Şakir ARSLANTAŞ
Tarih: 09 Nisan 2021

Bulgaristan seçimleri yeni hükümet kurmanın seçim yapmaktan zor olduğuna işaret ediyor. 142 yıllık Bulgaristan tarihinde başa gelmemiş bir şey ortaya çıktı. Hükümeti kurmak bir be lot oyununa dönüştü. Partiler, kartını oynamak için sıra bekliyor. Birinci parti lideri GERB lideri Borisov “pas” dedi. “Yeni Anayasa önerisini Cumhurbaşkanı Radev” sunsun teklifinin ardında, Radev’i sevip saymaları değil, yeni bir oyun olmalı…

Cumhurbaşkanı “işte ben bir anayasa teklifi hazırladım, tartışın ve kabul edin!” dese, hala istifa etmemiş olan GERB kabinesinin ve 46. Meclise giremeyen VMRO-BND ve NDSB faşistlerinin 6 ay daha hükümette kalması ve rüşvetle çalışarak dolap çevirmeye devam etmeleri var.  Tabii bu çok sinsi bir tuzak. Borisov’un milletvekilliğinden vaz geçmesi de aynı planın bir parçası ve “biz yönetmeye devam ederken siz anayasayı tartışın, bu bizi bozmaz” anlamına gelir.

Biz burada, Borisov’un temsil ettiği oligarşi katmanı ile küçük ve orta ölçekli burjuvazi arasındaki çarpışmanın sertleştiğini izliyoruz.

Şehirli orta tabakayı temsil eden “Demokratik Bulgaristan” ise bu didişmede seyirci kalmak ve güç kaybetmemek istiyor.

Kendi hükümetini kurmak istemeyen GERB partisi “kurulacak yeni hükümetlerin her birine oy vereceğiz” derken de Cumhurbaşkanı Radev’in  “seçim hükümeti dışında hükümetlerin her biri kabulümüzdür” diyor. Yeni parlamenter güçler bu tuzağa düşmek istemiyor.

En hafif bir ifadeyle bu seçimde Borisov penaltıdan gol yedi. Top penaltı noktasına 2020 yazından konmuştu. Vuruş güçlüydü ki, iktidarın  400 bin seçmenini ve 20 milletvekilini ve tüm ortaklarını  meclisten çıkardı, ardından Borisov da ceketini aldı ve meclisten çıktı.

Yeni durumda HÖH-DPS – Türk partisinin taktiği de ilginçtir. Bir taraftan Bulgarların kendi arasındaki kavgadan uzak durmak varken, ”aynı zamanda komşu komşunun külüne muhtaçtır, zoru olan gelir, kapımız açıktır” bilgeliğiyle sabır ediyorlar.

***

Kesin seçim sonuçlarını izlerken aklıma bir masal geldi. “Altın Elma” masalı. Bu seçimde hedef elmayı koparmak değil, ejderin başını kesmekti. Ne ki kesilemedi, 3 kardeş ejderi ancak yaraladılar ve ağaçtan düşürebildiler. Şimdi yakınından geçmeye korkuyorlar. Yarası savan ejder kardeşleri birer birer parçalayıp yemek isteyecektir.

Masalda gençlerden biri ejderin hizmetinde çalışmayı kabul eder, ikincisi eve gidip komşularına “ikinci defa canına okuyacağım” masalını anlatır, üçüncüsü ise torbasını sırtlamış gurbeti seçer.

Bulgaristan iktidar kavgasında şöyle bir son da olabilir.

Ne var ki asıl korkunç olan, halkın oyunu alan Slavi Trifonov’un “Var, Böyle bir halk!” partisi ve ekibinin yeni durumdan korkup kenara çekilmesi olacaktır. Bu adım atılırsa, Bulgaristan’daki demokratikleşme umutları yine uzun bir süre için söner.

Bulgaristan tarihinde en uzun politika yapan Sosyalist Partisinin aksakallarından sayılan, kapatılan BKP Merkez Komitesi üyesi ve Bulgaristan Bilimler Akademisi Profesör ve akademisyeni İvan Angelov son durumla ilgili kaleme aldığı değerlendirmede, mutlaka bir hükümet kurulması gereğini şöyle gerekçelendiriyor.

“Slavi Trifonov’un hükümet kurmaya hazır olmadığı ve Cumhurbaşkanı’ndan gelecek teklifi geri çevireceği, çünkü statüko partilerinden hiç biri ile ortak olmayı kabul etmediği kulaktan kulağa dolaşıyor.”

Bu çok kötü çünkü:

“Biz fakir bir ülkeyiz, dünyada en yüksek genel ve çocuk ölümü ülkesiyiz; ömür uzunluğunun en kısa olduğu ülkeyiz; nüfusun yaş yapısı en elverişsiz olan ülke de bizim; tedavisi olmayan hastalıkların en yaygın olduğu ülke de Bulgaristan. Şu an “Covid-19” Avrupa Birliği ülkeleri arasında Macaristan’dan, Balkan ülkeleri arasında da Kuzey Makedonya Cumhuriyetinden sonra bizden alıyor. 1900 yılında Bulgaristan topraklarında 3 500 000 kişi yaşıyordu. 1988’de nüfusumuz 9 milyon oldu. Şimdi ise 6.9 milyonuz ve 3 milyonumuz yurt dışında yaşıyor.  2000 yılının sonuna kadar 3.5 milyon kişi kalacağımız kesin. NÜFUS OLARAK 200 YIL GERİLERE, OSMANLİ DÖNEMİNE DÖNÜYORUZ. Asrın sonunda nüfusumuzun içinde en büyük oran Çingeneler, ikinci yerde Türkler ve en küçük pay da Bulgarlar olacak. Büyük bir devlet olarak anılan Bulgaristan bir coğrafya parçasına dönüşüyor. Şimdiki hükümetler bu büyük kazayı hafifletmek ve durdurmak için bir şeycik yapmıyorlar.

