Tarih: 26 Mart 2019
Yazan: İbrahim SOYTÜRK
Konu:  Faşistler Romen Sorunları Kongresi topladı.            

Yazımın başlığında neden “faşistler” dediğimi sonuna kadar okuyunca öğreneceksiniz.

Bulgaristan’da Romen kardeşlerimizin hak ve özgürlüklerinin üzerine en sert basan ve Filibe’nin (Plovdiv) Meriç (Maritsa) belediyesinin Voyvodino köyünde Romen evlerini sıfırın altında 10 derecede, karlı buzlu bir ortamda vinçlerle yıktıran faşist Krasimir Karakaçanov’tur. Bu şahıs, bugünkü Bulgaristan iktidarında Başbakan Yardımcısı, bu NATO ve Avrupa Birliği ülkesinde Savunma Bakanı olup aynı zamanda İç Makedon Devrim Hareketi (VMRO) başkanıdır.

Bu hareketin yetiştirdiği katiller 1894’te Bulgar Prensliği Başbakanı Aleksandır Stanbolov’u başını satırla ikiye yararak öldürdüler. Sofya’da “Kristal Parkında” abidesi ve bu acı olayı yeni kuşaklara anlatıyor.

Yine bu hareketin yetiştirdiği katiller 14 Haziran 1923 tarihinde Tatar Pazarcığı (Pazarcık) iline bağlı, doğduğu köy olan, Slavovitsa köyünde Bulgar Krallığı Başbakanı, Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği Başkanı (BZNS) Başkanı Aleksandır Stanboliyski ‘yi elişi kolunu ve başını keserek öldürenlerdir. Stanboliyski, Bulgar halkının bir bütün olarak yücelttiği sevilen ve sayılan bir önderdi. Halk önderleri kolay yetişmez. Önderin katledilmesinden sonra BZNS Bulgar Çiftçi Partisi yasaklanmıştı, 20 yıllık yasallığa ve teröre rağmen bu parti 1944 yılına yaklaşık 1 milyon Bulgar, Türk, Pomak, Romen, Makedon, Tatar, Ulah, Gagavuz vb üyeyle gelebildi.

Bu gerçekleri değerlendirenler, 1925 ve 1934 askeri darbeleri arası çeteleşen, silahlanan ve pek çok cana kıyan bu örgüt hükumet kararıyla kapatmıştı. Sosyalizm yıllarında (1944-1989) VMRO yasaklı bir örgüttü. Kominternden para, Rusya’dan silah aldığı ortaya çıktı. Hal vicdanında da, Bulgar halkının bekası için tehlikeli görünmüştü. Biz Bulgaristan Türkleri bu partiyi bugün de Bulgaristan’ın milli menfaatlerine, halkın birlik ve beraberliğine, güvenlik ve huzur için tehlikeli ve son derece büyük endişe verici buluyoruz. Aynı zamanda VMRO “yurtseverliğinin” sahte ve tehlikeli olduğu görüşünde olduğumuzdan dolayı, iktidardan hemen istifa etmesinde hatta Avrupa Birliği seçimlerine katılmasının yolunun kesilmesinde, seçime aday gösterip katılmasına izin verilmemesinde ısrarlıyız. Ülkede ve AB parlamentosundaki tüm etkinliklerinin Avrupa Birliğinin ve Avrupa halklarının geleceği için tehlikeli ve zararlı buluyoruz ve buna inanıyoruz. Yeni yazılarımda VMRO – silahlı örgütünün monarşi döneminde yasaklanmaz-dan önce elinde bulunan ve ülkemizin dört bir yanına sakladığı ağır ve hafif silahlarla ilgili kaynakları göstererek bilgiler de sunacağız. VMRO güçlerinin 1913’te Pomak saldırılarına ve 1984-1989 isim değiştirme şiddetine baştan sona katılmıştır. Olaylar şöyle ki bu örgüt günümüzde para-mili ter bir alt yapıya sahip olduğunu binlerce silahlı ve silahsızı Ocak ayında Voyvodino köyüne birkaç gece toplayarak, etniklerimize karşı küflü zehirle doldurduğunu hepimiz gördük. Romen çocuklarını yalın ayak karlı sokağa atarak evlerini yıkandan medet uymak en büyük yanlış ve günah olur.

Çok yüzlü bir saldırganla yüz yüzeyiz.

Sofya’da Romen Konferansı

26 Mart 2019’da Sofya’da Romenleri dize getirme programı açıklayan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Karakaçanov’un 1 Nisan’da Bakanlar Kuruluna sunmak ve onaylatarak uygulamaya koymak istediği programın bazı maddelerinden “inciler” sunmak istiyorum. Önce bu program Romen parti ve derneklerinin hiç biriyle danışılmadan hazırlanmış ve dayatılıyor.

48 devlette Romen yaşadığını herkes bilir. Bu etniğin Hindistan’da yapılan son Kongresinde Bulgaristan Komiseri seçildi. Bu yetkili dahi Karakaçanov’un çağırdığı kongreye davet edilmedi.

