Siyasi sistemde sorun var.

Cumhurbaşkanı seçimlerine 3 hafta kala siyasi durum kökten değişmeye başladı. Borisov iktidarına olan güven azaldı. Kabine çatırdıyor. Meclisten onayladığı yasaları değiştirmesi yani tükürdüğünü yalaması isteniyor.

16.Ekim’de durum değerlendirmesi yapan GERB yönetimi şu kararı aldı: Seçim yasasında açıl değişiklik istenecek, seçim önü gerginliğin bastırılması isteniyor.

Bir seçim bürosuna birçok sandık konacak. Örneğin büro spor salonunda ise, 10 sandık da açılabilecek.

GERB 35 seçim sandık yasasının kaldırılmasını istiyor. Bununla birlikte her seçim bürosuna birden fazla sandık konabilecek.

GERB partisi, Cumhurbaşkanı aday listelerinin sonundaki “Kimseyi desteklemiyorum” karesini işaretlerin oyunun geçerli oy olmasında direniyor.

Salı gün meclis olağanüstü toplanan meclis seçim yasasında değişiklik yapacak.

Bu yapılmazsa, insan haklarının ve vatandaşların anayasal haklarının çiğnendiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, seçim yasasının geçersiz kılınması isteğiyle Anayasa Mahkemesine başvuracak.

Dış ülkelerdeki Bulgaristan vatandaşlar yürürlükteki seçim kanunu kabul etmiyor.  Seçim hakkı gibi temel insan haklarının ayakaltına alınması büyük tepki uyandırıyor. Hem solda hem de sağda heyecanlanma ve hareketlenme yeni çok büyük boyutlar aldı. Cumhurbaşkanı seçimini kaybederse GERB iktidardan çekiliyor.

Hükümet ortağı Çiftçi Partisi erken seçim istedi.

Dış ülkelerdeki işçilerimiz, onlarla birlik olan Türkiye’deki soydaşlarımız Bulgar ırkçı-aşırı milliyetçilerinin GERB partisi ve iktidarına dayattığı yeni seçim yasası böylece suya düşürülmüş oluyor. Seçim yasasındaki köklü değişikliklere gidilmesi, majoriter /çoğulcu/ isteme geçilmesi ve halkın istediği Cumhurbaşkanının seçilmesi 6 Kasım 2016’da seçmenin elinde ve iradesindedir. Halktan güçlü olan yoktur.

Bulgar siyasetinde söz sahibi olan uzman bilginlerin görüşlerine yer veriyoruz: 

bg-siyas

Politik sisteminin ciddi bir şekilde ele alınası gerek, yeni yaklaşım bulmalıyız, siyasi bunalım var.

 

Soru: Seçim yasasında baskı altında ve gelişi güzel değişikler yapıldı ve olay patladı.Dış ülkelerdeki Bulgar vatandaşlarından daha fazlasının oy kullanamamasını nasıl yorumluyorsunuz?

Cevap: Dış ülkelerdeki Bulgaristan vatandaşlarının oy kullanmasında sorun yaşanacağı defalarca tartışıldı. Protestolar oldu. Dış ülkelerdeki soydaşlarımız aktifleşti. Vatandaş haklarını kaybetmek istemiyorlar. Gün gelir döneriz diyorlar. Fakat milletvekilleri vatandaşı işitmek istemedi. Çünkü biz onları işitmesek de olur, gelip geçer dediler. Ama geçmedi. Milletvekiller seçmeni duymak istemediğine göre, onlar seçmenleri temsil ediyor mu? Sorun budur. Bizde, iktidarı temsil edenler GÜNEŞ KRAL gibi davranıyor. Kendilerini erişilmez sanıyorlar. Bunun sebebi ise, seçmenin bu kişilere karşı sabırlı davranmasıdır.

Birinci Borisov kabinesi ufak tefek şeyler içinde geri adım atıyor, ödünler veriyordu. İkinci kabinede durum değişti. Artık vatandaşın söylediği, istediği, önerdiği önemsiz oldu. Şimdi 6 Kasım’da sandık başına gidecek olanlar iyi düşünsün ve çok daha fazla şeyler istemeye hazırlansınlar. Şu unutulmamalı dış ülkelerde sandık başına gidenlerin hepsinde, hatta savundukları görüşlerin pek önem taşımadığını düşünseler bile,  Bulgaristan’a dönme niyeti var. Onlar vatana dönmek istememiş olsalar seçimlerden söz etmezlerdi. Avrupa’yı ayağa kaldırdılar. Türkiye’de büyük hareketlenme izleniyor. Türkiye’den gelen oyların doğru dürüst yerini bulmasını isteyenler durumu kontrol altına almak için, işleyen formül, güvenli yol bulmak zorundadır. Söz konusu olan, seçim yasasına uyularak ve insan haklarına saygı göstererek seçim sürecinin çok basit bir şekilde hazırlanması, işlerin, seçimlerin normal örgütlenmesidir.

