Tarih: 21 Temmuz 2018

Yazan:  Dr. Nedim BİRİNCİ BULTÜRK Başkan Yardımcısı

Konu:  Gelen seçimde ortak aday gösterebilecek miyiz?

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, bulaşıcı veba yüzünden Sofya’ya gelen koyun ve keçi sahipleri ve çobanların ardından Burgaz ilinin Stranca Dağı köylerine gitti. Olayı yerinde inceledi. Koyun ve keçilerde “Asya vebası” olayı 19 Haziran 2018 tarihinde Yambol ilinin “Voden” köyünde Yordan Trifonov’un sürülerinde tespit edildi. Bir hafta sonra (25.06. 2018) 1 500 küçükbaş hayvan öldürüldü. 3 gün sonra aynı hastalıktan Burgaz iline bağlı “Kosti” köyünde 150 koyun daha öldürüldü. Olay yerli ve merkez TV programlarında haber olarak verildi, fakat tepki uyandırmadı.

13 Temmuz akşamı saat 21.30’da Yambol şehrinde yayın yapan “Radyo 999”da konuşan, “Şarko” köyünden 60 keçi sahibi, 80 yaşındaki DORA NİNE “Ben onurlu bir Bulgar Bayanım ve keçilerimi savunuyorum!” dedi. Aynı akşam 37 bin kişi Dora nineye SMS’le destek mesajı gönderdi. İnternet dayanışma kampanyasına 1.4 (bir milyon dört yüz bin) kişi katıldı. Ardından 10 000 (on bin) kişi Sofya’ya geldi ve hükümetin bu bulaşıcı hastalıkla mücadele siyasetini protesto etti. Toplumdaki elektriklenmenin çok yüksek düzeyde olduğu ortaya çıktı. Bu yörede ülkedeki küçükbaş hayvanların % 0,4’ü bulunuyor. Olayın siyasileştirilmesi tehlikeli boyutlar ortaya koydu.

Tarım Bakanı Porojanov “Şarkovo” köyüne gitti, Dora nineyi buldu.  “Sus, istediğin parayı vereceğiz!” dedi, ama para etmedi.

Cumhurbaşkanı Radev, “Şarkovo” köyünde, DORA nineye, imha edilecek olan keçilerinin yerine, Merkezi Bulgaristan’daki Kalofer şehri sürülerinden 100 keçilik bir sürü verileceğini ve böylece yarasının pansuman edileceğini açıkladı. Bu da tutmadı…

Bulgaristan’ın otorite sahibi politik gözlemcilerinden Antoniy Gılıbov “Nova TV” yayınında “Bulgaristan’ın artık Cumhurbaşkanı yoktur. Bulgaristan’da devlet kurumlarına güven bitmiştir. Tehlikeli bir durum belirdi. Çok kötü siyasi ve ekonomik sonuçlar beklemeliyiz.” dedi.

Sosyalist partiye yakınlığıyla bilinen sosyolog Andrey Rayçev ise “Hükümet istifa etmelidir!” dedi. Ülkede seçim için politik ortam belirdiğine işaret geldi.

Koyun keçi derken, basının Bulgar siyasi sınıfının ayaklarının altında ateş yaktığı ortaya çıktı. Vatandaşlar “bu koyun ve keçiler sigortalı, kayıtlı, aşılı vs değil mi?” sorusunu sormaya başladı. Biraz eşeleyince şu an Bulgaristan’da 1 353 000 (bir milyon üç yüz elli üç bin) küçük baş hayvan olduğu ve bunlardan yarısının sigortasız ve kayıtsız olduğu ortaya çıkardan, Avrupa Birliği’nden alınan hayvan başı karşılıksız teşviklerin kime ödendiği, nasıl ödendiği, ödenmeyen paralara ne olduğu veya kimin elinde kaldığı konusu gündem oldu!!!

