Sibel Mustafa
İstanbul Üniversitesi
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Tarih:  31 Ocak 2018 / Sofya

Konu:  Bulgar Türkleri ve Bulgaristan Türkleri kavramları arasındaki ilişki

Hazırlayan ve sunan:   Sibel Mustafa

İstanbul Üniversitesi Türkiyat araştırmaları enstitüsü

 Bulgaristan Türküyüz

Değerli okurlarım,  Sofya’da Bulgaristan Türkleri Kültürel İletişim Derneği tarafından örgütlenen 2018 yılı ÇARŞMBA KŞMI KONFERNSLAR devam ediyor.

Dernek üyelerinin isteği üzerine düzenlenen bu konferanslarda Bulgaristan Türklerini ilgilendiren konularda sunum yapılıyor.  Kemaller (İsperih) doğumlu olan, Sofya’da çalışan ve aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırma Enstitüsünde doktora tezi çalışmaları devam eden Bayan Sibel Mustafa’nın “Bulgar Türkleri ve Bulgaristan Türkleri kavramları arasındaki ilişki” büyük ilgi uyandırdı. Değerli bulduğumuz bu aktüel konuyu, Türkiye kaynakların dayanarak işleyen  Bayan S.Mustafa’nın sunumunu daha geniş bir okuyucu kitlesine iletme amacıyla özet halinde yayınlıyoruz.

