İsmail CİNGÖZ**

Son günlerin en önemli uluslararası gündemini Myanmar ve Arakanlı Müslümanlar işgal etmektedir. Zira 2010 yılında Ortadoğu’yu alt üst eden “Arap Baharı” olayları artık yavaş yavaş gündemden düşmeye başlama eğilimi göstermeye meyletmiştir. Fakat büyük devletlerin güç mücadelesi bu defa Asya’nın güneyinde ortaya çıkmıştır.

Myanmar’da Budist teröristlerin Müslüman avına çıktıkları dönem ile eşzamanlı olarak Afganistan, Pakistan ve Keşmir’de ise canlı bombaların devreye sokulması[1] tesadüf olamaz. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri (ABD) uyuyan bir görüntü sergileyen ama sürekli büyüyen bir Çin tehlikesini sezmiş olduğundan, kendisi için tehlike oluşturacak olan bu duruma tedbir geliştirme gayreti içerisindedir. ABD’nin ve diğer güç mücadelesi içerisinde olan emperyalist devletlerin mücadele sahası olarak bu defa Myanmar seçilmiştir. Ve ne yazık ki ceremesini de Arakan Müslümanları çekmektedir. Dünya kamuoyuna yansıyan haberlere ve görüntülere göre yaşananlar vahşettir.

Bölgeyi bilen, ilgilenen ve sayıları çok fazla olmayan akademisyenler ile siyasiler dışında kamuoyu Arakan Müslümanları hakkında ne kadar bilgiye sahipler? Burma ya da resmi adıyla Myanmar Müslümanları kimlerdir ve yaşanan sorunların temelinde olanlar nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki 52 milyondan fazla bir nüfusa sahip olan Myanmar’da yaklaşık 1 milyon oldukları değerlendirilen Arakanlı Müslümanların sorunları yeni değildir. İngiliz sömürgesine karşı verilen mücadelelerle 1948 yılında bağımsızlığını kazanan ülkede Müslüman azınlığın sorunları da bu tarihten öncesinden gelmektedir[2].

Myanmar’da %35 gibi ciddi bir azınlık nüfusunun olduğu görülmektedir ve bu nüfus 135 azınlık kesimden oluşmaktadır. Fakat bu orana Arakan Müslümanları dâhil edilmemiştir[3]. Ve en önemlisi de Myanmar devleti Arakanlılara vatandaşlık hakkı dahi tanımamaktadır. Arakan’da yaşanan sorunlar karşısında örgütlenen Müslüman halk, 2013’ten buyana silahlı eğitim verdiği bilinen “Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA)” adlı örgüt ile mücadele yürütmektedirler. Çoğunluğu Müslüman olan Arakanlılar yıllardır zulüm gördükleri ülkenin kuzeyinde yer alan Rakhine (Arakan) eyaletinde faaliyet göstermektedirler[4]. Bu örgütün zaman zaman sınır karakollarına ve polis merkezlerine saldırılar düzenledikleri de konuya yabancı olmayanlar tarafından bilinmektedir. Myanmar hükümeti de bu saldırıları bahane ederek “Budist teröristler” tarafından masum Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmü görmezden gelirken, uyguladığı hukuksuz devlet politikalarını da meşru göstermeye çalışmaktadır.

Hollanda örneğinde olduğu gibi[5], Batı’nın birçok demokrasi timsali (!) ülkesi tarafından Arakan’da yaşananlar önemli bulunmazken ve Avrupa Birliği tarafından harekete geçilmezken, Türkiye bölgeye yardım ulaştırmaya başlamıştır[6]. Budistlerin ruhani lideri ve Nobel Barış Ödülü (10.12.1989) sahibi olan ve yine her daim barışçıl bir tutum sergilemesi ile tanınan 14. Dalai Lama Tenzin Gyatso da halen sessizliğini korumaktadır. Türkiye’nin bir diğer çalışmasının  bölgeye kalıcı barışın gelmesi olduğu da ulusal ve uluslararası basında yer almış olması da önemlidir. Uluslararası arenada zamanla olumlu karşılığını elbette bulacaktır.

Fakat Arakan’da yaşananları sadece “Budist-Müslüman” çatışması olarak görmek çok yanlış olacaktır. Çünkü son yıllardaki gelişmeler iyi okunduğu takdirde görülecektir ki; dünyanın stratejik ve ekonomik çekim merkezi Doğu’ya kaymaya başlamıştır. En önemli olay da işte budur.

