Şakir ARSLANTAŞ

 

 Dezenformasyon, manipülasyon ve provokasyon

 

Beğene bildiniz mi? Hak ve Özgürlükler hareketi 24 yıldan beri bütün seçimlerde bu yöntemleri kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Bu işi yaparken asla sakınmıyor, gözü dönmüş hareket ediyor.

 

Hedef: Türk ve Müslüman seçmeni sindirmek ve oylarına bir “kurtarıcı” olarak sahip çıkmaktır. Sözde “hak ve özgürlüklerimizin garantörü olan” bu parti, oy toplamak için halkı sindirmekten başka hiç bir şey düşünmüyor, kışkırtma kundaklıyor, seçmeni medya ile yanlış bilgilendiriyor, hileyle yönlendirmeye çalışıyor, tuzak ardından tuzak kuruyor. Herkes artık sındı, bıktı ve usandı.

 

Durum: 05 Ekim 2014 Bulgaristan erken meclis seçimleri. Halkı sindirip oyunu almak.

 

Saldırı yöntemi bir: Dezenformasyon. “168 Saat Gazetesi” Tarih: 26 Eylül – 2 Ekim 2014; Sayı 15; Yıl XXV. Sayfa 7, 8 ve 9.

 

Manşet: ULUSAL GÜVENLİK AJANSI “DANS” İSLAM DEVLETİ İŞİD’in ÇEMEN YÖRESİNDEKİ ÜSTLERİNE SALDIRDI.

 

Böyle bir şey olduğu yok tabii. “Şumen ilinde İŞİD için gönüllü toplanıyor. Satılmış belediyecikler üstlere himaye ediyor.”

Sayfa altı: “Şumen bölgesindeki İslami gruplar “İSLAM DEVLETİNİ” finanse ediyor.” “Nurcular”, “Süleymancılar”, Nakşî Benciler” yerli belediyecilerin göz yummasıyla ülkemizde üstlendiler. Uzun uzun anlatılan: DANS Nüvvab Dini Okulunu basmış, kütüphaneye girmiş, “çok tehlikeli” kitaplar ele geçirmiş, pansiyonda kız öğrenciler  kalıyormuş, hocalar Türkiye’denmiş, Kuran kursu düzenleniyormuş vs. vs…. Böyle bir olay olmadı ve yok.

 

Sözüm ona “gerçeklerin” (uydurma yalanların) kaynağı HÖH-DPS partisi Şumen İl Başkanı Nurettin Basri ve Şumen HÖH-DPS partisi belediye sorumlusu Günay Tevfikov ile pek tabii ki, gizli servis “DC” subayı, eski Baş Müftülerden Nedim Gençev’tir.

Bu yerli “liderler” ipleri pazara çıkmış dolandırıcılar olduklarından, HÖH-DPS kontrolündeki merkez meyyadan yararlanarak halkı manipüle etmeye çalışıyorlar. Başka söyleyecek sözleri kalmadı, halkı korkutmaya çalışıp oy toplama peşine düşmüşler.

 

Şimdiki amaçları: “Sözüm ona “gece baskınları gene başladı”; “yakındır alıp götürecekler”, “çocuklarımızı dini okullara göndermeyelim çok tehlikeli” vs….

 

Bu gazete kimindir?  “168 Saat” gazetesi HÖH-DPS partisi 2 süre milletvekili ve şimdi de Pazarcık ilinden 3. defa aday olan, Bulgaristan politikasının “eşek dikeni”, fahri başkan “Ahmet Doğan”in “manevi oğlu” oligarşi uşağı ve kalın enseliler ajanı Danço Peevski”nin emrindedir.

 

Bu yalan haber neden yayınlandı? 2014 Ağustos ayının ortalarından beri Bulgaristan Türklerine ve Müslümanlara karşı çok şiddetli bir saldırı başladı. Bu saldırı önce propaganda şeklinde gelişti. Ana yönü HÖH-DPS partisi şahsında Türkleri bir daha Bulgar iktidarının yakınına bile sokmamak gözden düşürmekti. Bu ödev bu defa Bulgar politikasına yeni giren, gözden düşmüş ama itirazları büyük bir TV gazetecisi olan N. Barekov’un  “Sansürsüz Bulgaristan” partisi eliyle yapılıyordu. Bu parti Türklere saldırmakla hem HÖH partisi liderlerine yardım ediyor, bu iş için paracık alıyor ve aynı zamanda Bulgar milliyetçi ve ırkçılarını etrafına topluyor ve onlardan kendi partisi için oy istiyordu. Bu işte 4 yarar vardı. Türkler korkutuluyor. Para kazanılıyor. HÖH liderleri temiz kalıyor ve “Sansörsüz Bulgaristan” da isim yapıyor ve seçmen kandırıyordu.

