MusaMusa VATANSEVER

Konu: Dikkatle okuyunuz! Seni, beni, hepimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi ilgilendiriyor.

            Çifte vatandaşlığımız elimizden alınmak isteniyor.

            Kırmızı Pasaportlarımızı toplayıp yerine “Mavi Kart” vermek istiyorlar

            Elimize bir “Bulgar Kartı” sıkıştırmaya hazırlanıyorlar.

            İslam düşmanlığına hedef olmayalım.

                                     

BİZ ÇİFTE VATANDAŞ OLMAKLA BİRLİKTE TÜM VATANDAŞLIK HAKLARINA SAHİP BULGARİSTAN VATANDAŞIYIZ. BİZ MEMLEKETİMİZDEN KOVULMUŞ İNSANLARIZ.

Bulgaristan’ın bizimle derdi asla bitmedi ve bitmez. Memleketimizden elimizde kala kala bir kırmızı pasaport kaldı, şimdi onu da çekip almak istiyorlar. Sanki orda kalan yol ve fabrikaları, barajları, şehirleri, dağ ve deniz sayfiyelerini biz kurmadık, memleketimizin her karışına bir kova alın teri bırakmadık!

***

Bu olay Türkiye yeni hükümetinin Türkiye vatandaşlarına Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat ve AB üyeliği sorununa kesin çözüm getirdiği günlerde ortaya çıktı. T.C. artık yalnız Yakın Doğu sorunu çözümünde değil, yalnız sığınmacı ve savaş kaçağı sorunlarının çözümünde de değil, AB istikrarı konusunda da belirleyici rol oynadığı bir dönemde gündem oluyor. Haklarımızı koruma ve genişletme davasında her zamankinden daha sımsıkı birlik içinde olmak zorunda olmalıyız. Bu sorunun da, bundan sonra hain siyasetçilere oy vermek istemediğimizi anlayan ve yerel seçimlerde gören HÖH-DPS yönetimi tarafından icat edilip basın aracılıyla kışkırtılmaya başlandığına tanık olurken, birkaç zamana kadar karşımıza çıkıp “bu sorunu ancak biz çözebiliriz, oyunuzu yalnız bize verin” demelerini bekliyoruz. 26 yılda bize sağladıkları tek kazanım buydu, anlaşılan onu da şarta bağlayacaklar. Bir adamdan iyilik gelmezse asla gelmez.

***

Bulgaristan’da kamuoyu belirleyen gözde gazetecilerden Valeri Naydenov’un yorumladı.      Lütfen dikkatle okuyunuz. Bu yazıyı “Bulgaristan Türklerinin Sesi” gazetesinin Kasım 2015 sayısında da bulabilirsiniz.

ÇİFTE VATANDAŞLIK BULGARİSTAN’IN ENSESİNE İNMEK ÜZERE OLAN BİR SATIRDIR.

Vizesiz seyahat etme hakkımız elimizden alınabilir.

Geçen hafta Fransız parlamentosunda konuşan Cumhurbaşkanı F. Olande anayasal değişiklikler istedi. Bu değişikliklerden biri, Fransa’da dünyaya gelmiş olsalar bile, cihatçılarla bağlı olan İslamcıların, Fransa vatandaşlığının iptal edilmesi olmalı, dedi. Bizim de Bulgar vatandaşlığı verirken ince eleyip sık dokumamız gerekiyor diyen gazeteci V. Naydenov şöyle devam ediyor:

“Biz yabancılara kolayca pasaport dağıtıyoruz. Bundan 26 yıl evvel, Türkiye’ye göç eden vatandaşlarımızın çocukları ve torunları şu an Bulgaristan vatandaşı olmak için dilekçe dolduruyorlar. Onlar Türkiye vatandaşıdır. Yaşadıkları ülkenin ruhunda eğitilmişlerdir. İki söz Bulgarca bilmiyorlar. Birçokları Bulgaristan’a ayak bile basmamıştır. Bulgar Pasaportu onlara Avrupa ülkelerine serbestçe gidip gelmeleri ve istedikleri yerde çalışabilmeleri için gereklidir.

Artık açıkça görüldüğü üzere, Türkiye büyük olasılıkla Avrupa Birliği’ne (AB) kabul edilmeyecektir. (31 Kasımda Brüksel’de yeni rüzgâr estiğini hepimiz gördük.) Paris’ten esen rüzgâra bakıldığında, Türkiye’nin AB üyesi olması ihtimali çok zayıftır. Hatta Türkiye AB üyesi olsa bile, Türkler Bata Avrupa’ya serbestçe gidip orada çalışma hakkını elde edemeyecektir. Türklerin kurnazlıkla açtıkları ve kullandıkları arka kapı ellerindeki pasaporttur:

BULGAR PASAPORTU.

