Çingeneler – 2

Tarih: 28 09 2017

Konu:   Bulgaristan’da can alıcı sorunlar                            

2017’de Bulgaristan’da en çetin problem Çingene sorunlarıdır. Nüfusun üçte birini oluşturan ve sayıları 2 milyonu aşan bu toplumsal kesimin başı yıllardır devletle derttedir.

Evleri yıkılan, sokakta kalan, çocukları okula gidemeyen, çöpçülük ve hamallık dışında istihdam bulamayan, dilenmekten kopamayan bu yurttaşa saldırılar git gide sertleşiyor. 2016 yılı boyunca ve 2017’in ilk yarısında basın, TV ve radyo bu kesimden yurttaşları özellikle Kuzey Bulgaristan il, belediye ve muhtarlıklarla gece gündüz süregiden hırsızlık, insan kaçırma, telefonla para isteme ve fidye için baskı uygulama olaylarında hep Çingene vatandaşlardan söz ediliyordu.

Gerçekleri gizlemek zor oldu.

2015’ten beri Vratsa, Oryahovo, Kozloduy, Byala Slatına gibi bölgelerde köylülere zulüm eden 10 kişilik çetenin 8 üyesi tutuklandı. Ofislerinde işkence araçları, uyuşturucu ve büyük miktarda para bulundu.

Baskının bu yılın Mart ayından bu yana özellikle yoğunlaştığı bölgeye basın işaret etti. Filibe (Plovdiv) yöresinden Sadovo, Pırvomay, Kayacık (Dimitrovgrad), Haskovo yöresinden “Kapitan Andreovo” Türkiye sınırına kazanan köy ve kasabalarda İslam’a ve Türk Kimliğine sarılanlara karşı çok sert davranıldığı haberleri geliyor. Bu işlerin ardında duran ve emir veren konumuna gelen Başbakan Yardımcısı faşist Valeri Stoyanov “bu memlekette benim bileğimi bükebilecek yok” demeye başladı.

26 Mart 2917 seçimlerinde Türk seçmenden 120 bin oy alan GERB lideri Başbakan Boyko Borisov “Çingene sorunları“ konusunda susuyor. Siz hiç onun “Çingene”, “Rom” veya “azınlık”, “Çingeneler bu sene de odun alamamış” gibi sözler söylediğini işittiniz mi? İşitmemişse bu azınlık topluluğunun yaşamaya çalıştığı getto-mahallelerdeki çileleri de bilmezsiniz. Orada gerçek bir hayat kavgası veriliyor.

Politikacılar halkı görmeyen kişilerdir

“Fakti.bg” Başbakan Borisov Çingene çilesi konusunda neden susuyor? Konusunda 1 200 kişiyle bir anket düzenledi. Katılanların % 42’si “Başbakan açılış yapmayı, asfalt yollarda şerit kesmeyi” seven biri, demişler. Aynı kişiler Borisov’un Çingenelerle işi olmasını istemiyor ve bu konuda bilinçli hareket ediyor, demişler. Çingeneler Borisov’a ancak seçim günü lazımdır.

Yine aynı kesim, koalisyon ortaklığında başı çeken Başbakan Yardımcısı Valeri Simyonov’un Çingenelerle başa çıkma işinde yeminli olduğu ortadadır. Köylerde büyük Çingene düğünleri ve festival yapılması da yasaklandı. Bu sene Çingenelerin “At Günü”, Bulgarlarınsa “Georgi Günü” (kahramanlık günü) kutlamaları hafif geçti. Çingene toplulukta para suyunu iyice çekmiş ve bu bayram yalnız “çalga” müziği dinleyerek ve göbek atarak geçirdiler.

