Alptekin CEVHERLİ
++++++
Allah, bu milleti gerçekten de seviyor…
Hikâye bu ya; Allah-ü Teala’nın makamına melekler gelirler, savaş çıktığını ve İngilizlerin sıkıntıda olduğunu söylerler. Allah (c.c.), “Onlar sömürgecidir,işlerini bilir” der.
Aradan bir süre geçer bu kez Almanların savaşa girdiğini anlatırlar. Allah (c.c.), “Almanlar çalışkan insanlardır onlar başlarının çaresine bakar” der.
Ardından Japonların güç durumda olduğunu girdikleri savaşı kaybetmek üzere olduklarını haber verirler. Allah (c.c.), “Onların öyle teknolojileri var ki, her türlü engeli aşarlar” der.
Melekler bu sefer Türklerin savaşa girdiklerinden ve sıkıntıya düştüklerinden bahsederler. Allah (c.c.) bu kez ise, ”Getirin çizmelerimi, onlar bensiz yapamaz” der.
Ne kadar güç duruma düşerse düşsün, kimler nerelerde ne kumpaslar kurmaya kalkarsa kalksın, Allah (c.c.) bir şekilde bu milleti selâmete erdiriyor.
Aziz milletimiz, ne kadar derin uykuya dalarsa dalsın; bütün tershanelerine girilse de, bütün orduları dağıtılsa da yine de Rabbim dengeleri öyle bir değiştiriyor ve kartları yeniden karıyor ki; bütün hesaplar altüst oluyor.
Siz istediğiniz kadar Washington’da, Moskova’da, Londra’da, Erbil’de veya Tahran’da sözüm ona think tank yapın; millet istediği kadar gözü kapalı bir heyulanın peşine takılsın, yine de memleket bir şekilde düze çıkıyor.
Meşhur şiirdeki gibi “Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” duasını edenler hâlâ çoğunlukta.
Demek ki bütün hesapların üstünde de bir hesap var… Siz ne kadar hesap yapsanız da Allah bir şekilde Türk Milleti’ne yardım ediyor.
Eee,atalar boşuna dememiş, “Keser döner, sap döner. Gün gelir hesap döner” diye.
 * * *
Kırım’da işler iyice karıştı. Rusya tahminimizden de önce ve ama gereken hazırlıkları da yapmadan fiili bir durum oluşturdu ve Kırım’ı işgal ediverdi.
Böylece Putin-Medvedev ikilisinin yıllarca uğraşarak hazırladıkları ve yeniden SSCB benzeri ‘Büyük Rusya’ kurma hayalleri daha birinci sınavda öngörüsüzlük ve hesapsızlık sonucu yerini büyük bir hüsrana ve yıkıma bırakmak üzere…
Kırım’ı işgal için 6 ay kadar sonra şartların olgunlaşmasını beklemek ve bölgedeki Ruslara çifte vatandaşlık vermek yerine Kızılordu’yu Kırm’a sokarak, Suriye’de elde ettiği diplomatik başarıyı askeri bir zaferle taçlandırmak isteyen Putin, oluşturmaya çalıştığı güçlü Rusya hülyasını da kâbusa dönüştürdü. Buna son çarın kâbusu da diyebiliriz…
Kırım Türkleri’nden beklemediği bir tepki alan Ruslar, Türk Dünyası’na asırlardır yaptıkları eziyetin diyetini az az da olsa ödemeye nihayet başlamış oldu.
Dünyada en çok savaş ettiğimiz iki milletten biri olan Ruslar, daha 1944 sürgününün mazlumları sağ iken yeniden Kırım’ı işgale kalkacak kadar, Türkleri unutkan zannetmiş olmanın bedelini sert tepki ile gördüler.
Şu anda Türkiye’nin yapması gereken, direkt olarak Rusya ile temasa geçip net bir ifade ile Kırım’daki soydaşlarımızın başına bir hal gelmemesi konusunda uyarmaktır.
Ayrıca NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türkiye’nin, Ukrayna’nın NATO’ya tam üyelik sürecini hızlandırması gereklidir.
Diğer yandan ülkemizde beşinci kol faaliyeti olarak hızla süregelen Rus ve ABD propaganda çalışmalarına da bir son verilmesi gereklidir. Bu engellenmediği müddetçe aziz milletimizin tek bir hedef etrafında net bir kararla güç birliği yapması zor olacaktır.
Çünkü güç durumlar, fikir ve inanç birliği ile aşılır.
Reklamlar