Aşkın simgesi, doğanın gülen yüzü, güzel kokuların anası olarak adlandırılan ve günümüzde anavatanı Isparta olarak bilinen Gül’ün ve gülcülüğün memleketinin Edirne olduğu tarih araştırmacıları dışında çok az kişinin bilgisiyle sınırlı… Edirne Araştırmacısı Aydemir Ay, Evliya Çelebi’den divan şairlerinin şiirlerine kadar yazılı çoğu kaynakta söz konusu gülün Gül- i Sûri yani Edirne Gülü olarak adlandırıldığını belirterek, dünyadaki yolculuğunun 17’nci yüzyılda bir Türk tüccarının Edirne’den Bulgaristan’a götürmesiyle başladığını ifade etti…

Tava Ciğeri, Peyniri, Şifahanesi, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve daha nice değeriyle kültürel anlamda zenginlikler şehri Edirne’nin aslında geçmişte gülün de memleketi olduğu çok az kişi tarafından bilinen bir gerçek. Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan paylaşım yapan Edirne Araştırmacısı Aydemir Ay, Yöre Dergisi’nde Prof. Dr. Ayten Altıntaş’ın ‘Edirne’de Gülcülük ve Edirne Gülü’ adlı makalesinde Evliya Çelebi’den divan şairlerinin şiirlerine kadar yazılı çoğu kaynakta söz konusu gülün ‘Gül- i Sûri’ yani ‘Edirne Gülü’ olarak adlandırıldığını söyledi.

Tarih sahnesinde gülün 200 milyon yıldır hep var olduğunu dile getiren Ay, mitolojiden, tasavvufa, edebiyattan, sanata, tarihten tıbba kadar insanın olduğu her yerde gülün yer bulduğunu belirtti. 17’nci yüzyılın sonunda Bulgaristan’a götürülene kadar gülün Edirne’de bir sembol olduğunu ifade eden Ay, Prof. Dr. Ayten Altıntaş’ın “Edirne’de Gülcülük ve Edirne Gülü” adlı makalesinden alıntı yaparak yaptığı paylaşımında şunları söyledi:

“GÜLÜN MERKEZİ EDİRNE’DİR”

“Ülkemizde gülün memleketi neresi diye sorulduğunda verilen cevap genellikle ‘Isparta’dır oluyor. Fakat gülün ve gülcülüğün memleketi ‘Edirne’dir. Edirne gülünün, çiçekleri yarı katmerli, 8 cm kadar çapta, pembe renkli ve petal adedi 30 kadar olup, çiçek sapı çıplaktır. Bu özelliği diğer güllerden ayırıcıdır. Bu gülün özelliği çabuk büyümesi ve çok çiçekli olmasıdır. Bir dalda 12 kadar çiçeği olur. Bu güller yüksek oranda uçucu yağ taşıması nedeniyle, gül yağı ve gül suyu elde edilmesi için Anadolu (Isparta ve Burdur) ve Bulgaristan Eski Zağra, Karlıova ve Kızanlık’da yetiştirilmektedir. Edirne Gülü 17’nci yüzyılın sonunda Bulgaristan’a götürülmüştür. Bulgaristan’ın ünlü gül yağı tesislerinin kurucusu P. İ. Orozoff gül yetiştiriciliğinin ve gül yağı elde etmek yönteminin 17’nci yüzyılın sonlarında bir Türk tüccarı tarafından Bulgaristan’a getirildiğini belirtmiştir.

“EDİRNE SARAYINDA GÜL YAĞI ELDE EDİLİRDİ”

Osmanlı zamanında sarayda en fazla kullanılan malzemelerden biri gül suyu ve gül şurubudur.  Hatta Edirne Sarayının II. Sultan Süleyman bahçe ve havuzu olarak gösterilen yerde Gülhane yer almaktadır. Gülhane; Gül yağı elde edilen yer anlamındadır. Evliya Çelebi de Edirne şehrini anlatırken Edirne’deki gül bahçelerinin ürünü olan gül suyunu methetmektedir. Eski cami çevresini bile güllük olarak anlatır. Güller gülistanı der Edirnem için.”

“TANIDIKLARI, SEVDİKLERE EDİRNE GÜLÜ ARMAĞAN EDİLİRDİ”

Edirne’de gülcülüğün tekrar canlandırılması gerektiğini de ifade eden ve tarihi kaynaklardan örnekler veren Ay; “Gül’ün anayurdunu aramıyoruz ama ‘Edirne’de gülcülüğün tekrar canlandırılması gerekir’ diyoruz. Sağlık tarihi alanında önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Nuran Yıldırım, Osmanlı kaynaklarının 16’ncı yüzyıldan itibaren Edirne’nin gül bahçeleri ve gülsuyu hakkında bilgiler verdiğini belirtmektedir. Yıldırım’a göre tarihçi Abdurrahman Hibrî, 1635’te tamamladığı ve Edirne tarihini anlattığı ‘Enîsü’l-Müsamirîn’ adlı yapıtında “Her yörenin ünlü bir ürünü olur. Bunları İstanbul’un ileri gelenlerine ve saygın kişilere armağan eder. Edirne yoksul bir şehir olduğu için değerli bir ürünü yoktur. Bahar mevsimlerinde gül bahçelerinden elde edilen ve kokusu miske benzeyen gülsuyu armağan olarak verilir” demektedir” dedi.