Herkes ders alıyor ve görmek istemediklerini görmüyor. Bu koalisyonda Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olan, aslında kapatılması gereken İç Makedon Devrim Örgütü (VMRO) hergelelerinin lideri Kr. Karakaçanov da elini Çingenelerle kirletmekten vaz geçti. Acından ölseler de umurunda değil. Bakan koltuğuna oturunca kaskatı ve manda yürekli oldu. Çingene kızlarını 16 yaşında 2 sene asker ocağına alıp fuhuş yaparak çocuk doğurmalarını önlemek ve Bulgaristan’da nüfusu karşısında Çingenelerin çoğunluk olma sorununu çözmekten şimdilik vaz geçti. Anlaşılan ya bakanlıkta ödenek yok ya da insan hakları ve Avrupa Birliği kanunlarına tosladı. Çünkü AB yasalarında erken yaşta doğum yapmayı yasaklayan bir madde yok. Fakat o boş durmuyor. 2016 yılı “milli güvenlik raporunda” en büyük tehlikenin “Çingenelerin İslamlaşarak radikalleşmesi” olduğunu okuyunca, 27 Eylül günü Sofya’da Büyükelçileri topladı ve “dış ülkelerde eğitim gören imamların Bulgaristan Eğitim ve Öğretim Bakanlığı tarafından sınava tabii tutulması gerektiğini söyledi. Kuşkusuz bunun yapılabilmesi için Sofya Yüksek İslam Enstitüsünün bir Yüksek Enstitüsü olarak lisanslandırılması gerekiyor ki bu yıllardan beri yapılamıyordu. Getto-mahallelere ve Çingene köylerine polis ekipleri yerleştirmeyi planlayan faşistler güruhu başı Valeri Simyonov, Çingenelerle başa çıkma savaşımının devlet eliyle yürütülmesinden, motorlu ve futbol serserileriyle dolan meydanlarda etnik çılgınlıklar yapmaktan aldığı hazla yaşıyor. Şimdi Çingeneleri Hindistan’a gönderelim, tek yönlü biletle “Alabama’ya” yollayalım, demez oldular. Avrupa Birliği projesi de pek tutmadı, çünkü dilencilik yasak, çöp işleri de başkaları arasında paylaşılmış olan ülkelerde sosyal yardım kuyruğuna girmek de zorlaşmış bulunuyor.

2007’de Çingenelerle hesaplaşmaya “hepinizden sabun yapacağız” demeçleriyle başlayan “Ataka” partisi lideri Volen Siderov’un da mumu sönüyor gibi. 60’ında çocuk yapıp yeniden düğünlü evlenmenin getirdiği yeni yükümlülükler var kuşkusuz.

“Fakti.bg” anketine katılanlar bu hususları dikkate alarak “Bulgar hükümeti en önemli azınlığın sorunları vurdum duymaz” oldu demişler. Ankette çıkan şöyle bir sonuç da var. Borisov “ikizler” burcu olduğundan, her role girebilir, fakat Çingene işlerine katılmak istemez, diyenler % 60 oranındadır.

Şöyle bir sorun da var bizde: Çingeneler getto-mahallelerde paralel yaşam tarzı sürdürmeye devam etseler, kız pazarlarında işlerine karışan olmasa, evlenme boşanma davalarına kendi mahkemelerinde (meşhere) baksalar, yol, su, kulübelerinin mantolanmasını ve sosyal yardımların arttırılmasını istemeden, hatta Avrupa Birliği’nden onların için gelen şu 7 milyar 200 milyon Euro’dan pay istemeden yaşamaya devam etseler, ne değişir!? Bu gibi temel konularda uzlaşmaya varılabilmişse, işler eski hamam eski tas devam edebilir, fakat bu bilinçlenen ve satır balta kapıp polisin karşısına dikilen kesim olmasa…

 

2017’de Bulgaristan Çingenelerine bulaşan bir memnuniyetsizlik mayası var. Polislerin ve itfaiyecilerin iş elbisesi, ayakkabı, eldiven ve kemer isteklerinin Kanada polisinden ikinci el sağlandığı ortaya çıkınca, bizim burkucu ve sepetçiler “biz de isteriz, dış geliyor” dediler ve başkaldırdılar. Geçen seneye kadar Çingene gençler rakı kaynatanların ocak başı kavgalarına karışıp 4-5 ay içeri girer ve kışı geçirirdi. Bu kapı da kapandı, çünkü koğuşlar doluymuş…

 

Ankete katılanlardan % 5’inin kesin görüşüne göre, B. Borisov Başbakan sıfatıyla ve GERB de sağ merkezci bir parti olarak Çingene sorunlarını bir çuvala doldurmuş ve İç İşleri Bakanlığı’na (MVR) kurumlarına devretmiş ve ellerini bulamak ve keyfini bozmak istemiyor. TV sabah programlarında Çingene kavgalarına çok yer veriliyor, fakat “MVR Meslek Bayramı” Gününde bir polis filmi yerine “Japon Balıkları” gösterilince, özlemle bekleyenlerin keyfine keder oldu. Polislerin arasından “Çingeneler kadar haysiyetimiz kalmadı” diyenler de olmadı diyemem.

