Böyle bir devlet olamaz
BGSAM – Tarih 31 Temmuz 2019
Editörün Köşesi

İşitme özürlü bir genç kız, eğlence programı sunucusu ve “KuKu Bend” orkestrasının şefi Slavi Trifonov’a bir mektup göndermiş, işitme özürlüğü olduğundan ve keyifle kahve içmekten zevk aldığından sandalyeyi uzunca meşgul etmesinden dolayı gece kulübü hasılatını olumsuz etkilediği için içeri alınmadığından yakınırken, bir de şu ricada bulunmuştu:

 “İşitemiyorum ama sen söylerken müziği hissediyorum ve çok etkileniyorum. Konserinize bilet almama yardımcı olabilir misiniz?”

17’sinde esmer güzeli Romen kız sahnede belirdiğinde, “KuKu Bend” enstrümantal ekibi sanatçılarının gözleri fal taşına döndü, izin olsa ellerimdeki müzik aletlerini bir kenara bırakıp yolunu havayı koklayarak bulan güzeller güzelini elinden tutup eşlik edeceklerdi.

Sunucu Slavi de, “Hoş Geldin”den sonra, hemen “Ne dinlemek istersin?” dedi.

Dudaklarında hafif dolgunluk olan konuk kız, lüle lüle dökülmüş saçlarını eliyle hafiften toplayarak yanağını açtı, kulağına yakışmış pırlanta küpesi parladı. “Güneşsiz Dünyada Sen ve Ben” dedi.

Slavi mikrofon istedi ve bir orkestra şefi edasıyla sopasız sağ elini hafiften kaldırarak işaretini verdi. Sökülen nameli sözler sanki kalbinin şimdiye kadar insan eli değmemiş tellerinin yeni akordundan geliyordu:

Ellerin kar, gözlerin buz,

                     Eridim ben, eridim aşktan.

Bir daha duramam önünde

                     Sen aradığım dünyanın ta kendisi 

Tanımadan sevdim seni, ağladım, öldüm, yanıyordum

                    Özlediğim gibi sevmekten hiç vazgeçemedim

                                                             Ama asıl şimdi yandım sana “

Siyah gül usulca yerinden kalktı. Rüzgarsız bir sabahın alaca karanlığında dünyanın en nazik ellerinin boynuna dolanmış ipeği açar gibi, açtı siyahlar içindeki beyazlığı ve tüm şarkın şimdiye kadar görmediği bir kıvraklıkla doladı kendini binlerce seyircinin sevgiyle bakan gözlerine ve kıvrım kıvrım dolanıyordu kendinin görmediği güzelliklere…

Slavi,  yine kaldırdı elini, klarnetçi Mirko’ya parti turdan çık, davulcu Donço’ya ise kasnağa vur nameler yağmur gibi dökülsün, der gibi baktı ve beklentiler değişti.

Slavi, kalbinin tellerinin ayarını aradı ve çok yanık bir edayla devam etti:

Gecelerden bir gece, günü beklemiyoruz

                                            Ben de sen de Güneşsiz

Püssülerini ve rüyalarımı nasıl unutayım söyle

                                            Ben de sen de Güneşsiz.

Tanımadan sevdim seni, ağladım, öldüm, yanıyordum

                    Özlediğim gibi sevmekten hiç vazgeçemedim

                                                             Ama asıl şimdi yandım sana

Gecelerden bir gece, günü beklemiyoruz

                                               Ben de sen de Güneşsiz “

Kız Slavi’yi görebildi mi bilemem, ama ayrılırken yanaklarını eliyle koymuş gibi buldu dudaklarıyla ve öptü. Klarnetçi ve davulcu dayanamamış gelmişlerdi. Sanki insanın aradığını bulduğundan ötesini göremez diye düşünmüşler, kömür gözlü güzelin iki elinden tutarak yürüyen basamaklara kadar geçirdiler….

***

Bugün Bulgaristan Slavı Trifonov’un bu programını konuşmuyor, fakat herkes meydanlarda “Böyle bir devlet olamaz” şarkısını sesinin çıktığı kadar yüksek sesle bağırarak söylemek istiyor. Bu bir boşanmak, kurtuluş, olumsuzlamak, işe yaramayandan sıyrılmak isteği olarak Bulgaristan’da kamuoyu ruhunu sarmış bulunuyor.

