Ağaçlar vardır tepeden çatlar ve boya uzamayı bir daha düşlemez.

2020 yılında Bulgaristan’da benzer bir tablo izledik. Anayasal ve iktidar bunalımı hız almış kendiliğinden derinleşiyor. Bu gelişme 2017 erken genel seçimlerinde de baş gösterdiğinde, GERB partisi başkanı Boyko Borisov iktidar olmayı seçti.

Çünkü anayasal problemi çözmek isteseydi, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) veya Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile ortak kabinede buluşmayı seçmeliydi. O, iktidar koltuklarına, ortaklıklarının geçici olduğunu bile bile “Yurtsever Cephe” (PF) adı altında toplanan İç Makedon Devrim Hareketi (VMRO), Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Milli Cephe (NFSB) ve “Ataka” gibi yeni-faşist, milliyetçi ve ırkçıları oturttu. Başbakan Borisov sayesinde, Bulgar faşistleri son 70 yılda ilk kez iktidara davet edildiler. İki Başbakan Yardımcılığı, Savunma Bakanlığı, Meclis başkan yardımcılığı gibi konumlara yerleştiler. Mecliste grup kurdular.

Konuya girerken yalnız seçimle toplum lideri olunamadığını hatırlatmak isterim. Lider olmak için bütün zamanını, sağlığını, birikimini, ruhsal duyarlılığını, özlem ve hayallerini içinde yetiştiğin ve yaşadığın topluma adamak gerek desem bile, bu işte biraz da olağan dışı şans ve bizim koşullarda belki de dışarıdan bir iki telefon gerekiyor.
Mesela HÖH partisini parçalayıp dış destekli “DOST” partisi kurmak gibi. Bu Rusya tarafından düşünülen Türkiye üzerine kalan bir mükemmel bir tiyatroydu.
Bu yanlış Bulgar faşistlerini hortlattı ve işlerine yaradı. NFSB Başkanı Valeri Simyonov, son parlamento seçimlerinde oy kullanmaya gelen yaşlı bir Türk Anasını “Kapı Kule” sınır kapısının Bulgar tarafında otobüsten indirip, yere itip tekmelemekle Başbakan Yardımcılığı, Bakanlar Kurulu katında Bulgaristan Azınlıklar Komisyonu Genel Müdürlüğü Başkanı ve Halk Meclisi Başkan Yardımcılığı gibi görevleri sözüm ona “hak etmiş” oldu.

1984-1989 yılları devlet terörü uygulamasında T. Jivkov’un askerleri ve polisleri birçok Bulgaristan Türk Kadın-Analarını sırtından kurşunladı, fakat hiç biri yaşlı bir Türk kadınını yere yatırıp tekmeleme cesareti gösterememişti.

Kökleri 1944’ten sonra sözde kazınan bu ırkçı- faşist tipler nasıl olur da, komünistlerin oğulları ve torunları tarafından iktidar koltuklarıyla şereflendirildiler, doğrusu aklım ermedi, bu aslında özel bir araştırma konusu olmalıdır. Yoksa Bulgaristan’da faşist ve totaliter komünistlerin arasındaki kırmızı çizgi silindi mi?

2017’de halk iradesi, karma bir hükümette faşistler dışında her siyasi partiden temsilcilerin kabineye alınmasını ve Türklere de Başbakan Yardımcılığı ve bakanlıklar verilmesini bekleniyordu.

***

1879’da beri Bulgaristan gerçekliğinin özündeki ana sorun ülkenin halkın iradesini temsil etmeyen güçler tarafından yönetilmesi, insan hakları, eşitlik ve adalet sorunlarıdır. B. Borisov iktidarı zavallı halkın menfaatleriyle çelişkiye düştü. Bugün artık bu dinamitler son damla enerjisini de tüketmiş bulunuyor.
Gücünü sözde seçimden alan (%50 oy kullanan) demokrasi yolda kaldı. İnsan hakları, azınlık hakları, eşitlik ve adalet gibi konularda Bulgar iktidarları bu defa da sınıfta kaldı.

Toplumların en şerefli vatandaşları aydınlardır.

