Ertaş ÇAKIR
Tarih: 21 Şubat 2021

Kaşarlı Politikacılar İstenmiyor, Gençler İşten Anlamıyor.
İnsanlık tarihi büyük evrimler yaşadı.

Kölelik devrimde köleler bedava çalıştırıldı. Köle sahibinden ücret istemek ayıp ve günahtı. Toplum buna inanmış, uymuş ve kutsuyordu. Hayvanlar gibi köleler de satılabiliyorlardı.

Feodalizm olarak da bilinen toprak ağılığı (toprak köleliği) devrinde köylülerin toprağı yoktu. Toprak ağalarının mülkündeydiler. Yaşayabilmek için de ağaların işlerini bedava görüyorlardı.

Kapitalizmde insan fiziksel gücünü (emeğini) satıp karşılığında aldığı parayla kendini ve ailelerini yaşatmaya başladı. Bu, neredeyse 300 yıldan beri böyle süregeldi. Giderek insan kafa emeğini de sattı. Kol emeğini ve kafa emeğini satan sömürülen sınıf oluştu. Toplum sömüren ve sömürülenlere bölündü. Kapitalist toplum bireyleri sivil toplum düzeni oluşturdu ve yaşam kuralları toplum sözleşmesinde belirlendi. İnsanlar yönetime katılan temsilcilerini meclis ve senatolara, belediyelere gönderdiler, hükümetler yargı ve baskı düzeni unsurlarını hep seçilmişler seçtiler.

Seçim simsarları

21.yüzyılda seçenlerin hafızasında ve davranışlarında büyük değişiklikler oldu. Bulgaristan’da son genel seçim olan 2017 yılı ile yeni seçimin yapılacağı 4 Nisan 2021 tarihi arasında seçmen kitle büyük metamorfoz (başkalaşma) yaşadı. Bilinçli oy kullanmayı, oyunu satma ile değiştirdi. İlk adımlarda bir oyun fiyatı 20 Bulgar levası iken, artık 50 leva olarak kesinleşmiş durumdadır. Seçilmek isteyenler ile seçenler arasındaki ilişkileri düzenleyen yani oy pazarlıklarını yürütenlere “seçim simsarları” adı verildi, bazı yerlerde de siyasi partiler ile seçmen arasındaki ilişkilerde “aracılar” dendi.

Bulgaristan seçimlerindeki ana slogan ve seçim adaletini sağlama aracı: “Oy Satmak ve Oy Satın Almak Yasaktır!” Yaklaşan seçim propagandası 5 Mart tarihinde başlayacak ve 1 ay süreyle bu slogan TV ekranından inmeyecek, radyolarda ve sosyal medyada anlatılacaktır. Bulgaristan’da insanlar yalnız Çingene mahallelerinde yaşayanların oyunu sattığını düşünüyor. Bu yanlıştır. Bulgarlar da oy satıyorlar. Çingen seçmenin oyu bireysel fiyat üzerinden satılırken, Bulgar köylüler bütün köyün oyunu bir kalemde satıp kurtuluyorlar.

Oy satmanın anlamı ve boyutları.

Oy satmanın anlamını belirleyen, paramızı aldık 4 yıl politik hayatımızı sattık, ne yaparsanız yapın, politikadan uzak kalacağız ve suya sabuna dokunmayacağız gerçeğidir. Bu formül Bulgar köyleri için geçerlidir. Kayıtlarda çok seçmen olan ama aslında boşalmış ve birkaç köy bekçisi ihtiyar kalmış köylerin hemen hepsinde uygulanır. Bir bakıma ödenen para susma parasıdır. Bu köylerde sandık başına gitmeden oy veren, listeye imza atan, sandık mühürleyen ve tutanakları yazıp imzalayan, belediye seçim komisyonuna götürüp teslim eden hep aynı kişidir. Hiç kimsenin yaşamadığı ama seçmen listesi olan, seçime katılan ve “ölü canlıların” oylarıyla demokrasiye can veren ve 2017 seçimlerinde sayıları 650 bin seçmen olan bu kitlenin Bulgar demokrasisini yaşatmadaki “emeğinin” hakkı yenmez. Bu operasyonlar sayesinde Bulgaristan vatandaşlarının sayısı artık 4 milyon 500 bine düşse de, istatistiklerde ve seçim listelerinde 7 milyon 260 bin kişi gece gündüz nefes alıyor. “Kovid-19” koşullarında ölenler ve can çekişenler devlet istatistik kurumu kayıtlarına işlenmediğinden dolayı bu seçimlerde oy kullanabilir.

