Bulgar Devleti için (HÖH)’ün Önemi

– Bulgarların hedefi demokrasiye geçiş ile özellikle de Jelyu Jelev döneminde rejim değişikliği ile birlikte meydana gelebilecek etnik çatışmaların ortaya çıkmasını önlemekti.

Rafet Ulutürk
Rafet Ulutürk

Böyle bir çatışmanın ortaya çıkması Bulgaristan’ı bir kargaşa ortamına sürükleyeceği gibi ülkeyi de dış müdahalelere açık hale getirecekti. Bulgaristan’da etnik çatışma senaryoları daha 1984 yılarında ele alınmış, hatta resmi ortamlarda karşılıklı olarak ne gibi kayıplar vereceği tartışılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, Bulgaristan’daki Müslüman-Türk topluluğunun kendi içlerindeki her türlü örgütlenmelerini kontrol altında tutmak için Türk lider adayları lanse edilmesi gerekiyordu. Bunun için de Bulgar gizli servis çalışanı ve Jivkovun bir dönem danışmanı olan Ahmet Doğan liderliğinde HÖH’ün kurulmasının önü açıldı ve medya aracılığı ile yoğun bir propaganda çalışması yapıldı. Böylece Bulgaristan Türklerini çatışmalardan uzak tutacak olan bu yönetim aynı zamanda, Müslüman-Türk topluluğunu kendi köklerinden, dininden, örf ve adetlerinden uzaklaştırmak için çalışacak ve yeni asimilasyon şeklinin ilk ayağını oluşturacaktı.

Bulgarlar 130 yıllık bir sürede şunu çok iyi anlamışlardı; “Bulgaristan’daki Müslüman-Türk topluluğunu asimile etmek için onları dininden ve adetlerinden uzak tutmak ancak kendi içlerinden seçilen insanlarla sağlanabilirdi”. Bu amaca uygun olarak HÖH Yönetim kadrosu da eski Bulgar istihbarat elemanlarından oluşacak şekilde dizayn edilmiştir. Böylece Bulgar Devleti açısından Müslüman azınlığa yönelik hedef tam olarak tutturulmuştur.

 

Türkler için (HÖH)’ün Önemi

Türklerin hedefi ise yüz yıl süren baskı rejiminden sonra böyle geniş hakların tanınması, özellikle de geçen yüzyılın 70’li ve 80’li yıllarında yapılan soykırım uygulamaları zihinlerde taze iken, birlik ve beraberliği sağlayarak geçmişte yapılanlara asla izin vermemek ve kendilerini korumak için güçlü olmaktı. Bu nedenle HÖH kurulur kurulmaz Bulgaristan’daki Müslüman-Türk topluluğu hemen bu partinin etrafında örgütlendi. HÖH aynı zamanda Bulgaristan Türkleri üzerindeki gerginliği azaltmak ve olası taşkınlıkları önlemek için bir çıkış yolu olmuştur. Bulgaristan’daki Müslüman-Türk topluluğunun gözünde ise HÖH “hak ve özgürlüklerin korunması” uğruna kurulmuş ve tek hedefi bu doğrultuda birlik ve beraberlik içinde hareket etmek olduğuna inandığı bir hareketti. Dışarıdan birlik ve beraberlik adına olan bu hedef tutturuldu görünüyor olsa da bu geçen 20 yıllık süreçte maalesef Müslüman-Türk toplumu kendi benliğinden sürekli uzaklaştırıldı, kimliksizleştirildi.
Çünkü HÖH yöneticileri sanıldığı gibi onlardan değildi.

Reklamlar