Son yıllarda Bulgar siyasetine ışık tutan eserler “Demagojiye Son Verin!” başlığı ile çıkıyor. Bundan 2300 yıl önce “Krallar düşünen insanların arasından seçilsin!” diyen düşünür Sokrates idam edilmişti. Ardından öğrencisi olan Platon “Devlet” kitabını yazdı. Kitabında “Bekçiden, jandarmadan, polisten hükümdar olmaz” dedi. Bulgar tarihinde domuz çobanı asi İvaylo (1278-79) Çar olmuştu. “Kral Çıplak” bir masal değildir. Hans Christian Andersen’in toplumlara uyarı eseridir.

17 Haziran 2020 sabahı Bulgar medyası toplumu, Başbakan B. Borisov’un üzerinde beyaz çarşaf, etrafında tabancalar, külçe altınlar, destelerle Euro ve Dolarlarla bir kanepede uyurken gösterdi. Korumalarına rağmen gece yatak odasına girilmiş hatta fotoğraflanmıştı.
Dede mesleği itfaiyeci, kendisi de yangıncı olan General Borisov 2009’dan beri Bulgaristan’ı tek tabanca yönetiyor. Ne var ki artık söndürülecek ateş kalmadı, evini bile kollayamaz duruma geldi.

Başbakan Borisov’un çekilmesini isteyenler.

Günümüzde Bulgaristan toplumunda motor rolü gören siyasi güçler, tamamı da Jivkov çevresinde yetişenlerdir. Rusya’dan gelen, 1990’da 2 defa başbakan olan ve 1996’da evinin önünde kurşunlanan Andrey Lukanov kadroları 30 yıldan beri BSP ve HÖH saflarında bugün de aktiftir. 1989’dan önce Batıya kaydırılan Bulgar sermayesini yöneten Ognyan Doynov’un kadroları GERB partisi içindedir.

2017 parlamento seçimlerinde sonra 2019 güzünde yapılan belediye seçimlerinde Boriov’un GERB partisi geriledi ve hatta Sofya Büyük Şehir Belediye Başkanlığını ancak 3 puanla zor koruyabildi. Sofya Belediye Başkanlığı son 10 yılda değişmez Bulgar lider B. Borisov’un politikaya girdiği kapıdır. 2020’de onu yolcu etmeye çalışan ama hepsi de Moskova’ya bağlı olan bu siyasi güçleri tanıyalım:

  • Bulgar Parlamentosunda 80 milletvekili olan ana muhalefet partisi BSP muhalefet yükünü taşımakta zorlanıyor ki, GERB hükümetine katılma konusunda ikiye bölündü. 3 ay sonra yapılacak Parti Kurultayı bu konuyu tartışacak ve Mart 2021’de yapılacak genel seçim stratejisini belirleyecektir.
  • Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) politik yönetimi politik sorumluluk taşımadan hükümet sofrasında oturmaya ve iktidara parlamenter destek sunmaya hazırdır. Parti içindeki para babası, iktidar kaynaklarına ortaklığa muhtaç, milletvekili D. Peevski bir MULTİGRUP Holding çömezi ve Rus uşağıdır.
  • Soldaki sağcıları ve sağdaki solcuları birleştirmeye çalışan Bayan Maya Manolova (politik partisinin ismini henüz açıklamadı) o da Moskova’da eğitilmiş bir genç siyasetçidir.
  • Halen Birleşik Arap Emirliklerinde bulunan milyarder Vasil Boşkov – Bulgar Yazı Partisi – Moskova’nın emri üzere DS ve KGB (İstihbaratçıları) için önemli olan Bulgar istihbarat arşivini yakan ve cezalandırılmayan General Semerciev’in yeğenidir.
  • “Var Böyle Bir Devlet” partisinin Başkanı olan Slavi Trifonov bir Bulgar-Rus Şirketi olan “Top Enerji” ve “Overgaz” tarafından finanse ediliyor.
  • Sırbistan’a sığınan kaçak bankacı milyoner Tsvetan Vasilev Rus koruması altındadır vs.
  • Seçimlere hazırlanan bir başka parti de, GERB Başkan Yardımcılığından uzaklaştırılan, anti-Rus karakteristikle ortaya çıkan Bulgaristan’ın Atlantikçi Konseyi (BAK) Partisidir. Basına göre, Rusya’nın Balkanlara yayılmasını önleme görevini üslenmiştir. BAK, 28 Mart 2021’de yapılacak genel seçimler yaklaştıkça, eski komünistlerin ve gizli polis görevlileri ve ajanlarının siyasi hayatta atılması gibi eski bir slogan yükseltti ve yineliyor. Devlet güvenliği “DS” örgütüne bağlı kadroların siyasetten uzaklaştırılmaları planı gerçekleşirse, GERB ile HÖH (DPS) partilerinin kapatılması gündeme gelebilir. Bu dayatmanın ardında Washington’un durduğunu artık herkes görebiliyor.