Özet
Bulgar Türkleri ve Bulgaristan Türkleri kavramları günümüz kamuoyunda Bulgaristan’da yaşayan veya buradan göç etmiş olan Türkler anlamında eş anlamlı kavramlar olarak kullanıldıkları görülmektedir.
1
Kavramların eş anlamlı kullanılabilmesi için ifade ettikleri anlam ve olguların da bire bir aynı olması gerekmektedir. Bu çalışmada, söz konusu iki kavramın tam olarak neyin ifadesi olduğunu incelemek ve aralarındaki ilişkiyi tespit etmek amacı ile her iki kavram öncelikle ayrı ayrı ele alınmış ve kavram olarak tarihte oluşumları incelenmiş , tam olarak ne anlama geldikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Kavramların taşıdıkları anlam tespitinden sonra bu anlamlar tarihi, coğrafi ve kültürel açıdan karşılaştırılmış ve aralarında ilişki aranmıştır. Bu anlamları karşılaştırma sonucunda Bulgar Türkleri olduğu gibi Bulgaristan Türklerinin de her ne kadar farklı kolları olsa da Türkçe dilini kullanmış ve kullanılıyor oldukları tespit edilmiştir. Bu unsurun iki
kavram arasında tek ortak nokta olduğu görülmektedir. Ancak bu ortak noktanın iki kavramı eş anlamlı kullanacak kadar birbirinin aynı yapmadığı da şüphesizdir. Bu çalışmada, herşeyden önce Bulgar Türkleri ve Bulgaristan Türkleri kavramlarının farklı alanlarda somut anlamları olan iki farklı terim niteliğinde olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
Bulgar Türkleri Kavramı
Bulgar adı bir tarihi olay sonucu ortaya çıkmıştır: Avrupa Hun hükümdarı Attila’nın ölümünden Hun imparatorluğu sınırları içerisinde yaşayan kavimler ayaklanmış, isyan çıkarmışlardır. Bu isyan çatışmalarından birinde Attila’nın büyük oğlu Dengizik 469 yılında öldürülmüştür. Sonrasında Attila’nın küçük oğlu İrnek idaresinde Hun kitleleri Orta Avrupa’yı terk ederek Karadeniz kıyılarına doğru yönelmişler ve burada bulunan Türk boyları ile karışmışlardır. Bu karışımdan oluşan topluluk Türkçe “Bulgar” olarak anılmaya başlanmıştır. Bulgarlara ait elde edilen en eski belge olan “Hakanlar listesin”de İrnek adı Bulgarların ikincı hakanı olarak geçmektedir.
2
Kavim adı olarak “Bulgar” kelimesi beşinci asrın ikinci yarısından önce mevcut değildi; İlk defa 482 yılında, Bizans imparatoru Zenon’un, Doğu Got’larına karşı savaşmak üzere, askerî yardımlarına müracat ettiği Karadeniz kuzeyindeki topluluk ismi olarak ortaya çıkmıştır.
3
Bu şekilde ilk ortaya çıkışında “Bulgar” kelimesi henüz “Türk” kelimesi ile bağdaştırılmamıştır. “Türk” kelimesi ise günümüzde bilinen şekli ile tek heceli olarak Gök-Türk çağında (M.S. 6- 8. asır) yazılan Orhun kitabelerinde görülmektedir.
4
“Türk” ve “Bulgar” kelimelerinin ilk başlarda beraber kullanılmadıklarını ve farklı coğrafyalarda ortaya çıktıklarını görmekteyiz. Bu anlamda Bulgar Türkleri kavramı çok daha sonra oluşmuş bir kavramdır ve Bulgarlar’ın kavim olarak uzun yıllar (150 yıldan fazla bir zaman) menşei araştırılması sonucunda farklı görüşler olmakla beraber Türk aslından geldiklerine dair ilk görüş Macar Türkolog A. Vambery (1832-1913 ) tarafından belirtilmiştir. Diğer bir Macar bilim adamı olan G. Feher (1890-1955)’in arkeolojik ve Macar dil bilimci Gy. Nemeth(1890-1976)’in linguistik araştırmaları bu görüşü desteklemiştir.
5
Bu araştırmalar sonucu Bulgarlar’ın Türk asıllı oldukları kesin sayılmış ve Bulgar Türkleri kavramı Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Türk boyları anlamında Türk bilim literatüründe kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başlarında Bulgar Türkleri kavramı bilimsel anlamda bu şekilde ortaya çıkmıştır. Diğer yandan Bulgar kelimesinin Türkler için tam olarak ne ifade ettiğini görmek için İlk Türkçe sözlük olan ve Kâşgarlı Mahmud tarafından 11. yüzyılda yazılan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ e bakıldığında “Bulgar” kelimesinin şu şekilde geçtiği görülmektedir: “Rum’a yakın olan Bulga.r, Suva.r ve Beçeneklerin dili, kelimelerin uçları aynı tarzda düşürülmüş bir Türkçedir
6
Sözlükte verilen bigilere bakınca Kâşgarlı Mahmud’u sadece bir sözlükçü ve gramerci olarak nitelemenin de yeterli olmadığı anlaşılır. O aynı zamanda bir diyalektolog (ağız araştırmacısı), etnolog ve halk edebiyatı araştırmacısıdır.
7
Bu bilgiler çerçevesinde değerlendirdiğimizde Bulgarlar’ın Türkçe konuşan bir kavim oldukları ve muhtemelen 11. yüzyılda da Bulgar Türkleri olarak adlandırıldıklarını tahmin edebiliriz. Bulgar Türkleri’nin kültürel özelliklerini, isimlerinin kültürel anlamda tam olarak ne anlam içerdiğini ve diğer Türk boylarından ne farkları olduğunu tespit etmek te kavramın kültürel çerçevesini çizmekte yararlı olacaktır. Yaklaşık 20 yıl boyunca günümüz Bulgaristan sınırlarında arkeolojik araştırmalar yapan Macar bilim adamı G. Feher’e göre Bulgar Türkleri hayvancılıkla olduğu gibi ciddi bir şekilde tarım alanında da maharetli olan, bununla beraber kuyumculuk becerileri de olan bir topluluktur. Bulgar Türkleri’nde kurt, kartal vs. gibi totemlerin tespit edilmesi mümkündür. Dini inançlarında totemizm gelişmiştir. Madara’da bulunan yazıtta Tangra sözü tespit edilmiş,
diğer yazmalarda da geçen sözün anlamı yerdekilerden tamamen uzak semavi bir varlık olduğu tespit edilmiştir. Onların nazarında Han’ı , semavi hükümdar olan tanrı diğer insanlar üzerinde han tayin ettiği için farklıdır.
8
Bulgar Türkleri’nin kullandıkları dille ilgili çok fazla malzeme bulunamamıştır. Ancak buna rağmen kalan kısıtlı malzemelre istinaden dil bilimcileri Bulgar Türkçesinin bugün halen kullanılan Çuvaş Türkçesi ile ilgisi olduğunu tespit etmişlerdir.
9
Bulgar devlet ve milletini vücuda getiren Bulgar Türkleri 9. yüzyılın sonlarında teşkilatlandırdıkları Slavlar ile bir kavim oluşturmuşlardır. Bulgar Türkleri ile Slavların karışmasından bir Hristiyan Bulgar milleti vücuda gelmiştir. Bulgar Türkleri Slav dilini konuşmaya başlamalarına karşın Slavlar’da Bulgar Türkleri’nin teşkilatçılık ve askerlikteki meziyetlerini benimsemiş ve muhafaza etmişlerdir. Bugünkü Bulgar dilinde eski Türk-Bulgar dilinden neredeyse bir şey kalmamıştır. Ancak geleneksel köylü kıyafetlerinde eski Türklüklerinin izleri görülmektedir.
11
Yukarıda belirtilen şekilde gelişerek Bulgar Türkleri kavramı 9.yüzyılın sonlarına kadar var olmuş bir kavmin adı olarak, bir tarih terimi olarak oluşmuştur. Söz konusu kavramın tarihsel oluşumuna baktığımızda, aslında Bulgar Türkleri olarak adlandırılmış olan kavim bu kavram 19. yüzyılda Macar bilim adamları tarafından tespit
edildiği zaman da 10 asır öncesinde var olan bir kavim anlamına geldiğini görebiliriz. Bu anlamda Bulgar Türkleri kavramının oluşumu başlı başına bir tarihsel olguyu ifade eden kavram niteliği taşıdığı sonucunu çıkarabiliriz. Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı günümüz kullanımında bu kavramın tarihi bir terim
olduğu ve günümüzde yaşayan topluluklar anlamında kullanılmasının isabetli olmayacağı dikkate alınmalı ve anlam değişikliği olmaması açısından önemsenmelidir.
Devamı
Bulgaristan Türkleri
Reklamlar