Birisi Tarım Bakanı Yardımcısı, 4 yüksek devlet görevlisinin “işlerine bakmadıkları” gerekçesiyle görevden alınmasının ardından, aynı kişileri destekleyen ulusal kampanya başladı. Hükümet ile hayvan bakıcılar arasında diyalog ve uzlaşma sağlanması yolu kapandı. Koyun-keçi toplu mezarı kazan iktidar ile küçük üretici arasında ortak dil olunamayacağı ortaya çıktı. Devlet ile halk yüzsüze geldi. Polis, jandarma ve ordu birlikleri kuşatması ortamında “Şarkovo” köyü ve daha 3 köyde 2 günde 3 000 (üç bin) koyun-keçi daha öldürüldü.  İmha kampanyası devam ediyor. Bu arada öldürülen keçilerin 2 metre derine gömülmediği ve kurtların cesetleri çıkarıp sürüklemeye başladığı haber oldu ve gerginliği daha da arttırdı. Bulgar ve Fransız laboratuvarları bölgede veba ateşi yandığını her gün teyit ediyor. Polis insanların evlerine ve sayalara girme izin göstermiyor, hayvanların imha edilmesi emri de sahiplerine gösterilmiyor. Köylerde nefret kaynıyor. Köylülere “Brüksel’den emir var!” deniyor. Köylü kime küfür edeceğini şaşırmış durumda! Facebook’ta çıkan yorumlarda, “Koyun ve keçilerin Türkiye ile sınır bölgesinden geri çekilmesi ve Stanca Dağı’nın yerlilerden arıtılması için çalışıldığı ve bölgeye sığınmacı ve kaçak yerleştirileceğine” işaret edildi. 20 Temmuz günü Sofya Meclisi, hükümete sığınmacı ve kaçakları Bulgaristan’a geri alınma konusunda ikili ve çok taraflı anlaşma imzalamasını yasakladı.

Bulgaristan’ın kahramanı DORA nine.

Son 6 ayda 500 milyon kişilik Avrupa Birliği’ni başarılı yönetmekle övünen Bulgar hükümeti 50 çobanla baş edemiyor. Köylüler devleti ve kurumlarını iş bilmemekle, habersiz olmakla, yeteneksiz olmakla, sorumluluktan kaçmakla, problemi küçümsemekle, suç işlemekle, halkı bilgilendirmekte gecikmekle ve umursamazlıkla itham ediyor.

Sorumluluktan sıyrılmak isteyen Tarım Bakan’ı önce “bu veba Türkiye’den geldi” dedi. 2011 yılında da öyle demişlerdi. Hemen ardından 2018’de komşuda böyle bir salgın tespit edilmediği haberi gecikmedi.  Cumhurbaşkanı yardımcısı Yotova: “Devlet kurumları yerinde değil!” tespitini yaptı.

Kamuoyu temsilcileri Temmuz ayı olaylarını değerlendirirken, “halkın, devleti mezar kazıcısı” olarak gördüğünü belirterek 2018’de erken seçim yapılmasını istedi. Seçim tartışılmaya başnladı. 3 tarihe işaret edildi.

Birinci olasılık olarak 2018 güzünde erken genel seçim yapılmasına vurgu yaparken, ikinci grup, 23 -26 Mayıs 2019 tarihinde Avrupa Birliği parlamento seçimleriyle birlikte erken genel seçim yapılmasının uygun olacağına işaret ediliyor. Üçüncü grup ise, seçim masraflarını öne sürerek, 2019 yılı güzünde yapılacak belediye başkanı, belediye meclis üyeleri ve muhtarlık seçimleriyle birlikte erken genel parlamento seçimleri yapılmasının uygun olacağı üzerinde duruyor.

Bu yorumlarda bulunan siyasetçi ve sosyoloji uzmanları Başbakan Boyko Borisov’un 1990’da başlayan Geçiş Döneminde en başarılı Başbakan olduğunu, işine gelmeyenleri iktidar ortaklığından ustaca kovmayı becerdiğini belirtiyorlar. Hükümetten ayrılmakla tehdit eden Başbakan Yardımcısı Valentin Stoyanov, Başbakana şok yaşatamadı. Giderse, muhalefette olan ama iktidar siyasetini destekleyen  “Volya” (İrade) partisi lideri Mareşki alternatif olarak şakımaya başladı.

İki defa (2013 ve 2016’da) istifaya zorlanan B.Borisov hükümeti, bu yıl 2 gensoruya göğüs gerdi.  Düşmesinin anahtarı artık yeni faşist-aşırı milliyetçilerin elinde bulunuyor. 24 Mart 2017 seçimlerinden beri geçen dönemde sözüm ona “Yurtsever Cephe” ortaklığı halkımızı aldatıp iktidara ortak olmak için kurulduğunu kanıtladı.

