Tarih: 23 07 2018

Yazan: Müh. Mehmet ÇAKIR

Konu:  Trump – Putin Helsinki görüşmesi neden gelip geçmedi?                    

Rusya’ya işe gitmeye hazırlanırken F. Dostoevski’nin “Beyaz Geceler” adlı uzun öyküsünü okumuştum. Gençlik, romantizm, umut! “Beyaz Geceler”, esere sarılan “dostsuz” ve “avare” bir serüven! Beni etkileyen o gençlik yaşantısını beyaz geceleri görmek için gittiğimde Petersburg’da duyumsayamadım. Haziran ayının son günlerinde Amerika Başkanı Trump ile Rusya Başkanı Putin’in Helsinki ikili zirvesi için, neden  beyaz gecelerin seçildiği beni düşündürdü.

Bu zirve o kadar önemliydi ki yankı ve yorumları devam ediyor. Beklenen bir doruktu. Helsinki’nin beyaz gecelerine rastlaması çok anlamlıydı.  Kuzey Kutbuna yakın olan bu bölgenin beyaz gecelerinde gölge yoktur. Yer olarak Helsinki, zaman olarak da Beyaz Geceler geçmiş gölgelerinden hiç birinin etkili olmadığı bir geleceği çağrıştırdı. Aslında bu iki ülke arasından özellikle Rusya’nın kırımı ilhak etmesinden sonra gelen yaptırımlar, “Skripal” olayından sonra gelişen diplomatik skandal ve yeni yaptırımlar, böyle bir zirvenin yapılmasının imkânsız olduğuna işaret ediyordu.

Geçmişten hiçbir şeyi anımsamadan geleceği konuşmak!

Aslında ABD ile Rusya tarih boyu birbirine savaş ilan etmemiş 2 ülkedir. Birçok tarih kitabında ve romanda “Rusya ile Amerika arasında savaş olmaz” cümlesine rastlarsınız.

Aynı zamanda, Alman “Stern” dergisi son sayısında (24.07.2018) yazdığına göre Rusya ve Amerika’da nüfusun % 67’si dünyanın seçilmiş başkanlar tarafından değil, perde arkasında oturan ve seçilmişlerin iplerini çekenler tarafından yönetildiğini yazdı. Bu yüzden bu zirve başarılı gerçekleşti denebilir. Kimin açısından mı – her iki açıdan da…

1919’da, 1945’te ve 1990’da meydana gelen olaylar, Nazi faşizminin yenilmesi, “Berlin Duvarı”nın yıkılması ve “Soğuk Savaş”ın gömülmesi hep başlıca ABD ve Rusya anlaşma ve işbirliğinin sonucu olmuştur. Büyük zaferlerin elde edilmesinde hangi dev gücün daha büyük katkısı olduğunu kestirmek güçtür. İkinci Dünya Savaşında da öyle olmuştur.  Üstelik tarihteki en kötü olayların hepsi 20. Yüzyılda kaldı da, 21. Yüzyıla gölgesiz bir ufuk açılamadı. Bu bakıma geçmişin yükünden ve gölgelerinden uzak “Beyaz Geceler” insanlığın geleceği için bir mucize oldu.

Bu görüşmeden sonra Avrupa’daki bütün kafalardan bir ses çıktı.

Avrupa göbeğinde çıkan “Luzener Zeitung” -İsviçre gazetesi, “Halsinki görüşmesi Doğu Avrupa ve Balkanlarda havayı bozdu” başlığını attı. Cepheleşme gölgeleri henüz kalkmamış olan eski kıtada NATO’nun güvenlik garantilerinin tutarı nedir tartışması başladı. Polonya, Çekya, Macaristan ve Slovakya Rusya’nın yayılmacı emellerinden NATO’nun kendilerini koruyamayacağını iddia etti. Pentagon ise kolektif savunmadan kuşkulu söz ediyor. Bu nedenle, Macaristan, Çekya ve Slovakya V. Putin’le dostane ilişkiler geliştirirken, Avrupa Birliği ve NATO üyeliğinden vaz geçmek istemiyor.

