Özgür Bulgaristan’da yapılan ilk Parlamento seçimlerini hatırlatırken, bu seçimlerin bereketli fasulye ve mısır hasadı sayesinde düzenlediklerini de söyleyelim. 10 Şubat 1879 tarihinde Veliko Tırnovo şehrinde toplanan Kurucu Meclisi tarafından hazırlandı. 1877 – 1878 Rus –Türk savaşından sonra ülkemizin Osmanlı egemenliğinden kurtuluşundan sonra ilk Halk Meclisi o zaman kuruldu.

Bulgar anayasasının hazırlanmasını Tırnovo şehrinde 10 Şubat 1879 tarihinde oluşturulan Kurucu Meclis üstleniyor. İlk milletvekilleri özgürlük savaşlarına katılanlar, aralarında Batı Avrupa’da önde gelen üniversite mezunları olan kişiler olmuş.

Bu kişiler fasulye ve mısır taneleri ile seçilmiş. Bunun nedeni o zamanlarda okuma yazması olan nüfus oranının çok düşük olmasıdır. Bu fikir aslında Antik Yunansitan’dan gelmedir.Orada eski zamanlarda seçimler fasulye taneleri ile yapılıyormuş. Adaylar kasklarını ters çeviriyormuş ve halk oyunu bir fasulye tanesi ile veriyormuş. Ondan sonra kasklarda taneler sayılıyormuş. En çok sayıda fasulye toplayan kazanıyormuş. İşte insanoğlunun tarihinde ilk gizli oy böyle yapılıyormuş. Bulgaristan’da bu fikir biraz daha geliştirerek, mısır taneleri de ekleniyor. Mısır  olumsuz oy olarak kullanılıyor. Ama halkın en onurlu kişileri seçtiği ve Halk Meclisine gönderdi söylenemez, ne o zaman için ne de günümüz için söylenemez. Bulgaristan’ın Parlamento tarihini araştıran yazar Rosen Tahov bir örnek veriyor , o zamanki Rusçuk şehrinden İvanço Hacipençoviç’i anlatırken.

‘İvan Hacipençoviç Özgürlük havarisi Vasil Levski’nin idam cezasını imzalayan kişidir. 1872-73 yıllarında yargı Komsiyon üyesidir. Kurtuluştan sonra Rusçuklular onu onurlu bir hemşehirleri olarak fasulye tanesi ile Kurucu Meclis üyesi yapıyorlar. Ve işte İvanço Hacipençoviç’in imzası Bulgaristan tarihindeki iki belgenin altında yer alıyor – Vasil Levski’nin idam cezası altında ve Tırnovo Anayası altında.’

Rosen Tahov’a göre bizim Parlamento tarihimizde bugüne kadar korunmuş yöntemler var:

Снимка‘Demagojinin anavatanı Yunanistan’dır. Bulgar demagojisinin babasının ismi Mihail Takev. Takev o zamanki yıllarda Demokrat partisinden bir siyasetçi. Bir köye gider ve konuşma yapar. Vaatler bereket yağmuru gibi akıyor. En sonunda köyde geniş , güzel bir köprünün inşa edileceğini vaat ediyor. Meydanda bulunan köylülerden daha cesaretli birisi, ‘Sayın Takev, ama burada nehir yok’ der. Mihail Takev istifini hiç bozmadan: ‘Siz rahat olun’ sayın köylü , nehir de getireceğiz sizlere’ diye cevap verir.’ Günümüzde de  kurallara uymayarak  seçim kazanmalarına  tanık oluyoruz. Rosen Tahov anlatıyor:

‘Ben 1908 yılında bir Bulgar milletvekillinin  seçimleri nasıl kazandığını anlatmak isterim. İsmi  Anton Frangya. Progresivliberal  partiden siyasetçi ve avukat. Bir ara Bakan da oluyor. Onun rakibi  ise Stoyan Mihaylovski. – ünlü Bulgar yazar, toplumcu. İkisi Nova Zagora şehrinde seçim öncesi mitinge gidiyor. Stoyan Mihaylovski bir balkondan  konuşma yapıyor. Kendisi Fransız eğitimli, demokrasinin prensipleri konusunda bilgi  veriyor ahaliye. Eski Yunansitan’ı  Roma’yı anlatıyor ve konuşmasını  Vive la republique! Vive la democrate!  – Yaşasın cumhuriyet! , Yaşasın demokrasi! Sloganlarıyla  tamamlıyor. Bu sözleri anlamayan köylülere hitap eden diğer aday  Frangya  halka sesleniyor: ‘Siz onun ne dediğini duydunuz mu? Bana Ulahça küfür etti’ der ve halk da ona inanır . Böylece Anton Frangya  seçimleri kazanır. İşte bazen böyle de Halk Meclisine girilirmiş,  hileyle, karalamayla.

Rosen Tahov Bulgar seçimlerinde kullanılan  değişik  araçları anlatıyor:

‘Başta sopa yöntemi vardı. 3. Büyük Millet Meclisi seçimlerinde iri adamlar ellerinde Anayasa yazılı  sopalarla gezermiş. Bu Meclis Sviştov şehrinde toplanır ve Prens  Aleksandır Batenberg’e olağanüstü yetki veriyor, o da Anayasayı iptal ediyor.  Sopa dönemi tarihte kalıyor, fakat demagoji ebedidir. Bir yeni araç da var, Çingene oyu.Bu da eski zamanlardan beri kullanılıyor. İlk kez  Liberal parti üyesi  Nikola Suknarov tarafından kullanılıyor. Ondan sonra Aleko Konstantino’vu hatırlamalıyız. ‘Mumları söndürün’ başlıklı öyküsünde bir gerçeği anlatıyor. Bir zamanlar başbakan görevinde de olan Konstantin Stoilov’un  rakibi  Dragan Tsankov  seçimleri kazanmak üzere. Stoilov  Byala Slatina şehrine  telgraf gönderiyor: ‘Son çare olarak mumları söndürün ve sandıkları düzeltin’ .Buna  ahlak etkisi ismi veriyor. Stoilov’a göre iktidarda olan hükümetin, seçmenler üzerinde ahlaki etkide bulunma  hakkı vardır.

Türkçesi: Müjgan Baharova

Reklamlar