GERB, bir popülist lider partisi olarak iktidardan usanmış, devlet kurumları arasındaki iletişim kopmuş, vatandaşlar da GERB’ten usanmıştır. Ne var ki şu da bir denge unsurudur. Bugünkü devlet güvenlik organlarının yönetimindeki önemli kadrolar, Başbakan Sergey Stanişev döneminde (2008), Boyko Borisov’un İPON adlı özel güvenlik şirketi kadrolarından seçilerek atanmış ve hala görevdedirler.

Bulgaristan’ın yakın geçmişini kısaca değerlendirelim;
Son 30 yılda, 6-sı bağımsız, 3’ü BSP, 3’ü GERB, 2-si Demokratik Güçler Birliği ve 1’i II. Simeon Ulusal Hareketi koalisyonu olmak üzere tam 16 hükümet geldi geçti.

Siyasi arenadan düşenler, yağmursuz bulutlar gibi dağıldılar.
10’u sosyalizm yıllarından kalan devlet ve kooperatif mülkünü satıp savurdu. 1500 sanayi tesisinden, 15 milyon koyun ve 1.6 milyon iri baş hayvandan iz bile kalmadı. Kooperatifçi tarımın (1991-1992), endüstri, bankacılık ve ticaretin köküne (1997-2001) kibrit suyu döken Demokratik Güçler Birliği bakanlarından kurtulan ormanlarımızda ne kadar çam, kayın ve meşe varsa II. Simeon (2001-2005) kesti, devlet kurumlarındaki para kasalarını Bulgaristan Sosyalist Partisi – Hak ve Özgürlükler Hareketi (2005-2009) hükümet ortaklığı boşalttı. Devlet mal-mülk idare edemez, bize verin, size barış, özgürlük ve mutluluk bahşedelim dediler.

Bulgaristan’da yeni Başbakan; Şimdi de son 13 Aralık 2021’den yeni hükümetin Başbakanı 1980 doğumlu Kiril PETKOV. Britanyanın Kolumbiya Üniversitesinden mezun olmuş Bulgaristan’ı pek öğrenmeye zamanı olmamış biri.
Bir devletin başındaki adamlar Lider çok çok önemlidir.
Lider kendi devletinin çıkarları karşısında dik durabilmek, bedel ödeyebilmektir. Bulgar Başbakanı Kanada vatandaşı olmasına rağmen evine döndü ve hemen Bakan oldu ve ardından şimşek hızıyla Başbakan yapıldı. Halbuki Bulgar anayasasında çift vatandaşları milletvekili olamaz yazıyor… Bulgaristan kuruluşundan beri Bulgar olanlar için bu anayasa geçerli değildi tabi ki. Bizler bunu çok yaşadık Müslümanların isimleri 5-6 defa değiştirildi ve o zaman da bu anayasa vardı. Amma onları bu anayasa onları koruyamadı…
Ukraynalılar için bunlar Avrupalıdır, kaçkın değildir diyebiliyor. Beyazlar vatanından kaçarken Avrupalı, Siyahlar ise kaçkın oluyor demek. Böylece öğrenmiş olduk. ABD’ye inananlar Afganistan’da uçağın tekerleklerinde kanatlarında uçtuklarını öğrenememiş demek…
Dikkat Bulgaristan’ı ateşe atabilirler diye sadece uyarıyoruz…

2009’dan beri yöneten Borisov hükümetleri ise kendini, AB fon paralarını talan etmeye kaptırdı. Modern sanayileşme temel atamadı. AB yıllarında Bulgaristan’da azınlıkların kaderini yoksulluk ve cahillik belirledi. Gençler gurbetçi. Müslüman  kadınları geceleri Yunanistan’da tütün kırıyor. Çöküş derinleşiyor. Memleketimizi bir “bataklığa” benzeten Cumhurbaşkanı R. Radev’in ta kendisidir.
Hani bir laf var ya  neresinden tutarsan elinde kalıyor

Saygılarımla
Okuyanlara sağlıklı günler ve teşekkürler
Paylaşınız.

Reklamlar