Hillary Clinton’un Ekim 2011’de ABD Dışişleri Bakanı olarak New York Ekonomi Kulübü’nde yapmış olduğu konuşması içerisinde Uzakdoğu ve Asya’nın önemi ile Çin’in giderek artan siyasi ve askeri gücünün ABD çıkarları için yarattığı rahatsızlıkları dile getirdiği[7] unutulmamalıdır. ABD Asya-Pasifik bölgesindeki hayati öneme haiz çıkarlarını koruyabilmek için Çin’i kontrol altında tutmak ve üzerindeki nüfuzunu arttırmak gerektiğini çok iyi bilmektedir.

Asya’da yaşanan Kuzey Kore krizinin de bu konuyla alakalı olarak, kontrollü bir şekilde gerginliğin tırmandırıldığı okunmaktadır.

ABD’nin Çin’i “kontrol altına alma ve yalnızlaştırma” hamleleri kapsamında uygulamış olduğu stratejiler neticesinde Hindistan güçlü müttefiki durumuna gelmeye başlamıştır. Buna mukabil Pakistan ise yükselen Çin’e yakınlaşmaktadır. Bu arada Kuzey Kore ABD’nin hedefi konumunu korumaktadır. Uzmanlar tarafından dikkat çekilen en önemli konu da burada ortaya çıkmaktadır: Yani bu üç devlet de nükleer silaha sahiptir. 11 Eylül sonrası Afganistan’a uygulananlar da olduğu gibi ABD nükleer tehlike bahanesiyle Çin’in müttefiklerine karşı bölgede bir müdahale bahanesi[8] mi aramaktadır?

Sonuç itibariyle Ağustos’tan bu yana 270 bin Arakanlı Müslüman yurtlarını terk ederek Bangladeş‘e geçmek zorunda kalmıştır. Binlercesi hunharca katledilmiş, zulme ve tecavüze uğramıştır. Halen binlerce Arakanlı Müslümanın da başta Bangladeş olmak üzere komşu ülkelere geçmeye çalıştığı, aç-biilaç sınırlarda beklediği görülmektedir. Bu kadar vahşet karşısında 1 milyardan fazla nüfusa sahip İslam ülkelerinin bir araya gelerek kurduğu ve halen 57 İslam ülkesinin yer aldığı “İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)” ise hâlâ neden sessiz kalmaktadır? Esas anlaşılamayan hususlardan birisi de bu değil midir? Temsilcisi oldukları Müslümanların kanı hunharca akıtılırken tepki vermemek, Birleşmiş Milletler’de ve dünya kamuoyunda caydırıcı bir eylem ortaya koyamamak, gelecekte İİT’nın sorgulanmasını getirmeyecek/gerektirmeyecek midir?

* 13.09.2017 tarihinde Ticari Hayat Gazetesinde yayınlanmıştır.

** Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.Sc. BULTÜRK Derneği Ankara Temsilcisi

[1]Myanmar-Arakan Müslümanları Niçin Hedef?”, Mehmet Seyfettin Erol, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi ANKASAM, 01.09.2017, (Erişim), Https://Ankasam.Org/Myanmar-Arakan-Muslumanlari-Nicin-Hedef/

[2]Arakan Sorunununun Temelinde Neler Dayanıyor?”, İbrahim Varlı, Eurasia Diary, 07.09.2017, (Erişim), Http://Www.Star.Com.Tr/Dunya/Trumpin-Afganistan-Stratejisinin-Ardindan-Pakistandan-Bolgesel-İs-Birligi-Arayisi-Haber-1252529/

[3]Arakan Sorunununun Temelinde Neler Dayanıyor?”, İbrahim Varlı.

[4]Myanmar Krizi: Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu Kim?”, BBC Türkçe, 06.09.2017, (Erişim), Http://Www.Bbc.Com/Turkce/Haberler-Dunya-41172871

[5]Hollanda Parlamentosu Arakanlı Müslümanların Durumunu ‘Yeterince Önemli’ Bulmadı, Eurasia Diary, 06.09.2017, (Erişim), http://eurasiadiary.com/tr/news/politics/185335-hollanda-parlamentosu-arakanli-muslumanlarin-durumunu-yeterince-onemli-bulmadi

[6]BM Türkiye’den Çok Şey Öğrenecek”, Star, 06.09.2017, (Erişim), http://www.star.com.tr/guncel/bm-turkiyeden-cok-sey-ogrenecek-haber-1252646/

[7]Dünyanın Merkezi Doğu’ya Kayıyor”, Orhan Akışık, Dünya Gazetesi, 19.11.2011, (Erişim), https://www.dunya.com/kose-yazisi/dunyanin-merkezi-dogu039ya-kayiyor/11517

[8]Myanmar-Arakan Müslümanları Niçin Hedef?”, Mehmet Seyfettin Erol

Reklamlar