kizilkaya_kimligi_bulgar_gocmenlerine_sorun_h114456Akil adamlık meselesinde beni Yalçın Akdoğan aradı ‘Sizi bu listeye almak istiyoruz’ dedi, ben de ‘teşekkür ederim’ dedim. Ben baştan beri ‘hain’ sıfatıyla şerbetliyim. Bu işlerde benim kişisel olarak kaybedecek bir şeyim yok. Doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum. Bu işin her türlü sonucuna katlanırım. Bir tek insanın ölmemesi için çalışıyorum. Bir tek canı kurtarabilirsem kendimi mutlu hissederim.

 

BU TOPLUMDA İNSANLAR HİÇ DİNLENİLMEDİ
Bizler insanlara bir şeyler anlatmıyoruz. Tam tersine biz insanları dinliyoruz. Bu toplumda insanlar dinlenmedi, hep onların adına karar verildi. İstiklal Marşı şairini Burdur Milletvekili yapmışlar mesela. Belki de hayatta o eve hiç gitmemiştir. Biz hala generallerin kaç para maaş aldığını bilmiyoruz. Ama postacıları ve diğerlerinin maaşını biliyoruz.

 

İNSANLAR BİZE İKİ TÜRLÜ CEVAP VERİYOR
İnsanlar okey oynarken televizyonları izliyorlar, daha doğrusu dinliyorlar. Bazı cümleler kafalarında kalıyor. İki cümle var. Bir tanesi ‘barış iyidir’, diğeri ‘barış bizi böler’. Burdur’a gittiğimizde 100 kişiyle toplantı yaptık. Oradakilere ‘barış sürecini nasıl görüyorsunuz?’ dedik. İnsanlar bunu tartıştı ve bir sözcü seçerek görüşlerini dile getirdiler. Süreci desteklediklerini belirtip, “Barış bizi böler mi” ve “Biz pazarlıkta ne verdik?” diye sordular.

 

HÜKÜMET KÜRTLER’E ÖNEMLİ BİR ŞEY VERDİ
10 dakikalık konuşma yaptım, hepsi ikna oldu. Dedim ki, “Hükümet Kürtler’e çok önemli bir şey verdi; o da kimlik. Şimdi bunu yasal ve anayasal düzenlemesini yapacak. Bulgar göçmenleri kimlikleri değişti diye Türkiye’ye geldiler. Bu konuyu en iyi onlar anlar. Gidin onlara sorun. Bu kimlik topraktan daha değerli bir şeydir” diye konuştum.

 

ORADAKİ TÜRKLER DEVLET KURABİLİR Mİ?
Bu devlet kendi vatandaşları müreffeh kılmayacaksa, demokrasisini ilerletmezse bölünme kaygısı önemli bir kaygıdır. Ama ulusal gelirinizi Avrupa düzeyine çıkarırsanız, demokrasinizi ilerletirseniz, uygar olursanız Kürtler’in bir problemi olmaz. Almanya’daki Türkler’in Almanya’dan ayrılıp bir Türk devleti kurmak gibi bir dertleri var mı? Doğru düzgün bir ülke olacaksak Kürtler niye ayrılsın?

 

ÖCALAN YAKALANINCA ‘BU İŞ BİTTİ’ DEDİ
Abdullah Öcalan’ın kafasında 1984’den itibaren iki aşamalı savaş stratejisi olageldi. Birinci aşama devrimci savaştı. Öcalan yakalandıktan sonra başkomutanı esir düşmüş bir ordunun savaşma kabiliyeti biter. Öcalan yakalandığı andan itibaren arkadaşlarına ‘bu iş bitti’ dedi. Devrimci halk savaşının bitmesiydi bu. İkinci planda anayasal düzende demokratik çözüm modeliydi. Öcalan bunu kimseye anlatamadı.

 

ASKERLERİN DARBE YAPACAĞINA İNANDI
Öcalan bu süreçte Erdoğan’ın muktedir olabileceğini düşünemedi. Askerlerin hep darbe yapacağına inandı. Bu süreçte Ortadoğu’da bir sürü değişiklik oldu. Dışarıda kalan örgüt yöneticileri palazlandılar. Öcalan’a rağmen devrimci halk savaşının sürdürülebileceğini anlattılar. Öcalan bu süre içerisinde ‘Peki yapın ama ben size karışmam, beni taşeron olarak kullanmayın’ dedi.