Oy paralarının kaynağı.

Bulgar demokrasisinin özünden öz, şeklinden biçim ve adaletinden adalet olarak gelişen oy ticaretini özendiren halk meclisi ve devletin kendisidir. Meclis aldığı kararlarla 2019 yılına kadar seçime katılan ve seçmenden oy alarak meclise giren siyasi partilerin hepsine oy başı her yıl 11 leva ödedi. 1 milyon oy alan parti her yıl devlet bütçesinden 11 milyon leva aldı. 2 sene önce yapılan bir kanun değişikliği ile oy başı ödenen paralar 8 levaya indirildi. Aynı zamanda seçim masrafları 44 milyondan 64 milyona çıkarıldı. Bu arada seçimlerin seçmenin seçim bürosuna gitmeden yapılabilmesi yolunda ilk adım olan “seçim makinaları” için 36 milyon daha ödendi. Bu makinalar Yeni Zelanda’dan getirildi ve “seçmen eli dokunmadan bir düğmeye basmakla” istediğin seçim sonucunu tutanak halinde yazıya döküyor. Fakat bu makinalar şimdilik köylere, muhtarlıklara ve kenar semtlere ve kasabalara monte edilmeyecek. Çünkü seçim makinesi kullanma kurslarına hep yaşlılar katıldığı için gözlüğünü evde unutan, seçim heyecanına kapılıp tansiyon hapını almayan ve hele de şu son dönemde pek yaygınlaşan eli titreyenlerin yanlış düğmeye basma tehlikesi artmış ve son devirde en kıymetlimiz olan demokratik makineli seçme hakkımızın gölgelenmesi tehlikesi belirmiş. Bulgaristan’da otoriterizmin totalitarizme büyüme dönemi rengi olan açık kahverengi boyanmış bu seçim makineleri Çingen gettolarındaki seçim bürolarına da götürülmeyecekmiş, çünkü çalınır ve hurdaya verilir tehlikesi ağır basmış. Bu defa Hollanda’dan getirilen ve seçim bürosu başkanı ile seçim komisyonu başkanlarına dağıtılacak olan tükenmezler açık mavi renkli ve sempatik boyalıdır. Bu tükenmezler seçim sonuçları tutanaklara atılacak ilk imzalarda kullanılacak, telefon istişarelerinden sonra gerektiğinde tashihler yapılacak ve ikinci imzalar seçim görevlilerinin hepsine dağılacak normal açık mavi tükenmezlerle atılacak.

Seçim sonuçları

Bulgaristan’da seçim sonuçlarını belirleyen kulistir. Bulgar seçim kulisi bizim tüm işlerimizi dışardan gözetleyen “Tek Göz” tarafından dakikası dakikasına izleniyor. “Tek Göz” kadrolar değiştirilsin, eski Bulgar Halk Meclisi yaşlı kokuyor diye binayı yenisiyle değiştirdik. Ne ki, anlaşılan meclisin kendisi değiş, yaşlanan bileşimi kokuyor, kaşarlanmış politikacılar değiştirilsin emri vermiş. Tabii bu zor işlerden en zorudur. Yani işe yarayan politikacı bulmak kolay mı? GERB partisi Merkez Seçim Komisyonu evraklarını ancak son gün getirdi. Genç milletvekili adaylarıyla seçim listesi düzmekte çok zorlandı. Milletvekili maaşı 6 500 leva (3 250 Avro) olan meclis kör sofrasından, korumalı, arabalı, bir defa bedava deniz sayfiyesi, bir defa da kaplıca sayfiyesi ya da dış ülke sefası olan, senekler için de geçerli beyin keyfi dokunulmaz kaideli hayatı kim tekmeler ki?  Bu defa bu işlerde çok kafa patlatıldı. Çünkü ülkede genç yok. Gençler  “Covid-19” dan kaçıp memlekete dönmüyorlar. Ülkede kalanlarsa gençlik posası, diş sıkıp çocuk bile yapamıyorlar. Hısım akrabada da genç gibi genç olmayınca sıkıntı yaşandı.

