Türkler “Yılbaşı” olarak kabul ettikleri, Nevruz, Hıdırellez gibi “Mevsim Döngüsü” bayramlarında, ağaçları süsler.
Hayat Ağaçları tüm Evren’i simgeler.

Ulu ağaçlar, Türklerin mitolojileri ve bu mitolojilere bağlı olarak uygulanan ritüeller içinde önemli bir yer tutar. Söz konusu olan, ağaca tapınma değildir, ağaçlar kutsalın bir tezahürüdür. Orta Asya’da özellikle yaz kış yeşil kalan ağaçlar “Hayat Ağacı” ile özdeşleştirilir ve kutsanarak Dünya Ağacı olur, bu ağaca tırmanan Şaman, gerçekte, Tanrıya ulaşır.

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, ağaç, açık hava ve doğa

Bu yolculuk bazen şamanın ağaca ritüel olarak tırmanması veya ağacın etrafında yedi – dokuz kez dönmesi şeklinde olur. Ya da bu ağaca renkli kurdelalar bağlanır. Bu renklerin her biri bir gök katını ifade eder. (Venüs beyaz, Mars kırmızı vs.). Dilekler bu şekilde iletilir.

 

Ağaç üç kozmik bölgeyi (Tanrısal bölge, Yeryüzü ve Yeraltı) birbirine bağlar. Tanrı ve insanlar arasında iletişimi sağlar. Türk mitolojisinde çam ağacının en tepesinde “Kutup Yıldızı” olduğu varsayılır. Kutup Yıldızı Tanrının kapısıdır. Şamanlar ancak Kutup Yıldızına kadar yolculuk yapabilir. Bu yolculuklarını ise göksel binekleri olan “GEYİKLER” ile gerçekleştirirler.

Otomatik alternatif metin yok.

Kutsallığı olan özel günlerde ağaçların süslenmesi ve dileklerin dilenmesi gibi ritüeller, eski Türk Kozmoloji düşüncesi ile alakalıdır. Bizler hala Hıdrellez Nevruz vb. gibi bizim için “Yeni Yıl” olan, yani mevsim döngüleri ile bağlantılı günlerde ağaçları “SÜSLERİZ”. Tüm EVREN Tanrının makamı olan Kutup Yıldızı etrafında döner. Bir anlamda onu TAVAF eder. Kanımca bu düşünce, Türk Tasavvuf felsefesindeki Kutup-Gavs kavramı ile de bağlantılıdır.

İslami düşüncede Ağaçların süslenmesi, Kandillerin ya da Işıkların Yakılması vb. ritüeller yoktur. Ama bunlar Türklere ait çok önemli KÜLTÜR KODLARIDIR ve Kolektif Bilinçaltında devam eder.

 

Nuray Bilgili

 

 

 

 

 

Reklamlar