Sırbistan, Avrupa Birliği teknik hazırlıkları ve AB yasaları ile Sırbistan yasalarının uyumunun sağlanması çerçevesinde, Sırbistan’daki azınlıkların hukuki haklarının iyileştirilmesi yönünde bir seri yasal düzenleme yaptı son günlerde.

Sırbistan ve Bulgaristan, Balkanların iki kilit ülkesidir. Asya steplerinden Balkanlara geldikleri 7 inci yüzyıllardan buyana her iki millet de ciddi değişime uğramıştır.

Bulgarların önemli bir kısmı etnik olarak Türk boylarındandır. İçlerinde Türk olmayan kabileler de vardır. Hristiyan olduktan sonra her şey değişmiş, başka bir medeniyetin takipçileri olmuşlardır. Bulgarlar Avarların etkisi ile muhtelif yerlere dağılmış bir kabiledir. Kafkaslara dağılan boylar Kara Bulgarlar-Balkarlar adlarını almıştır. Yeniden oluşan kavimler baskısı ile tekrar dağılan Bulgarların bir kısmı Volga boylarında devletleşmişler, Asparuk idaresindeki kol ise Tuna boylarına gelmiş ve Bugünkü Bulgaristan’ın temelleri atılmıştır.

Bulgar boyları Kayı boyu işaretlerini taşımışlardır. Damka’larında. Arkeolojik kazılarda bu görsele hep rastlanır.
Ne hazin değil mi? Osmanlı’yı kuran da Kayı boyu.

İşte bu derdimizi anlatmamız gereken, Bulgarlar Hristiyan Ortodoks olmuşlar ve ipin ucu iyice kaçmıştır.

Türkiye bu meseleyi çözebilseydi kim bilir 80 milyon cennete mi giderdik bilemiyorum.

Bağrımızda yara işte. Genç mefkurecilere önemli bir hizmet alanı. Ne büyük sevap olur, ne büyük stratejik adım olur, bilseniz.

Yeri gelmişken küçük bir not da ilave etmeme izin veriniz: Bosna’daki Boşnaklar da Kafkaslardan kavimler göçü ile batıya sürülen “Alan” kabilelerindendir. Yani Türklük vardır Boşnaklarda. Boşnaklar Bulgarlar gibi Hristiyanlığı kabul etmemişler ve kimliklerini önemli ölçüde muhafaza edebilmişlerdir.

Sözü çok uzatmayalım.

İşte Sırp ve Bulgarlar Balkan dengesinde dengenin hep diğer ağırlık merkezini teşkil etmişlerdir. Ağır basan Balkanların kontrolünü ele almıştır.

Bulgaristan ile sağlanacak iyi ilişkiler ve orada yapılacak derin çalışmalar hem Türkiye’ye yeni bir ufuk açacak, hem de Balkan dengesinde Türkiye ağırlığını hissettirecektir.

Dertler şaha kalkınca, ben ne hayallerden bahsediyorum değil mi?

Türkiye sarsıntılar geçirirken benim kurduğum hayale bakın, benim gençlere gösterdiğim yöne bakın.

Bir gün gelecek, devran dönecek, Mefkure sahibi gençler, bu milletin her ferdi için kaygılanacaklar ve kucaklamayı gaye edinecekler. Bu günleri bu millet görecek, Rabbimin izni ile.

Gelelim bizim meseleye.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’i Bulgaristan’a davet etti ve iki ülke lideri meseleleri değerlendirdiler.

Görüşülen önemli konulardan birisi de Sırbistan’da yaşayan, sayıları 30.000 kadar olan Bulgarlar’ın eğitim, alt yapı, belediyelerinin problemleri, yatırım eksikliği ve işsizlik konuları ve Bulgar toplumunun medyasının olmaması gibi konuları konuştular.
Rumen Radev hukuki düzenlemelerin kağıt üzerinde kalmaması ve hayata geçirilmesi konusunu da mevkidaşına hatırlatmadan edemedi.

Vuciç, Sırbistan’daki Bulgarların, özellikle Dimitrovgrad ve Bosilegrad belediyelerinin, sorunlarının Radev ile ayrıntılı olarak görüşülmekte olduğunu ve bu sorunlara yönelik özel fikirler paylaştıklarını söyledi.

Radev Sırbistan’daki Bulgarların medya ihtiyaçları için daha fazla maddi destek vermeye hazır olduklarını belirtti.
Enteresan değil mi?

Türkiye ne kadar vizyonunu kaybetmiş. Kosova’da 10 yıldır büyük güçlüklerle yaşatmaya çalıştığımız Balkan TV ve Radyo Balkan’ı göremeyen bir Erdoğan hükümeti, 30.000 kişiye medya kurmaya çalışan Bulgaristan.

İnsanın yüreği daralıyor.

Rabbime layık olmaya gayret edelim, biz değişmeyi istersek “O” değişime izin verir ve değişimi hızlandırır. Böylece misyonumuzu hatırlarız yeniden.

 

Adelina Sfishta, Ocak Medya

Reklamlar