Şöyle ki, büyük bir gerçek ortaya çıktı. Ülkedeki tüm aktüel konulara seyirci kalan Bulgar faşistleri, kendi aralarında artık sert kavga ediyor. Bir defa 2016 sonunda kurulan s.o. “Yurtsever Cephe”  yalnız bir seçim ortaklığı olup meclise girmek için kurulmuştur. İktidar ortaklığı bu irtica güçlerinin ortak ömrünü uzatırken, taban dokuda buluşamadılar ve kaynaşamadılar.

İkinci sorun,  son 15 ayda “Yurtsever Cephe” ye katılan İç Makedon Devrim Hareketi VMRO, “Ataka” Partisi ve “Bulgaristan’ı Kurtarma Cephesi” arasında hır mırlar, sert ve sivri çelişkiler doğurdu. Mali konularda zıtlaşan tabanda yakınlaşma, kaynaşma falan yaşanmadı.

Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov yönetimindeki VMRO Makedon milliyetçilerinin Bulgaristan’daki örgütüdür. Tarihi kanlı, yürüdükleri yolun iki tarafı kelle doludur. İpleri Büyük Savaştan önce Komintern’e tarafından çekilirken, 1944’te kapatıldılar. 1990’dan sonra yağcılık yaparak siyaset sahnesine çıkıp iktidara tırmandılar. Nüfusları % 3’ü geçmez.

Ataka” partisi, “politikada sağ sol olmaz”, “21 yüzyıl siyasetinde ideoloji yok” tezi etrafında dönerken Moskova’nın Bulgaristan’da kurduğu bir köprübaşı olarak siyasi sahnede gövde gösteriyor. Radyo, TV “Alfa” vebasın yayınlarıyla kendine övgü yağdırıyor. Batıya bakan bir hükümette Moskova tellallığı yapıyor.

Trakya göçmenleri, ordudan atılmış subaylar ve birasını mezesiz içenlerin masasına Avrupa Birliği sübvansiyon avantalarıyla kızartılmış patates taşıyarak köylü tabanına sızan sözüm ona “Bulgaristan’ı Kurtarma Cephesi” gönlünde Moskova sevgisi yaşattığını gizleyemezken bir de aklı batıdan bir şey araklamayı kurgularken,  gözü yere bakıyor. Ne süt döktüm ne de süt içtim havalarında, Türklere ve Müslümanlara küfür etmekten geri durmuyor. “Asya vebası” Türkiye’den geldi balonunu onlar saldı. Her sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorlar. Milliyetçiliğin faşizm zehrini kusan bu irtica partisinin lideri olan Başbakan Yardımcısı Valeri Simyonov, koyun-keçi bunalımı günlerinde, Turizm Bakanlığı koltuğuna göz dikti. İlk 6 ayda Bulgaristan turizmden 1,5 milyar leva kazanmış ve bu yıl ülkemize 5,5 milyon turist gelmesi hesaplanıyor. Bu rakamlar V. Simyonov’un aklını çeldi. Anlaşılan, devletin Karadeniz sahil dikenliklerinden arsa falan kapatmak da istiyor. Turizm Bakanı olmazsam, “istifa ederim ve hükümet devrilir” tehdidi savurdu. Yüzsüzlüğün sınırı yok! Öteki iki milliyetçi ortak da “ne olacaksa olsun, seçime ayrı ayrı girersek köy muhtarı oluruz”” demeye başladılar. Siyası gözlemciler bu 3 parti bir daha birlikte seçime gidemez, aralarından kara kedi geçti,  diyor.

Bulgar meclisinde değişiklikler bekleniyor.

Bizi için günün konusu keçiler ve koyunlar ve dönen dolaplarla birlikte bir de şudur: Tüm Türk örgütler gelen seçimde ortak aday gösterebilecek miyiz? Siyasi kibir yenilebilecek mi? Aday listelerimizi birlikte hazırlayabilecek miyiz!!!

 

Devam edeceğiz.
İlginize teşekkür ederim.
Aynı yolun yolcularıyız.
Bizi izlemeye devam ediniz.

Reklamlar