Gözlerinde Romen düşmanlığı parlayan Karakaçanov, sadece ve yalnız aşırı milliyetçi Bulgar ilgilileri, para-mili-ter küstahlar, şov meraklıları ve votkayı çok seven bakanın bir pot kırmasını gözleyen gazetecilerle sözde “Etnik Sorunlar,” “GETTO Problemleri,” “Aile Planlaması” gibi devletin bir işe yaramayan yüksek maaşlı uzmanları dinlediler.

Karakaçanov, önce Romen sorununu çözmek yani GETTO-larda doğumu önlemek için çalışanlara ve 10 yıl devam eden ve onun iddiasına göre “1 (bir) milyar leva harcanıp da hiçbir sonuç alınamayan”  ÇİNGENE ONYILLIĞINA yeni yöntem ve yollardan devam edilecek ve Bulgaristan’da “Çingeneler adam edilecekmiş.” Onun savunduğu görüşlere göre 25 yıldan beri entegre edilen Bulgaristan Çingeneleri topluma entegre olmaktan kaçıyor ve Bulgarlardan uzaklaşıyorlar. En büyük sorun Çingene nüfusun üremesi ve çoğalması olarak gösteriliyor. Problemin büyü ise, Helsinki komitesi gibi “sahte insan hakları savunucularının gettolarda yaşayan “pis Çingeneleri” savunmasından kaynaklanıyor.

Hemen ardından “Çingenelere” “Çingene” demenin bundan böyle “suç” olmayacağı, “Çingene” adının Rumcadan geldiği, anlamının da fala bakıp geleceği tahmin eden hatta görebilen kişi demek olduğu açıklandı. Benim anlayabilmemse Bulgarlar ve özellikle de iktidarda bacakları sallanıyor ve çok sıkışmış olacaklar ki, “Çingeneler için Avrupa’dan bir vagon daha para çekip ömürlerini uzatmak” istiyorlar.

Sıradaki konu, sağlık hizmeti göremediklerinden hastalıklı doğan ve sakat kalan bir türlü de sıhhatine kavuşamayan, Karakaçanov konuşmasında 15 tür hastalık saydı ve bunların hepsinin devleti soymak için kullandıklarını açıkladı. Bakanın ifadesine göre, 300 – 350 bin gettoda yaşayan çocuk bahis konusudur. Doktorlar bu yavrucuklara daha çocuk yaşında “işe yaramaz,” sosyal yardımlardan yaşasın teşhisi koymuş. Şimdi Karakaçanov bu paralara göz dikmiş, kısmak, kapmak, el atmak havasında.

İkinci olarak da, gettolarda yaşayanlara polis 50 levadan 2 000 levaya kadar ceza kestiğinde ödeyemiyor-larmış, fakirlik işte. Şimdi bu erkekler toplanacak, toplama kamplarına kapanacak ve bedavadan “taş kıracaklarmış”. İnanmak istemiyorum ama 20. yüzyıl geri dönüyor kardeşlerim.

Bakan Karakaçanov’ un Çingene nüfusa büyük hediyesi var. Kız ve gelinlerin çocuk aldırmasını bedava ilan etti. “Millet” bir masraftan daha kurtuldu. Gettolarda doğan ve bakılamayan çocuklar toplanacak ve devlet yetimhanelerinde yeni kimlikle yetiştirilecekler.

Romenler ve Çingeneler konusunda bir sayfa açılıyor. Bulgarlar bu sayfayı kendi ellerini kirletmeden VMRO-culara açtırıyorlar. “Üst aklı” tebrik etmek gerekir.

Bu olay bana çok eski bir tarihi hatırlattı.

1204 Kuman asıllı Bulgar Çarı Kaloyan’ın Edirne’de Kuman devlet kurup taç giymesini, İkinci Bulgar devleti böyle dirilmişti. Bu hikâye uzun! Başka zamana bırakalım.

Anlaşılan Çingenelerin bir kısmı ( % 28’i) Bulgar ve Hristiyanlığı sözde kabul ettiğine göre, birer yeni barınak da hak ettiler demektir. Bunu kabul etmeyenler için vinçler yıkıma hazır… Oyunu VMRO’ya vermeyenlere de ceza fişleri basıldı. Gel keyfim gel. Önemli olan baskı olmayan özgür bir ülkede yaşıyoruz…

Aslında bu yazıma eklemem gereken bir incelik daha var.

Karakaçanov, Çingeneleri kaynaştırma programına son olarak Romen Konsepti dedi. Yakın geçmişte Doç. Dr. İbrahim Yalamov da 50 sayfalık bir Bulgaristan Türkleri Konsepti yazmıştı. Pek tutmasa da, demek emirler hep aynı merkezden geliyor. Perde açıldı. Eskiden Pomaklara bakan başımıza gelenleri düşünürdük. Şimdi Çingenelere bakıp kaynayan kazana bakacağız ve sayıklayacağız. Vay be…

Okuduğunuz için teşekkürler.

Reklamlar