Şahsen ben insanların serbest seyahat etmesinden ve istedikleri yerde çalışmasından yana olan bir kişi olsam da, pasaport olayı Bulgaristan için iki büyük tehlike gizliyor, diye yazan Naydenov şunlara işaret ediyor:

Bir: Bulgaristan olarak biz, yabancı bir devlete gönülden bağlı olan, Bulgaristan’a saygı duymayan, sayıları git gide daha da artan bir insan topluluğu oluşturmuş oluyoruz. Bu topluluğu oluşturanların hayatı Bulgaristan’da olup bitenin tamamen dışında ve bağımsız gelişiyor. Aynı zamanda bu topluluk üyeleri Bulgar vatandaşlarının kişisel vatandaş haklarının tümünden hepimiz gibi yararlanabiliyor.

Bununla birlikte, bu vatandaşlar İslam dininin giderek daha da radikal bir duruma gelmekte olduğu bir devlette yani Türkiye’de  eğitim alıyorlar. Hepimiz, İstanbul stadyumunda, (Türkiye Yunanistan maçında) Paris terör kurbanları için yapılan bir dakikalık saygı duruşuna ıslık çalarak tepki gösterdiklerine şahit olduk. Bu, güney komşumuzdaki doğal (avdettik)  tepkidir.

Hepimiz Paris sakinlerinin acısını paylaşırken, güneyimizde yaşayan futbol severlerin neye sevindiklerine tanık oluyoruz. Hepimizin bildiği üzere, futbol fanları halkın kin yüklü ruhudur. Ülkedeki elitin çok kültürlü bir tutum ve söylem sergilediği doğru olsa da, bundan 20 yıl önce Avrupalı olmaya neredeyse 20 dakika yakında bulundular, bugün ise

BURKA GİYMEYE BEŞ DAKİKA YAKINDA BULUNUYORLAR.

Türk kızları, 632 yıl önce ruhunu Tanrıya teslim etmiş olan Peygamberin vasiyetlerine uyarak, kısa etekleri unuttular, dekoltelerini gizlediler, boyunlarını, saçlarını sarıp sarmalayarak, alınlarını da yarıya kadar kapadılar. Giyimi bu biçim olan bir kadın için laik bir devletin vatandaşı demek zor olur.

İki: Batı Avrupa toplumu, sürüler halinde gelen, sefil yaşam biçimini oralara taşıyan, ucuz iş bulup ücretleri düşüren Bulgar ve Romen vatandaşlarından zaten bıkmış durumdadır. Bir Fransız kimin Romen (Çingene), kimin etnik Bulgar olduğunu nasıl anlasın? Biz hepimiz onlar için Bulgar’ız. Olaya ciddi bakıldığında onlar artık bizim hepimizi neredeyse kapı dışarı etmeye hazırlanıyorlar.

Aynı zamanda Batı Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı moda oldu. Sağcı gençler camileri ateşe veriyor. Ben şahsen bu barbarlığı onaylamıyorum ama

KÜÇÜK BİR ÜLKE OLAN BULGARİSTAN’IN AVRUPA BİRLİĞİ DIŞINDA YAŞAYAN BİNLERCE HATTA YÜZ BİNLERCE KİŞİYE BULGAR PASAPORTU VERMESİNE DE AKIL ERDİREMİYORUM.

Biz işlerimizi şimdiye kadar yürüttüğümüz gibi yürütmeye devam edersek ve yakında vizesiz seyahat hakkımız elimizden alınırsa kimseye küsmeyelim ve şaşırmayalım.

Ben de “DAEŞ” savaşçılarından bir kısmının Bulgaristan kökenli Türk olduğuna inanıyorum. Geçen sene, internette bir Suriyelinin evini soyarken, köçek oynayıp aralarında Bulgarca konuşanları gördüm. Bu kişilerin Bulgar pasaportlu olduğuna da inanıyorum. Onların Paris’e, Brüksel ve Londra’ya gitmelerine biç bir engel yok.  (Bu gazeteci bizi birileriyle karıştırıyor.)

Naydenov şöyle devam ediyor:

Bulgar teskeresi, soylarında Bulgar kökeni olduğunu birden bire fark eden, on binlerce Makedonyalının neyine gerek? Makedonlar, Bulgar pasaportu alıyorlar ama hemen ardından Bulgar vatandaşlığından vaz geçiyorlar.

Soy kökenlerinin Bulgar olduğunu sanki artık tanıdılar, diye sevinen ve bayram eden Bulgar milliyetçiler var. Onlar boşuna hava yapıyorlar. “Ohri” gölünü bize verseler, ama yanaşmıyorlar.

Bulgaristanlı Makedon hayranı sevgili kardeşlerim, siz “Ohri” gölünün Bulgar topraklarına bağlandığını, ancak Putin Obama’nın kızına evlendiğinde görebilirsiniz.

Biz Makedonları sevsek de onlar bizi umursamıyor. Hepsinin eski aşkı Yugoslavya’dır. Bir adama istediği yere gidip gelmesi için bedava bir metro kartı ne kadar gerekli ise, onlara da Avrupa’yı dolaşmak için Bulgar Pasaportu gerekli oldu.