 

DEVRİMİ BEKLERKEN BALYOZ KARARI ÇIKTI
Öcalan ‘devrim yapmazsanız benim dediğime geleceksiniz’ dedi. Devrimi yapamadılar, Balyoz kararı çıktı. Öcalan’ın dediğine geldiler. Öcalan kendi örgütüne ‘siz kendinizi özgür beni tutsak mı zannediyorsunuz’ diye çıkıştı.

 

PARA TEKLİF ETSELERDİ KABUL ETMEZDİM
Akil adamlar maaş alamazlar, çünkü devlet memuru değil. Bir tek güvenliği ve lojistiği sağlıyorlar. Biletleri onlar alıyorlar. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı alıyor. Gelirken tekrar alıp eve bırakıyorlar. Konaklama giderlerini karşılıyorlar. Bizim arkamızda Rifat Hisarcıklıoğlu var. Onun bize çok faydası oluyor.  Bize para ve ödenek teklif edilmiş olsaydı ben kendi adıma bunu zinhar kabul etmezdim.

 

KÜRTLER HERŞEYİYLE TÜRKLER’E BENZİYOR
Ben konuşmalarımda Türkler ile Kürtler herşeyiyle birbirine benziyor. Ben masaya oturduğumda benim Kürt olduğumu kim anlar? Ben Kürtler’in 3 bin 500 köyünün boşaltıldığını Antalya, İstanbul ve Mersin’e geldiklerini söylüyorum. Irak’a gitmediklerini söylüyorum. Bizim bu anlamda müthiş bir kader ortaklığımız var. Saçma ve sebepsiz kan dökme noktasına devletin yanlış uygulamaları yüzünden gelindiğini söylüyorum.

 

BEN TÜRK KELİMESİNDEN ASLA GOCUNMAM
Kürtler Araplar’la değil Türkler’le işbirliği yaptı. Mustafa Kemal kongreyi Erzurum’da yaptı. Türklük kelimesi 70 sene boyunca insanlara karşı sopa olarak kullanıldığı için insanlarda iticilik yaratmış. Mesela Türk Kızılay’ı diyorsun. Kürtler de kan veriyor. Türk Kara Kuvvetleri diyorsun. Benim açımdan Türk ifadesinden problem yok. Ben gocunmam.

 

PKK KURMAYLARI ÖCALAN’I TANIMAZLARDI
Diyarbakır Cezaevi’nde hayatında hiç resim yapmayı bilmeyen insanlara 100 Türk büyüğünün resmini çizdirdiler. Türkçe bilmeyen insanlara İstiklal Marşı’nı ezberlettiler. Bunları işkence yöntemi olarak kullandılar. 12 Eylül’de bölücülük yoktu. Bölücülüğü eklediler. PKK üst düzey insanların büyük çoğunluğu Öcalan’ı tanımazlardı. Cezaevinden çıkınca intikam almak için dağa çıktılar.

SAVAŞ BÜYÜK BİR RANTA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Hakkari’ye gelen uzman çavuşlar bir sene sonra Toyota jeeple dönüyordu. Savaş büyük bir ranta dönüşmüştü ve insanların kanı üzerinden oluyordu.  Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulunca örgütün içindeki infazları da göreceğiz başka olayları da göreceğiz. Halen çocuklarını arayan aileler var. Bütün bunların çetelesi tutulacak.

O ZAMAN KÜRTLER’İN HEPSİ DAĞA ÇIKAR
Şu anda biz barışı konuşuyoruz. Gençlerin ölmemesini konuşuyoruz. Türklüğü çıkarmayı konuşmuyoruz. Bir tanesi ‘Türk ismi çıkarılırsa dağa çıkarım’ dedi. Peki kendisini Kürt yerine koysa. O zaman bu şu anlama gelir: O zaman bütün Kürtler’in dağa çıkması mübahtır. Ortada Türklüğe dokunan, Türklüğü mahveden bir şey yok. Ortada incitilmiş bir halkın  duygusu var.
Reklamlar