Şakir ARSLANTAŞ

Kış devam ediyor. Toprak altındaki tohumlar henüz uyanmadı. Ağaçlar da bahar bekliyor.

Karlı yağmurlu günler devam ede dursun Bulgaristan sosyal yaşamı dönüşmeye başladı, yeni bir esas üzerinde biçimleniyor. Eski oluşumlardan kopan parçalarla yeni esas ve şekil oluşurken, basında ve elektronik etkileşim ortamında yeni renkler parlamaya başladı. Yeniyi şekillendirecek kişileri seçmek çok zor.

Aklıma şöyle bir fıkra geldi: Eski Yunanda yeni bir savaşa gidilecek. Başkomutan aranıyor. Kral’a sormuşlar:

  • Gidin, şu askeri bando şefini çağırın, gelsin, demiş.
  • Olmaz, olur mu!, deyecek olmuşlar.
  • Olur! Olur! O, o it takımından bando yaptı, hazır askere kuman da mı edemeyecek. Çağırın geldin!  demiş.

Bizde de, işler Razgrat’ın “Ludogorets” (Deliormanlı) futbol takımıyla başladı. İş adamı Domuzçiev takımı ulusal şampiyon yaptı. Avrupa liglerine kattı. Dün Deliorman ve futbol deyip burun kıvıranlar, bugün karşılaşmalara bilet arıyorlar. Önemli olan bu takımı yaratan kişinin iyi bir örgütleyici ve lider nitelikleri olduğunu hak görebildi.

Yeni ofis binası, yönetim kurulu adresi Bakanlar Kurulu kadar büyük ve görkemli olmayan

Ama artık  KTİP – kısaltılmış adıyla bilinen (Ticaret ve Yatırım İşletmeleri Kurumu) Başkanı Domuzçuev bu işte de çok iddialı konuşuyor. Bulgar özel üretiminden % 80’lik payı, “İb Banka”, “Posta Bankası” vb. özel bankalar, “Nasırçıtelna Banka” (Özendirme Bankası) – tek devlet bankasını, günlük basından “24 Saat” ve “Trud” vb. gazeteler, “Nova” – “bTV” ve “TV 7” gibi en etkili televizyon programları vs. yerli zenginlerden daha fazlasını bir çatı altında artık birleştirebildiği haberleri geliyor.

Bulgaristan’da 2009’da Boyko Borisov’un yönettiği GERB partisinin ilk hükümetini kurmasıyla başlayan bu süreç bir yandan taban ve bünyesini oluştururken aynı zamanda biçimleniyor. Bu şekillenme öncelikle Cumhurbaşkanı Plevneliev ve “Kapital” – “Alfa Bank” sermaye ve haberleşme aracı grubuna karşı ve Sosyalist Parti BSP ve Türklerin Partisi HÖH-DPS’ye bağlı değişik oluşumları karşına alıyor. Sosyal yapının alt ve üst katında yeni cepheleşme biçimleniyor.

2015 itibarıyla Sofya Sayıştay’ına sunulan Mülki Durum Beyanlarına göre, Bulgaristan iktidarında 12 açık ve 30 gizli milyoner var. Bunlar milletvekili, hükümet üyesi, bakan ya da Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. 1990’dan sonraki 10 yılda milyonerler ya kredi milyoneri ya da Komünist Partisi’nin kendilerine iş yapmak verdiği karşılıksız milyonları kendilerininmiş gibi deklare edip milyoner olarak ortaya çıkan eski komünist uzantılardan farklı olarak, son yıllarda milyoner olmuş yeni kişiler var.

2014’te batan Kooperatif ve Ticaret Bankası (BTK) da 2.6 milyon leva kaybeden Kültür Bakanı Vejdi Raşidov, yeni Beyannamesinde 2.6 milyon alacaklı  milyoner, tek Türk.

Devleti 20 milyon leva soyan ve en zengin adam listesinde başı çeken ise Eski Başbakan Simiyon Sakskkoburgotski. Madrid’deki köşkü 3.2 milyon leva değerinde, eski Çar’ın diğer gelirleri 2 000 yılından sonra,  Bulgaristan’da elde edilmiştir.

  1. ve 43 Millet Meclisinde en zengin milletvekili Hak ve Özgürlük Hareketi (HÖH-DPS) milletvekili Veselin Penev’tir. Bankada 3 milyon leva parası ve Sofya, Plovdiv ve Asenovgrat’ta mülkleri ve Plovdiv ovasında 23 yerde toprak parçaları var. Bir önceki üçlü ortaklık hükümetinde Tarım Bakanı olan Penev’ın iş alanı “molekül ticaretidir”. İsrail şirketleriyle birlikte çalıştığı gibi, 120 devlette uygulamalı bilimsel çalışmalar yürütmektedir.

HÖH-DPS parlamento grubundan olup enerji ve otobüs taşımacılığı milyoner oldukları bilinen Ramadan Atalay gibi milletvekilleri gizli listede yer alıyor.