“Borisov Çingene sofrasına oturmuş mudur?” sorusuna katılımcıların hepsi olumsuz yanıt verirken, % 2’si  “şimdiki izlenim gerçekçi değil, seçimler yaklaşınca Başbakanın Çingenelere ilgisi artar” görüşünde birleşmişler.

Halkla alay ediyorlar

Öte yandan Çingenelerin yürekler acısı sefilliğini gizlemeye çalışan para karşılığı kamuoyu yaratan Bulgar medyasının en fazla kullandığı terimler ise “milyar leva” veya “milyon leva” dır. Her gün ya bir bankomat sökülüyor, ya para taşıyan bir araç soyuluyor ve her defasından “üç yüz beş yüz bin levadan” söz ediliyor.  Eylül ayında Bulgar bankalarında kişisel hesaplarda 49 milyar leva birikmiş para olduğunu açıklandı. Fakat bu paraların kaç kişinin hesabında bulunduğu ve kaç milyon kişinin hesabında da bir leva olmadığını ve kaç yüz bin vatandaşın banka hesabı dahi olmadığını söylemiyorlar.

Aynı zamanda basın büyük Bulgar şair Geo Millev’ın unutulmayan ibret dersi olarak şu sözlerini hatırlatıyor:

“Yalan yalan söyler;

Yalan yönetir ve

Yalan durmadan çalar!”

Büyük bir propaganda fırtınası kopardılar. 15 Ekimden başlayarak, Bulgaristan’da 20 leva  (on Euro) zam yapılarak en düşük emekli maaşının 200 leva (100 Euro) olacağını anlata anlata bitiremediler. Bir ton odunun 100 leva olduğunu vurgulayan yok.

Artık uyanalım arkadaşlar.

Son günlerde Bulgaristan’da azınlık hakları kavgası yeniden kızıştı. Türk azınlığı kanaat sahipleri Sofya’da bir toplantı yaparak, isteklerini yazılı yeni bir program halinde derlediler.

GERB partisi artık kimliğini gizleyemiyor

Sofya meclisinde ise HÖH Genel Başkanı Mustafa Karadayı, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Türk ve Müslüman düşmanı Krasimir Velçev’in istifasını istedi. Gerekçe olarak, Velçev’in komünizm devrinde zulüm görmüşlere ilişkin yasada değişiklik yapılması tartışmalarında meclis gelen kurul toplantısında yaptığı konuşmayı gösterdi. HÖH partisi totaliter rejime karşı barışçı gösteriler sırasında ateşli silahla yaralanan vatandaşlar için yasa değişikliği ile tazminat istedi. Bu yasa değişikliği daha fazla olmak üzere güya “Soya Dönüş Sürecine” karşı direnişlerde yaralananları kapsamına almaktadır.

Yasa değişikliğine karşı çıkan Velçev, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmasında, Hak ve Özgürlük Hareketi (DPS) partisinin kendi bütçesinden para ayırarak, özürlü kalan bu vatandaşlara parasal yardımda bulunmasını önermiştir.

Bu konuşmaya yanıt veren Genel Başkan M. Karadayı, “bu sözleri ancak insanlarımızı kendilerinden saymayan biri söyleyebilir” dedi ve bu konuda, GERB partisinin ikisinin de üyesi olduğu Avrupa Halk Partisi’ndeki Almanya Hıristiyan Demokratları gibi düşünmesi gerekir” diye ilave etti.  Almanya Hıristiyan Demokratlarının (Merkel’in) aşırı sağ ve sol oluşumlarla iktidar ortaklığı kurup yönetmeyeceğini beyan ederken, GERB partisinin güya “Birleşik Yurtseverler” adındaki faşistlerle yönettiğini söyledi ve insan değerlerini hiçe sayan bir kişinin meclis insan hakları komisyonunu yönetemeyeceğini ve ulusun bütünlüğünden söz edilemeyeceğini belirtti. Karadayı, iktidar ortaklığının milliyetçilik ve kendilerinden olmayanlara karşı düşmanlığa dayandığına işaret etti.

Bulgaristan’da iktidara karşı dikilenler cephesi oluşuyor.

Reklamlar