Siz şimdi gidip Sofya meydanlarından birinde bedava metro kartı dağıtsanız, kuyruk uzadıkça uzar, Makedonların Bulgar Pasaportu sevdası da böyle bir şeydir.

Siz, aşırı Makedon milliyetçilerinin Bulgaristan örgütü olan OMO “İlinden” grubunun Bulgaristan’ın iç siyasetine müdahale ederek Güney Batı Bulgaristan topraklarına baştanbaşa sahip çıkmaya çalıştığını unutmuş olamazsınız. 200-300 bin Makedonya vatandaşına daha Bulgar Pasaportu verdiğinizde OMO “İlinden” milliyetçilerinin önüne geçilmez bir güç oluşturduğunu hepimiz birden görme şansını hemen yakalayabiliriz. ARNAVUTLARIN TOPRAKLARI İLE VEDALAŞTIKTAN VE SIRBISTAN’A KATILDIKTAN SONRA Makedonya hakkında düşüncelerinizi öğrenmek isterim.

Çifte vatandaşlık kaldırılsın.

Benim kesin görüşüme göre, diyor gazeteci Naydenov, 1991 yılında Başbakan Filip Dimitrov tarafından uygulanan çifte vatandaşlığın kaldırılması zamanı gelmiştir. O zaman Başbakan Dimitrov’u kimin kışkırttığını bilmiyorum. Başbakanı olduğu hükümetin ortağı olan Ahmet Doğan olabilir. Bir Büyükelçilik de olabilir.

MAKEDONLARA VE BULGARİSTAN’DAN GÖÇ EDEN TÜKLERİN ÇOCUKLARINA VE TORUNLARINA KİLO İLE VATANDAŞLIK VERİP ONLARI AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ YAPIYORUZ, FAKAT AB’DE HAVA ARTIK DEĞİŞTİ.

Yılların geçmesiyle uzak görüşlü bir adım olmayan bu gidiş Bulgaristan’ın milli güvenliği için bir tehlike olarak gittikçe büyümeye devam ediyor. Bazı Avrupa devletleri çifte vatandaşlık veriyor, fakat Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi başka bir grup devlet çifte vatandaşlık tanımıyor.

Bazı Avrupa devletlerinde KISMİ ÇİFTE VATANDAŞLIK uygulanıyor. Mesela Varşova’da, daha önce eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinden herhangi birinin vatandaşı olan Lehlere “POLONYA KARTI” veriliyor. Bu kartı elde edebilmek isteyen kişilerin soy kökenini kanıtlaması ve Leh dilini bilmesi gibi iki şarta uyması gerekiyor.  Polonya Kartı bu vatandaşlara Polonya’ya vizesiz giriş yapma, Polonya’da çalışma ve bedava sağlık hizmeti alma gibi haklar tanıyor.

Benzer bir uygulama Türkiye’de de var. Alman veya Avusturya vatandaşı olan Türkler “mavi kart” alabiliyor. Bu kart, kendilerine Türkiye’de kalma ve çalışma haklarını tanırken, seçimlerde oy kullanma hakkından onları men ediyor.

Bizm de, başka bir devletin vatandaşı olan vatandaşlarımıza “BULGAR KARTI” VERMEMİZE HİÇBİR KİMSE ENGEL OLAMAZ.

“Bulgar Kartı” bir tuzak.

Bu kartla onlar Bulgaristan’da yaşayıp çalışabilir, fakat seçimlerde oy kullanamazlar.   Avrupa ülkelerine vizesiz giremezler.

İşler böyle giderse Schengen bir gerçekleşmemiş hayal kalacaktır. Öyle ki, Bulgaristan’ı sevenler yalnız Bulgaristan’da yaşayabilecekler.

Yukarıda işaret ettiğim gibi, Batıda bizi çiçek demetiyle bekleyen ve  karşılayan kalmadı. Yakında yapılacak olan halk oylamasında (referandum) İngiltere Avrupa Birliği’ne çao derse, bizim işçilerimizin de girip çıkmasına sınırlama uygulayacaktır. Ardından Fransa ve Hollanda ve bazı başka devletler bu örneği uygulayabilir. Şimdiye kadar bu ülkeleri ürküten Çingenelerdi, fakat çok kültürlülüğün topuzu geri dönünce, onlar artık Müslümanları da istemiyorlar.

Çifte vatandaşlığı “Bulgar Kartı” ile neden değiştirmeyelim?

Böylece biz dış ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza Bulgaristan’a gelme, memlekette ev satın alma ve çalışma hakkı tanımış olacağız. Yabancı vatandaşlıktan vaz geçtikleri halde, Bulgar vatandaşlığını geri alabilir.

Bizden bilgilendirmesi, ötesini siz düşünseniz iyi olur.

Su uyur, düşman uyumaz.

Reklamlar