Ukrayna, Gürcistan ve başka yerlerde “turuncu” devrimler oldu da Bulgaristan’da denenmedi mi? Evet, denendi. Lider gibi yanmak için kıvılcım bulamayanlar hep medyalardan indi sokaklara…  Volen Siderov, “Demokrasya” (Demokrasi) gazetesi sayfalarından çok ateş açtı komünistlere ve sonunda solun en ucunda kümelendi. Valeri Simyonov “Skat” TV programından geldi. Dönüşülecekse değişiklikler milli olacak dedi. “Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Milli Cephe” adından faşist parti kurdu ve artık yağmurdan sonra güneşe dayanamayan salyangozlar gibi kabuğuna çekiliyor. Dozsuz eleştiri yapan TV-siyaset gazetecisi Nikolay Barekov da parti kurdu, sonra partisini kurda kuşa bırakıp Avrupa parlamentosuna milletvekili gitti ve unutuldu. Bu olayların hepsi 2000 yılından sonra gelişti. 2002’de Bulgaristan fikir özgürlüğü cetvelinde 38. Yerdeydi, yukarıda isimlerin geren sözlü gerek kalemli popülistlerin gayretleriyle bu sıralamanın 2006’da 35. Yerine inebildik ve 2019’da artık 111. Sıradayız.

Bu bakıma yeni atılımın eşiğinde olan Slavı Trinov’un yeni politik projesinde, biz Bulgar demokrasisinin yamalı yerlerinin gerçekten onarılacağına, ön plana insanlık yanı dediğimiz ilkesel duruşun çekileceğine, kusurların aşılacağına ve aşırı milliyetçiliğin hele ırkçılığın uslanacağına inanmak istiyoruz.

Slavi Trifonov bir “milliyetçi” değil mi sorusunu en sert vurgularla sorabilirsiniz. Evet, o da bir milliyetçi, o da lisede “Komsomol” sekreteriymiş, iyi örgütleyici olduğu için Bulgaristan Komünist Partisi’ne (BKP) üye alınmış, ama sanki Bulgaristan kazanının ortasında kaynarken, biraz farklı duygularla dolmuş.  O insanların doğal yetenekli, kabiliyetli, marifetli ve dürüst olanlarına etnik kimliğine bakılmaksızın kayıtsız şartsız her zaman el uzatmaya açık bir kişi.

25 yıllık geçmişi olan “KuKu Ben” şimdiye kadar 245 şarkı yarattı. 100’den fazla meydan ve stadyum konseri veren bu bendin 2001 yılında Sofya’nın “Kartal Köprü” meydanında verdiği gece konseri toplumda çok derin izler bıraktı. Bu konserde ilk defa söylenen “O gün gelecek”  şarkısında Bulgarların “Bulgar, Romey, (Roma ve Bizans)Osmanlı ve Rus boyunduruğuna düştüğü ama kurtuluş ve diriliş gününün yakın olduğu” en derim bir inanç ve hedefteki umut olarak halka duyuruldu. Bulgar halkının tarihinde Bulgar Çarları ve Rus Çarları esaretinde ezildiği Sofya’nın en büyük meydanında halka ilk defa söylenmiştir. Uzak tarihsel geçmiş için hiç kimsenin suçlanmaması gerektiğine çağrı yaptı. Slavi, bu dirilişin ancak Bulgaristan’da yaşayan tüm vatandaşların ortak kükremesi sonucu olabileceği inancını hiç gizlememiştir. Bu inancı Birleşik Amerika ve İngiltere konserlerinde de dile getirdi.

Onun “Böyle bir devlet olamaz” projesi dünden değildir. İlan edildiği ilk gün yapılan ankette % 39 destek buldu.  Ne sağ ne sol, tam ortada ve bağımsız, sistem partilerinin dışında olacağız açıklamasından sonra, tepkiler yükselmeye başladı. 2009’dan beri hükümet olan ama politik program açıklamayan GERB’e 2016’daki halk oylamasından sonra Slavi Trifonov tarafından gelen eleştiri alaycıydı. 16 Kasım 2016’da yapılan, 3,5 milyon katılımcıdan 2.5 milyonu, S.Trifonov’un çoğulcu seçim usulünün yerine “majoriter” (en fazla oy alan kazansın) sistemine geçilmesi, devletin partilere her oy için verdiği mali yardımın 11 levadan 1 levaya indirilmesi ve genel ve yerel seçimlere katılımın zorunlu olması istekleri 2 yıl askıda tutulsa, rafa kaldırılsa ve önemsenmese de, 2019’da Bulgar meclisinde “Slavi’nin değil”, iktidar ve diğer fikir ve teklif hırsızı partilerin yasa değişikliği önerileri olarak her gün tartışılmaya devam ediyor. Her zaman Ahmet Doğan’ın  kendi tarafından hazırlanan listeye oy verilmesini isteyen Hak ve Özgürlükler Partisi “majoriter” seçim sistemine geçilmesine oy vermiyor. Geniş anlamda seçim sistemini, ülkedeki siyasal sistemin, bu arada özgürlükler rejiminin bir parçası olarak gören Slavi  siyasi sistem değişikliği istiyor ve bunun başında milletvekili sayısının 240’tan 120’ye indirilmesini isterken, mecliste ancak öğrenimli ve uzman kişilerin yeri olduğuna defalarca vurgu yaparken, insan haklarına ve inanç özgürlüğüne, vatandaş haklarının eşitliğine dikkati çekmesi destek bulmuştur.

