Ülkenin 1878 yılında kazandığı bağımsızlıktan sonra 2 milyon 7 bin olan nüfusu 1989 yılındaki darbe ile gerçekleşen demokrasiye geçiş sürecinin başında 8 milyonu aşmıştı. Ekonomik sebeplerden kaynaklanan göçle sürekli düşüş gösteren Bulgaristan nüfusu, 2016 yılındaki son resmi kayıtlarda 7 milyon 128 bin olarak verildi. Ancak nüfusbilimciler gelişmiş Avrupa Birliği (AB) ülkelerine doğru devam eden beyin, emek ve eğitim göçü nedeniyle nüfusun 7 milyonun altında olduğunu savunuyor.

“Ülkede 200 siyasi parti bulunuyor”

Bulgaristan’ın bu kadar az bir nüfusuna rağmen ülkenin 28 yıllık demokrasi tarihinde çok fazla siyasi parti olması dikkati çekiyor. En son olarak geçen hafta “Demokratik Bulgaristan” adıyla siyasete atılan bir parti ile ülkedeki toplam kayıtlı siyasi parti sayısı 200 oldu. Bu siyasi partilerden 142’si bağımsız, 58’i 13 farklı koalisyon ile siyasi hayatta yer alıyor.

1800’lü yılların sonunda ve 1900’lü yılların başında Muhafazakar ve Liberal olarak iki partili bir siyaset geçmişi bulunan Bulgaristan’da 1944-1989 yıllarındaki komünizm döneminde tek partili sisteme dönüş yapılmıştı. Komünizm sonrasında çok partili döneme geçişle birlikte art arda kurulan siyasi partilerle adeta bir siyasi patlama yaşanılan Bulgaristan’daki bu süreç ülkenin 2007 yılında AB’ye girmesinden sonra da devam etti.

Bulgaristan’da 2015 yılında yapılan yerel seçimlerine 81 parti ve 3 koalisyon katılmıştı. Ardından 2017 yılında düzenlenen erken parlamento seçimlerine ise 18 parti ve 9 koalisyon katılmıştı. Parlamentonun mevcut yapısında 7 siyasi güç yer alıyor.

“Ameoba” sendromu

Bulgar basını, itibar sıkıntısı yaşayan politik çevrelerin sürekli siyasi parti kurma hevesini “tek hücreli Ameoba türünün bölünme yolu ile çoğalması” diye tanımlıyor. Ülkede, 1944-1989 döneminde yaşanan 45 yıllık tek partili komünizm rejimi dışındaki demokrasi tarihindeki siyasi yapılanmada yeni partilerin hep eski partilerin bölünmesi sonucu ortaya çıkması da “Ameoba sendromunun” kanıtı olarak gösteriliyor.

Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) siyasi baskısının etkisiyle darbe ile iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi’nin (BKP) tek partili baskıcı rejiminin yaşamlarında yarattığı zorlukları unutamayan Bulgarlar, 1989 yılında başlayan demokratikleşme sürecinde de umduğunu bulamadı.

Eski BKP isim değiştirerek, günümüzde yüzde 25 dolaylarında bir oy oranıyla ana muhalefetteki konumunu koruyor. Buna karşılık demokratikleşme yolunda Bulgaristan’ın önünde “ufuk açma” amacıyla çalışan 20’yi aşkın küçük partiden oluşan sağcı Demokratik Güçler Birliği (SDS) misyonunu tamamlayamadan dağılmıştı. Çok partili sisteme geçişi sağlamakta başarılı olamayan siyasi partilerin büyük bölümü ise artık hatırlanmıyor.

 

AA

 

 

Reklamlar