Tarihi zulümler yalnızca fiziksel şiddetle yapılmaz. Bazen bir insanın adını silmek, dilini yasaklamak, inancını bastırmak; ona atılan kurşundan daha öldürücüdür. Bulgaristan’da 1984-1989 yılları arasında Türk ve Müslüman halka yapılanlar tam olarak budur: Sessiz, sistematik ve derin bir yok etme çabası…

17 Mayıs 2025 Cumartesi günü, Bulgaristan’ın Varna iline bağlı Medovets (Sarıkovanlık) köyünde bir araya geliyoruz. Bu buluşma, sadece bir tören değildir. Bu, bir hafıza direnişidir. Zira bu köyde nice insan, sadece Türk olduğu için, sadece Müslüman olduğu için, sadece “ben buyum” dediği için canından oldu.
Adlarını yaşatmak, onların davasını yaşatmaktır.

Adını Elinden Almak: Bir Halkı Silmek

Totaliter rejimlerin en sinsi silahı; insanları susturmak değil, onları unutturmak ve yok saymaktır. Kimliğe yapılan saldırı; doğrudan bir varlık savaşının parçasıdır. Çünkü bir halkın adı giderse, o halk da tarihten düşer.
Medovets’te şehit düşenler, sadece adlarını değil, aslında bizi savundular.
Dilimiz için, bayrağımız için, ezanımız için sustular, direndiler, şehit oldular. Bugün onlara borçluyuz.
Unuttuğumuz anda, yeniden kaybetmeye başlarız.

Anmak Yetmez, Aktarmak Gerek

Bugün oraya sadece çiçek bırakmaya değil; bir söz vermeye gidiyoruz:
Unutmayacağız, unutturmayacağız!
Çocuklarımıza anlatacağız:
Bu coğrafyada Türk kalmak kolay olmadı.
Kimlik uğruna ödenmiş canlar, dökülmüş gözyaşları ve yakılmış ağıtlar var.

Her yıl Medovets’te yapılan bu anma, bir milletin hafızasını taze tutmak içindir.
Çünkü hafıza silinirse, tarih tekrar eder.
Ve bu soykırım bir daha asla yaşanmasın diye, unutmak yok!


Dua
Ya Rab!
Medovets’te ve Balkan topraklarında kimliği uğruna şehit düşen tüm kardeşlerimize rahmet eyle.
Adlarını yaşatmayı bize nasip et.
Unutmaya meyleden kalplerimizi dirilt,
Kimliğini arayan evlatlarımıza bilinç,
Zalimin zulmüne karşı direnme gücü ver.
Bizi kendi tarihimize yabancı kılma.
Şehitlerimizin yolundan ayırma.
Amin.


Şiir: “Adımı Geri Ver!”

Bir gece sustular Sarıkovanlık’ta,
Yıldızlara baktı gözü yaşlı bir ana.
“Adımı geri ver!” dedi yitik bir çocuk,
Gök ağladı, yer sarsıldı o anda…

Bir taşta yazılı bir eski dua,
Bir mezar başında durur hâlâ.
Ne bir mezar taşı, ne bir bayrak kaldı,
Ama o isim gönüllerde yaşar daima!

Sorma bana niçin ağlıyorsun diye,
Bir milleti öldürmek, önce adla başlar.
Biz o adı almadık yere koymadık,
Adımızla geldik, adımızla yaşarız var!

Reklamlar