Düne kadar devletten yardım alan, devlet himayesinde olan, DPS gibi Bulgaristan siyasi partilerinin, şirketler zinciri tarafından kuşatılmış olduğunu

O  HÖH Başkanı Ahmet Doğan’ın ağzından halka duyurdu ve kınadı. DPS partisi gibi halktan kopmuş, seçmenin iradesini yansıtmayan ve kişisel diktatörlük yöntemleriyle yönetilen partilerden kopan kitlenin “Böyle bir devlet olamaz” siyasi platformuna kayması bekleniyor.

27 Kasımda yapılacak olan yerel seçimlerde “Böyle bir devlet olamaz” partisinin Sofya Büyük Şehir Belediye Başkanı bağımsız adayı kamu denetçisi (ombudsman) Bayan Maya Manolova’nın adaylığını desteklemeye hazırlandığını artık açıklamış bulunuyor. Bu atılım etrafında pek çok küçük ölçekli siyasi kuruluşun yer almaya hazırlandığı artık konuşuluyor.

Bulgaristan Türklerinin Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK, 15 Ağustosta “Böyle bir devlet olamaz” yönetimine özel bir mektup göndererek,  dış ülkelerde bulunan ve pasif seçim hakkı kullanan toplam 2.5 milyondan fazla yurttaşımızın seçilme hakkı (aktif seçim hakkı) kullanmaları, oylarını pasta ile göndermeleri, yerel seçime katılmak için 6 ay yurtta kalma mecburiyetinin hemen kaldırılması, devlet ve belediye okullarında anadil, etnik tarih, ahlak, din  ve çok etnikli kültür derslerinin zorunlu ders olarak okutulması davasında işbirliği teklif edecektir.

Böyle bir devlet olamaz” partisinin programsal istekleri arasında valilerin, polis amirleri ve başsavcı ile yargıların da direk oylamayla seçilmesi teklifi de tam destek buluyor. Şu an Bulgaristan’da devam eden Başsavcı seçimine karşı kükreyen halk hareketi buna kanıttır.

Böyle bir devlet olamaz” muhtar, belediye başkanı ve belediye meclis üyelerini açıklaması DPS partisinden kopmaya devam eden, DOST ve HŞHP’ NE oy vermek istemeyen geniş Müslüman kitleyi yükseltilecek genç bağımsız adaylarımız etrafında buluşturabilir.

Yeni partinin kuruluş fikrinde, tüm politik güçlerden aynı mesafede kalma ve vatandaşlar arasında tam eşitlik, etnik hakların tanınması ve adaletin üstünlüğü temelinde, aynı mesafede olma fikri de çekicidir.

Politik yorumcular 1990 – 2009 yılları arasında DPS – Türk partisinin elindeki en güçlü koz olan – arabulucu ve dengeleyici – rolün, artık s.o. “Yurtsever Cephe” faşistlerinin elinden kaydığına göre, “Böyle bir devlet olamaz” partisinin tekeline geçeceğini savunanlar da artıyor.

Eylül ayından başlayarak adına  – SEDEM OSMİ – (yedi taksim zamanlı ölçü birimli müzik programı” uyarında  – YEDİLİ SEKİZ – TV programı başlatacağını, “KuKu Bend” orkestrasının Evgeni Dimitrov şefliğinde aktifliğine devam edeceğini de önceden açıkladı. 25 yıldan beri sahnede olan bu orkestrada yer alan enstrümantal sanatçılardan her bir Sofya Müzik Akademisinde öğretim üyesi, aktif sanatçı ve aktif bir eğitmendir.

Son 20 yılda “KuKu Bend” orkestrasının ve şahsen Slavi trifonov’un lakabi “Çalga” (çalgı) olarak popülerdir ve genellikle aşırı milliyetçi, komünist ve ırkçı kesim tarafından kullanılır. Bulgaristan’da bu müzik 1970-li yıllarda komünizme karşı protesto müziği olarak özünde taşıdığı Sırp, Türk, Makedon ve hatta Hint makam vurgularıyla getto-mahallerinde mayalanmış ve bugün de devam eden tüm yasaklara rağmen düğünlerde, kulüplerde, meyhane ve sahnelerde yaşıyor. Bu kenar mahaller, yoksul kesin, özellikle 15 yaştan başlayarak duygusal hayata açılan genç kesim için onu uyandırıp diriltici işlevde başarılı bir müzik türüdür. Son 30 yılda Bulgaristan’da sahne hayatına ton veren ses sanatçılarına ilham veren bir müzik türüdür. Bir örnek vermek gerekirse, çevreciler tarafından  “milli marş” heyecanıyla söylenen “Taşlar Düşüyor” (Kamanite padat” şarkısı sosyalizm yıllarında  Sofya’da kurulan “Kremikovtsi” Demir Çelik Tesisi ile Plovdiv  (Filibe) Renkli Metaller Fabrikası bacalarından çıkan zehirli duman bulutlarından geçerken kuşların gökten taş gibi düştüğüne halk tepkisini dile getirmiştir. İktidarın ve azgın milliyetçilerin tavrına rağmen geniş kitle Sofi Marinova (Romen kızı) ve dünyaca ünlü Aziz’e “Çalgacı Anıdı” dikmeye hazırlanıyor.