 

Ne var ki, 2014 erken seçim kampanyasını Şumen ilinden, Venets ve Hitrino belediyelerinde Türk ve Müslümanlarla birlikte sünnet düğünlerine ve at yarışlarına katılan, dünya şampiyonu Hasan Pehlivan andını açan GERB Genel Başkanı Boyko Borisov’un çok büyük ilgi görmesi, aynı bölgede okul müdiresi olan fakat HÖH partisi tarafından geçen sene işten atılan Selime Kırcaalieva’yı 43. halk meclise seçilir bir yerden milletvekili adayı göstermesiyle gelişmeler tamamen değişti. Türkler ve Müslümanlar GERB partisine gönül hoşluğuyla bakmaya başladı.Ve ardından yalan haber, hileli tutum, kışkırtma gecikmedi. Halk seçim öncesi korkutulmak istendi. Olay budur. Bu bir kör fişektir. “168 Saat” Şumen’de hane hane bedava dağıtılması buna en büyük kanıttır.

 

Din okullarımızın, Baş Müftülüğün ve cami ve medreselerimizin HÖH-DPS kışkırtmasıyla saldırı ve kundaklama olaylarına hedef olması yeni değildir. Başbakan Filip Dimitrov hükümeti Baş Müftülük kavgalarıyla düşürülmüştü. 1997’de İvan Kostov hükümeti de yine Nedim Gençev’in içinde bulunduğu ve neden olduğu kargaşalıkla düşürüldü.

1997’de tütün üreticilerimiz teslim ettikleri tütün için ilk defa devlet primi almalarına rağmen, HÖH eliti ve yerel yapıları tarafından zam için kışkırtılmasıyla büyük gerginlik yaratıldı. Bu kışkırtma ve protesto eylemlerinin ardında hep DPS-HÖH partisi vardı.

 

Bu seçimlerde, yanlış bilgilendirme ve yanıltma, korkutma, endişelendirme, ürkütme ve durdurma kampanyasını, HÖH-DPS parasıyla kurulan, milliyetçi, Türk düşmanı ve anti-İslam yeminli N. Barekov’un partisi yürütecekti. Amansız saldıracaktı. Saldırı hedefi öncelikle soydaşlarımız olacaktı. En büyük tehlike olan GERB partisine kaymaları önlenmeliydi.  Propaganda planlarında, seçim sandıklarının sayısı, sınırın kapatılması, 1 ile 6 Ekim dünleri arasında sınır boyunda yol kesmek, kurban kestirmemek, bayramlaşmamıza izin vermemek gibi saçmalıklar vardı. Soydaşlarımız huzurunu koruyup sabır göstererek bu saldırılara yanıt vermeyince iyice kudurdular. B Borisov’a düşman olduğunu gizlemeyen N. Barekov Şumen kundaklamasını yapmaya kendinde cesaret bulamadı ve işe risk alarak yalan haberciliği koştular.

 

Olay Baş Müftülümüz tarafından protesto edilerek, Baş Savcılık harekete geçirilmiştir.

HÖH alçaklıklarını deşifre etmek için özel bir ekip kurmak gerek. Bunların net realiteye uyan hiçbir şeyleri kalmadı. Şimdi oy toplamak için Seçim günü evlenenlerin hepsinin lokanta masraflarını ödemek istediklerini açıkladılar. Oy toplamak için neler icat etmiyorlar.

Bunlar normal politikacı değildir. Hak ve özgürlüklerimizle ise hiç ilişkileri olmayan kişilerdir. Ahmet Doğan köylümdür. Çocukluğundan tanırım, hep evden kaçar, bir takım dolaplar çevirir ve devamlı dayak yerdi. Bu gidişle Bulgaristan Türk ve Müslümanları da dayanamayacaklar, taşan sabırlarını zapt edemeyecekler. O zaman korkarım!

 

Bir de bu adamın artık cana tak deyen “dönekliği” var.

Siz de bilirsiniz “döneklik” kariyer/ statü planlamasıyla ortaya çıkar. Onda da öyle oldu. Kafasını karıştıran oldu, eli ve cebi çalışmadan para gördü. Kafası karıştı. Yarı Çingene olduğunu unuttu ve birden bire kendini “lider” görmeye başladı. Halkımızı birincisi 1985’te, ikincisi de 1990’da HÖH partisi kurulurken aldattı, 2007’de ise AB üyeliğiz arifesinde ”Bulgaristan Türk ve Müslümanlarının çözülmemiş problemi yok deklarasyonunu” imzalayarak üç defa takla attı, “döndü”, kendini ve hepimizi rezil etti.

Bu konuda bizim insanımızın ve soydaşlarımızın ortak görüşü şudur: “Hiç olur mu; para, pul, mevki, içki, ün, şöhret, gavur madalyası, diploma, koltuk, oligarşi sınıfına kabul olma, murta şirketlerini yönetme adına “döndüm”, “hainlik ettim” denir mi?

Ahmet Doğan ve etrafındakiler dönekliği meziyete dönüştürmede ustalaşmışlar, ama nereye kadar! Kurnazlık yapmak nereye kadar? Camilere taş atmak nereye kadar. Bir din okulunu basmak nereye kadar! Yapılmamış şeyleri oldu diye göstermek nereye kadar! Hademelik nereye kadar?

Hey köydeşim benim:  Döneklik dönmekle sona ermez!

Okuruma sözüm:      Bu çekilerin hiç biri boşuna değildir.

         Yeter ki, çekilen acılardan ders çıkaralım.

Bir de şaşırmayalım:   Bu defa oyumuz –  № 9

Reklamlar