini Reformcu Blok seçmeninden
  • Gen Radev oyların % 6 ‘sını da ABV partisi seçmeninden almıştır.

Seçmen tabakasındaki kayma seçim düzeninde yapılan son değişikliklere karşı bir tepki olarak da görülebilir. Seçmenin partilere bağlılığının güçlü olmadığı ve serbest hareket edildiği ortaya çıkmıştır.

b) Birinci tur parti oylarının ikinci turda General Radev’e kayma oranları;

  • HÖH-DPS % 86,
  • Birleşik “yurtseverler” den % 65;
  • Bağımsız Veselin Mareşki’den % 54;
  • Reformcu Blok’tan % 35;
  • ABV-Kalfın’den % 68;
  • “21.yy” –Donçeva’dan % 33.

Bu yönelim Bulgaristan’da 2 kutuplu siyaset düzeninin bozulduğuna işarettir. Bu analiz General Radev’in soldan, orta ve merkez soldan oy alırken, merkez ve aşırı sağdan da oy topladığını gösteriyor. Aşırı milliyetçi, ırkçı VMRO ve s..o. “Yurtseverlerin” Hak ve Özgürlük Hareketiyle aynı adaya oy vermeleri daha önce görülmemişti.

Büyük Millet Meclisi’ne doğru ilk adım atıldı.

Bu seçim Bulgaristan’da bir Anayasa değişikliğine gerek olduğunu ortaya koydu. Yeni Anayasa’yı ancak Büyük Millet Meclisi (BMM) hazırlayıp onaylayabilir.  BMM seçimi yapılması için olağan meclisin üçte iki çoğunlukla karar alması gerekiyor. Seçimle ve halk oylamasıyla istenen Bulgaristan’da siyasi sistem değişikliğini yasallaştıracak olan yeni Anayasa’da azınlık hakları özel olarak yer almalıdır.

Bulgaristan’da azınlık modeli çökmüştür.

Bu çöküşün bütün toplumu yok etme tehlikesi ortadadır. Anayasa değişikliğinin hedefinde Bulgaristan halkını birleştirmek varsa, kimliği tanınmayan halk topluluklarının birleşip kaynaşmasının mümkün olmadığı kabul edilmeli ve yasal durum tek uluslu devlet formülünden çok uluslu devlet oluşumu kurmaya geçmelidir.

Halk memleketimizde siyasi değişim istiyor.

Seçim bütün siyasi güçlerin iktidara katılmak istediğini gösterdiİlk defa olmak üzere Bulgaristan Türk, Pomak ve Çingenelerinin verdiği oylar parti oyu olarak sayılmadı eşit haklı vatandaşların seçimi olarak biçimlendi. Bu gidişle, insanlarımızın aleyhinde çalışan HÖH DPS yapısı,  cümle kapısından iktidara girmek istese de, kapının açılmayacağına dikkat çekiliyor.

GERB ben DOST’tan oy istemedim davulu çalarken, Radev de ben “HÖH DPS’den oy almadım”, Türkler bana “oy verdiler” dedi. Yeni durumda bir yandan Ahmet Doğan ve HÖH-DPS etrafındaki şirketler çemberi devlet sofrasından uzak tutulmaya çalışılırken, Türklerin, Pomakların ve Çingenelerin de devletin sunduğu imkânlardan yararlanamaması ihtimali yeniden belirdi. Bulgaristan Türklerinin hem Bulgaristan’da hem de Türkiye’de bölünmesi hiç birimizin lehine olan bir gelişme değildir. Bölünme ve dağılma erimeye yol açar.

Yeni durumda, baş gösteren genel bunalım keşmekeşinde ve parlamenter ve siyası bunalım ortamında ortak yeni bir siyaset çizgisi belirleyip bir noktada buluşmamız için bir Kurultay toplamamızı öneriyorum. Bu foruma ilk oturumlarına Bulgaristan’daki partilerden delege kabul edilmemelidir. Kendi geleceğimizi kendimiz aramalı ve bulmalıyız.

Politik analizimiz devam edecektir.

Şimdilik memleketimizin sola kaydığını ve bize karşı solun ve sağın birleşme yolları aradığını, hem sol hem de sağ güçlerin DPS-HÖH partisini dışladığını, siyasetten sökmek istediğini, siyasi varlığımızın yok edilmek istendiği gibi, meclis dışı kalma yollarının da arandığı dikkati çekmektedir. Seçimlerde Türkiye’deki sandık sayısı 5 defa azaltılmış olsa da, II. Turda 8 bin oy fazla veren soydaşlarımız Bulgaristan’ı vatan saydıklarını ve özlediklerini, Bulgaristan’da olup bitenlere seyirci kalmak istemediklerini herkese gösterdiler. Türkiye’deni soydaşlarımızın Trakya’da DOST-cu, Anadolu’da HÖH-cü olduğu iddiasına katılmak istemiyoruz. Bizi Bulgaristanlılar ve Türkiye’dekiler olarak ikiye ayıranlar, ufalamaya ve kırıntılarımızı kurda kuşa yem etmeye çalışıyorlar. Uyanın, uyanalım kardeşler!

Paylaşınız.

Seçime katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz.

Reklamlar