Bulgaristan’da 25 senedir “lustratsiya”, yani taharet konuşuluyor. Google çeviriye göre, Bulgarca’ya “lustratsiya” kelimesi, Latince’nin “lustratio” (taharet) kelimesinden gelmektedir. Türkçe’de ise, bunun anlamı Arap kökenli “taharet” kelimesidir, yani arınma, temizlenme anlamındadır.
Bulgaristan’da çağdaş, demokrat, halkını düşünen gerçek vatanseverler, senelerdir “lustratsiya” (taharet) derken, eski rejimin yöneticilerini ve onun gestaposu sayılan eski DS ajanlarını pislik olarak görüyorlar; ki bunları devletin yasama, yürütme organlarından, kadrolarından, banka yönetimlerinden, eğitim kurumlarından temizlenmelerinden bahsediyorlar.
 Aslında zulmün bir parçası olan bu rejim maşalarından ve DS ajanlarından taharetlenmeye en çok Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ihtiyaç var…
Örneğin Kırcaali bölgesindeki 7 belediye başkanının ya babaları ya da kendileri şu veya bu şekilde eski rejimle ve onların şimdiki DS uzantılarıyla bir bağlantıları vardır.  Şimdiki Kırcaali belediye meclisi başkanı Raif Mustafa ise eski DS subayıdır.
Hükümet değişikliğinden dolayı, Kırcaali vali yardımcılığından istifa etmek zorunda kalan Nazmi Mümün, namı diğer kızıl Nazmi veya Romanov da eski rejim döneminde zulmün bir parçası olanlardandır.
Bugün, başta parti başkanı Lütfi Mestan ve parti başkan yardımcısı Ruşen Riza olmak üzere, “Türk partisi” olarak lanse edilen HÖH/D(P), bünyesinde dört milletvekiliyle Bulgaristan parlamentosunda en çok eski DS ajanı bulunduran partidir.
Bilindiği gibi Türk- Arap isimleri taşıyan DS ajanları, kendi soydaşlarına ve kendi halkına zarar vermek, yani ihanet etmek için yetiştirilmişlerdir. Örneğin HÖH/D(P)S yıllardır iktidarda olmasına rağmen…
Sofya’da nüfusa göre doğum oranı – % 1.4 iken, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Silistre’de bu oran – % 8.1( Sofya’dan 5-6 kat daha kötü), Razgrad’ta bu oran ise – % 6.2 ( Sofya’dan 4-5 kat daha kötü) olmuştur.
İstatistiklerine göre,  Sofya’ da yeni doğan bebeklerdeki ölüm oranı % 4.4 iken,  Türklerin yoğun olarak yaşadığı Razgrad’ta bu oran % 13.1, Eskicuma’da 9.1, Kırcaali’de 11.8’dir, yani Türklerin bebekleri ortalama 2.5 kat daha fazla ölüyor.
Yine nüfusa göre ölüm oranları Sofya’da % 11.9 iken, Silistre’de bu oran % 16.8, Eskicuma’da % 16.2’dir, yani Türkler % 30’daha az yaşıyor.
Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki gelir düzeyi de, diğer bölgelere göre hayli düşüktür. Örneğin Sofya’da ortalama yıllık maaş 12 059 Leva iken, fazla Türk yaşamayan Eskizağara ilinde ortalama yıllık maaş 9 117 Leva, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kırcaali ve Silistre’de ise yıllık maaş geliri ortalama brüt 6 bin 200 leva civarındadır.
İşsizlik oranı Razgrad’ta % 21.4, Silistre’de % 16.8,  Eskicuma’da % 15.5 iken, pek Türk yaşamayan Eskizağara bölgesinde işsizlik oranı % 7.1 civarındadır.
Bulgaristan’da Türklerin yaşadığı bölgelerde eğitim ve din işleri senelerdir HÖH/D(P)S’ nin kontrolüne bırakılmıştır, Okul müdürleri ve müftü atamaları, onların kontrolünde yapılır…
HÖH/D(P)S, görev icabı, 25 senedir Bulgaristan’da Müslümanlığı ve Türklüğü hemen hemen bitirme noktasına getirmiştir…
Yukarıda sayılan merkezlerde tek bir Türk çocuğu Türkçe eğitim almamaktadır.
Cuma namazlarına Müslüman erkeklerin sadece  % 1’i gitmektedir, onların da yaş ortalaması 70’in üstündedir.
DS ajanlarının örgütlü olduğu gibi, Türklüğe karşı şahsi gayretleri de vardır…
Örneğin İridere’de birkaç yıl öncesine, – Türkçe eğitimi kaldırılıncaya kadar –   Türkçe öğretmeni olan eski DS ajanı Seyfi Halilov, Türkçe dersinde, Türkçe ders yerine, çocuklara resim yaptırdığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. BSP,  HÖH/D(P)S ve ATAKA hükümetinin son günlerinde aynı Seyfi Halilov’u Kırcaali bölgesi ana dili müfettişi atamak istediğini, fakat daha sonraki teknokrat hükümetinin bunu onaylamadığı için ne kadar şükretsek azdır. Çünkü Kırcaali’de ana dili müfettişi, Türkçe dersi müfettişi demektir. HÖH/D(P)S, Seyfi Halilov gibi eski DS ajanlarını ana dili müfettişi yaparak, Kırcaali bölgesindeki kasaba ve şehirlerde olduğu gibi, sadece şehirlerden uzak birkaç köyde okunan Türkçe’ye son vermek istediği apaçık ortadadır.  Aynı Seyfi Halilov, daha sonra Kırcaali’nin Dedeler (Miladinovo),  müdürünün de eski DS ajanı olduğu köy okuluna öğretmen olarak atanmıştır…
Kırcaali ve bölgesinde binlerce işsiz genç varken, görüldüğü gibi eski DS ajanları ve onların çocukları işsiz kalmıyor…
Seyfi Halilov, sadece bir örnektir.  Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde, bunun gibi resmi devlet kuruluşlarından taharetlenmesi gereken yüzlerce DS ajanı vardır.
Bulgaristan’da kurulan yeni hükümet, kamu kuruluşlarından bu eski DS ajanlarından taharetlenme gayretleri gösterse de, aynı hükümeti dışarıdan destekleyen Bulgar etnik milliyetçilikten beslenen Patriotar Cephe, pardon “Patriot Cephe”, yani “Vatansever Cephe” oluşumu, bu gayretleri kösteklemektedir.
25 senedir Türkleri sindirip sömürdüğü için, HÖH/D(P)S,  Bulgaristan’a hakim olan bazı çevrelerin hoşuna gidiyordu, fakat HÖH/D(P)S’nin adı bazı yolsuzluk olaylarına karıştıktan sonra, aynı çevreler, kendi soydaşlarına ve kendi halkına ihanet edenlere güvenilemeyeceğini anlamış olacaklar ki, HÖH/D(P)S’ye mesafeli davranmaya başladılar.
Polonya,  Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya gibi eski Doğu Bloku ülkeleri, kendi kamu kuruluşlarındaki eski rejim ajanlarından taharetlenmek için çoktan yasalar çıkartıp uyguluyorlar ve ekonomik olarak da Bulgaristan’dan kat kat iyiler…
 Bulgaristan’da ise eski komünist partisinin devamı olan BSP, HÖH/D(P)S,  Patriotar cephe ve ATAKA gibi Rusya güdümlü partiler, Bulgaristan’da da kamu kuruluşlarında görev alan eski DS ajanlarından taharetlenme yasası çıkartılmasına engel oluyorlar.
Reklamlar