Komünistler dışında milyoner politikacılar II. Simyon’un 50 yıl sonra İspanya’dan dönmesinden sonra türediler ve Milen Velçev ile çökertilen BTK bankası yönetim kurulu üyesi ve Posta Bankası Şefi Gerorgi Karacov gibi politikacılardır. Onlardan biri Yavor Haytovtur. O politikaya “Amerikanın Sesi Radyosu”ndan gelen, eskiBulgar Çiftçilerinden G.M. Dimitrov’un kızı Anastasiya Mozer ile 1944 öncesi tutucu Bulgar Demokrat Parti lideri Stefan Savov tarafından sokuldu.

  1. Simyon’un Bulgaristan’a 2000 yılında dönmesinden sonra Romlar arasında bir sürü “baron” “çar”, “çariçe”, “prens” türedi. DPS partisi de aralarından seçip Mihail Dimitrov ile İliya İliev’i meclise soktu. Onların menşei bilinmeyen milyonerlikleri geçerli olmasa gerek ki, ellerindeki paraları aklamaya kalksalar bu iş için özel deterjan hala icat edilmemiş olduğundan, etrafın kokuşmasından korkanlar, kazan kapağını henüz kaldırmak istemiyor. Bu nedenle Rom-elit KTIP dışı tutuluyor.

Şu dönemde Viyana’da yaşayan, fakat birkaç dönem Sofya parlamentosunda en zengin milletvekili olan sosyalist Dragomir Guşterov, en zengin genç sosyalist durumunu korurken, parti içindeki enerji sektörü temsilcileri gerçek durumlarını açık beyanlarına yansıtmamıştır.

Legal listede başı çeken, sivil kotadan genç sosyalist Korumbaşev paralarını “seks-telefondan” kazandığını beyan ederken 3.2. milyon leva borç verdiğini de açıklamıştır.

Bu zengin sosyalistin HÖH-DPS etki bölgesi olarak bilinen Batı Rodoplar’da bir Hidro Elektrik Santrali sahibi olduğu da açıklandı.

Ahmet Doğan ile Lütfü Mestan milyonerler listesinde olmadığına göre olaya, Kasım Dal açısından da bakmak yerinde olur.

Son Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kasım Dal’ın desteklediği aday Bayan Mariya Kapon  Plovdiv, Smolyan ve Pamporovoda 56 iri mül sahibi, bankada 3.6 milyon leva deklare etmiştir.

Olaya başka bir açıdan bakıldığında Parlamentodaki 240 milletvekilinden 12’si, 30’u ise gizli milyoner olsa bile onların genel içindeki oranı % 10 – 15’i geçmiyor. TV yayını ve periodik gazete sahibi aşırı sol ve aşırı sağdan, ırkçı kesimden “ben de milyonerim” deyen henüz yok. Zenginlikleri hala ancak lüks otellerde yatmaya, yiyip içmeye elverişli durumda görünüyor.

 

Yeni durumda şu özellik dikkati çekiyor. Toplum üretim araçları yapısına göre sınıflaşmıyor, işçi sınıfı, beyaz yakalılar tabakası, özel üretim yapan köylülük” gibi kavramlar alt yapıyı, üretim sektöründeki durumu yansıtmadığı için olacak,  kullanılmıyor. Bulgar toplumda % 5 çok zengin insan ve yoksullar tabakası var. En yoksul olanlar – etnik gruplar. Başta da Çingeneler gelir. Çingene nüfusun % 85’i işsizdir. Genellikle köylerde yaşayan, tarımla uğraşarak geçinmeye çalışan Türklerin aldığı tarım emekli maaşları da ayda 80 – 100 Euro’dan fazla olmadığından, Türkler en yoksul katmana dahildir. Gerek parlamentoda gerekse parlamento dışında milyoner olarak bilinen zenginlerin toplam sayısı bir elin parmaklarını aşmaz. Bulgaristan Türkleri ve diğer etnik azınlıklar dayanışma ve hizmet derneklerinde örgütlü değildir. Komünist rejim tarafından taşınmazlarının büyük bir kısmına el konmuş olan Baş Müftülük ve vakıflar da mülklerini, dükkânlarını, toprak, çayır ve ormanlarını geri aşlamadıkları için yoksul halka el uzatacak durumda değildir.

 

Halk ve Özgürlükler hareketi eski tarım bakanı Mehmet Dikme, Parlamento üyelerinden Ramadan Atalay gibi bazı kişilerin (ailelerinin)  milyoner olmasına imkân tanımış olsa da Türk halk topluluğunun üretim enerjisini seferber eden bir girişimde bulunulmamıştır. Ahmet Doğan etrafında kümelenmiş olan bazı şirketlerin Türk halkına yönelik çalışmaları yoktur.