Olaya tam bu açıdan baktığımızda müziği bütün renkleriyle halkın gönlünden kaynayarak geldiğine inanan “KuKu Bend” ve Slavi Trifonov her milli ve uluslar arası müzik festivaline genç yetenekleri hazırlama çalışmalarına asla ara vermemiş, “Böyle bir devlet olamaz” projesini değiştirecek güçlerin halkın en kabiliyetli evlatlarının değiştireceğini ve moder bir memleket ve devlet kurabileceğine inandığını yüzlerce defa belirtmiştir.

Bulgaristan’ın “Genç Yetenekleri” yarışmasına ile ilgili görsel sonucu

O, Şumnulu Hasan ve İbrahim kardeşlerin müzik yeteneğini görünce, onları 2014 yılı Çocuk Evrovizyon Yarışmasına hazırladı ve Bulgaristan’a 2. Ödül kazandı. İlgisini kesmedi Bulgaristan’ın “Genç Yetenekleri” yarışmasına birçok Türk yeteneği onurlandırarak hazırladı. Bulgar TV ekranını Türk dizileri işgal ederken beliren milliyetçilerin tepkilerine rağmen, Sofya’ya gelen Türk Bayan sanatçılardan Tabu, Bergüzar, Serenay, Hazal, Beren, Meryem ile Sinemi canlı yayında ağırlarken, Tarkan’ı sahneye davet etti, Türk yazarlardan bazıları ile de canlı yayında sohbet etti.

Avrupa Şampiyonu Taybe Hüseyin ile ilgili görsel sonucu

Bulgaristan Türkleri arasından olup 2018 –  Yılın Sporcusu ilan edilen, serbest güreş bayanlar Avrupa Şampiyonu Taybe Hüseyin  ile 2017’de FİDE dünya gençler kızlar satranç şampiyonu ve 2019 Dünya Satranç Bayanlar Şampiyonu Nurgül Salimova ‘yı ayrı ayrı kabul etti ve büyük bir ilgi ve saygıyla gurur ifade ederek kendilerini kutladı ve yeni başarılar diledi. Dostane sohbetleri halkımızın ezik ruhuna gurur verdi. Slavi Trifonov birçoğu azınlıklardan olmak üzere birçok öğrencinin yurt içinde ve dış ülkelerde okumasına sponsor olmuş, el uzatmıştır.

Nurgül Salimova ile ilgili görsel sonucu2019 Dünya Satranç Bayanlar Şampiyonu Nurgül Salimova

Bu sıralama uzundur.

Slavi Trifonov “Böyle bir devlet olamaz” projesine güç kaynağı olarak görüyor başarılı  yetenekli gençlerimizi. Yoksulluk bataklığından çıkmaya çalışanlara el uzatanların yetenekli gençlerimiz olacağına, halkın nabzını tutan sivil toplum örgütlerine güvenle bakıyor, milliyetçiliğin zehrinin kendisini ve arkadaşlarına ruhsal koma yaşatmadığını her gün gösterirken, ilham kaynağı olmayı başardı. Kişisel özgürlükle kanatlanarak halkın özgürlük atılımına öncülük etmeye hazırlanıyor.

O, kuracağı TV ile gasp edilen özgürlüklerimizin iade edilmesi ve kişisel ve ortak görüşlere kürsü açmak istiyor.

Böyle bir devlet olamaz” – 20 asırda ve son 30 yılda devamlı tekrar ettiğimiz bir slogandır. Halkını kapı dışı eden, isim değiştiren, dil yasaklayan, hastane kapatan, köyleri boş kalan, insanları gurbetçi, umudu sönmüş bir halkın öteki adıdır bu. Yukarıda sıralanan istek ve önerilerin gerçekleşmesi için Slavi Trifonov programına 2016’da oy veren 2.5 milyon vatandaşın arasında, biz de vardık. Davaya devam.Okuyanlar paylaşınız lütfen.Gerçekleri bilmek herkesin hakkıdır.

Teşekkür ederim.

Gazeteyi okumak için: https://sites.google.com/bulturk.org.tr/e-bulturk/2020

Reklamlar