Bulgaristan BURGAZ’ın İlçesi Ruen’den Örnek Bir Davranış
“Osmanlının Torunu Ahmet Bey, Askıda Ekmek Geleneği”ni Yaşatıyor
İnsanlık tarihinin her döneminde yoksulluk olmuştur. Yoksulluk herhangi bir nedenden dolayı, herkesin kapısını çalabilir…

Ancak, “açlık ve sefalet” insanlığın yüz karasıdır. Türkler, İslamiyet’ten önceki devirlerinde de açları doyurmuş, çıplakları giydirmiş, malsız yiğitleri evlendirmiş ve konuklarını dinlendirmiş, savaş ganimetlerinden acizlere bile pay vermiştir.
Türk Milletinin, İslamiyet’i kabul etmelerinin en önemli etkenlerinden biri de, Türklüğün sosyal adalet anlayışının İslami prensiplere uygunluk göstermesi ve kolayca uygulamaya konulmasındandır.

Türkler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerin de yoksulları, yolcuları ve kimsesizleri Allah’ın emaneti olarak görmüşlerdir. Emaneti korumak içinde de Vakıflar kurmuşlardır. Han ve kervansaraylarda da ihtiyaçları giderilmiş, masrafları Devlet tarafından karşılanmıştır.

“Allah’ın Rızasını” kazanmak için, Halk kendi içinde yaşayan ihtiyaç sahiplerinin onurunu kırmadan ve istismar etmeden korumuştur. Atalarımız camilerde “sadakalık” denilen yerlere paralar koymuş, ihtiyacı olan kişi de, sadakalıktan gece vakti yeteri kadar parayı almıştır. Aç insanların doyması için de fırınların önüne sepetlerde ekmek bırakılmıştır. Zekat ve fitre, layık olanlara verilmiştir.

Türk Milleti en zor günlerinde bile bu milli geleneğini sürdürmüştür.

Artık günümüz de sosyal yapının değişimi ile ekonomik zorluklardan dolayı, yardımlaşma şekil değiştirmiştir. Devlet kontrolünde hizmet veren kurumlar, vakıflar, dernekler yardım yapmaya çalışmaktadır…
İşte asil milletin evladı, asaletinin gereği, duyarsız kalamadı ve “Askıda Ekmek” geleneğini başlatarak duyarlı vatandaşları hayra davet ediyor.
O, “Askıda Ekmek Geleneği” Yaşatıyor.

Korona-Corona Virus dolayısı ile evde kalan kimsesiz yaşlılara 22.03.2020 Tarihinden itibaren bedava ekmek verilmektedir.
Burgaz İlinin Ruen Belediyesine bağılı 2 500 nüfuzlu Lülyakovo (Kiremitlik) köyünde bulunan Ekmek Fırını Sahibi aynı zamanda avukatlık son sınıfta olan Ahmet Bey tüm ihtiyaç sahiplerine bedava ekmek vermeye başlamıştır. Çevresinde kimsesiz olanlar varsa bize bilgi vermelerini rica ederiz diye bir de tabela asmış fırına.

Ahmet Bey nereden aklınıza geldi böyle bir şey diye sorduk:
“Benim bir komşum var ikisi de yaşlı ve kimi kimseleri yok, onlara her akşam ekmek getirirdim. Bir akşam yaşlı kadın Yavrum sen bize getiriyorsun ama diğer mahallede tek başına bir kadın var ona da veren var mı acaba” dedi. “Bir anda şaşırdım ne yapacağımı bilemedim, bütün gece uyumadım. Ertesi gün sabah erkenden o teyzeye gittim ve yapayalnız olduğunu gördüğümde kendimden utandım”.
Devamında; “Biz bu dünyada komşusu aç iken biz uyuyamayanların torunlarıyız diyoruz da maalesef sadece sloganlarda kalmış o laflar. Ekmek fırınına gider gitmez elime kalemi aldım ve bu duyuruyu yaptım” dedi.
İşte bu Osmanlı evladı olmak, işte bu Türk oğlu Türk! “Komşusu açken tok yatan bizden değildir”, “Müslüman Müslümanın kardeşidir”, “Merhamete etmeyene merhamet olunmaz” nebevi ikazların hayata geçirilmesi!
İşte imanın tezahürü! Merhametin yaşama aksetmesi!…
Sanırım çoğunuz eskiden bu geleneği duymuştur ama her şey gibi o da yok olup gidiyor.

Fotoğraf açıklaması yok.

Bütün iyiliklerin kötülükler karşısında uğradığı yenilgiler gibi.

Büyüklere yer vermekten tutun da vazgeçtiğimiz nice hayata anlam katan değerlerimiz gibi. Kalplerimizi ve vicdanlarımızı temizleyen en azından katılaştırmayan bu güzelliklerden neden vazgeçersiniz?

Hayırsız, vefasız, duyarsız ve vicdansız olmayı neden seçersiniz? İnsanların
değer verdiklerini yakıp yıkmak neden size büyük zevk verir? Hayatımız “askıya ekmek” koymak kadar basit olsaydı keşke. Askıya iyiliği astığınızda her şey karnı aç olanın doyduğu gibi kolay çözülseydi.
Gelin basit bir hayra davet edelim.

Fotoğraf açıklaması yok.
Gelin Ahmet Bey’in kervanına biz de katılalım. BULTÜRK olarak bu kervana katılmak isteyen dostlarımız bize veya direk kendisine ulaşabilirler. Bu insanlık görevine herkesi davet ediyor oradan geçen tüm insanların buraya uramasını ve imkanları dahilinde bu askıya ekmek atmasını istirham ederiz.

Görüntünün olası içeriği: yiyecek, şunu diyen bir yazı 'помня как ходех за хляб... и докато се прибера, половината кора вече я нямаше... толкова беше вкусна!'
Ahmet Bey, iyi ki varsın! Bizlere tekrar insanlığımızı hatırlatınız…
Bize insanlığımızı hatırlattığın için Sizlere teşekkür ederiz.
Çiğnediğimiz ekmek lokmaları boğazımızdan geçerken asil duruşun, davranışın aklımıza geliyor.

Fotoğraf açıklaması yok.

Bu davranışınızı gönülden destekliyoruz.
Sadece gönül yetmez, cepten de destekleyeceğiz adam gibi adam Ahmet Bey!
Kendisini bu davranışından dolayı Sizleri kutluyoruz.
Allah Ahmet Bey gibi merhametlilerimizin sayısını arttırsın. Amin.
Buyurun meydan sizin!…

BULTÜRK Gazetesi

Reklamlar