 

Oluşumu ve biçimlenmesi tamamlanmak üzere olan, yeni iktidar çevrelerine yakın olan KTIP gruplaşması, ülkede hakim olan genel anti-DPS, anti-Doğan havasının etkisi altında kalmış olacak ki, bu alanda bir yakınlaşma gözlenmiyor. 2009’dan sonra Türk ve Müslümanlara soğuk bakılıyor. Rusya çıkışlı milyonlarını gizlemekte ustalık gösteren, “Telegraf,” “Politika” ve “Monitor” gibi gazetelerin sahibi HÖH-milletvekili Daniel Peevski de milyonerler arasında görünmediği gibi, adı kötüye çıkmış biri olarak KTIP tarafından aranmıyor. Şu da var. Bir hafta önce Peevski’nin ikinci kez milletvekili olduğu Pazarcık ilinde belediye’de ihale işlerine bakan ve 14 yıldan berri aynı işe çalışan bir Bayan sokakta kurşunlandı. Son 10 yılda belediye ihalelerin tümü Sofya Ulusal Yüksek Mahkeme  (BCC) tarafından bozuldu. Bu ihaleler sonucu kurulan şehir pazarı, 1 500 dairelik “Levski” semti vs. vs. için icra yıkım kararı çıkardı. Milletvekili Peevski bu işe seyirci kalıyor. Azmettiriciler aranıyor.

 

KTİP kurumu ise öncelikle Adli Sistemde reform yapılmasını istiyor. Diğer görüşlerde ise, erk halkaları paylaşılırken, (BCC) ve (savcılık) gibi kurumların DPS’ye, dolayısıyla Ahmet Doğan’a, dolayısıyla bir totaliter general torunu olan D. Peevski’ye devredildiği şayiaları dolaşıyor. Bundan dolayı HÖH-DPS erkten sökülmek ve politika mezarlığına gömülmek isteniyor. Nereden nereye. Biz totalitarizmi gömmek için ayaklandık direndik, hapis yattık, şimdi mezarlıkta sıra bize geldi.

 

DPS-kabri deyince aklıma geldi,  toplumun milyoner püskülü süslenip üslenirken  “bu kadar zengin adamlar kofa karıştıran, dilencilik yapan, kokuşmuş, sefil insanlarla bir kabristanda olmaz demez mi!  Sofya’nın en lüks semti olan “Boyana” da bir “milyonerler kabristanlığı” kuruluyor. Yaz kış gölgelik olsun diye etrafına dev boy atan çamlardan artık dikmeye başlamışlar. Özel olarak alınan kararın her maddesine baktım, Türk – Müslüman milyonerler için özel bir pafta ayırmamıştır.

 

Bu arada kapanan ve ardından yerinde yel esen ve sayıları neredeyse 150’yi aşan politik partilerin naşının nereye gömüldüğü henüz bilinmiyor. Hiçbir yerde dikili bir taş yok. Dua edilmiyor, ayin de yapılmıyor. Ölen hemen unutuluyor. Gün gelecek bizim partimiz olan HÖH-DPS’ yi de benzer bir durum bekliyor. İkinci Simiyon başbakanlık yıllarında hazine kapısını açıp içerden çıkardığı 20 milyondan fazla olan kısmıyla yol kenarlarına hayır için birkaç çeşme ve otobüs durağı yaptırmıştı, şimdi halk kendisini anıyor. Bizimkiler bir köye köpek olamadılar. Bakalım ne ile anılacaklar. Camiye gitmeyen cami bile yaptırsa hayırdan geçmezmiş.

 

Şimdi bizim yeni toplumsal durumumuz aynı cami dışındaki Müslümanların durumu gibi bir şey. Eskiden de komünist partisine alınmayan, saf dışı kalmış, ama partiliden partili kesilenler vardı, aynı durum. Şu GERB-KTİP-RB-ABV-FR türlü güveç iktidarı erkin her katına iyice yerleşirse, bak sen seğire. Bu 8 partili meclis betonlaşmaya başladı. DPS ile süt adı Sansürsüz Bulgaristan olan ve sonra da Demokratik Merkez olan Barekov partisi meclis içinde parçalanıp dağıldı, ırkçılığın bu kadarını fazla bulan gazeteci Velizar Ençev “PF” milliyetçilerinden ayrıldı, Palev ile Günay’ı da meclis arka sıralarına çektiler ve artık sıra BSP sosyalistlerinde, onlar bir az daha ufalanırsa işler yoluna girecek gibi…

 

Çok önemli bir esas üzerinde oluşma ve biçimlenme süreci yaşıyoruz. Kimin çalgıcı, kimin davulcu, kimin dekorcu ve kimin de orkestra şefi olduğu belli oldu. Ne yazık ki,  bu orkestra’da bize yer yok. Her gün tekrarlanan “SİZ POLİTİK SEMFONİ ÇALMAYI BİLMİYORSUNUZ sözleri kafamıza kakılıyor. Artık sahneden indirildik. Salonda yer arıyoruz. Yarın öbür gün bakarsın ayaklarınız kokuyor deyip, bizi salondan da çıkarırlar. Hayırlısı olsun.

Reklamlar