CİNAYETLER, RÜŞVERÇİLİK, YOKSULLUK VE FAKİRLER VE ZENGİNLER ARASINDAKİ FARKLAR BAKIMINDAN BİRİNCİYİZ.”

Seçim, ne derdimize derman, ne de sorunlarımıza çözüm getirdi.

Öte yandan,  çözümü seçim sistemini değiştirmekte ve demokrasi kapısını yasal olarak açmakta gören partilerin isteklerine cevap vermeye çalışanlar yavaş yavaş hareketlenmiş bulunuyor.

Prof. Mihail Konstantinov, Berlin “Hunbold Üniversi” mezunlarından olup 1990’dan beri çalıştığı alanlarda seçim sistemi ve matematiksel seçim modelleri konularını işledi. Seçimi sandıkla değil “makinelerle yapalım” diyen de oydu. 150 milyona mal olan 4 Nisan seçimleri için ithal edilen 12 bin seçim makinasından 400’ü işe yaramadı, “yazılımları yanlış çalıştı” gibi ifadeler kullanarak, Avrupa Birliği ülkeleri makinalı seçimden vazgeçti. Bir tek Brüksel makinaları kullanmaya devam ediyor. “Çözüm bu değil diyerek,” “Fokus” “Bilgi Hizmetleri” Genel Müdürü olarak  yeni öneriler açıkladı.

Bunlardan birisi orantılı (proporsionel) seçim sisteminin çoğulcu “majoriter” seçim sistemiyle değiştirilmesine ilişkindir. Bu istek 2016 yılındaki referandumdan beri Bulgaristan politikasının gündeminde yer alıyor. Artık perde kaldırılıyor ve somutlaştı. Şimdiye kadar kamuoyunda ve yurtdışında birikim yapan bu seçim sistemini yenileme olayı, seçimlerde sonra meclise sunulabilecek somut bir biçim aldı.

Bir defa, Bulgaristan Türkleri BULTÜRK ‘ün yıllardan beri uygulanmasını istediği posta ve internet üzerinden yurtdışından seçime katılma yolunun açılması için 1991 Anayasasında değişiklik yapılması gerektiğini ve bunun da ancak Yüze Halk Meclisi tarafından yapılabileceğini belirtiyor. Çünkü şimdiki anayasaya yurtdışındaki seçmenle ilgili bir madde olmadığından dolayı, maddede yasal değişiklik veya ilave yapılamıyor. Bu olay, şimdiki anayasanın oy vermenin gizliliği maddesine ilişkindir.

Prof. Konstantinov’a göre, “Oy vermenin gizliliğinin sağlanmasında değişiklik yapılması, seçim görevlilerinin denetimi ve gözetiminin kaldırılmasının istenmesi anlamına gelir.”

Prof. Konstantinov’a göre “Bulgar Anayasasında seçim sistemi tanımı olmadığından dolayı bu sistem, iki sistemli yani hem orantılı (propotsional) hem de çoğulcu (majoriter) olabilir.

Demek oluyor ki, 1991 Anayasa’sındaki seçim sisteminin değiştirilmesine engel yoktur. Bulgar seçim sistemi bugünkü yasal durumda da orantılı, karışık (yüzde ellisi orantılı ve % 50’si çoğulcu) ve çoğulcu olabilir.  Bu gibi politik sistemlerde küçük partilere yer yoktur ve hepsi politik arenadan çekilmek zorundadır.  Çoğulcu ve orantılı seçim sistemiyle yani % 50 – % 50’ye seçim sistemiyle yapılan seçimlerde seçmenle seçilen milletvekili arasında dolaysız (parti aracılığı olmadan) temas ve işbirliği sağlanır.

Milletvekili sayısının 240’tan 120’ye indirilmesi  için de anayasa değişikliği gereklidir.

Ayrıca çifte vatandaş seçmenlerin milletvekili adayı gösterilmesi de Anayasa değişikliği gerektiren bir yeniliktir.

***

Bulgaristan 4 Nisandan sonra durgunluk ve suskunluk moduna girdi.

Bulgaristan parlamenter tarihinde yer alan olağan veya erken  genel seçimlerden sonra hükümet kurma yolunun tıkandığı, devlet kurumlarının işi bıraktığı, iktidar partisi ve başbakan ile cumhurbaşkanı arasındaki irtibatın koptuğu ilk kez yaşanıyor. Yine bir başka ilk olan da, seçim ardından seçim yapılması olacak ki, Bulgaristan’da Temmuz 2021’de seçim görünüyor.

Okuyanlara teşekkür ederim.

Paylaşınız.

Reklamlar