Soru: Milletvekili seçimlerinin mojoriter sisteme göre yapılmasını öngören halk oylaması gölgede kaldı.Artık herkes gördü ki, Merkez Seçim Komisyonunda hakim olan görüşe göre, seçmene seçim bülteni verilirken ancak istendiğinde referandum zarfı da verilecektir. Bunu nasıl anlıyorsunuz?

Cevap: Benim de görebildiğim kadarıyla, meclisteki şimdiki çoğunluk referandumu desteklemiyor. Onlar halk oylamasının onların lehinde çalışmadığı görüşündedir. Bundan dolayı iktidar çevreleri referendum aktifliğini azaltmak için elinden geleni ardına bırakmıyor. Hedeflerinde seçmenin Cumhurbaşkanı için oy kullanması, halk oylamasına katılma oranının düşürülmesi ve böylece referandumun öneminin azaltılması var. Seçmen referandumun önemini anlamalı ve oyunu kullanmalıdır. Sandık başındakilerin kendisine zarf uzatmasını beklemeden, zarfı istemelidirler. Seçmeni bilinçli hareket etmeye ve referenduma katılmaya ve oyuyla durumu değiştirmeye davet ediyorum.

Soru: Seçime kalan 3 haftada Cumhurbaşkanı adaylarının fikirlerinin halka indirilmesine ve derin bir tartışma düzenlenmesine zaman olmadığı artık ortadadır. Bu durumda sizin seçim tahminleriniz nasıldır?

Cevap: Kampanyanın 1 aya sıkıştırılması şerefsizlik oldu. Bu bir skandaldır. Bulgar siyaset sisteminin ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi ve yeni yaklaşım aranması gerektiğini defalarca belirttim. Boyko Borisov bütün iktidarın merkezi ve başı olmayı ne kadar isterse istesin, Cumhurbaşkanı adayları üstüne halk tartışması yapılması küçümsenemez, çünkü Cumhurbaşkanlığı kurumunun ülkemiz, toplumumuz ve siyasetimiz için taşıdığı önem ve sorumluluk çok büyüktür. Anayasamıza saygı duyuyorsak, devlet başkanını nasıl seçtiğimize son derece saygın davranmalıyız. Biz savaş içindeyiz, sığınmacılar, göçmenler bize geliyor, istila edileceğiz gibi sözler, kamuoyunun gözüne kül atmak için tekrarlandığı gibi, bir de Güneş-Başbakan Boyko Borisov’un kimsenin gölgesinde kalmak istemediğini gösteriyor. O, Rosen Plevneliev’le yaptığı gibi, Tsetska Tsaçeva ile de şimdi denediği üzere, halka dönüp “işte size başkan” “koyunlar, hadi sandık başına oy verin!” demek istiyor. Deli olan börek yiyen değil, deliye börek sunandır. Ben, gece gündüz şişirilen şu görüşe asla katılmıyorum: Tsaçeva birinci tutu kazanır. Ardında güçlü bir siyası güç –GERB- var, bu durumda ikinci tutu da kazanabilir. Bu böyle olursa Bulgaristan’da toplumun beklediği hiçbir siyasi değişiklik yapılamaz. Bu durumda biz büyük Hegel’in “Her halk kendi hükümetini hak eder” sözlerine bağlı kalırız.

Bu seçimde Bulgar toplumunda başka bir hareketlenme gözleniyor. Diğer adayların rahat konuşlanışı ilgi çekiyor. Onlar sanki GERB adayıyla rekabet içinde değil. Bir şey olsun da biz de GERB adayının Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasını biraz destekleyelim ve bir iş görmüş olalım havalarına girmişler.

Solda muhalefet adayları arasında başı çeken General Rumen Radev, orta sol konumu biçimlendiremedi, TV tartışmalarına katılmak istemiyor, hazırlanan ve halka gösterilen klip doyurucu düzeyde değildir. Anket sonuçları, vatandaşlardan bir kısmının iktidar adayına oy vermek istediğini gösteriyor. Dikkati çeken özellik, partilerin vurdum duymaz tavır sergilemesi, hizmetkâr gibi davranması ve sanki Cumhurbaşkanlığını GERB adayına tepside sunmak istemesidir.

Şimdiki durumdan sorumluluk taşıyanlar, seçmenden fazla olan seçim aktörleridir. Bulgaristan’da iktidarla olma iradesi bu aktörlerin aldığı kararlara göre gerçeklşiyor. Bu aşamada, ülkemizindeki siyasi olgunluk düzeyi budur.

Sofya / Bulgaristan

Reklamlar