Dil meselesi
Tarih: 18 Nisan 2019
Tercume: Raziye ÇAKIR
Konu:  Yunanistan Makedon dilini neden yasaklıyor?                   

Yunanistan Kuzey Makedonya ismine alışıyor, 2019/2020 ders yılında Makedonya’nın yeni adı ders kitaplarına girecek. Şimdi yeni bir tartışma konusu açıldı: Yunanistan’da Makedon nüfus yaşıyor mu yaşamıyor mu?

Yıllar önce Yunanistan’da Bulgar nüfus yaşıyor mu, Bulgaristan’da da Yunan nüfus var mı tartışması yapılmıştı. Olay mahkemelik olmuştu ve hatta uluslararası mahkemeye taşındı ve ardından da nüfus değişimi yapıldı.

Şimdi de benzer bir olay yaşanıyor. Yunanistan’da yaşayan Makedonlara İslam-Makedon diyorlar. Mahkeme böyle bir kimliğin olup olmadığı görüşüyor. Davaya SERES Belediye Mahkemesinde bakılıyor. Adalet binası polis kordonu altında, etraf köylerden kendilerini Makedon sayan nüfus şehri işgal etmiş. Yunan Makedonlara “dopia” deniyormuş. “Dopia” Türkçemizde “memleketli”, “hemşeri” anlamında, hani biz tanışırken “kardeş memleket nere?” deriz ya, öyle bir şey. Burada yerli halk hangi köyde ve yörede hangi milletten insanlar yaşadığını bildiğinden dolayı, etnik veya milli azınlık, halk ağzında hemşehrilikle çözülmüş.

Konuştukları dile de İslav-Makedon ağızı tanımı getirilmiş. Bu lehçeyi konuşanlar da, yazılı kayıtlı olmasa da, halk arasında yerliler tarafından İslav-Makedon azınlık olarak kabul edilmiş.

Bu yerel gerçeği kabul etmeyen Atina hükumetinin bu konudaki tavrı sert. “Bi Bi Si” radyosu bu konuda yayın yaptı. Bu azınlığı “Makedon İslavları ve Yunanistan’da Yok Sayılan Azınlık” olarak anlattı. Yunanistan’da “azınlıklar” konusunu konuşmak yasak. Fakat Bi Bi Si perdeyi kaldırdı. Birçok siyasetçide nefret uyandırdı. Londra’daki Yunan Büyükelçi Dimitris Karamıtsos – Tsiros Bi Bi Ci’ye bir mektup gönderdi, “tarihi çarpıtıyorsunuz” dedi.

Bu arada Yunanistan’daki Makedon nüfusun şiddetlenen baskı altında tutulduğu ortaya çıktı.

SERES mahkemesinde, İslav-Makedon dansları oynamak ve Makedon şarkıları söylemek isteyen bir yerel kültür derneği davası da görüşüldü. Yunanistan’da ülke tarihinden pek hoş olmayan bir sayfa açılıyor. 1950 yılında Yunan hükümeti İslav-Makedon azınlığa liddetli baskı uygulamıştır. Mahkemede anlatılanlardan bir parça: “1959 köyümüze silahlı askerler geldi. Bizim hepimizi anadilimizde konuşmayacağımıza yemin ettirdiler.

Bu arada, korkan köylüler İslam – Makedon köklerinden söz edemediler. Kaç kişi olduklarını da bilmiyorlar. Kaba hesap onlardan 7 bin seçmen var. Ne ki, Kuzey Makedonya’da kültürlerine bağlı yaşayan büyük sayıda nüfus var.” – bunları anlatan “Oranio Tokso” partisi üyesi Evageliya Apsis’tir. O, İslav-Makedon azınlığın kültürel haklarının tanınmasını istiyor.

Yunan hükümetine vergi ödeyen bu vatandaşlar “ancak ve yalnız kültürel kimliklerini yaşatmak” istiyorlar. Bu görüşü paylaşansa, duruşmaya katılan Nikos Sakelaros’dur.

Duruşma salonunda hangi dilde konuşuyorsunuz?