“KAZANLIK’TA HALA GÜL ŞENLİĞİ YAPILIYOR”

17’nci yüzyılın sonunda bir Türk tüccar tarafından Bulgaristan’a götürülüp, Kazanlık’ta kurulan gülsuyu-gülyağı tesislerinin 200 yıl faaliyet gösterdiğini de dile getiren Ay şöyle devam etti:

“Bulgaristan’ın Kazanlık kenti, dünyaca ünlü Gül Vadisi’nde bulunuyor. Kentte 19 Mayıs – 10 Haziran tarihlerinde Uluslararası Gül Festivali kutlanıyor. Edirne’den Kazanlık’a giden gül ve gülcülük, dünyanın sayılı gül sanayi merkezlerinden biri olmuştur. ‘Gül şenliğinden daha büyük şenlik yoktur’ motosu altında her yıl bütün Bulgaristan’da en güzel, renkli ve neşeli festivallerden biri olan Gül Şenliği yapılıyor. Gül Şenliği’nin kaydedilmesine Kazanlık şehrinde yaklaşık 100 yıl önce başlandı. Bütün dünyada ünlü olan Bulgar gül yağı üretiliyor.

“ISPARTA VE BURDUR EDİRNE – KAZANLIK GÜLCÜLÜĞÜNÜN DEVAMIDIR”

Dolayısıyla 1877 – 78 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle Bulgaristan’ı terk eden Türkler yanlarında getirdikleri gül fidanlarıyla iskân edildikleri Bursa, İzmir, Isparta, Burdur’da gül bahçeleri kurup gülcülük yapmaya başlıyorlar. Bu nedenle de halen Isparta’da ve Burdur’da yapılmakta olan gülsuyu-gülyağı üretimi Edirne – Kızanlık gülcülüğünün devamı sayılmakta. Ayrıca Edirneli kadınların İstanbul Kapalıçarşı önünde büyük bakır kazanlar içinde gülsuyu sattığını da belirtmektedir.”

“ŞİİRLERDE ‘EDİRNE GÜLÜ’ OLARAK GEÇER”

Aşka atıfta bulunulmak, bahar, işret ve eğlenceye işaret etmek, şarap, ateş ve aşk gibi şeyleri akla getirmesi nedeni ile edebiyatta da gülün çokça kullandığına yazısında değinen Ay; “Gül ile ilgili çok çeşitli terkipler ve tamlamalar kurulmuştur. Bunlardan bir tanesi de Gül i Sûri’dir. Gül i Sûri’nin diğer adı eski şiirimizde Edirne gülü olarak geçer. Gül yapraklarından yağı çıkarılan Edirne gülü divan şairlerimizin sık sık kullandığı bir motiftir. Gülden yağ çıkarmak işlemi ilk kez Edirne’de ortaya çıkmış, Edirne’den Bulgaristan’a ve Isparta’ya doğru yayılmıştır. Günümüzde Dünya gül yağı üretimin yüzde doksanı Bulgaristan ve Isparta olmasına rağmen gül yağı üretimin kökeni Edirne’ye ve divan şairlerinin Gül-i Sûri olarak adlandırdığı yağı çıkarılan güle dayanır” ifadelerini kullandı.

GÜL FESTİVALİ BAŞLADI

Bu arada Bulgaristan Kazanlık’taki Gül Festivali başladı.

Kazanlık kasabasının ana caddesinde “Güllerde dostluk”  motosu alında ve yüzlerce misafirin ve yerli vatandaşın huzurunda karnaval geçidi yapıldı. Geçidin başını bu yılki Gül Kraliçesi Beloslava Jeleva çekti ve böylece kutlamalar zirveye ulaştı. “2022 Gül Bayramı”nda konuşan Kazanlık Belediye Başkanı Galina Stoyanova, “Gül, bizim ulusal sembolümüzdür” dedi. Resmi konuklar arasında Tarım Bakanı İvan İvanov da vardı. İvanov, bakanlığın gül yetiştiricilerini ve gül toplayıcılarını işlerini sürdürebilmeleri ve geliştirebilmeleri için destekleyecek mekanizmalar aradığını kaydetti.

Reklamlar