Son 6 ayda sürekli güvenlik ve huzurdan söz edilen Balkan Yarımadasında “,yine “Luzerner Zeitung” gazetesine göre,  “patlamaya daha yakın bir durum” oluştu. Kara Dağın NATO’ya girmesine engel olamayan Moskova, bölge ülkelerindeki muhalefet güçlerini finanse etmeye devam ediyor. NATO üyeliği koşulu olan Makedonya’nın devlet adını değiştirmesi, muhalefet güçleri tarafından kabul edilmiyor. Bosna-Hersek etnik parçalanma eşiğinde, Rusya Sırpların ayrılmasını destekliyor. Balkanlar’da en önemli Rus üssü Sırbistan olmaya devam ediyor.

Dünya’nın dört bir yanında ABD ve Rusya çıkarları çekişirken, üstelik Başkan D. Trump Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamışken gerçekleşen Helsinki zirvesi politik gözlemcilerin bu gidişle NATO dağılır ve Batı Avrupa Amerika’dan kopar görüşlerini yaymasına vesile oldu.

NATO’nun zoraki dağılması silahlanma ödeneklerinin önce % 2’ye, ardından %4’e ve daha sonra da % 8’e çıkaramayanların Alyanstan kopmasıyla gerçekleşeceğine işaret edildi.

ABD ile AB arasındaki soğukluk artık ilişkileri donduruyor.

Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Brüno lö Mer, iki dev güç arasındaki ticaret savaşının artık başlamış olduğuna “Evropa Pres” önünde vurgu yaparken, “ABD küresel kurallara ve müttefiklerine saygılı olmalıdır” dedi. Fransa lideri Em. Macron ise, “Ticaret konularında Avrupa dış buyurulara boyun eğemez!” demekle yetindi.

ABD, 1 Haziran’dan başlayarak Avrupa’dan aldığı alüminyum ve çelik mamullere gümrük uyguluyor.

Bunların hiç birisi hiçbir şey değil.  Siyasi gözlemciler, kapalı kapılar ardında yapılan ve 2 saat süren görüşmede, Başkan Trump, adaletin yerini bulması ve barışın güvenli tesis edilmesi ve iki ülke arasındaki tehdidin kalkması için Rusya’nın 1992’de çekildiği Doğu Avrupa’yı Doğu Almanya sınırlarına kadar yeniden Moskova kontrolüne bırakmayı ifade ettiğini vurguluyor.

ABD’nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Bayan Niki Heyli ise, CBN televizyonuna, Helsinki zirvesiyle ilgili olarak, memnuniyet verici olduğunu belirttikten sonra şöyle dedi: “Bu görüşme ABD medyasında ve politikacılar tarafından eleştirildi” Trump’a “dostsuz” ve “yalnız adam”  diyenler oldu. . Heyli, bu görüşmenin yapılması gerektiğini, ABD’nin Rusya siyasetinden memnun olduğunu ifade etti. Ne de olsa beyaz gecelerle benzetmeler yapılmaya devam ediyor.

Bu görüşme ve ortaya çıkan yeni durum Birleşik Amerika’nın dünya jandarması olmaktan usandığını doğrular gibi. Hiçbir hakkı olmayan ülkelerin büyük siyasete soyunma hevesleri gerginliği körüklüyor. Doğu Avrupa ve Balkanları kaybeden bir Almanya’yı düşünmek bile istemiyorum. Rusya’nın NATO ve AB dışında kalan Balkan bölgesini Yeni Büyük Türkiye’ye bırakacağını konuşanlar gerçekçi yorumlar yazıyor. Balkanların kültürel olarak dirilmesi yeni bir bölgesel uygarlığın temellerini atacak ve huzur sağlayacak niteliktedir.

Beyaz gecelerle başlayan bu gelişme dolun ayla devam edecek. Bu ayın 27’sinden başlayarak Güneş, Dünya ve Ay aynı çizgiye dizilecekler. Dünyamız güneş İle Ay arasındaki bir noktada konumlanacak ve Ay Dünyamızın yarattığı gölgenin ortasından geçecek.

Gelen haberlere göre Trump ve Putin ikinci bir görüşmeye hazırlanıyor.

Bilgiler ortak nimetimizdir. Okuyun ve paylaşın.

Reklamlar