Sanıklar adına ifade veren bir dil uzmanı ile savcılık arasında tartışma yürütülüyor. Dil uzmanı “dopia” nın İslam-Makedon dili anlamında kullanıldığını anlatıyor. Savcılık uzmanı, yöresel gerçeklik üstüne yeterli bilgi sahibi olmamakla suçluyor. Sert tartışma yürütülüyor. Polis salonda bulunan islav-Makedon grubu çember içine alıyor. Savunma av. Kostas Demelis Kuzey Yunanistan’da  “dopia” denince İslav-Makedon dili anlaşıldığını açıklıyor. Fakat mahkeme başkanı avukatın bu tezi kanıtlamasına imkan tanımıyor. Yargıç, SERES’te konuşulan dilin hangisidir, diye sordu. Tanıklar Yunanca diye cevap veriyor. Ana konuya cevap veremiyorlar. Toplumda korku var. İslav-Makedon kültürünü Yunan kültürünün bir parçasıymış gibi gösterme çabaları seziliyor.

Nikos Sakelariıs paylaşıyor: “Benin dedem, dedemin dedesi ve onun ataları herhangi bir yerden gelen göçebeler değildir. Okul kitaplarında ve sosyal medyada bu anlatılmıyor. Yunanistan’da yeni tarih eleştirel ele alınmıyor!”

Yunanistan’da azınlıkların hukuksal durumu:

Duruşmaya katılanlardan biri olan, Selanikli İnsan Hakları Uzmanı Konstantinos Tsetselikis şunları anlatıyor: “Yunan devleti, İSLAV-MAKEDON azınlığın varlığına ilişkin verileri kendisi açıkladı. 1951 yılında nüfus sayımı yapılmıştı. Bu sayımda “anadilin hangisidir?” sorusu vardı. Sonuçlar Kuzey Yunanistan’da bir İslav dili” konuşulduğunu kanıtlıyor.”

Tsitselikis, Yunanlar ile Bulgarlar arasından aynı konuda daha önce yürütülen bir tartışmayı hatırlatıyor. O zaman kimin azınlık olduğu saptanmak istenmişti. Konu Lahey Uluslararası Mahkemesine taşındı. Mahkeme “azınlık sorununun bir gerçekten var olma olduğunu,  bir hukuksal sorun olmadığını” karara bağladı.

SERES’te şimdi herkes mahkemenin alacağı kararı bekliyor. Savunma av. Kostas Memelis, “karar birkaç aydan önce çıkmaz,” diyor.

Herkes kazanabilir.

Prespe antlaşmasından sonra, İslav-Makedonları sorunu Yunan hükumetinin gündemini meşgul eden sorunlardan sadece biridir.  SERES davası ise, bu konuyu kamuoyuna taşıyan davalardan sadece biridir.

Melbırn Üniversitesinden Antropolog Fabio Matioli bu konuda kamuoyuna açık diyalog başlatmak istiyor. O, bölgede alan araştırması yapmış ve “Yunanistan’da kendilerini eskiden olduğu gibi şimdi de Makedon olarak tanımlayan” kişiler olduğunu biliyor. Onun, Yunan meslektaşları bu konuda görüş beyan etmiyorlar. Başıma bir şey gelir korkusu hakim. Matioli, onların suskunluğunu anlamaya çalışıyor, toplumun konuya çok duyarlı yaklaştığını biliyor. Aynı zamanda, o, her kişinin istediğini, istediği dilme söyleme hakkını elde etmesinden, bu işten herkesin kazançlı çıkacağına inanlardan biridir.

Not:  Güney Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan bütün etnik azınlıkların kimliği tanınmalıdır. Bu yalnız Bulgarlar veya İslav-Makedonlar için geçerli olmakla kalmayıp, Bulgaristan’daki Müslüman Türkler, onların anadili, kültürü ve gelenekleri için de geçerlidir. Balkanlarda 80’den fazla etnik azınlık var ve yerel dil konuşuluyor. Bunların hepsinin milli devlet içinde ve çok kültürlülük ve ortak ve birlikte yaşamak adına eşit haklılık adına hak ettiklerini elde etmesi XXI. Yüzyılda kaçınılmaz olmuştur. Bulgaristan Müslüman Türkleri Başkanlarda Arnavutlardan sonra en büyük Müslüman topluluktur. Kendi dilleri, kültürleri, gelenekleri, dinleri, edebiyat ve kültürleri vardır.

Bizi izlemeye devam ediniz, bilgilenmek isteyenleri buraya davet ediyoruz.
Okuyanlar mutlaka çevresi ile paylaşsınlar.
Teşekkür ederiz.

Reklamlar