İyi ki Alman “Fridrih Nauman” vakfı var.

4 Nisan 2021 seçimlerinin idesel, örgütsel ve politik yönetiminde genel merkezi Pozdan şehrinde olan, fakat demokrasinin ilk günlerinden beri Bulgaristan’a yerleşen ve görkemli ve donanımlı merkezleri olan Alman “Fridrich Nauman” Vakfının emeği çok büyük oluyor.  Son 20 – 30 yılda Bulgaristan Türklerinden HÖH-DPS gençlik örgütü kadrolarını da kurslarda yetiştiren bu örgüt, artık yalnız Müslüman gençleri değil, meclise girme şansı olan tüm siyasi partilerin gençlerine neo-liberializm eğitimi verilir. Gençlerden hepsine ful servis yatılı lüks otellerde düzenlenen ayrı ayrı konferanslarda, aynı yabancı “iş bilenler” tarafından aynı fikirler anlatılarak kafalarındaki boşluklarda yapılandırılıyor. 2020’de toplam 350 gençlik konferansı düzenlenmiş. Tabii Mustafa Karadayı ile İlhan Küçük de aynı konferanslarda yetiştirildiklerinden, ne Türkçe ne de Bulgarca ne konuştukları anlaşılmıyor. Bu bakımdan kendilerine “elit” kadro denen ve Aralık 2020’de seçilen HÖH-DPS yönetimi “Covid-19” salgınına teşekkür duasına çıkmışlar (yağmur duasına çıktığımız gibi). Halkla görüşmeden,  yasaklar bahane edilerek toplantı yapmadan, fakir fukaradan dert dinlemeden, 2017’den beri toplam 50 bin kişiyi işten attıkları anlaşılmadan,  oligarşiye ve ensemizdeki yabancı güçlere biat ettiğimiz beli olmadan seçim yapacağız diye seviniyorlar. Bu seçimi kümeste keklik bilenler de var. Çünkü danışmalı düğüş yaptıkları yeni sivrilen etnik liderlerin balon gibi patlaması da bir şans oldu.

Fridrih Nauman” Vakfı şimdi bir TV stüdyosu açmış ve kendilerini Ahmet Doğan’a benzetmeye çalışırken kekelemeye başlayan “yeni elitten” genç kadroların Bulgarcasına ayar, sakalına suratına ayar vermek için ilgisi olmayanlara kapalı stüdyo açmış ve çalışmalar başlatmış bulunuyor. Politik simaların yüzüne gözüne, dağınık bakışlarına ve anlamsız ifadelerine değer veren dış merkezler, HÖH milletvekillerinden olup genç kıtlığında boşluk doldurmak için “politik elite” alınan Halil Latifov’un “NOVA” TV’deki son söyleşisi çok eleştirildi. Bulgar milli havarisi Vasil Levski’nin 148. Ölüm yıldönümünde Sofya’da düzenlenen gece töreninde siyah maskeli beliren aynı milletvekili yeni eleştirilere neden olmuştur.

Seçime gidiyoruz.

Bu seçimde görüldüğü üzere aday bulmak, yaşlıları gençlerle değiştirmek, gençleri politikayı temsil etmeye eğitmek artık milli bir ödev olmaktan çıktı ve yabancıların eline verildi. Sahibi olmayan hayvan yanına yaklaşana boynuz sallar, tekme atar. Bunlar yabancılara hizmet etmek için yetiştirildiklerine göre, bizim bir şey beklememiz yanlış olur, tek çaremiz oyumuzu yani hürriyetimizi satmaktır. Köleliğin bu şeklinin adı henüz konmadığı için işaret edemedim.

Okuyanlara teşekkürler.

Reklamlar