Bir üstadın deyişiyle; sultanların şehri ve şehirlerin sultanı, Edirne’de başlamıştı hikayemiz. Edirne Valiliği Balkan Danışmanı Fahri Tuna’nın öncülüğünde, Edirne Valisi Hasan DURUER ve Sayın İbrahim Tarancı’nın katkılarıyla bir rüyanın gerçekleşebileceğini ispatlayan; Akademi Rumeli organizasyonunda bulunmak ayrıcalıklı bir gururdu benim için.akademi-rumeli-edirne

Fahri Tuna’nın organizasyonu en güzel özetleyen söyleviyle: “yarının sanatçılarına zemin hazırlamak amacıyla sekiz balkan ülkesinden 150 üstün yetenekli Türk gencini on gün süreyle otuz sanatçıyla bir araya getirdiğimiz; Akademi Rumeli organizasyonu.” Bu ahenkli bütünleşmede Rumeli ailesinin her bir ferdinin geldiği sekiz farklı diyar: Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Kırım, Kosova, Yunanistan, Gagavuz Yeri ve Türkiye.

Farklı diyarlarda yaşayan aynı kültürün evlatlarıyla yan yana gelmenin portresindeki renkler, bizim gökkuşağımızın her bir rengini oluşturuyordu. Tıpkı evlatlık verilmiş kardeşlerin yıllar sonra ilk kez bir birini bulması gibiydi. Bu gökkuşağı bizim ailemizdi. Hani olur ya bazen yeni tanıştığınız birini uzun zamandır tanıyormuş gibi hissedersiniz. İşte bu kıvamdaydı sarf edilen ilk sözcüklerimizin maneviyatı. Akademi Rumeli’yi erdemli kılan en önemli niteliklerden birisi de buydu zaten. Her gün buram buram bu duygu selini hissettiriyordu bize bu birliktelik.
Akademi Rumeli sadece bir buluşma değildi.

Madalyonunun öbür yüzünde kültür ve sanat bütünleşmesini barındırıyordu. Bu doğrultuda kültür ve sanatın çeşitli alanlarıyla iç içe olan kardeşlerimizin iletişimi ve gelişimi için beş farklı temel atölye oluşturuldu. Kendisiyle ilgili alanları kapsayan bu atölyeler sırasıyla düşünce, edebiyat, tiyatro,sinema ve güzel sanatlar atölyeleriydi. Akademi Rumeli, gurur duyulacak bir zorluğu başararak her biri alanında uzman otuz duayeni bizimle buluşturup atölyelerimize katkılarıyla, yüce bir amaca hizmet etti. İlgi alanım gereği yer aldığım Edebiyat Atölyesi’ndeki izlenimlerimden bahsetmek gerekirse, beklentilerimden çok daha büyük bir oluşumla karşılaştığımı gönül rahatlığıyla dile getirebilirim. Her gün farklı alanlardaki uzmanlarla yaptığımız fikir alışverişleri aslında kat edeceğimiz çok yolumuz olduğunun göstergesiydi ve ileride atacağımız doğru adımları belirlememizde büyük bir rehber oldu.

Her şeyden ziyade bu birlikteliğin bir başka boyutu daha vardı. Böylesine samimi bir birliktelikten eğlence doğmaması imkansızdı. Her yemeğin peşi sıra farklı diyarlara özgü şarkılar ve türküler yükseliyordu. Manidar sözlü şarkılara eşlik edip ruhumuza nakşeden melodilerde dans ettik. Ayrıca eğlencemize katkıya yönelik Akademi Rumeli’nin en güzel jestlerinden birisi de apayrı bir başlık altında değerlendirilebilecek İstanbul ve Çanakkale gezileriydi. Tüm bunlara ayrı bir değer katan unsur da katılan birçok kardeşimizin anavatanı ilk kucaklayışıydı. Ne görkemli tebessümler yükseliyordu her bir çehreden.

Tüm bunların ardından geleceği umutlan son, kapıya dayanmıştı. Akademi Rumeli’nin armağan niteliğinde bize yaşattığı manevi değerlerin yanında alanlarımızdaki bilinçlenmemize yol açan eğitici etkinlikleri için her zaman büyük bir teşekkür borçlu olacağız. Eğitici etkinlikleri temsil eden sertifikaların verilmesi, aldığımız değerli armağanlardan bir diğeriydi.

Her şey son bulduğunda hüzünlü vedalaşmanın ardından geri dönüş yolcuğumuza koyulduk, yüreklerimize huzur ve mutluluk katan duygularımızı yanımıza alarak. Kalbi oluşturan yapbozun her bir parçasıydık, mutlu olmamak ne mümkün. Kadim ve kudretli bir ağacız biz. Kökler atalarımız, gövde varlığımız ve dallar bizdik. Her ne kadar uzunca bir süre ayrı düşmüş olsak da unutmamıştık ve yitirmemiştik birbirimizi. Zaten nasıl mümkün olabilir ki böyle bir şey. Yeşeren umutlar da yaşanan acılar da aynıydı…

Dilerim ki bütün bunları gerçeğe dönüştüren Akademi Rumeli organizasyonu nesilden nesile köklenerek büyür. Bu gerçekleşmeyi bize sunan başlıca Edirne Valisi Hasan Duruer, Edirne Valiliği Balkan Danışmanı Fahri Tuna, Sayın İbrahim Tarancı’ya ve organizasyonda yer alan bütün kadroya sonsuz teşekkürlerimiz en büyük borçlarımızdan birisidir.

Mergüzel MEHMET, Filibe(Plovdiv) Üniversitesi Türk Dili Bölümü II. Sınıf Öğrencisi – Kırcaali Haber

Reklamlar