İsmail CİNGÖZ**

 

Kıbrıs Rumlarının Akrites Planı ve Kanlı Noel eylemleri ile 1963’te başlayan Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türküne karşı uygulanan soykırımlar[1] ile dayanılmaz bir hal almıştır. Yaşanan bu olaylar üzerine Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile Ada’ya barış hâkim olmuştur. Fakat Harekât ile fiilen ikiye bölünen Ada’da kalıcı bir antlaşma sağlanamamış olsa da müzakereler günümüze kadar devam edegelmiştir. Ve bir süre daha devam edecek gibi görülmektedir.

Kıbrıs Sorunu henüz çözülememişken 2011’de Ada’nın güneyinde zengin doğalgaz yataklarının keşfi ile yeni bir gelişme yaşanmıştır. Bu gelişme Doğu Akdeniz ülkelerinin siyasetini kısa sürede etkilerken, üretime geçirilmesi halinde ise dünya siyasetini daha da derinden etkilemesi kaçınılmaz olacaktır.[2]

Yapılan sondaj çalışmaları ile 1,5 trilyon doları bulacağı tahmin edilen hidrokarbon yataklarının yanı sıra petrol rezervlerine de rastlanmış olması, bölgenin en önemli enerji koridoru olacağına işaret etmektedir. Jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle tarihin her döneminde büyük güçlerin ilgisini çeken Doğu Akdeniz bölgesi, bir ticaret ve ulaşım kavşağı olarak dünyanın en önemli ve en stratejik bölgesini teşkil ederken[3], bulunan bu yeraltı kaynakları ile önümüzdeki süreçte önemi katbekat artacaktır.

Bu kadar büyük yeraltı kaynakları üzerinde Türkiye, Mısır, İsrail, Suriye, Lübnan ve Rumlar da hak talep etmektedirler.[4] Bu durum stratejik dengeler açısından yeni ittifakların yaşanmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.

Kıbrıs Rum Yönetimi hidrokarbon aramalarını başlatırken, bir taraftan da bölge ülkeleri ile ilişkilerini geliştirme çabasına girişmiştir. Bu bağlamda diplomatik ve hukuki ataklar sonucu Mısır, Lübnan ve İsrail ile ekonomik anlaşmalar imzalarken[5] diğer taraftan 26 Şubat 2015 tarihinde Rum limanlarının Rus gemilerine açılması anlaşmasını imzalayarak yeni bir hamle daha yapmıştır.[6] Bu anlaşmanın devamı niteliğinde bir hava üssünün Ruslara açılması hususunun da görüşülmekte olduğu Rum lider Anastasiadis tarafından açıklanmıştır.[7]

Rumların doğalgaz arama hamleleri ile eş zamanlı olarak Türkiye, 21 Eylül 2011 tarihinde KKTC ile Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşması’nı imzalamış, hemen akabinde Koca Piri Reis gemisini bölgeye göndermiş ve sismik aramalara başlamıştır.[8] Türkiye’nin bu bölgede doğalgaz çıkartmayı başarması ve KKTC’nin de dâhil olduğu bir antlaşmayı yürürlüğe koyabilmesi halinde geleceğin büyük ekonomik ve siyası gücü olması pekâlâ mümkündür.[9]

Doğu Akdeniz’de yaşanan bu süreç devam ederken, KKTC 19 Nisan 2015’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Türkiye ise 7 Haziran 2015’te yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Yani Türk tarafı seçimlere odaklanırken, Rumlar yeni müttefikler ve stratejik ortaklıklar arayışına ara vermeden devam edecektir.

Hem KKTC’de hem de Türkiye’de peş peşe yapılacak olan seçim heyecanı yaşanırken Doğu Akdeniz ve Kıbrıs politikası ihmale gelmemelidir.

Bu arada 24 Nisan 2015’te yapılacak olan Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı Anma Etkinlikleri Türkiye için bir fırsat olabilir. Çünkü bu törenlere yabancı devlet başkanları, başbakanları ve misyon şeflerinin davet edildiği ulusal ve uluslararası basında yer almıştır. Bu konuklara Çanakkale Kahramanlıkları ile ilgili olarak yapılacak sunumlara, iyi hesaplanmış planlar ile “Sözde Ermeni Soykırımı Yalanları” ile “Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Politikalarımız” da dâhil edilebilir. Zira bu tür ekinlikler, Türk tezlerinin arzı ve belki de kabulü için uygun ortamlar ve fırsatlar sunabilir.

* 23.03.2015 Tarihinde; Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi USGAM’da yayınlanmıştır. (Erişim) http://www.usgam.com/tr/index.php?l=807&cid=2502&konu=0&bolge=14

** Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı, BULTÜRK Ankara Temsilcisi.

 

[1] Ahmet Aydoğdu, Kıbrıs Sorunu Çözüm Arayışları “Annan Planı ve Referandum Süreci, BRC Basım ve Matbaacılık Ltd. Şti., 1. Baskı,  Ankara, 2005.

[2] Sina KISACIK, Doğu Akdeniz’de Hidrokarbon Yatakları: Yeni Bir Jeopolitik Mücadele Sahası Mı?,16.08.2013,

(Erişim), http://politikaakademisi.org/dogu-akdenizde-hidrokarbon-yataklari-yeni-bir-jeopolitik-mucadele-sahasi-mi/,19.03.2015.

[3] Nejat Doğan, Doğu Akdeniz’de Enerji Stratejileri ve Bölgesel Güvenliğin Geleceği, Haber KKTC, (Erişim), http://www.haberkktc.com/haber/dogu-akdenizde-enerji-stratejileri-ve-bolgesel-guvenligin-gelecegi-95168.html, 19.03.2015

[4] Elektrik Üreticileri Derneği, “Doğu Akdeniz’deki Rezerv Yüz Trilyon Doları Buluyor”, (Erişim),http://www.eud.org.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF7E588974FB372C6B, 19.03.2015.

[5] Sinan Kısacık, a.g.m.

[6] EurActiv, Güney Kıbrıs, Limanlarını Rus Savaş Gemilerine Açtı,26.02.2015,

(Erişim), http://www.euractiv.com.tr/abnin-gelecegi/article/guney-kibris-limanlarini-rus-savas-gemilerine-acti-031135, 19.03.2015

[7] BBC Türkçe, Kıbrıs limanlarını Rus donanmasına açıyor, 26 Şubat 2015,

(Erişim), http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/02/150226_kibris_liman, 19.03.2015

[8] Sinan Kısacık, a.g.m.

[9] Elektrik Üreticileri Derneği, a.g.m.

Reklamlar